Saadete engel günahlar

Abone Ol

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Günah işlemek, bir özgürlük meselesi midir, yoksa özgürlük ve saadeti tehdit eden suçlar mıdır? Bu sorunun cevabı konusunda bizim referansımız İslam’dır. Fert ve toplumlar için hak olan şey, İslam’ın maruf dediği şeylere yönelmek, münker dediği şeylerden kaçınmaktır. Bununun için marufu emretmek, münkerden sakındırmak, temel bir Müslümanlık görevidir. Temel gerçek şudur ki; Allah Teâlâ, insanı isyan etsin, inkârcı kâfir, ifsatçı münafık, ortak koşan müşrik olsun için değil; emir ve yasaklarına itaat etsin, kulluk görevlerini eda eden bir Müslüman olsun ve böylece dünya hayatını tamamlasın diye yaratmıştır. Bakara 21: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, o zaman muttaki olur, bu kulluk ile de cennet yolunu bulmuş olursunuz.” Allah Teâlâ bizi, Kur’an’la ikaz etmiştir, Peygamberimiz, bizleri ikaz etmiş ve uyarmıştır. Eğer bizler, bu ikazlara itibar etmeyip İslamsız bir hayata rıza gösterirsek o takdirde, ilahi gazaba müstahak bir toplum oluruz ve biz, Allah’ın gazabından bizi kurtaracak bir destekçi de bulamayız. Dünya ve ahiret saadetimize zarar veren, bizi ilahi gazaba muhatap kılacak büyük günahlar vardır. Bunlar; şirk, Allah ve Resulüne yalan isnat etmek, adam öldürmek, zina etmek, sihir yapmak, yetim malı yemek, ana babaya asi olmak, haram yemek, faiz yemek, hırsızlık, içki içmek, kumar oynamak, zekât vermemek gibi günahlarıdır. Toplum bu günahları işlemekten menedilmiştir.

Nisa 31: “Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” Günah işlemek bir özgürlük meselesi değil, hürriyetleri tehdit eden kabahatlerdir. Sayılan büyük günahların tamamı, ne yazık ki alenen ülkemizde işlenmektedir. Bu günahlar, fert ve toplum tarafından işlendiği gibi, ülkeyi idare eden siyesi irade eliyle de işlenmektedir.

ŞİRK

Şirk; Allah’a eş koşmaktır. Tevhide bağlanmamak, İslam’dan razı olmamaktır. Başka yolları İslam’ın yerine koymak ve bağlanmaktır. Ülkemizde hâkim olan zihniyet, Batıcılık zihniyetidir. Batı ise tek bir ilah inanışından farklı olarak üçlü bir ilah inanışına sahiptir.

ZİNA

Zina; bir kadınla nikâhsız veya haksız olarak cinsel temasta bulunmaktır. İslâm, zinayı haram kılmış ve çok çirkin bir fiil olarak ilan etmiştir. İsra 32: “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur…” Ne yazık ki ülkemizde mevcut siyasi irade tarafından sırf Avrupalılar böyle istiyor diye zina, suç olmaktan çıkarılmıştır.

SİHİR

Sihir; insanı İslam’dan uzaklaştırmaya yönelik olarak kullanılan büyüleme ve başkalaştırma ilmi ve işidir. Bugün Müslüman nesiller, bu yöntem kullanılarak İslam’dan uzaklaştırılmaktadır. Okul kitaplarımız, sihirli büyülü hikâyelerle doludur. Televizyonlar sihirli anne ve baba dizileriyle nesilleri cadılaştırmaktadır.

İÇKİ

Aklın sıhhatli düşünme ve muhakeme yeteneğini gideren, sarhoşluk denilen hale sebep olan içeceklerdir. Maide 90: "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taştan putlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” İnsana sarhoşluk veren her türlü içecek haramdır ve büyük günahlardandır. Ülkemizde alkol tüketimi, daha fazla vergi toplamak için teşvik ediliyor.

KUMAR

Nasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan ihtimalli bir şeye bağlı kalarak mal vermek veya almaktır. Adı ne olursa olsun bu özelliği taşıyan para veya mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis kumardır. Maide 91: “Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” Yapılan araştırmalara göre kumar oynatmada Türkiye, dünya üçüncüsü konumundadır. Devletin de kumar oynatan Milli Piyango, Sayısal Loto, İddaa, Şans Topu, 10 Numara, Kazı Kazan, Altılı Ganyan, Süper Loto gibi kurumları vardır.

FAİZ

Faiz; taşan, taşkın, dolu, ödünç verilen para için alınan fazlalık gibi anlamlara gelir. Faiz, bir zulüm aracıdır ve toplumu fakirleştiren, zengini daha zengin yapan bir illet olarak toplumu ifsat eder. Bakara 275: “Faiz yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka bir tarzda kalkmazlar. Bu hâl onların, ‘Alım satım tıpkı faiz gibidir’ demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alım ile satımı helal, faizi haram kılmıştır…” Allah faizi yasaklar. Faizi yürüten bir toplum, Allah ve Resulü ile savaş halinde olan bir toplumdur. Ülkemizde faize dayalı bir düzen yürütülmektedir. “Faiz dünya gerçeğidir” diyen siyasi irade, bu faizci düzeni rahatlıkla ve isteyerek yürütmektedir.

ZULÜM VERGİLERİ

İslam’da devlet, vergiyi hükmen veya hakikaten artan mallardan alır. Allah; “Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin…” diyor. Bugünkü vergi anlayışı kökten yanlıştır. Gelirden, alım ve satımdan, tüketimden, miras intikallerinden ve benzeri işlemlerden vergi alınması zulümdür.

BİR HADİS

Peygamberimiz buyuruyor: "Ey muhacirler topluluğu! Beş şey var ki onlara müptela olmanızdan Allah'a sığınıyorum: Bir kavimde fuhuş ortaya çıkarsa, mutlaka onlar arasında geçmişlerinde görülmemiş salgınlar ve krizler olur. Eksik ölçüp tarttıklarında, mutlaka kurak senelere, kıtlığa ve iktidarın zulmüne maruz kalırlar. Mallarının zekâtını vermediklerinde mutlaka yağmurdan yoksun kalırlar. Hayvanlar olmasa onlara hiç yağmur yağmaz. Allah ve Resulünün ahdini bozduklarında Allah, mutlaka onlara yabancıları olan düşmanlarını musallat kılar. Düşmanları, ellerindekini alırlar. Yöneticileri Allah'ın kitabıyla hükmetmeyip de Allah'ın indirdikleriyle alay ettiklerinde Allah, mutlaka aralarında iç savaş meydana getirir." (İbn Mace) Milletimiz bu kötü gidişten ancak Milli Görüş ile kurtulabilir. Selam hidayete tabi olanlara…