Rusya Ukrayna Savaşı ve çanlar kimin için çalıyor?

Abone Ol

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bitirecek yeni planını açıkladı. 28 maddenin yer aldığı taslakta baskının özellikle Ukrayna üzerinde olması dikkatlerden kaçmıyor.

Washington’un sunduğu 28 maddelik taslak, barış vaadiyle geliyor ama aynı zamanda Ukrayna’nın egemenliğinde kökten değişiklikler talep ediyor. Taslak Kiev için ‘barış’ mı, ‘teslimiyet’ mi sorusunu gündeme taşıyor. Maddelerin arka planını okuduğumuzda birkaç önemli husus dikkat çekiyor:

1. Temel teklif: Çatışmayı dondurmak, sahayı yeniden belirlemek.

Plan; Kırım, Luhansk ve Donetsk’in fiilen Rus kontrolü altında bölgeler olarak tanınması ve Herson–Zaporijya hattının “donmuş temas alanı” olarak kabul edilmesini öneriyor; bu aslında savaşın sahada sağladığı statükoyu fiili durum olarak kabul edilmesini sağlama girişimidir.

2. Güvenlik karşılığı egemenlikten feragat: NATO kapısı artık Ukrayna için kapatılıyor. Taslak, Ukrayna’nın anayasasında NATO’ya katılmama garantisini ve NATO’nun da Ukrayna’yı birliğe almama taahhüdünü getiriyor; güvenlik garantileri sunulsa da bunlar koşullara bağlı ve sınırlı.

3. Askeri sınırlamalar ve iç denetim: Ordunun küçültülmesi ve denetimler.

Ukrayna savunma kapasitesi sınırlandırılıyor (personel ve konuşlandırma kısıtları). Bu durum Ukrayna’nın caydırıcılık gücünü neredeyse ortadan kaldırmış oluyor.

4. Ekonomi boyutu: Yaptırımların çözülmesi ve Rusya’nın dönüşü karşılığında büyük finansman paketleri sağlanacağı ifade ediliyor.

Dondurulmuş Rus varlıklarının bir bölümünün Ukrayna’nın yeniden inşasına aktarılması ve yaptırımların kademeli kaldırılması öneriliyor; ekonomik teşvikler barış için pazarlık kozu haline geliyor.

5. Hukuki güvence mi, siyasi kontrol mü?

Plan hukuken bağlayıcı olma iddiasında; fakat uygulama, bir Barış Konseyi ve ABD-Rus ortak mekanizmalarına bağlı. Pratikte güvencenin muhatabı siyasî iradeler olacak.

6. Siyasi maliyet: İç meşruiyet ve ulusal hafıza.

Kiev'in taslağı kabulü durumunda iç siyasette büyük parçalanma, muhalefet ve “onurlu barış” beklentilerinin zedelenmesi kaçınılmaz; er ya da geç bu bedel seçmen hafızasında sorgulanacaktır.

Ukrayna ne diyor?

Trump planı dünya kamuoyunda bomba etkisi bıraktıktan sonra Devlet Başkanı Zelenski yeni bir açıklama yaptı:

“Ukrayna üzerindeki baskı, en zorlu olanlardan biri. Ukrayna şimdi çok ağır bir seçimle karşı karşıya kalabilir: Ya onurundan vazgeçme ya da kilit bir ortağını kaybetme riski. Ya ‘28 maddelik plan’ ya da son derece sert bir kış; en zor ve en riskli seçenek. Özgürlük olmadan, onursuz, adaletsiz bir yaşam ve bize iki kez saldırmış olanlara güvenmemiz istenecek. Bizden bir yanıt bekleyecekler. O zaman (24 Şubat’ta) Ukrayna’yı satmadık, şimdi de satmayacağız. Halkın benimle olduğunu biliyorum. Önümüzdeki hafta zor olacak. Bizi bölmek için hem siyasi hem de enformasyon baskısı çok olacak” şeklindeki konuşması Zelenski'nin iki ucu sivri bir kılıçla sınav verdiğinin en bariz örneği. Zelenski bu planı kabul etmezse ABD yardımlarının kesileceğinin farkında. Üstelik 4 yıllık savaş Ukrayna ordusunu oldukça yıpratmış durumda. Rusya ordusu son birkaç haftada Donetsk bölgesi başta olmak üzere birçok noktada ilerlemeler kaydetti. Ukrayna ordusu NATO yardımına rağmen savunmada zorluklar yaşıyor, askeri teçhizat ve personel sıkıntıları var. Tüm bunlar azmış gibi son aylarda Ukrayna'da bir takım üst düzey asker ve bürokratların isminin yolsuzluğa karışması hükümeti demoralize etmiş durumda.

Satrançta hamle sırası kimde?

Bu noktadan sonra savaş sahada değil, masada şekillenecek. Savaşın askeri evresi yerini jeopolitik pazarlıklara bırakıyor. ABD’nin “barış planı” diye servis ettiği paket bir çözümden çok, iki tarafı da kendi stratejik ajandasına mecbur bırakma aracı gibi duruyor.

Ukrayna reddederse askeri ve ekonomik kaynakları kesilebilir. Kabul ederse toprak, egemenlik ve gelecek kuşakların hafızası üzerinden ağır bir durumla karşı karşıya kalabilir.

Rusya ise masaya oturursa kaybettiği hiçbir şeyi geri vermeden uluslararası meşruiyet kazanma noktasına gelebilir.

Kim kazançlı çıkıyor? Kim kapanın arasına sıkışacak?

Rusya, bu anlaşma ile savaş sahasında elde ettiklerini hukuki zemine oturtma fırsatını yakalıyor.

ABD, Ukrayna’yı hem Rusya’ya karşı tampon hem de kendi güvenlik mimarisinin bağımlı bir unsuru hâline getirme konumunu pekiştiriyor.

Avrupa, savaşın yayılma ihtimalinin azalması ile nefes alabilir fakat güvenlikte yine Washington’a bağımlı kalır.

Geriye kim kalıyor?

Savaşın başından beri “jeopolitik mücadele” söylemleri arasında Ukrayna, artık yalnızca bir ülke değil; büyük güçlerin çıkar hesap defterinde bir satır kalemi haline geliyor. Aslında çanlar kulakları sağır edercesine Ukrayna için çalıyor.

Son söz;

Bir ülkenin en büyük gücü, gücünün sınırlarını bilmesidir.