RUSYA’NIN Suriye’de hava harekâtı başlatması medyamızda genlikle bu harekâtın Esad’ı korumaya yönelik olduğu şeklinde yer alıyor. Atılan başlıklar genellikle “Rusya Esad için vuruyor” ya da “Esad gösteriyor, Rusya vuruyor” şeklinde. Hâlbuki yıllardan beri ABD’de Irak ve Suriye’de hava harekâtı sürdürdü ve bu esnada kesinlikle Esad yönetimine yönelik bir hamlesi olmadı. Hâlbuki ABD ve koalisyon güçleri Esad ile işbirliği halinde olmasalardı, bir diğer ifadeyle Esad’ın gitmesini gerçekten istiyor olsalardı Esad yönetiminin 5 yıldır dayanması mümkün olabilir miydi Bir başka deyişle emperyalist güçler bölgemizde faaliyet gösteren adı ne olursa olsun terör örgütlerinden rahatsız olsalardı, hedeflerine yönelik söz konusu terör örgütlerini maşa olarak kullanmıyor olsalardı bu örgütler böylesine uzun yıllar ayakta kalabilir, hatta bir takım saldırılara hedef olmalarına rağmen varlıklarını koruyabilirler miydi
Lafı uzatacak değilim. Artık medyanın ve siyasilerin bir tarafa duyulan sempati ya da taraftarlık duygusuyla hareket etmeyi bırakarak olayların perde arkasını görmeye ve göstermeye çalışması gerekiyor. Çünkü olayların perde arkasını görmeye ve topluma göstermeye çalışmayan medya ve siyasiler bir başka açıdan sömürgecilere destek vermiş, onların istediği havayı çalmaya devam ediyorlar demektir. Bu hizmetin ille de bilerek yapılması gerekmiyor. Bilmeden de aynı kapıya çıkan bir tavır sergilenebiliyor. Hâlbuki Irak ve Suriye’de yaşananlar başından beri sömürgeci güçlerin bir istila harekâtı olarak takdim edilebilmiş olsaydı bugüne gelindiğinde sanıyorum terörle mücadelede önemli mesafeler almak mümkün olabilirdi.
Ne var ki, işgalini dünyaya Irak halkının özgürleştirilmesi olarak takdim edip alkış tutan, ardından Suriye’de ortaya çıkan iç çatışmayı da zalim Esad’ın iş başından uzaklaştırılması olarak takdim ettiler. Böyle takdim ettiler ama Esad’a muhaliflerin öldürücü darbe vurmasına destek vermediler, hatta engellediler. Meseleye bu açıdan bakıldığında ABD ve koalisyon güçleri ile bugün Rusya’nın yaptığı aynı kapıya çıkıyor. Meselenin bölge ülkelerine özgürlük getirmek, demokrasinin tüm kurumlarıyla işlemesini sağlamak olmadığını, meselenin özünün sömürgecilerin çıkarlarını gelecek yıllarda da koruma altına alacak yeni bir düzenlemenin gerçekleştirilmesinden ibaret olduğunu, özellikle de mesele İslam dünyasının sömürülmesi olunca tüm sömürgecilerin işbirliği halinde hareket ettiğinin farkında olmak gerekiyor.
Tekrar sormak istiyorum; ABD ve müttefikleri bölgemizde gerçekten huzur ve güven ortamının sağlanmasını isteselerdi, bırakın yeni adlar altında terör örgütlerinin devreye girmesini PKK denen çete bunca yıldır varlığını koruyabilir miydi Hedef Esad’ın gitmesi olsaydı IŞİD’ıin ortaya çıkmasına zemin hazırlanır mıydı Bugün artık herkesçe biliniyor ki, Irak’ın işgalinin ardından lağvedilen Saddam ordusunun mensuplarının büyük bir bölümü IŞİD olarak ortaya çıkmıştır. Böyle olunca da IŞİD’in çıkışının sorumlusu da ABD’dir. PKK’ın varlığını sürdürmesinin sorumlusu da. Büyük resmi görmeden ve buna göre İslam dünyası uykudan uyanmadan sömürgeciler istedikleri gibi bölgemizde at koşturacak, bölgemiz insanını da istedikleri gibi yönlendirmeye devam edeceklerdir. Çünkü paranın putlaştırıldığı bir dünyada sömürgeciler maşa bulmakta güçlük çekmiyor. Bu gerçeği görmeden yaklaşan seçimlerde sandık güvenliğini sağlamak için bazı sandıkların yerlerinin değiştirilmesi hususunda YSK’nın yetkisinin olup olmadığını tartışarak günleri geçiriyoruz.