Sanayide artan taleplere yetişmek için çalışan ustalar, kış bakımı yapılmayan araçlarda görülen problemlerin giderek çoğaldığını belirtiyor. Özellikle soğuk havalar bastığında akülerden motor bloklarına kadar birçok parçanın risk altında olduğu ifade ediliyor.

KIŞLIK BAKIMDA HANGİ KONTROLLER ÖNEMLİ?

Usta Yalçınkaya, kışlık bakımda mutlaka yağ, su, akü ve cam suyunun kontrol edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu parçaların eksik veya zayıf olması, aracın özellikle soğuk havalarda arıza verme ihtimalini artırıyor. Antifriz seviyesinin düşük olması motor içi donmalara yol açabiliyor. Cam suyunun eksikliği görüş problemlerine neden olurken, akü değerlerinin de belirli bir seviyenin altına düşmemesi gerekiyor.

Yalçınkaya’nın ifadesine göre akü ölçümünde değer 10’un altına düşerse akü değişimi kaçınılmaz hâle geliyor. Kış aylarında aküler daha hızlı boşaldığı için bu kontrollerin düzenli yapılması gerektiği belirtiliyor. Yağ ve su kontrolleri de motorun sağlıklı çalışması açısından kritik öneme sahip.

ANTİFRİZ İHMALİ MOTOR BLOĞUNDA NEYE YOL AÇIYOR?

Soğuk havalar etkisini artırdığında, antifriz seviyesi düşük olan motorlarda blok çatlaması ve hortum donması gibi ciddi arızalar meydana gelebiliyor. Yalçınkaya, bu sorunların araç sahiplerine 30 ila 40 bin TL arasında masraf çıkarabileceğini belirtiyor.

Antifrizin yalnızca 450 TL gibi düşük bir maliyeti olduğunu hatırlatan usta, bu küçük yatırımın büyük bir zararın önüne geçebileceğini dile getiriyor. Blok çatlaması gibi büyük arızaların tamir edilmesinin hem uzun zaman aldığını hem de sürücülere maddi yük getirdiğini ifade ediyor. Antifriz değişiminin basit bir işlem olmasına rağmen çoğu sürücünün bunu ihmal ettiğini söyleyen Yalçınkaya, özellikle kış ayları gelmeden bakım yapılmasının önemine dikkat çekiyor.

USTALARDAN SÜRÜCÜLERE KRİTİK TAVSİYE

Yalçınkaya, her yıl kış gelmeden önce araç sahiplerinin mutlaka bakım yaptırması gerektiğini belirtiyor. Zamanında yapılan bakım sayesinde araçların kış mevsiminde sorunsuz çalışacağı ifade ediliyor. Usta, vatandaşlara “450 TL’den kaçınca 40 bin TL zarar edebilirler” diyerek uyarıda bulunuyor. Sanayide yoğunluğun arttığını belirten Yalçınkaya, sürücülere bakımlarını geciktirmemeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Kış şartlarının etkisini göstermeye başlamasıyla birlikte bakımsız araçların daha fazla arıza çıkardığı gözlemleniyor. Özellikle düşük sıcaklıklarda akü ve antifrizin en çok sorun yaşatan parçalar olduğu belirtiliyor. Ustalar, araçların bakımının zamanında yapılması halinde kış boyunca güvenli şekilde kullanılabileceğini vurguluyor.

YÜKSEK VERGİ UYGULAMASI VATANDAŞI SİSTEMDEN UZAKLAŞTIRMIŞTI

Satın alım belgesi olmayan altınların satışına mevcut sistemde %26 vergi uygulanıyor. Bu oran, özellikle kuşaktan kuşağa aktarılan takıların resmi piyasaya girmesini tamamen engellemiş durumda. Muhalefet partileri, yeni düzenlemenin bu sorunu çözmek yerine “devletin gizli bir serveti vergilendirme girişimi” olduğunu savunuyor.

2026’YA KADAR BEYAN ZAMANI

Yeni düzenleme yürürlüğe girerse, vatandaşların altınlarını Haziran 2026’ya kadar beyan etmesi gerekiyor. Beyan sürecinin yalnızca yetkilendirilmiş aracı kurumlar üzerinden yürütülmesi bekleniyor. Süreci yürüten kurumlara sıkı kara para aklama denetimleri uygulanacak.

EKONOMİDE ‘GİZLİ VARLIK’ ETKİSİ GÜNDEMDE

İtalya’da hanehalkının elindeki altın rezervinin 5 bin ton seviyesinde olması, tartışmaları daha da büyütüyor. Ekonomi yönetimi bu varlığın kayıt dışı kalmasının ülkenin mali gücünü doğru yansıtmadığını ifade ediyor. Ancak bazı uzmanlar, aile mirası niteliğindeki varlıkların vergilendirilmesinin sosyal tepkilere yol açabileceği görüşünde.

İKİNCİ EL PİYASADA YOĞUN TALEP

Rekor altın fiyatları, 2025 yılında ikinci el altın satışlarını %25 oranında artırdı. “Compro Oro” mağazalarında aylık işlem sayısının 1,2 milyonun üzerine çıkması, düzenlemeye duyulan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyuyor. Hükümet ise yeni sistemin uzun vadede piyasanın şeffaflaşmasını sağlayacağını savunuyor.

Medine döneminde, İslam toplumunun yeni bir düzen kurduğu zamanlarda nazil olan bu sure, bir anayasadır. Hukuktan inanca, toplumsal ilişkilerden imanın şartlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.

Kullanıcıların bu sureye ulaşma niyetleri farklılık gösterir. Kimi Arapça metninden (mushaflarındaki sırayla) okuyarak hatim yapmak ister, kimi Latin harfleriyle Türkçe okunuşunu ezberlemeye çalışır, kimi de sadece Türkçesini (anlamını) okuyarak derin mesajlarını idrak etmeyi amaçlar.

Uzunluğunu (tam 2.5 cüz) bir dağ gibi görenler için bir strateji önerisi: Bu sureyi bölümlere ayırarak okumak, her bölüm üzerinde tefekkür etmek (derinlemesine düşünmek), hem anlamını sindirmek hem de bu manevi yolculuğu sürdürülebilir kılmak için en etkili yöntemdir.

Bakara Suresi Hakkında Temel Bilgiler (Konusu ve Önemi)

Bu sure, Kur'an'ın ikinci suresidir ve toplam 286 ayetten oluşur. Tamamını Arapça Okumak İçin Tıklayın Kur'an-ı Kerim'in en uzun suresidir. Adını, 67-73. ayetler arasında geçen ve İsrailoğulları'na kesmeleri emredilen "bakara" (sığır) kıssasından alır. Ancak bu, surenin sadece küçük bir bölümüdür.

Bakara Suresi'nin temel odak noktaları şunlardır:

İmanın Esasları: Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve ahiret gününe iman gibi temel konuları net bir şekilde tanımlar.

Hukuki Düzenlemeler: Oruç, hac, zekat, kısas, vasiyet, faiz (riba), evlilik ve boşanma gibi toplumsal hayatı düzenleyen birçok hükmü içerir.

Kıssalar: Hz. Adem, Hz. İbrahim ve Hz. Musa'nın kıssaları ile İsrailoğulları'nın tarihinden önemli kesitler sunar.

Münafıkların ve İnkarcıların Durumu: İnananların (müttakilerin) yanı sıra, inkarcıların ve münafıkların (ikiyüzlülerin) karakteristik özelliklerini de detaylıca analiz eder.

Bakara Suresi'nin En Çok Bilinen ve Okunan Bölümleri

Surenin tamamı büyük bir fazilet taşısa da, bazı bölümleri Müslümanların günlük hayatında özel bir yere sahiptir. Bu bölümler, hem manevi koruma hem de imanı tazelemek amacıyla sıkça okunur..

Ayet-el Kürsi (Bakara 255. Ayet)

Ayet-el Kürsi, Bakara Suresi'nin 255. ayetidir ve "Arş'ın Hazinesi" olarak bilinir. Allah'ın eşsiz kudretini, ilmini ve egemenliğini anlatan bu ayet, genellikle korunma amacıyla ve namazlardan sonra okunur. Kendi başına bir manevi sığınak olarak görülür.

Amenerrasulü (Bakara 285-286. Ayetler)

Surenin son iki ayeti olan "Amenerrasulü", bir rivayete göre Miraç gecesi hediye olarak verilmiştir. İmanın temel şartlarını özetler ve "Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez" müjdesini içeren derin bir dua ile sona erer. Yatsı namazından sonra okunması kuvvetle tavsiye edilir.

Bakara Suresi Tamamı (Arapça, Türkçe Okunuşu ve Meali)

Bakara Suresi'nin tamamını okumak, anlamak ve üzerinde düşünmek isteyenler için üç temel formatı bir arada sunmak gerekir: Orijinal Arapça metin, Arapça bilmeyenler için Latin harfleriyle Türkçe okunuşu ve anlamını idrak etmek için meali.

Arapça metnin sesini duymakla (kıraat), anlamını idrak etmek (meal) arasındaki köprü, işte bu 'Türkçe okunuş' bölümüdür. Pek çok kişi için ezberlemenin veya okumaya aşina olmanın ilk adımıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, Kur'an'ın asıl metni Arapça olanıdır ve Türkçe okunuş, bazı sesleri (ayın, ha, dat gibi) tam olarak karşılayamaz. En doğru telaffuz için mutlaka bir hocadan veya güvenilir kıraat kayıtlarından dinlenmelidir.

Aşağıda, surenin ilk 5 ayetini örnek olarak üç formatta da bulabilirsiniz.

(Örnek: Bakara Suresi 1-5. Ayetler)

Arapça Yazılışı (Metin):

بسم الله الرحمن الرحيم

1. الم

2. ذَلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ

3. الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ

4. والَّذِينَ يُؤْمİNُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

5. أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Türkçe Okunuşu (Transkripsiyon):

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Elif Lâm Mîm.

2. Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh(fîhi), huden lil muttekîn(muttekîne).

3. Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

4. Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn(yûkınûne).

5. Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Anlamı (Diyanet Meali):

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

1. Elif Lâm Mîm.

2. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.

3. Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.

4. Onlar, sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.

5. İşte onlar Rab'lerinden (gelen) bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara Suresi Dinle Kabe İmamından

Kur'an'ı okumak kadar onu dinlemek de derin bir manevi tecrübedir. Özellikle Bakara Suresi gibi uzun sureleri, Fatih Çollak, Abdurrahman es-Sudais veya Mahir el-Muaykili gibi usta kârilerin (okuyucuların) sesinden dinlemek, metnin ritmini ve manevi ağırlığını hissetmek için önemlidir. Güvenilir bir kaynaktan, meal takipli bir video ile sureyi dinleyebilirsiniz.

Bakara Suresi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bakara suresi kaç ayettir ve hangi cüzdedir?

Bakara Suresi, toplam 286 ayettir ve Kur'an-ı Kerim'in en uzun suresidir. Yaklaşık 2.5 cüz uzunluğundadır; 1. cüzün büyük bir kısmını, 2. cüzün tamamını ve 3. cüzün bir kısmını kapsar.

Bakara suresi neden okunur, faziletleri nelerdir?

Bakara Suresi'nin okunmasının pek çok fazileti (manevi kazancı) vardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu sureyi okuyan evlere şeytanın giremeyeceğini bildirmiştir. Ayrıca içerdiği Ayet-el Kürsi ve Amenerrasulü ayetleri, müminler için güçlü birer koruma ve dua niteliğindedir. Genellikle evleri korumak, manevi huzur bulmak ve imanı güçlendirmek için okunur.

Ayet-el Kürsi hangi surede yer almaktadır?

Ayet-el Kürsi, Bakara Suresi'nin 255. ayetidir. Surenin içinde yer alan ancak muazzam içeriği nedeniyle özel bir isimle anılan bir ayettir.

Bakara suresi adını nereden almıştır?

Sure, adını 67-73. ayetlerde anlatılan "bakara" (sığır) kıssasından alır. Bu kıssada, Hz. Musa'nın kavmi olan İsrailoğulları'ndan bir sığır kesmeleri istenir ve bu süreçteki tavırları anlatılır. Surenin ana konusu bu olmasa da, bu olay sureye isim olarak verilmiştir.

Bakara Suresi'nin ana mesajı nedir?

Bakara Suresi'nin tek bir ana mesajdan çok, bir mesajlar bütünü vardır. Temel mesaj, "Allah'a tam teslimiyet"tir. İman esaslarını, ibadetleri ve toplumsal kuralları belirleyerek inananlar için eksiksiz bir hayat rehberi sunar.

Bu sure bir okyanustur. Her okuyuşta farklı bir anlam incisi bulmak, her ayetinde farklı bir rehberlikle karşılaşmak mümkündür. Kapsamlı bir kaynak oluşturmaya çalıştık, ancak tefekkür (derin düşünme) ve idrak yolculuğu tamamen size ait.

Sizin bu sureyle olan bağınız nedir? Okurken veya dinlerken en çok hangi ayetler sizde yankı uyandırıyor? Düşüncelerinizi ve tecrübelerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin.

Vakıf çalışmalarını bir çok bölgede sürdürüyor

Vakıf, Sudanlı savaş mağduru halka yönelik insani yardım çalışmalarını Port Sudan-Hartum, Kurdufan, El-Faşir-Nyala ile Çad'ın Sudan sınırındaki Abaşe-Adre bölgelerinde sürdürüyor. Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı İnsani Yardım ve Sosyal Hizmetler Genel Koordinatörü Serdar Eryılmaz, Sudan'ın El-Faşir bölgesinde yüz binlerce savaş mağduru aileye nakdi yardımda bulunduklarını belirterek, tüm sivil toplum kuruluşlarını bölgeye yardımda bulunmaya davet etti.

Ülkesine dönen Suriyeli sayısındaki artış dikkat çekiyor

Cumhurbaşkanı Avn'a BMMYK'nin çalışmaları hakkında bilgi veren Billing, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinin ardından ülkesine dönen Suriyeli sayısındaki artışa dikkati çekti. Billing, BMMYK'ye kayıtlı 355 bin Suriyelinin ülkesine döndüğünü belirtti. Suriye'deki iç savaşta yaklaşık 1,8 milyon Suriyelinin Lübnan'a sığındığı tahmin edilirken, bunların yaklaşık 880 bini BMMYK'ye başvurmuştu. Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ardından, iç savaş yıllarında komşu ülkelere sığınan Suriyelilerin ülkelerine dönüşü hız kazanmıştı.

Bu kadar büyük, bu kadar hareketli ve bu kadar çok fırsat sunan bir pazarda, Dubai satılık daireler arasında doğru olanı bulmak, gerçekten de uzmanlık ister. Sadece ilanlara bakmak yetmez. İşte bu noktada, TEKCE gibi tüm süreci bilen, size A'dan Z'ye rehberlik edecek bir yol arkadaşı, o koca süreci bir dert olmaktan çıkarıp keyifli bir yolculuğa dönüştürür.

DUBAİ'DE BİR DAİRE SAHİBİ OLMANIN "TATLI" AVANTAJLARI

Peki, Dubai'de satılık daire arayışını bu kadar popüler yapan ne? Sadece o meşhur binalar mı? Aslında çok daha fazlası var:

• Otel Konforunda Bir Yaşam: Çoğu yeni projede, aldığınız şey sadece dört duvar değil. Kendi evinizin altında havuzunuzun, spor salonunuzun, 7/24 güvenliğinizin ve şık bir lobinizin olması... Kısacası, kendi evinizde tatil yapar gibi yaşamak.
• "Altın Vize" (Golden Visa) Fırsatı: Bu da çok önemli bir avantaj. Belirli bir değerin üzerinde bir gayrimenkul aldığınızda, Dubai size ve ailenize uzun süreli oturum izni, yani Altın Vize kapısını açıyor. Bu, burayı "ikinci eviniz" yapmak için harika bir fırsat.
• Güven ve Yaşam Kalitesi: Dünyanın en güvenli şehirlerinden birindesiniz. Vergisel avantajlar ve yüksek yaşam standardı da cabası.

DUBAİ'DE "DAİRE" DEYİNCE: HERKESE GÖRE BİR SEÇENEK VAR

Dubai'de "daire" deyince, karşınıza üç ana seçenek çıkar:

1. Akıllı Başlangıç ve Yüksek Getiri: Dubai Satılık Stüdyo Daire Bu daireler, pazarın adeta "çalışkan arıları" gibidir. Hem bütçe olarak daha erişilebilirdirler hem de kira getirileri (ROI) genellikle çok yüksektir. Şehrin genç profesyonel nüfusu ve sık seyahat edenler bu daireleri çok seviyor. Bu yüzden, Dubai satılık stüdyo daire, özellikle yatırımcıların gözdesidir.
2. Şehrin Ritminde Yaşam: 1 veya 2 Odalı Daireler "Ben hayatın içinde olmak istiyorum" diyenlerin net tercihidir. Dubai Marina, Downtown veya JLT gibi yerlerde, akşam yemeğe, kahveye veya metroya yürüyerek gitmenin keyfini sunarlar. Genç çiftler, küçük aileler veya dinamik bir yaşam arayanlar için ideal dengeyi kurarlar.
3. Zirvedeki Yaşam: Dubai Satılık Lüks Daireler İşte burası, hayallerin konuştuğu yer. Dubai satılık lüks daireler kategorisi, sadece bir ev değil, bir prestij ilanıdır. Palm Jumeirah'da denize sıfır bir rezidans, Burj Khalifa manzaralı devasa bir penthouse... Üstelik Cavalli, Bulgari, Armani gibi dünyaca ünlü markaların imzasını taşıyan "markalı" evler... Burada alacağınız hizmet ve konfor, 7 yıldızlı bir otelden farksızdır.

"SÜRECİ NASIL YÖNETECEĞİM?" ENDİŞESİNE SON: TEKCE FARKI!

Böylesine çeşitli ve değeri yüksek bir pazarda, en doğru kararı vermek kolay değil. İşte TEKCE olarak biz burada devreye giriyoruz. 2004'ten bu yana emlak sektöründeyiz ve 2017'den beri İspanya, İsveç, Kıbrıs ve tabii ki Dubai'de kendi ofislerimizle çalışıyoruz. Biz "franchise" değiliz, bizzat oradayız, pazarın içindeyiz.

Bu sizin için ne anlama geliyor? Sizinle ana dilinizde konuşan, oranın piyasa koşullarını ve yasal süreçlerini avucunun içi gibi bilen bir ekibimiz var demek. Bizim işimiz size sadece internetten bir ilan göstermek değil; o ilanın yasal bir sorunu var mı diye kontrol etmek, sizin için en doğru pazarlığı yapmak, tüm o tapu, vize, banka hesabı gibi bürokratik süreçleri sizin adınıza A'dan Z'ye, sorunsuzca yürütmek. O karmaşık görünen süreci sizin için basit ve güvenli hale getiriyoruz.

SIKÇA SORULAN SORULAR (FAQ)

Dubai'de daire fiyatları sürekli artıyor mu, pazar ne durumda?

Dubai pazarı hareketlidir, bu doğru. Fiyatlar global ekonomiye, yeni projelere ve talebe göre dalgalanmalar gösterebilir. "Sürekli artıyor" demek doğru olmaz, ama doğru zamanda doğru bir projeye girerseniz, değer kazancı potansiyeli her zaman yüksektir. O "doğru zamanı" yakalamak ve hangi bölgenin "parladığını" bilmek için bizim gibi pazarın içinde olan birine danışmak en akıllıcası.

Dubai satılık stüdyo daire alırken en çok neye dikkat etmeliyim?

Stüdyo daire alıyorsanız, muhtemelen ana hedefiniz yatırımdır. O zaman kilit soru şu: "Kolay kiralanır mı?" Cevap için lokasyona bakın; metroya, iş merkezlerine veya üniversitelere yakın mı? İkinci olarak, binanın aidatına, yani "service charge" bedeline bakın. Aidat çok yüksekse, kârınızı eritir. Bu iki kritere dikkat ederseniz, üzülmezsiniz.

Dubai satılık lüks daireler için aidat (service charge) çok mu yüksek?

Genellikle evet, standart bir daireye göre daha yüksektir. Ama bunun bir sebebi var: O Dubai satılık lüks daireler, size 7/24 vale, devasa havuzlar, lüks SPA'lar, özel sinema salonları gibi hizmetler sunuyor. Doğal olarak bu birinci sınıf hizmetlerin bir bedeli oluyor. Alım kararı vermeden önce bu yıllık aidatın tam olarak ne kadar olduğunu mutlaka netleştirin ki bütçe planlamanızda sonradan bir sürpriz olmasın.

Dubai'de bir Dubai satılık daire alım süreci ne kadar sürer?

Bu, aldığınız dairenin durumuna bağlı. Eğer "projeden" (off-plan) yani daha inşaat halindeyken alıyorsanız, imzalar ve ilk ödeme bir günde biter. Ama "ikinci el" (resale) yani bitmiş ve içinde birinin oturduğu bir daire alıyorsanız, işler biraz daha farklı. Yasal kontroller, satıcıdan 'itiraz yok' belgesi (NOC) almak, tapu devri (DLD) derken, tüm bu süreç genelde 2 ila 6 hafta arasında bir zaman alır.

İki bakan Filistin devletinin kurulmasının önemini vurguladı

Filistin meselesiyle ilgili görüş alışverişinde bulunan iki bakan, bu bölgede uluslararası hukuk temelinde sürdürülebilir barışın sağlanması ve Filistin devletinin kurulmasının önemini vurguladı. Görüşmede ayrıca, İran'ın nükleer programıyla ilgili durum istişare edildi. Lavrov ve Erakçi, ikili ilişkilere de değinerek, çeşitli düzeylerdeki ikili temasların Rusya ile İran arasında kapsamlı ortaklığın genişlemesine katkıda bulunduğunu dile getirdi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Erakçi, 12 Kasım'da yaptıkları telefon görüşmesinde ikili ilişkiler ve bölgesel konuları ele almıştı.

Sinop'un Boyabat ilçesinde Filistin yararına kermes gerçekleştirildi. Filistinlilere yardım etmek için bir araya gelen hayırseverler, evlerinde yaptıkları ürünleri kermeste satışa sundu. Kermese katılanlar, "7 ekim 2023'ten bu yana Filistin'de Gazze'de Müslüman kardeşlerimize yönelik çok büyük bir soykırım yaşandı. İnsanlar soykırımcı İsrail'in insani yardımları girişini engellemesi dolayısıyla açlıktan şehit oldu. Onların halini anlamak ve elimizden geldiğince onlara yardım etmek için buradayız. Kermesimizi ziyaret ederek alışveriş yapanlar Filistinlilerin bu kışın başlangıç günlerinde çok daha fazla yardıma ihtiyacı olduğunu ifade ediyorlar" şeklinde konuştular.

Şüphelilere ait dijital materyallere el konuldu

Soruşturma kapsamında, müşteki C.A'nın iddialarına ilişkin, elebaşılığı Karaduman'ın yaptığı suç örgütüne yönelik yapılan tespitler sonucunda Karaduman'ın ve bazı yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 14 şüphelinin gözaltına alındığı kaydedilen açıklamada, şüphelilere ait dijital materyallere ve soruşturmaya konu evraka el konulduğu aktarıldı. Açıklamada, "örgütlü tefecilik", "yağma", "tehdit" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarına konu olan mal varlıklarına el konulduğuna dikkati çekilerek, soruşturmanın çok yönlü ve titizlikle sürdürüldüğü vurgulandı.

Akkaya'nın cesedi Sivaslı Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı

Kepçenin altında kalan Akkaya hayatını kaybetti. Akkaya'nın cesedi Sivaslı Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Son Güncelleme: 17 Kasım 2025, 16:15
e-Devlet Kapısı'na erişimde yaşanan genel sorun devam etmektedir. Henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gelişmeleri yakından takip ediyor ve bu içeriği anlık olarak güncelliyoruz.

17 Kasım 2025 sabah saatlerinden itibaren Türkiye'nin dijital kamu hizmetleri platformu olan e-Devlet Kapısı'na erişimde ciddi sorunlar yaşanıyor.

Milyonlarca vatandaş, hem web sitesi (turkiye.gov.tr) hem de mobil uygulama üzerinden sisteme giriş yapmaya çalıştığında beklenmedik bir hata mesajıyla karşılaşıyor.

Eğer siz de T.C. Kimlik Numaranız ve şifrenizle giriş yapmaya çalışırken o tanıdık kırmızı uyarı metnini gördüyseniz, yalnız değilsiniz. Sorun, bireysel bir bağlantı probleminden ziyade, genel bir sistem aksaklığına işaret ediyor.

Peki, e-Devlet neden açılmıyor ve sorunun kaynağı ne?

"Teknik Aksaklık" Uyarısı Ne Anlama Geliyor?

Kullanıcıların karşılaştığı spesifik hata mesajı şu şekilde:

"Sistemde yaşanan bir teknik aksaklık nedeni ile işleminiz tamamlanamadı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

Bu mesaj, teknik bir gazeteci gözüyle bakıldığında, genellikle iki ana senaryodan birine işaret eder: Ya sunucular gelen isteklere cevap veremeyecek kadar aşırı yük altındadır ya da sistemde anlık bir altyapı veya veri tabanı sorunu yaşanıyordur.

Özellikle acil bir belgeye (ikametgah, sabıka kaydı vb.) veya bir başvuruya ihtiyacınız varken bu ekranla karşılaşmanın sinir bozucu olabildiğini biliyoruz. Ancak bu durumda "yenile" tuşuna art arda basmak, mevcut sistem yükünü daha da artırmaktan başka bir işe yaramayabilir.

e-Devlet Neden Açılmıyor? Resmi Açıklama Var mı?

Şu an (17 Kasım 2025, 16:15 itibarıyla) e-Devlet Kapısı'nı yöneten T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi veya ilgili diğer kurumlardan konuya ilişkin resmi bir açıklama henüz yapılmadı.

Resmi bir bilgi olmamakla birlikte, bu tür ulusal çaplı dijital kesintilerin "olağan şüphelileri" genellikle şunlardır:

Aşırı Yoğunluk: Çok sayıda vatandaşın aynı anda sisteme girmesini gerektiren önemli bir başvuru, duyuru veya son ödeme tarihi (Örneğin; sosyal yardım başvuruları, vergi yapılandırmaları, sınav sonuçları) sistem kapasitesini zorlayabilir.

Planlı veya Plansız Bakım: Altyapıyı iyileştirmek için gece saatlerinde planlı bakımlar yapılsa da, bazen gündüz saatlerinde acil bir teknik müdahale veya plansız bir bakım çalışması gerekebilir.

Geçici Altyapı Sorunları: Sunucu, ağ veya veri tabanı seviyesinde yaşanan anlık teknik arızalar da bu tür kesintilere yol açabilir.

Kullanıcılar Ne Yapmalı?

Sisteme erişemediğiniz bu anlarda paniğe kapılmamanız önemli. Bu bir güvenlik ihlali veya kişisel verilerinizle ilgili bir sorun değil, tamamen teknik bir erişim problemidir.

Önerilen Adımlar:

Bekleyin ve Tekrar Deneyin: Hata mesajında da belirtildiği gibi, en sağlıklı yöntem bir süre bekleyip (örneğin 30-60 dakika) sisteme tekrar giriş yapmayı denemektir.

Resmi Kanalları Takip Edin: En doğru bilgiyi almak için T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin resmi web sitesini ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Alternatif Kanalları Zorlamayın: Mobil uygulama çalışmıyorsa web sitesini, web sitesi çalışmıyorsa mobil uygulamayı denemek bir reflekstir ancak sorun genelse bu yöntemler de sonuç vermeyecektir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

e-Devlet mobil uygulaması da mı çalışmıyor?

Evet, 17 Kasım 2025 sabahı itibarıyla yaşanan sorun hem e-Devlet'in web sitesini (turkiye.gov.tr) hem de mobil uygulamasını etkilemektedir. Sorun genel bir altyapı sorunudur.

e-Devlet ne zaman düzelecek?

Kesintinin ne kadar süreceğine dair resmi bir zaman çizelgesi açıklanmadı. Ancak benzer teknik aksaklıklar genellikle birkaç saat içinde giderilmektedir. Resmi açıklamaları takip etmek en doğrusudur.

"Teknik aksaklık" uyarısı siber saldırı anlamına mı gelir?

Hayır, bu uyarı tek başına bir siber saldırı göstergesi değildir. Bu mesaj, genellikle sistemin aşırı yüklenmesi veya bir altyapı hatası nedeniyle hizmet veremediği durumlarda kullanılan standart bir bilgilendirme metnidir.

Sisteme giremiyorum, kişisel verilerim tehlikede mi?

Hayır. Sisteme giriş yapamamanız, verilerinizin tehlikede olduğu anlamına gelmez. Bu sadece sisteme "erişemediğiniz" anlamına gelir. e-Devlet Kapısı, yüksek güvenlik standartlarına sahip bir platformdur.

Siz de e-Devlet'e giriş yaparken sorun yaşıyor musunuz? Yaşadığınız deneyimi veya farklı bir hata mesajı alıyorsanız, aşağıdaki yorumlar bölümünde bizimle paylaşabilirsiniz. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Her adımı merakla izlenen projede kritik aşamaya girildiği belirtiliyor. Sürecin ilerleyişinin planlanan takvime uygun şekilde devam ettiği vurgulanıyor.

BAŞVURULARDA KADEMELİ SİSTEM NASIL UYGULANDI?

10 Kasım 2025’te başlayan başvuru sürecinde kimlik numarasının son hanesine göre yapılan kademeli düzenleme dikkat çekti. 12 Kasım’da son hanesi 4, 13 Kasım’da son hanesi 6, 14 Kasım’da son hanesi 8 olan vatandaşlar başvuru yapabildi. Bu uygulamanın ardından 15 Kasım itibarıyla tüm vatandaşlara başvuru hakkı tanındı. Resmi açıklamalara göre süreç 19 Aralık 2025’te tamamlanacak.

TOKİ’nin yaptığı bilgilendirmelerde sistem yoğunluğunu azaltmak için bu yöntemin tercih edildiği ifade edildi. Başvuruların tamamen elektronik ortamda alınması vatandaşlar için kolaylık sağlıyor. 500 bin konutluk dev projede başvuruların hız kesmeden devam ettiği belirtiliyor. Her başvurunun sistemde kayıt altına alındığı ve noter huzurunda gerçekleştirilecek süreç için hazırlandığı ifade ediliyor.

KURA ÇEKİMLERİ İÇİN TARİHLER NETLEŞTİ

Projenin en önemli aşamalarından biri olan kura süreci için takvim açıklandı. Noter huzurunda yapılacak çekilişler 29 Aralık 2025 – 27 Şubat 2026 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kura sonuçlarının hem TOKİ’nin resmi internet sitesinden hem de e-Devlet üzerinden eş zamanlı olarak duyurulacağı bildirildi. 81 ilde eş zamanlı olarak hayata geçirilecek proje için hazırlanan takvim vatandaşların süreç hakkında net bilgi sahibi olmasını sağlıyor. Çekilişlerin tamamen şeffaf bir yöntemle yapılacağına dikkat çekiliyor.

Yetkililer, her vatandaşın adil bir şekilde değerlendirilmesi için bütün teknik hazırlıkların tamamlandığını belirtiyor. Kura sonuçlarının düzenli olarak ilan edileceği belirtiliyor. Hak sahipleri kura sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte sürecin bir sonraki aşamasına geçecek.

Hızla silahlanmaya başlayan Almanya bu silahları kullanacak askerleri de yetiştirmeye hazırlanıyor. Almanya’da koalisyon ortakları “gönüllü” askerliği cazipleştirmek, ama daha geniş çerçevede zorunlu askerliği zamanı geldiğinde geri getirmek için el sıkıştılar.

ASLINDA ZORUNLU ASKERLİK ELLİ YIL SONRA HAYATA GEÇİYOR

Ortaklar arasında yapılan bu anlaşma aslında yeni savaş konseptinin bir parçası.

CDU/CSU ve SPD’nin üzerinde uzlaştığı “yeni askerlik hizmeti” modeli, resmi açıklamalarda gençleri “vatan hizmetine kazandırmaya” yönelik teknik bir düzenleme gibi sunulsa da gerçekte ülkenin uzun yıllardır adım adım ilerlettiği savunma konseptinin hayata geçirilmesi anlamına geliyor.

Sözde gönüllülük esasına dayanan yeni askerlik modeline göre, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren 18 yaşına gelen tüm gençlere Alman ordusunda görev yapmak isteyip istemediklerini, sağlık açısından problemleri bulunup bulunmadığını, boy-kilo gibi kişisel bilgilerin de sorulduğu bir form gönderilecek.

Formları dolduran ve gönüllü askerlik yapmak isteyen adaylar sağlık muayenesine davet edilecek. Askerliğe elverişli olanlar ise yükümlülüklerini yerine getirmek için Alman ordusuna katılacak. Söz konusu formları yanlış dolduranlara, gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara ve geç gönderenlere ise idari para cezası verilecek.

Şimdi gönüllü olan askerlik zamanı geldiğinde zorunlu olacak, çünkü doldurulan bu formlar sayesinde bakanlığın envanterinde ülkede askere elverişli gençlerin sayısı hazır olmuş olacak.

ASIL HEDEF İHTİYAÇ HALİNDE HIZLA ZORUNLU ASKERLİĞE GEÇİP

ORDUYU SAVAŞ HAZIR HALDE TUTMAK

Bu yeni model, ilk bakışta “gönüllülüğe” dayalı gibi görünse de hükümetin kendi belgeleri bile bunun kalıcı ve sürdürülebilir bir yol olmadığını kabul ediyor.

Gençleri ayda 2 bin 600 Euro maaş ve ehliyet desteği gibi maddi teşviklerle orduya çekme çabası, “gönüllülük” kavramının sınırlarını oldukça esnetiyor.

Gönüllü bulunamadığında devreye sokulacak “ihtiyaca dayalı zorunluluk” ve son aşamada başvurulabilecek kura sistemi, gönüllülüğün yalnızca geçici bir vitrin olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Asıl model, ihtiyaç halinde hızla zorunlu askerliğe geçişe imkan verecek bir mekanizma oluşturmak.

İNSAN GÜCÜ GEREKİYOR

Almanya’nın savunma/savaş sanayisine yaptığı yatırımların nükleer kapasite tartışmalarını yeniden gündeme getirmesi, stratejik sanayi alanlarını genişletmesi ve kriz dönemlerine uyumlu bir üretim yapısı kurması, büyük oranda insan gücü gerektiren kapsamlı bir planın parçaları.

Son yıllarda artan silahlanma bütçesi, stratejik silah programlarına dönüş, ağır silah tedarik zincirlerinin hızlandırılması ve endüstrinin askeri üretime uygun şekilde yeniden düzenlenmesi, esas meselenin savunmayı güçlendirmekten çok savaşa hazırlık olduğunu gösteriyor.

Tüm bu gelişmeler, Avrupa’nın merkezinde yer alan Almanya’nın dolu dizgin savaşa hazırlandığına işaret ediyor.

Sonuç olarak, Almanya’nın attığı adımlar tek tek değerlendirildiğinde teknik düzenlemeler gibi görünse de bütünüyle okunduğunda kapsamlı bir savaş mimarisinin adım adım inşa edildiği görülüyor.

Yeni askerlik modeli, bu mimarinin toplumsal ayağını temsil ediyor: Genç nüfusu kayıt altına almak, kategorize etmek, yönlendirmek ve gerekirse zorla savaş için seferber edebilmek.

Mücahit gruplar tarafından yapılan ortak açıklamada, ABD’nin önerdiği düzenlemenin, Gazze’nin yönetimini ve yeniden inşasını geniş yetkilerle donatılmış ulus-üstü bir yapıya devretmeyi öngördüğü belirtildi. Bu yaklaşımın, Filistin ulusal iradesine yapılmış açık bir müdahale olduğu, Filistin halkının kendi kendini yönetme hakkını hedef aldığı ifade edildi.

Açıklamada, Gazze’deki insani yardım faaliyetlerinin ancak meşru Filistin kurumlarının koordinasyonu, Birleşmiş Milletler gözetimi ve Filistin egemenliğine saygı temelinde yürütülebileceği kaydedildi. Yardımların siyasi baskı aracı hâline getirilmesine, Gazze’nin sosyo-demografik yapısını değiştirmeye yönelik dayatmalara ve bölgenin yabancı kontrol mekanizmalarıyla şekillendirilmesine dikkat çekildi.

“İşgale Hizmet Eden Bir Mekanizma” Uyarısı

ABD’nin dayattığı taslağın, UNRWA’nın faaliyetlerini zayıflatabileceği, mültecilerin haklarını koruyan temel yapı taşını hedef aldığı belirtildi. Gazze’nin “silahsızlandırılması” başlığı altında sunulan unsurların da Filistin halkının direniş ve meşru savunma hakkını yok saydığı ifade edildi.

Direniş grupları, silah konusundaki her türlü tartışmanın ancak işgalin sona erdiği, Filistin devletinin kurulduğu ve halkın kendi kaderini tayin hakkının garanti altına alındığı bir süreçte ele alınabileceğini kaydetti. Bu kapsamda, taslakta önerilen uluslararası gücün de işgalle doğrudan koordinasyon içinde “işgale payanda haline gelme riskini” taşıdığı vurgulandı.

“Ulusal Egemenliğin Açık İhlali”

Direniş hareketleri, Gazze’ye yabancı askeri varlık konuşlandırılmasını ya da uluslararası üs kurulmasını Filistin ulusal egemenliğinin açık ihlali olarak nitelendirdi. Açıklamada ayrıca, İsrail’in Gazze geçişleri üzerinden uyguladığı kuşatma ve açlık politikaları nedeniyle uluslararası sorumluluk mekanizmalarıyla hesap vermesi gerektiği çağrısı yapıldı.

Çorum'da çeşitli suçlardan aranan 17 zanlı yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince, haklarında çeşitli suçlardan mahkemelerce yakalama kararı bulunan kişilere yönelik 10-17 Kasım'da çalışma yapıldı. Kentte vatandaşların yoğun olarak bulunduğu alanlarda uygulama yapan ekipler, çeşitli suçlardan aranan 17 şüpheliyi yakaladı. Öte yandan kayıp ihbarı yapılan 9 kişiden 8'i bulunarak ailesine teslim edildi.

Soykırımcılar İHA ile saldırdı 1 Filistinli şehit oldu

Ayrıca İsrail ordusuna ait insansız hava aracının, Gazze Şeridi'nin kuzeybatısındaki Atatra bölgesine düzenlediği saldırıda 1 Filistinli öldü. İsrail'in Gazze Şeridi'ne Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda 69 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti, binlerce kişi yıkılan binaların enkazı altında kayboldu.

Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması

ABD Başkanı Donald Trump, 9 Ekim'de Mısır'da devam eden müzakerelerde İsrail ile Hamas'ın Gazze'de ateşkes planının ilk aşamasını onayladığını duyurmuştu. Müzakerelerin yapıldığı Mısır'da anlaşma imzalanırken ateşkes, İsrail hükümetinin onayıyla 10 Ekim'de devreye girmişti. İsrail ordusunun anlaşmada belirtildiği üzere "Sarı Hat"ta çekilmesinin ardından Gazze Şeridi'nde ateşkesin aynı gün 12.00 itibarıyla yürürlüğe girdiği açıklanmıştı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde varılan ateşkese rağmen çeşitli iddialarla Filistinlilere yönelik saldırılarına devam ediyor.

Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, bu zararlı böcekle etkili bir şekilde savaşmak için Eylül ayı sonunda 17 bin 580 kitle yakalama tuzağını üreticilere dağıttı.

Hasat döneminin başlangıcıyla birlikte, üreticiler bu tuzakları bahçelerine yerleştirerek sineklerin yayılmasını engellemeye çalışıyor.

- NARENCİYE ÜRETİMİNİ TEHDİT EDİYOR!

Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, Akdeniz meyve sineğinin narenciye üretimi için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Geçen yıl 2 milyon tonla Türkiye'nin narenciye üretiminde birinci olduklarını hatırlatan Bayazıt, "Bu zararlıyı kontrol altına almak için yıl boyunca entegre bir mücadele yürütüyoruz. Akdeniz meyve sineği, ihracatta sıfır tolerans gösterilen bir zararlıdır. Bu nedenle bu konuda çok hassas davranıyoruz" diye konuştu.

- BİYOTEKNİK MÜCADELE VE KALINTISIZ ÜRETİM!

Dağıtılan tuzakların biyoteknik mücadeleyi teşvik ettiğini ve kalıntısız üretim sağladığını vurgulayan Bayazıt, "Tuzakların zararlıları yakalama başarısını yerinde gözlemledik. Bu uygulamalar hem verim hem de kalite açısından önemli bir rol oynuyor. Narenciye üreticilerimizin emeğine değer katmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

- EKİPLER VE TEKNİK DESTEK SAHADA!

Akdeniz meyve sineğiyle mücadelede 50 ekip ve 150 teknik personelin görev aldığını belirten Bayazıt, üreticilerin bilinçlendirilmesi için de sürekli olarak saha ziyaretleri gerçekleştirdiklerini ifade etti. Narenciye bahçelerine yapılan denetimlerde, ağaçta kalan ve yere dökülen ürünlerin zamanında toplanması ve zararlıların kontrol edilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çekildi.

Geçen yıl uygulanan yöntem, analizde önemli bir referans noktası oluşturuyor. 2025 yılı için beklenen enflasyon baz alınmış, Merkez Bankası’nın tahmin bandının üst sınırı olan yüzde 26’ya yüzde 4 refah payı eklenerek yüzde 30 artış uygulanmıştı. Bu modelin yeniden gündeme gelme ihtimali yüksek. Çünkü Eryılmaz’ın aktardığına göre Merkez Bankası’nın 2026 yılı için hedef enflasyonu yüzde 16, üst bant tahmini ise yüzde 19 olarak belirlenmiş durumda. Bu nedenle hesaplamaların üst bant üzerinden yürütülmesi bekleniyor. Üzerine eklenecek yüzde 4–5’lik refah payı da zam oranını tahmin edilen seviyelere taşıyor.

Ekonomistin değerlendirmelerinde ayrıca alternatif bir senaryoya da yer veriliyor. Geçen yıl “Gerçekleşen enflasyon ile beklenen enflasyonun ortalamasının alınması” önerisi gündeme gelmiş ancak hayata geçmemişti. Eğer uygulanmış olsaydı zam oranı yüzde 32,5 seviyesine çıkacak ve refah payıyla daha da artacaktı. Bu durum, alternatif hesaplama modellerinin zam oranını nasıl değiştirebileceğini gösteren önemli bir örnek sunuyor. Eryılmaz’ın açıklamalarında bu yıl böyle bir uygulamanın beklenmediği özellikle vurgulanıyor.

Zam oranı üzerinden yapılan maaş hesaplamaları analizde bir diğer önemli başlık. Yüzde 23 artış senaryosunda net asgari ücret 27.187 liraya, yüzde 26 artış senaryosunda ise 27.630 liraya karşılık geliyor. Bu aralık, olası maaş seviyesinin nasıl şekilleneceğini netleştiriyor. Bu hesaplamalar, karar vericiler açısından olduğu kadar çalışanlar için de yeni yıl beklentilerini belirleyen temel bir gösterge niteliği taşıyor.

Analizin bir diğer bölümü ise enflasyon ve fiyatlama davranışları arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Eryılmaz’a göre reel sektörde maliyetler yükselirken ücret artışlarının sınırlı tutulmaya çalışılması dengenin bozulmasına neden oluyor. Özel sektörün fiyat belirlemede gerçekleşen enflasyonun çok üzerinde artışlar uygulaması, ücret politikalarıyla fiyatlama davranışları arasındaki uyumsuzluğu ortaya koyuyor. Kamu tarafında yönetilen fiyatların gerçekleşen enflasyona göre artırılması ise sistemi daha da kırılgan hale getiriyor. Bu nedenle Eryılmaz, enflasyonla mücadelede tüm tarafların eşit sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguluyor.

Düzensiz göçmenler sınır dışı edilmek üzere ilgili kurumlara teslim edildi

İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekiplerince, göçmen kaçakçılığının men ve takibine yönelik çalışma yapıldı. Çalışma kapsamında ülkeye yasa dışı yollardan giriş yaptığı tespit edilen 6 kişi yakalandı Yakalanan düzensiz göçmenler, gerekli işlemlerin ardından sınır dışı edilmek üzere ilgili kurumlara teslim edildi.

Dün itibarıyla hava sıcaklığının sert düştüğü illerde kar yağışı başladı. Vatandaşlar güne kar yağışı ile başlarken, mahalleler de beyaz örtü ile kaplandı.

İşte kar yağışının etkili olduğu iller...

Maçın en çok konuşulan anı ise En-Nesyri’nin kaçırdığı fırsat oldu. Mozambik kalecisinin savunma arkasına atılan topu uzaklaştırmakta zorlanmasıyla ceza sahasında seken topa hareketlenen En-Nesyri, meşin yuvarlağı kontrol etmekte başarısız oldu ve müsait pozisyonda golü atamadı.

SOSYAL MEDYADA YORUMLAR YAPILDI

Zaman zaman Galasaray'ın yıldızı Osimhen ile kıyaslanan tecrübeli golcünün kaçırdığı gol sonrası sosyal medyada bu anlar gündem olurken yapılan yorumlar da dikkat çekti.

"BİZ FENERBAHÇELİLER HİÇ ŞAŞIRMADIK"

İşte sosyal medyada yapılan o yorumlardan bazılar...

"Fenerin en max bu forveti olur zaten", Her zaman ki hali. Biz Fenerbahçeliler hiç şaşırmadık", "Normal anı o", "Buna şanssızlık değil anca beyinsizlik denir", "Daniel Güiza sendromu, Youssef En-Nesyri", "Yine yapmış yapacağını"

Bir yandan da milli araya girilmesiyle birlikte Türkiye'de maçlarını oynuyor. Milliler, Bulgaristan'ı 2-0 mağlup ederken gözünü İspanya maçına çevirdi.

Futbolseverler bu önemli maçlar öncesinde gündeme dair haberleri gazetelerin spor sayfalarında takip ediyor.

16 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Bazı köyler ve yollar yoğun kar yağışı sonrası ulaşıma kapanırken soğuk hava etkisini sert şekilde göstermeye başladı.

​Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin Milli Gazete muhabiri Yusuf Öztek’e açıklamalarda bulundu. Ergin açıklamasında Gazze’de yaşananların sadece bir coğrafyanın meselesi olmadığını yaşananların insanlığın ortak imtihanı olduğunu belirterek; “Diyarbakır’dan bir kez daha haykırıyoruz: İnsan hayatının değeri pazarlık konusu yapılamaz! Zulmün karşısında susmak, suça ortak olmaktır. Gazze’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın değil, insanlığın ortak imtihanıdır. Ve bugün, Türkiye’nin bu zulüm karşısında gereken adımları atmaması, vicdanları derinden yaralamaktadır.” dedi.

Ay yıldızlılar, elemelerde E Grubu 5. maçında yarın Bursa'da Bulgaristan'ı konuk edecek.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde teknik direktör Vincenzo Montella yönetimindeki antrenmanın 15 dakikalık bölümü basına açık gerçekleştirildi.

Teknik direktör Montella, antrenmandan önce futbolcularla kısa bir toplantı yaptı. Koşu ve ısınma hareketleriyle başlayan idman, pas çalışmasıyla devam etti. Antrenmanın basına kapalı bölümünde ise taktik çalışma yapıldı. Oyunculardan Emirhan Topçu, ağrıları nedeniyle idmanda yer almadı.
A Millilerin idmanını TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri de takip etti.

BUGÜN BASIN TOPLANTISI

Ay-yıldızlı takım, saat 15.45'te kara yoluyla Bursa'ya hareket edecek. Milliler, saat 18.00'de maçın oynanacağı Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadı'nda yürüyüş yapacak. Saat 18.15'te ise teknik direktör Vincenzo Montella ve futbolculardan İsmail Yüksek, statta düzenlenecek basın toplantısında soruları yanıtlayacak.

Daha önce birçok kez Filistin'e desteğini dile getiren dünyanın en iyi teknik direktörlerinden Pep Guardiola, bir kez daha destekte bulundu.

GUARDIOLA FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ MAÇLARI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU

Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, Filistin halkına yönelik saldırılara dikkat çekerek Barselona halkına seslendi.

Ünlü teknik direktör sosyal medyadan yayınladığı mesajla, Filistin Milli Takımı'nın Bask ve Katalan bölgeleriyle yapacağı maçlar öncesi Barcelona halkına seslendi.

Guardiola, paylaştığı video mesajında şu ifadeleri kullandı: "Bilet gelirlerinin tamamı, Filistin'deki insani yardım çalışmalarına ve sosyal projelere bağışlanacak. Hadi stadyumu dolduralım!"

FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ BARCELONA'DA OYNAYACAĞI MAÇLAR

Gazze'de soykırıma uğrayanların adına düzenlenecek ilk karşılaşma, 15 Kasım Cumartesi günü San Mames Stadı'nda TSİ 22.30'da oynanacak.

İkinci dostluk maçı ise Barselona'daki Lluis Companys Olimpiyat Stadı'nda 18 Kasım Salı günü TSİ 20.30'da Katalonya ile oynanacak.

Bir yandan da milli araya girilmesiyle birlikte Türkiye'nin, Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler bu önemli maçlar öncesinde gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

14 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Özkaya, konuşmasında insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dikkat çekti. Ayrıca, Hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hiçbir zaman, hiçbir koşulda prim verilmemelidir mesajını net bir şekilde verdi.

''HİÇ BİR HEDEF ULAŞILMAZ DEĞİLDİR''

AYM Başkanı Özkaya, öğrencilere seslendiği konuşmasında, “Unutmayın azim sabır ve doğru yön bir araya geldiğinde hiçbir hedef ulaşılamaz değildir yeter ki kalbinizle inanın aklınızla planlayın emeğinizle sürdürün o zaman yolunuz her zaman aydınlık geleceğimiz her zaman her daim umut dolu olacaktır” dedi

''BİR TARAF CENNET BİR TARAF CEHENNEM''

'Öyle bir yaşayalım ki vakti geldiğinde Hazreti Allah bizi kimsenin hakkıyla..” dedikten sonra gözyaşlarına hakim olamadı. Konuşmasına devam edemeyen Özkaya’a ise salondakiler alkışları ile destek oldu. Başkan Özkaya daha sonra hakimliğin bir tarafının nur bir tarafının ise nar olan bir meslek olduğunu belirterek, “Yani bir tarafı cennet bir tarafı cehennem. Ben bu lafa geldiğinde korkuyorum. Evet Cenabı Allah bizi kimsenin hakkıyla huzuruna seslemesin”

SOSYAL MEDYADA O GÖRÜNTÜLER VİRAL OLDU

AYM Başkanı Özkaya'nın bu konuşması, sosyal medyda geniş yankı uyandırarak viral oldu.

“Eleştirilerimde hep şehit arkadaşlarım vardır”

TSK Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli olan Özeller, 16 Eylül’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı. İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Özeller hakkında dün verdiği karar ile tahliye kararı aldı.

Cezaevinden çıkan Özeller, sevenleri tarafından coşkuyla karşılandı ve yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bugünkü duruşmada hukukun gereği tecelli etti. Ben devletin yetiştirdiği bir adamım. Devlet yedirdi, içirdi, giydirdi, eğitti. Sonra emir verdi ve beni terörsüz Türkiye için 28 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmamı sağladı. Kucağımda şehitlerim oldu. Hiçbirini unutmuyorum. Yapmış olduğum eleştirilerde, yol göstermelerde, önerilerde, mücadelemde hep o şehit arkadaşlarım vardır.”

Adalet Bakanlığı’na çağrı

Özeller, askerlik yemini ve vatan, millet sevgisi vurgusunun kendisi için her şeyin üzerinde olduğunu belirterek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 sonrası eylemlerinden de sorumlu tutulması gerektiğini söyledi.

“Adalet Bakanlığımıza buradan çağrı yapıyorum. Abdullah Öcalan, 1999’dan sonra da örgütü yönetmiş ve bu süredeki tüm eylemlerden sorumludur. 99’dan sonraki eylemlerin de örgüt lideri olarak yargılanması gerekiyor. Hukukun başlatılmasını hassaten talep ediyorum.”

Özeller, açıklamalarında Türkiye’nin huzuru ve şehit arkadaşlarının hatırasını yaşatmak için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

250 BİN DOLAR VERDİ

Zimbabveli bir iş insanı, lig şampiyonu Scottland FC oyuncularını ödüllendirmek için çantasını açarak tam 250 bin dolar nakit para çıkardı. Bu anlar sosyal medyada biranda gündem oldu.

SCOTTLAND FC'DEN TARİHİ BAŞARI

Scottland FC, ilk sezonunda Zimbabve Premier Ligi'ni kazanarak ülke futbolunda tarihi bir başarıya imza attı. Çantayla verilen nakit ödül, bu şampiyonluk sevincine damga vurdu.

SOSYAL MEDYADA BÜYÜK YANKI

Paylaşılan görüntüler dünya basınında da ilgi çekerken, futbolseverler "böylesi görülmedi", "Futbolun en ilginç prim töreni" yorumları yaptı. Scottland FC'nin tarihi başarısı kadar, bu sıra dışı ödül töreni de hafızalara kazındı.

Arıkan, İznik tehlikesine dikkat çekerek devlet-dini otorite karışımının güçlü olduğu bir yapının egemenlik alanımız içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine kayıtsız kalmamalıyız uyarısı yaptı. Meselenin ekonomik getiri veya turizm potansiyeli değil özel statü alanı oluşturulması ihtimali üzerinden tartışılması gerektiğini belirtti.

O kişi, Türkiye’nin sanayi hamlesinin mimarı, milli görüşün öncüsü Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dı. O günlerde kimsenin hayal bile edemediği bir geleceği o, adeta bir vizyoner gibi çizmişti. Bugün onun bu sözü, her geçen gün daha da anlam kazanıyor.

Bir yandan da milli araya girilirken Türkiye'nin Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

13 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

12 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

ŞEYTAN TAŞLAMA 

Güney Kore’nin başkenti Seul’de yüzlerce kişi, Gazze’deki soykırım suçlarını protesto etmek için bir kez daha sokaklara çıktı.

Göstericiler, uluslararası topluma sessizliğini bozma çağrısında bulundu.

Güney Kore’nin başkenti Seul, bir kez daha Gazze’ye destek sesleriyle yankılandı.

Kentin merkezi meydanında toplanan kalabalık, işgal rejiminin Gazze’de yaptığı soykırımı kınadı.

Göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ve “Açlığa Son Verin”, “Gazze İçin Adalet” yazılı pankartlarla yürüdü.

Grup, uluslararası topluma, özellikle de Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkelerle, Gazze’deki soykırıma sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.

Konuşmacılar, Gazze halkının temel gıdaya, ilaca ve temiz suya erişiminin engellenmesini insanlık suçu olarak nitelendirdi.

Güney Koreli Filistin destekçileri, soykırımın 1 numaralı faili Netanyahu'nun posterini şeytan taşlarcasına ayakkabı fırlatarak taşladı.

Daha önce Göztepe ve Alanyaspor maçlarında penaltı kaçıran Anderson Talisca, bu sezon 3. denemesinde ilk penaltı golünü kaydetti.

Golün ardından Fenerbahçeli oyuncular takım arkadaşlarına destekte bulundu. 

PASİFİKTE DEPREM VE TSUNAMİ

Deprem ve tsunaminin yaşandığı Kamçatka'daki Severo-Kurilsk kentinde acil durum ilan edildi.

Rusya'da meydana gelen bu deprem tarihte ölçüm cihazlarıyla kayıt altına alınmış en büyük 10 depremden biri oldu.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi, (USGS) depremin merkez üssünün yarımadadaki Petropavlosvk-Kamçatskiy kentinin 119 kilometre güneydoğusu olduğunu belirtti.

Rusya Acil Durumlar Bölge Bakanı, depremden sonra Kamçatka bölgesinin bazı bölgelerinde 3-4 metre yüksekliğinde tsunami dalgaları kaydedildiğini söyledi.

Pasifikte bazı ülkelerde kıyı şeritlerini tahliye etme uyarısı yayınlandı.

ABD ve Japonya'da arka arkaya Tsunami uyarıları yapıldı.

Japonya, dalgaların üç metreye ulaşmasının beklendiğini duyurdu ve Pasifik Okyanusu kıyısındaki yaklaşık 900 bin kişiye tahliye emri verdi.

Meksika ve ABD'nin Alaska ve Hawaii eyaleti, Pasifik Okyanusu kıyıları ile Pasifik Adaları'na yönelik tsunami uyarısı yapıldı.

Doğu Japonya Demiryolları, Kamçatka açıklarında meydana gelen deprem nedeniyle bazı hizmetlerini askıya aldı.

DOKTORLAR AMELİYATA DEVAM ETTİ

Dünyanın en büyük 10 depremi arasına giren bu depreme ameliyatta yakalanan doktorların videosu viral oldu.

Dolaşıma giren videoda ameliyathanede yatan bir hasta üzerinde ameliyat gerçekleştiren 4 doktorun depreme yakalandığı görüldü.

Şiddetli sarsıntı başladığında doktorlar panikle kaçmak yerine oldukça soğukkanlı davranarak hastayı sabit tutmaya çabaladı.

Rusya Sağlık Bakanı, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, Rusya'daki doktorların 8,8 büyüklüğündeki güçlü depreme rağmen bir hastaya müdahale etmeye devam ettiğini söyledi.

Kıbrıs harekatının ardından Amerika'nın Türkiye'ye silah yaptırımı uygulaması sonrası irade ortaya koyan Milli Görüş, ülkedeki Amerikan üslerini kapatarak Amerika'ya anladığı dilden konuşmuştu.

Türkiye'nin Milli çıkarları için Ortadoğu'yu Amerika'yı karşısına alan Milli Görüş şartlarını Amerika'ya dayatmasını bilmişti.

İşte Erbakan Hoca'nın o konuşması:

"Size başımızdan geçen bir olayı anlatayım. Sene 1976. Biz Kıbrıs harbini yapmışız. Bir latife olsun diye anlatıyorum ama gerçeği anlatıyorum size. Kıbrıs harbini yapmışız. Amerika, uydurma sebeplerden dolayı ambargo koymuş. Bunun karşısında biz o zaman Milli Selamet Partisi olarak Milli Görüş'ü temsil eden parti olarak önayak olduk. Bütün Amerikan üstlerini kapattık. Biliyorsunuz. Şimdi aradan iki sene geçti. Bizim ortaklarımız, koalisyon ortaklarımız AP ile koalisyondayız. Amerika'dan silah almak için ille hoca gel bu üstleri yeniden açalım diyorlar. Tekrar tekrar açalım diyorlar. Biz de bu durum karşısında 'açarız ama şartlarımız var' dedik. O zaman Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Bey bakanlar kurulunda dedi ki 'hocam' dedi 'Bak ben şimdi Amerika'ya gidip müzakereler yapacağım. Onlarla bir noktada anlaşacağım. Sonra gelip de size söylediğim zaman olmamış derseniz üzülürüm. Onun için ne istiyorsanız söyleyin. Hepsini ben kayıt alacağım. Gideceğim onlara diyeceğim ki bunları kabul ederseniz açarız. Yoksa açmayız. Onun için ne istiyorsan söyle.' O kabinede bakan arkadaşlarımızın hepsi burada huzurlarınızda. 'Öyle mi peki yaz. Madde madde.' İki sayfa madde yazdırdık. Niçin çünkü o kadar haksız maddeler koymuşlar ki 'tamam' dedi. 'Benim işim kolay. Gideceğim. Bunları kabul ederseniz açarız. Etmezseniz açmayız.' Bunları kaydettikten sonra çıktı Amerika'ya gitti. Bir ay kadar kaldı döndü geldi. Şimdi bize bakanlar kurulunda bilgi veriyor. Diyor ki 'Önce Sayın Erbakan'a teşekkürle söze başlayacağım. Neden hayır ola eee bütün bunları bize not ettirdi Bunlar benim çok işime yaradı Niçin ben yıllardan beri dışişleri bakanıyım. Amerikalılara hep gidip konuşuyorum. Amerikalılar hep aynı numarayı yapıyorlar bana.' Ben böyle ifade ediyorum. Bu manada söylüyor. Eeee diyorlar ki 'bak biz yönetim olarak sizin yanınızdayız ama bizim başımızda bir senato belası var. Bu senato istediğini kabul ediyor istediğini etmiyor. Onun için biz hemen kabul edeceğiz ama senatoya kabul ettiremiyoruz. Onun için bu işi yapmak istiyorsanız siz böyle kabul edin' diyerek kendi isteklerini bugüne kadar hep bize kabul ettiriyorlardı. Ama bu sefer iş değişti. Neden? Onlar gene aynı numarayı yaptılar bana. Dediler ki 'işte biz istiyoruz yönetim olarak ama senato istemiyor.' Bu sefer dedim ki durun durun devir değişti. Neden? Yahu kardeşim sizin başınızda bir senato var ama bizim başımızda da bir Milli Selamet var ki senin, senin senaton, senin senaton vız gelir dedim onlara' diyor 'Çok işime yaradı. Bütün bu maddeleri böylece onlara kabul ettirdim. Çünkü onlar da Milli Selamet'in bundan başka şey kabul etmeyeceğini biliyorlar.' Ben size ne hatırlatmak istiyorum bütün dışarıdaki ülkeler Milli Görüş'ü bilirler ha. Biz bizim köylümüze anlatamıyoruz. Yoksa yoksa dışarıdakiler, dışarıdakiler bunu bilirler."