Rüzgar eken, fırtına biçer/ Yolunu görmeyen yardan düşer

Abone Ol

Suriye deki karmaşa gün geçtikçe daha da ürkütücü ve kafa

karıştırıcı hal alıyor Ortalık öylesine toz duman ki, kim, kimin ardında,

yanında veya karşısında, bilinmez hale geldi. Terör ve tedhiş gün geçtikçe

tırmanıyor, savaşan tarafların vahşeti artıyor Böyle bir durumda nasıl tahlil

yapılır ve ne gibi bir sonuca varılır İşte önemli olan bu nokta. Doğru

saptamaları yapıp, sağlıklı sonuçlara varmak.

Suriye gelişmelerine karşı dış güçlerin stratejileri

ABD yetkilileri, Suriye muhaliflerine yardıma devam

edileceğini açıkça dile getirmekteler,

ABD Dışişleri Bakanı Kerry, muhalif gruplarla, Suriye

topraklarında buluşup, konuşmakta, (hayli cüretkar bir davranış)

Cenevre-2 toplantısı hazırlıkarı son hız devam ediyor,

(barışcıl diplomatik yol)

İngiltere ve Fransa Suriye ye karşı koydukları silah ambargosunu

kaldırıyorlar. Yani serbest silah pazarı açılıyor, (Avrupa Birliği nin temkinli

ve barışçı politikaları arka plana itilmiş durumda, büyük devletler AB

kararlarını dinlemiyor bile)

Rusya, Laskiye yakınındaki üssünde harekete hazır

pozisyona girmiş, Esad a destek ve taktik veriyor, (tehlikeli gerginlik)

Rusya, son günlerde Suriyede bulunan 120 Rus

vatandaşını geri çekmiş durumda (savaşa hazırlığı görüntüsü var)

Rusya, Suriye nin güneyini korumak üzere S-300

füzelerini Suriye ye göndereceğini ifade etti.

Suriye deki gelişmeler

Mücadele eden her iki taraf da pes etmiyor ve

çarpışmalar gittikçe şiddetleniyor

İki tarafta da vahşet ve şiddet artıyor. Şiddet

dışarıya komşulara da taşıyor.

Esad tarafında olan Sünni ler de var, Esad a sadık olan

halk da mevcut.  Durum hiç de net ve açık

değil.

Muhaliflerin durumu hâlâ belirsiz. İçlerinde Müslüman

kardeşler yok, Sünniler ise az (Muhaliflere yardım yapan ABD açıkça onlara

karşı tavır koyduğu için) ama onun da arkasında İsrail in istekleri var.

Suriye Kürtleri de Irak Kürtleri ile işbirliğine

girmiş. Esad ya bilerek buna göz yumuyor, ya da çaresiz.

Bu arada ABD, Türkiye den çıkması beklenen PKK

mensuplarını Esad a karşı kullanmaya çalışıyor.

Aslında bu bölgede oynanan en büyük oyun, herkesin

birbirini kullanmaya çalışmasıdır.

Türkiye kimse tarafından kullanılmamalıdır. Bunun değil

hakikisi, görüntüsü bile Türk milli çıkarları ile bağdaşmaz bir durum ortaya

koyabilir.

PKK nın Suriye de kullanılması, birçok yönden Türkiye

aleyhine kullanılacak bir olaydır. Mutlaka buna engel olunmalıdır.

Bu arada da İsrail, Suriye nin güneyini bombalamaktan

geri kalmıyor ama oraya S-300 füzeleri yerleşme ihtimalini duyunca da yüksek

sesle tehditler (!) savuruyor ve gereken yapılır, falan bağırıyor (tabii,

ABD ye güvenerek ama ABD nin hiç de böyle bir şeye destek vermeye niyeti yok)

olayları doğru okumak gerek.

Çeşitli gruplar da, Türkiye yi bu karmaşık batağa

çekmek üzere var güçleri ile çalışıyorlar: kışkırtıyor, kızdırıyor, Pazar

kızıştırıyorlar, tahrik ediyorlar ve Türklerin öfke ile bir karar alıp,

harekete geçmesini bekliyorlar.  Aman

dikkat.! 

Kesin olan şu ki

  ABD nin bizzat

Suriye ye girmeye niyeti yok. Üstelik bu konuda Ruslarla kapışmaya da niyeti

yok,

Rusların Suriye den çıkmaya veya Akdeniz kıyılarındaki

üsten vazgeçmeye niyetleri yok ama ABD ile de kapışmaya niyetleri yok.

Ingiliz ve Fransızların silah satıp, para kazanıp,

ekonomilerine katkı vermekten vaz geçmeye niyetleri yok. O halde, 

Türkiye de hızla geleneksel ve itidalli tutum ve

diplomasisine dönmelidir

Türkiye sanki birçok şeyi görmezmiş gibi davranıp,

aslında herşeyi, her gelişmeyi en ince detayına kadar inceleyip, takip

etmelidir.

Kum fırtınası ortalığı karıştırıp, muğlaklaştırmaktadır.

Dikkat ve teyakkuz gerekmektedir. Ortadoğu çok daha büyük olaylara gebedir.

Bunların hazırlıklar yapılıyor. Asıl onun izlenmesi gerekmektedir.