Sarıgöl Ziraat Odası Yönetim Kurulu, gerçekleştirdiği toplantı sonucunda budakçıların günlük 1500 TL ücretle çalışacağı kararına vardı.

Kararla ilgili açıklamalarda bulunan Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, üzüm hasadının tamamlanmasının ardından bölgede budama sezonunun başladığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu yıl Sarıgöl ve çevresindeki üzüm bağlarında çalışacak budama işçileri için günlük yevmiyenin 1500 lira olması yönünde karar aldık. Üreticilerimiz ile işçilerimizin mağdur olmaması için ücrette ortak bir standart oluşturduk.”

- "YENİ BİR GAZZE Mİ İSTİYORSUNUZ?"

Maduro, ABD'yi hedef alarak, "ABD halkına sesleniyorum, insanlık Gazze'deki soykırımdan dolayı yeteri kadar acı çekiyor zaten. Gazze’de yaşananların soykırım olduğunu kabul etmeyen neredeyse hiçbir halk kalmadı. ABD tarihinde ilk kez yapılan anketlere göre özellikle genç kesim Gazze'de olanları soykırım olarak görüyor. Her gün ateşkesi ihlal eden saldırılar yapıyorlar. Siyonist İsrail devletinin savaş uçaklarının bombaları sonucu Filistinli çocuklar ve kadınlar öldürüldü. Bu gerçek olan bir şey. Güney Amerika'da yeni bir Gazze mi istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

- AYAKTA ALKIŞLANDI!

Maduro, ABD’nin yalnızca Venezuela’yı hedef almadığını savunarak, Washington yönetiminin aynı zamanda tüm Latin Amerika’ya ve dolayısıyla insanlığa yönelik saldırılar yürüttüğünü belirtti.

ABD'nin geçmişteki işgallerini hatırlatan Maduro, şunları ifade etti:

"ABD halkına soruyorum, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeni bir Afganistan mı istiyorsunuz? Yeni bir Vietnam mı istiyorsunuz? Libya’nın tekrar yaşanmasını mı istiyorsunuz? Yoksa Gazze’den daha kötü bir senaryo mu istiyorsunuz? Biz, buna hayır demenizi istiyoruz. Burada uluslararası hukuk kazanacak, barış kazanacak. Halkımız ise istikrarını, egemenliğini ve var olma hakkını koruyacak."

Devlet Başkanı Maduro'nun sözleri salondakiler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.

- KARAYİPLER'DEKİ HAREKETLİLİK

ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı kararname kapsamında, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını vermişti.

ABD, bu bağlamda ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan deniz gücü göndermiş, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti.

Venezuela Devlet Başkanı Maduro da buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı.

Uluslararası çapta "hafta sonu keskin nişancı turu" ve "savaş turizmi" gibi başlıklarla yankı bulan, bazı İtalyanların "hafta sonu eğlencesi" olarak Sırp keskin nişancılara bugünün değeriyle 80 ila 100 bin avroya karşılık gelen yüksek bir meblağ ödeyerek, Bosnalı sivillere ateş açmasına ilişkin adli makamlara yaptığı şikayetle soruşturma açılmasını sağlayan Gavazzeni, Milano'da özel açıklamalarda bulundu.

- "BU KONU O DÖNEM AKLIMDA YER ETMİŞTİ, BENİ ETKİLEMİŞTİ"

Gavazzeni, söz konusu "hafta sonu turlarına" sadece İtalyanların katılmadığına dikkati çekerek, "Yugoslavya iç savaşı sırasında, yani 1992 ile 1996 yılları arasında, Batılı zenginler, İtalyanlar, Almanlar, Fransızlar, İngilizler vb. yani istisnasız tüm Batı ülkelerinden insanlar, özellikle Saraybosna'da sivillere ateş etmek için muazzam meblağlar ödüyorlardı." dedi.

Bu konuyu ilk kez 1995'te İtalyan basınında çıkan haberler vasıtasıyla öğrendiğini anlatan Gavazzeni, "Bu konu o dönem aklımda yer etmişti, beni etkilemişti, ancak bu konuyu araştırabilecek durumda değildim. Ta ki 2022'de 'Saraybosna Safari' belgeseli çıkana kadar. 'Saraybosna Safari'yi görür görmez ki bu belgesel ilk kez bu avcı gruplarını, yani öyle diyelim, ya da keskin nişancıları bir şekilde görmüş veya onlarla karşılaşmış iki kişinin tanıklıklarını içeriyordu. Dolayısıyla hemen belgeselin yönetmeni Miran Zupanic'e yazdım. Ve o noktada araştırmam başladı." dedi.

Gavazzeni, söz konusu turlara katılanların nasıl bir profilde olduğu sorusuna şu yanıtı verdi:

"Tipik bir müşteri, çok zengin, köklü, sosyal çevresinde tanınmış, silahları ve avlanmayı kesinlikle seven varlıklı bir profesyonel veya girişimci profilinde. Bu kişiler, elbette para karşılığında hem de çok para karşılığında savaş bölgelerine, eski Yugoslavya'ya götürülüyordu. Özellikle Saraybosna'ya, ama Mostar, Pale ve Srebrenitsa'ya da."

- "HERKESİ VURUYORLARDI"

Gavazzeni, bu tura katılanların, yüksek meblağlar karşılığında Saraybosna'daki sivillere ateş edebildiğini belirterek, "Kimse ayırt edilmiyordu. Yani bir çocuk, bir kız, bir kadın, bir erkek hedef tahtasına konduğunda, hiçbir sakınca yoktu. Herkesi vuruyorlardı. Ve bu kişilerin, elbette onları oraya götüren refakatçileri vardı, çünkü onlara eşlik edenler vardı." ifadelerini kullandı.

Bu turlara kaç kişinin katıldığı sorusuna da Gavezzeni, "Sayı veremiyorum, çünkü (savcılığa) verdiğim sayı zaten oldukça kesin. Bana bu bilgiyi veren kişiye, 'Bu tahmini bir sayı mı?' diye sordum. O da 'Bir iki yanılabilirim, ama bu sayı gerçek.' dedi. Yani elimizde oldukça doğru bir rakam var. Onlarca kişiden değil, çok, çok, çok fazla kişiden söz ediyoruz. Yüzlerce demek yanlış olmaz." yanıtını verdi.

Binlerce Filistinli yağmur altında hayatta kalma savaşı veriyor

Yağmurun aniden bastırmasıyla binlerce Filistinli, açlık, hastalık ve bombardımanın yıkımıyla sürdürdükleri mücadelenin yanına bu kez de yağmur altında hayatta kalma savaşı eklemek zorunda kaldı. Kimileri suya bulanmış battaniyeleri kurutmaya çalışırken, kimileri de çadırlarının yırtılan kısımlarını kaldırıp akan suyu uzaklaştırmaya uğraştı. Altyapının bulunmadığı bölgelerde aileler, yataklarını sudan koruyabilmek için taş ve kum yığınları biriktirmek zorunda kaldı. Gazze’deki ilk kış fırtınasının dün etkili olmasıyla yüzlerce çadır ile birçok geçici barınma merkezi suyla doldu. Bu durum, iki yıldır süren soykırımın yarattığı insani felaketi daha da derinleştirdi.

İsrailliler Sarı Hattı geçmeseler bile Filistinlileri hedef alıyor

Aileler, İsrail’in yıktığı evlerine dönmeleri yasaklandığı için dar bir alanda, "Sarı Hat"tın gerisine sıkışmış durumda. Bu hat, İsrail ordusunun hala kontrol ettiği bölgeler ile 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes sonrası geri çekildiği alanlar arasında bir sınır işlevi görüyor. İsrail güçleri, bu hattın yakınına yaklaşan Filistinlileri çizgiyi geçmemiş olsalar bile çoğu zaman hedef alıyor. Abluka ve kısıtlamalar nedeniyle temel ihtiyaçlara erişimin zorlaşması, sağlık ve eğitim gibi hayati hizmetlerin sunulamaması, Gazze’deki yaşam koşullarını daha da ağırlaştırıyor. Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, eylül ayı sonunda yaptığı açıklamada, bölgede bulunan 135 bin çadırın yaklaşık yüzde 93’ünün artık barınmaya elverişli olmadığını ve 125 bininin tamamen kullanılamaz hale geldiğini bildirmişti.

"Her gün yeni bir vahşet haberiyle güne uyanıyoruz"

Aile hekimi Dr. İbrahim Fatih Doğan, grup adına yaptığı açıklamada, Sudan'dan gelen son görüntülerden anladıkları üzere, zulüm gören ülkelerin kaderleri ve bayraklarının hep benzer olacağını ve hep kanla boyanacağını söyledi. Her gün yeni bir vahşet haberiyle güne uyandıklarını ifade eden Doğan, "Şehir ismi bir gün Hama, Bosna, Gazze, Al-Faşir olacak. Mekan ismi bir gün Ebu Gureyb, Sde Teiman, Sednaya olacak. Ama yaşananlar hep aynı kalacak. Bu kadar zulüm bir insanın insan kalabilmesi için çok fazla, ama Osmanlı'dan sonra yetim kalmış Müslümanlar için maalesef artık 'normalleşmiş' durumda. Tüm kollarıyla dünyaya sarılmış, dünyanın kanını emen, her bulduğunun boynuna dolanmış İsrail’in maddi, manevi, ekonomik ve sosyal olarak bize saldıran kollarını tek tek kesmedikçe de böyle devam edecek." dedi.

Doğan, Azerbaycan görevinden dönerken şehit olan askerlerimizi de andı

Boykotun önemine de değinen Doğan, "11 Kasım'da Azerbaycan görevinden dönerken uçak kazasında şehit olanlara Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize metanet diliyoruz. Allah şühedamızı Peygamberimizin sancağı altında buluştursun. Onların yolunu yolumuz eylesin. Onlara nasip olan bize de nasip olsun." ifadelerini kullandı.

Adalı, oyuncunun durumu ve kulüpten ayrılma ihtimaliyle ilgili net mesajlar verdi.

Adalı’dan Rafa’ya “Ya Profesyonellik, Ya Bonservis” Resti

Başkan Adalı, Rafa Silva’nın geçen sezon maç başı ortalama 87 dakika oynayan bir oyuncu olduğunu hatırlatarak, bu sezon Başakşehir maçında 70. dakikada oyundan alındığında menajerinin görüşme talep ettiğini açıkladı. Adalı, oyuncunun önce futbol oynamak istemediğini ve emekli olacağını söylediğini, ardından ise farklı açıklamalarla “3 başkan, 4 teknik direktör gördüm” diyerek başka takımlara gitme isteğinde bulunduğunu belirtti.

Adalı, Rafa Silva’ya kulüp olarak özel davrandıklarını ve her türlü desteği verdiklerini vurgulayarak şunları söyledi:

“Rafa Silva bizim sözleşmeli oyuncumuzdur. İki seçeneği var: Ya sevgiyi ve güveni karşılıksız bırakmayıp profesyonelliğin gereğini yapar, ya da Beşiktaş’ın belirlediği bonservisi getirir ve gider. Bunların hiçbirini yapmazsa sözleşmesinin sonuna kadar hiçbir yere gidemeyecek.”

Adalı ayrıca oyuncunun devre arasına kadar profesyonel olarak görev yapmasını istediğini, menajerinin “3 milyon Euro getirip bırakın” teklifini ise kabul etmediklerini ifade etti.

Yalçın: “Elimizden Geleni Yaptık”

Teknik Direktör Sergen Yalçın da Rafa Silva için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti. Yalçın, oyuncunun ilk günden itibaren mutsuz olduğunu ve ayrılmak istediğini söylediğini açıkladı. Yalçın, Rafa’nın Kasımpaşa maçı haftasında antrenmanlara çıkmak istemediğini belirterek, konunun idari boyuta geçtiğini ifade etti.

Yalçın, oyuncuya kapılarının hâlâ açık olduğunu, ancak Rafa Silva’nın iletişimi tamamen menajeri üzerinden sürdürdüğünü söyledi.

Başkan Adalı’dan Ayrılma Mesajı

Adalı, Türkiye’de hiçbir kulübe gitme ihtimali olmadığını vurgulayarak, oyuncuya ve menajerine net mesaj verdi:

“Türkiye’de oynayacaksa Rafa Silva Beşiktaş’ta oynayacak. Mukavelesi 1,5 yıl. Ocak ayında çıkış maddesi bellidir. Şu an düzelme ihtimali yüzde 1 ama bu yüzde 1’i bekleyeceğiz.”

Başkan ayrıca, Benfica ile herhangi bir transfer görüşmesinin olmadığını ve kulüp olarak şartların Beşiktaş tarafından belirleneceğini sözlerine ekledi.

Bir diğer önemli detay, nargile takımı ile birlikte kullanacağınız nargile kömürü türleridir. Kaliteli bir kömür seçmek, nargilenizin tadını doğrudan etkiler. Özellikle doğal ve organik kömürler, yanma süresi ve aromasıyla tercih edilmelidir.

Nargile takımı alırken ayrıca borunun uzunluğuna da dikkat etmelisiniz. Uzun borular daha soğuk ve düzgün bir buhar sağlar, bu da keyifli bir içim deneyimi sunar. Kısa borular ise daha yoğun bir duman yapar ama içim sırasında harsal bir etki yaratabilir.

Nargile aksesuarları da seçimlerinizi etkileyici bir şekilde tamamlar. Farklı renk ve tasarımlara sahip nargile başlıkları ve hortumlarıyla takımınızı kişiselleştirerek daha keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Nargile Kömürü Türleri Ve Özellikleri Nelerdir?

Nargile kömürü, nargile keyfinin en önemli bileşenlerinden biridir. Doğru kömür seçimi, içtiğiniz nargilenin tadını doğrudan etkiler. Farklı kömür türleri, yanma süresi, sıcaklık ve tat profili açısından farklılık gösterir.

Birçok nargile sever, doğal kömürleri tercih eder. Bu kömürler, genellikle hindistan cevizi kabuklarından yapılır ve daha uzun süre yanma özelliğine sahiptir. Ayrıca, kimyasal madde içermedikleri için daha saf bir tat sunarlar.

Diğer bir popüler seçenek ise preslenmiş kömürlerdir. Bu kömürler, genellikle daha düşük bir fiyat aralığında bulunur. Ancak, yanma süreleri kısadır ve bazıları kimyasal katkı maddeleri içerebilir, bu da nargile deneyimini olumsuz etkileyebilir.

Üçüncü bir seçenek ise elektro kömürlerdir. Elektrikli nargile kömürleri, hızlı ve kolay bir kullanım sunar. Ancak, gazlı kömürlere göre daha az yaygındır ve genellikle özel bir cihaz gerektirir.

Nargile Kullanımında Doğru Teknikler Ve Hazırlık

Nargile kullanımı ve hazırlığı, keyifli bir deneyim için oldukça önemlidir. İlk olarak, nargile takımının tüm parçalarının doğru bir şekilde bir araya getirilmesi gerekiyor. Su haznesi, nargile başlığı ve hortumun iyi entegre olması, keyifli bir içim sağlar.

Nargile kömürlerinin doğru seçimi ve kullanımı da büyük bir etkiye sahiptir. Kömürler, nargilenin duman kalitesini ve aromasını belirler. Doğru kömürün seçilmesi ile birlikte, ısının eşit dağılımı sağlanarak, malzemelerin yanma süreci optimize edilir.

Ayrıca, başlıkta kullanacağınız tütün veya aromaların yeterli miktarda olması önemlidir. Aşırı doldurmak, hava akışını engelleyebilirken, az doldurmak da tat kaybına neden olabilir. Bu dengeyi sağlamak, nargile keyfinizi artıracaktır.

Nargile içimi sırasında, ağızdan yavaşça duman çekip, birkaç saniye bekledikten sonra dışarı vermek ideal bir tekniktir. Böylece dumanın aromasını tam anlamıyla almış olursunuz. Yavaş ve derin nefes almak, nargile deneyiminizi daha keyifli hale getirecektir.

Periyodik olarak nargile takımı parçalarını kontrol etmek ve temizlemek de önemli bir detaydır. Temiz bir nargile, daha iyi bir içim deneyimi sunar ve sağlık açısından da olumlu bir etki yaratır.

Nargile Keyfi İçin En İyi İpuçları Ve Öneriler

Nargile keyfi, her bir detayın önem taşıdığı bir deneyimdir. Öncelikle, nargile takımı seçiminiz kadar kullanacağınız nargile kömürü de büyük bir etkiye sahiptir. Kaliteli kömür tercih etmek, nargilenizin aromalarını daha iyi sergilemesine yardımcı olacaktır.

Bir diğer ipucu ise, nargile hazırlandığında, hemen tüttürmeye başlamadan önce bir süre dinlendirilmesidir. Bu, dumanın daha iyi olgunlaşmasını ve lezzetini artırmasını sağlar. Ayrıca, nargileyi sosyalleşmek için bir ortamda paylaşacaksanız, her bir kullanıcının damak zevkine uygun tatlar sunarak keyfi yükseltebilirsiniz.

Hava akışını dengede tutmak da nargile deneyiminizi olumlu yönde etkiler. Aşırı sıkı veya gevşek bir kurulum, dumanın kalitesini düşürebilir. Bu nedenle, nargile kömürü ve tütün arasında uygun bir denge sağlamak önemlidir.

Nargile içimini keyifli hale getirmek için yanınıza hafif atıştırmalıklar almanızı öneririz. Bu, hem sohbetlerinizi renklendirir hem de nargile keyfinizi daha da artırır. Dikkat edilecek bu basit ipuçları ile nargile keyfinizi maximum seviyeye çıkarabilirsiniz.

https://nargileuzmani.com/

Dondurulmuş Gıda Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Yıldırım, taze sebze ve meyvelerin, hasat edildikten hemen sonra yıkanıp dondurulmasının ürünün doğallığını koruduğunu söyledi.

Yıldırım, “Dondurulmuş gıdalar tazeyken ne kadar doğal ise, dondurulduktan sonra da aynı kaliteyi sunuyor” dedi.

- DONDURULMUŞ GIDA TÜKETİMİNDE ABD ZİRVEDE!

Dünya genelinde dondurulmuş gıda tüketiminde ABD birinci sırada yer alıyor ve kişi başına tüketim 70 kilogram seviyesinde. Avrupa’da bu rakam 40 kilogram iken, Türkiye’de yalnızca 7 kilogram. Bu durum, sektörün Türkiye’de büyüme potansiyelini gözler önüne seriyor.

- "YILLIK 12-15 TON İHRACATIMIZ VAR!"

Türkiye, dondurulmuş kiraz ve biber ihracatında öne çıkıyor.

Taze kiraz ihracatının yıllık 80 bin tonu geçtiğini dile getiren Yıldırım, devamında şunları kaydetti:

"Türkiye yıllarca dondurulmuş biber ihraç etti. Dondurulmuş kirazda da dünya lideriyiz. Taze kiraz ihracatımız bu yıl yaşanan zirai don olayını saymazsak ortalama 80 bin tonun üzerinde. Dünyada taze kiraz ihracatında hep ilk 3’te yer aldı. Avrupa’da zaten lideriz. Dondurulmuş kirazda da ilk sıradayız. Afyonkarahisar’ın Sultandağı ilçesi gibi üretim yerlerinde ürünler toplanıyor çekirdekleri çıkartılıyor ve organik olarak donduruluyor. Dondurulmuş kirazın önemli bölümünün ABD’ye ihraç ediliyor. Yıllık 12-15 bin ton ihracatımız var. Organik tarafında ciddi avantajımız bulunuyor. Katma değerli ürünler üretiyorsunuz, satıyorsunuz ve döviz sağlıyorsunuz. Çiftçi memnun oluyor ihracatçı da mutlu."

- "ÜRÜNLERİN BÜYÜK KISMI ORGANİK!"

Kirazın hasadının ardından süreç bitmiyor; dondurulmuş ürünler yıl boyunca pastacılık, kokteyl ve meyveli yoğurt gibi birçok sektörde kullanılıyor. Yıldırım, “Ürünlerin büyük kısmı Türk çiftçisinin yetiştirdiği ve Türk firmaları tarafından dondurulan organik kirazlardan oluşuyor. Bu da Türkiye’nin global pazarda rekabet gücünü artırıyor” ifadelerini kullandı.

Hangi sayaçların değişmesi gerekiyor?

Muayenesi 2014–2019 yılları arasında tamamlanan sayaçlar geçerliliğini yitiriyor. Bu nedenle milyonlarca konutun kapsam içinde olduğu belirtiliyor. Eski sayaçların yeni yılda kullanım dışı kalacağı hatırlatılıyor.

Ceza süreci nasıl işleyecek?

Denetimlerde muayenesiz sayaç tespiti yapılması hâlinde cezai işlem uygulanacak. Eski sayaç kullanımının mevzuata aykırı kabul edildiği ifade ediliyor. Süre yaklaştıkça kontrollerin artırılması bekleniyor.

Değişim adımları nasıl takip ediliyor?

Aboneler ilk olarak il müdürlüğüne giderek bildirimde bulunuyor. Muayene işlemleri belirlenen serviste tamamlanıyor. Yeni sayaç takıldığında süreç geçerli kabul ediliyor.

Düzce’nin orman ürünleri üretimini artırmaya yönelik çalışmalar devam ederken, ocak ayında 1.133 ton, şubat ayında 4.068 ton, mart ayında 980 ton, nisan ayında 991 ton, mayıs ayında 927,5 ton, haziran ayında 750 ton, temmuz ayında 113 ton, ağustos ayında 1.005 ton, eylül ayında 1.629 ton ve ekim ayında 2.043,45 ton ihracat gerçekleşti. Böylece yılın 10 ayında toplam 13 bin 639,95 tonluk ihracat rakamına ulaşıldı.

Geçen yıl Düzce’den toplam 13 bin 578 ton orman ürünü ihraç edilmişti.

Düzce, yüzde 55 orman alanına sahip olmasıyla orman ürünleri sektöründe önemli bir konumda bulunuyor. Kurulması planlanan Mobilya Kent ile birlikte ilin orman ürünleri ihracat kapasitesinin daha da artması bekleniyor. Uzmanlar, yeni yatırımların Düzce’yi orman ürünleri sektöründe daha güçlü bir merkez haline getireceğini belirtiyor.

Bazı köyler ve yollar yoğun kar yağışı sonrası ulaşıma kapanırken soğuk hava etkisini sert şekilde göstermeye başladı.

Uzmanlara göre tablo ihtiyatlı bir iyimserlik sunuyor

KONUTDER Başkanı, birinci el satışlardaki yavaşlamaya rağmen genel görünümün olumlu olduğunu ifade etti. Sosyal konut projelerinin devreye girmesinin, genç ve dar gelirli kesime erişim fırsatı yaratacağını söyledi. Arsa üretimi ve finansman modellerinin güçlendirilmesi hâlinde, sıfır konut üretiminin hızlanabileceğini değerlendirdi. Bu adımların sektörün uzun vadeli dayanıklılığını artıracağı aktarıldı.

İkinci el konutlar fiyat avantajıyla öne çıkıyor

AYİDER Başkanı, sıfır konut fiyatlarının yüksekliği nedeniyle yatırımcı ve alıcıların ikinci ele yöneldiğini açıkladı. Büyükşehirlerde kira getirisi ve değer artışı beklentisinin bu eğilimi güçlendirdiği belirtildi. 500 bin konutluk kamu projesinin arzı genişleteceği, böylece konut piyasasının daha dengeli bir yapıya kavuşacağı vurgulandı. Mevduat getirilerindeki düşüşün konuta yönelimi hızlandırdığı da ifade edildi.

Bitmiş projeler satışlara ciddi katkı sağlıyor

GAPAS Başkanı, ipotekli satışlardaki yükselişin teknik nedenlerle de gerçekleşmiş olabileceğini ancak bunun satış verilerine olumlu yansıdığını söyledi. Bitmiş projelerin stoktan beslenen talebi karşıladığını, ancak üretim tarafının yeterince desteklenmediğini belirtti. Yeni konut üretimindeki maliyet baskısının sürdüğü, bu nedenle arzın sınırlı kaldığı ifade edildi. Kalıcı canlılık için finansman erişiminin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Karakoç'un bu çağın en büyük düşünürlerinden olduğunu belirten Hazıroğlu, özellikle İslam düşüncesinin yeniden yapılanmasını, "diriliş" kavramı üzerinden inşa etmeye çalıştığını söyledi.

Karakoç'un dirilişi bizzat bir yaşam tarzına dönüştürerek savunmaya ve o ışıkta yaşamaya çalıştığını dile getiren Hazıroğlu, "Sezai Bey diriliş düşüncesiyle bir anlamda Cumhuriyet döneminde yaşadığı sıkıntıları aşmak için tarihle yüzleşmeyi, İslam düşüncesini yenilemeyi, bu çağa taşımayı ve gelecekte hem İslam ülkelerinin hem ülkemizin daha müreffeh, hür ve bağımsız bir halde olmasını sağlayıcı stratejiler, düşünceler geliştirdi ve ömrünün son yıllarında politik atılımlar yaptı." dedi.

Hazıroğlu, Karakoç'un düşünce olarak yaşatılması gerektiğini vurgulayarak, "Söylediklerinin haricinde yaşam tarzıyla da farklılık göstermiş bir insan. Bazıları bunu anlamakta zorluk çekebiliyor. Sezai Bey yaşantısıyla haliyle bir Müslüman asaletini yansıtan ender adamlardan biridir." ifadelerini kullandı.

- "BENİM MİSYONUM DÜŞÜNCE ADAMLIĞIDIR"

İslam ülkeleri ve düşüncesinde şairlerle edebiyatçıların öne çıktığına işaret eden Hazıroğlu, "Şairlerin kendilerine has dünyaları, bir tür mitolojik dönemden kalma yaklaşımları vardır. Kelime sihirbazı gibi çalışır onlar. Sezai Bey, şair olduğunu kabul eder ama 'Benim asıl misyonum düşünce adamlığıdır, düşünürlüktür. İslam düşüncesi ve onu geliştirme üzerinde çalışırım. Şairlik benim için ikinci bir özelliktir.' der. Ben bunu son derece önemli görüyorum." görüşünü paylaştı.

- "SEZAİ BEY'DE YENİLENME DÜŞÜNCESİ VAR"

Temel Hazıroğlu, son 20 senesini Karakoç'un yanında geçirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Onunla ilgili yazılar yazdım. Bir kitap çıktı. Bir tane daha çıkacak. Sezai Bey'de bir yenilenme düşüncesi vardır. Yenilenme diye bir kitabı yoktur ama yenilenme, tazelenme diye bir derdi var. Sürekli söylediği 'Bizim tezimiz medeniyet, hakikat medeniyeti, İslam medeniyeti tezidir.' der. Öte yandan düşüncesinin tarihi, sosyolojik, septik bir düşünce olmadığını ekler. 15 asırdır hiç kimse bulamadı, ben buldum, hepsi yanlıştı demez. Bir gelenek var, içinde hatası, eksiği, fazlalığı da olan var. Biz bununla yüzleşip bu geleneğin içinde yeni bir halka oluşturuyoruz düşüncesini savunur."

- "ŞAİRLİĞİ, KÜLTÜR TARAFI DA ÇOK ÖNEMLİDİR"

Karakoç'un düşüncesinin Hazreti Adem'den beri gelen İslam, fıtrat düşüncesinin içindeki özünün bu çağdaki şekillenişi olduğunu vurgulayan Hazıroğlu, şunları anlattı:

"Bugün kültür, sanat, siyaset, ekonomi alanındaki tartışmalarda Sezai Bey'in gündeme gelmesi tesadüfen izah edilecek veya sadece şairliğiyle anlatılacak bir şey değildir. Şairliği, kültür tarafı da çok önemlidir, asla inkar edemeyiz. Mona Roza en çok bilinen şiiridir. Birçok insan onu bir kadına olan aşk olarak değerlendirir. Oysa asıl amacının kadına aşık olmaktan çok, o manevi duygularla insanın Rabb'ine yönelmesi, o düşünceyi savunması vardır. Bir de var olan dünyadaki İslam karşıtlığına ilişkin kültürel edebiyat açısından bir cevap vermedir ve bence çok öğretici bir şeydir. O açıdan Sezai Bey'i gerçekten kutlamak gerekiyor. 50'lerde üniversiteye gidiyor. O dönemde bildiğimiz gül metaforu sol kesimde çok aşağılanıyor, dürtükleniyor ve şiirlerde, hikayelerde, tiyatrolarda alay konusu yapılıyor. Sezai Bey hatıratında anlatır. 'Gül ile o kadar alay ediyorlar, onu pespaye hale getirmeye çalışıyorlar ki ben rahatsız oldum.' diyor. Birkaç kişi bunlara cevap veriyor, 'Yapmayın, Peygamberin, İslam dininin sembolü güldür.' diye ama bunlara anlayacakları dilden bir cevap vermek gerekir. Bu da kültür, edebiyat, şiir dilidir diyor Sezai Bey. Bunun üzerine Mona Roza şiirini kaleme alıyor. Kendisinin de ilgi duyduğu biri var. Bunu inkar etmiyor ama asıl amacı insanın insana aşkını anlatmak değildi. Sol kültürde baskın olan gül ve İslam karşıtlığına edebiyat, şiir üzerinden dengeleyip, cevap vermekti. 'Sonrasında sol ve sosyalist kesimde gül eskisi kadar saldırıya uğramadı. Aksine benim Mona Roza şiirim sol kesimde gençler arasında kızlara okunan bir şiir haline geldi. O zaman ben vazifemi yaptım.' diyor."

- "DİKKAT EDİN ANA KELİMESİ DİRİLİŞTİR!"

Hazıroğlu, Karakoç'un şiirlerinin de düşünceleri gibi olduğunu söyleyerek, "Sezai Bey kültür, şiir alanında bugün var olan bütün şairlerimize dokunmuş bir adamdır. Dikkat edin ana kelimesi diriliştir. Bir şeye karşı çıkmaktan yola çıkmıyor. Bir şeyin yanında da olmak istemiyor. 'Biz kendi küllerimizden dirileceğiz, bayatlamış, köhneleşmiş olan bu düşüncemizi tazeleyeceğiz.' diyor." ifadelerini kullandı.

- "BUGÜN SOMUT BİR İNSANLIK DRAMI VAR"

Sezai Karakoç'un birleşerek büyük bir İslam devleti kurma fikrini savunduğuna dikkati çeken Hazıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelecekte İslam dünyasındaki bu sorunların biteceğini zannetmiyorum. Bugün çok somut yaşadığımız bir insanlık dramı var Gazze'de. Herkesin gözü önünde büyük bir soykırım, tarihin en büyük katliamı yapılıyor ve buna ilişkin İslam ülkelerinin doğru dürüst yaptığı hiçbir şey yok. En fazla kınama var. Fiili bir müdahale konusunda tek bir ses gelmedi. Allah'tan Batı'da halkın vicdanı biraz tahrik oldu ve onlar harekete geçerek en azından yardım amaçlı bazı girişimlerde bulundu. Sezai Bey'in diriliş düşüncesi, insanlık, dünya bazında yeni bir insanlık sıçraması, bir çıkış yapılacaksa buna kafa yoran aydınlar, entelektüeller için çok önemli bir malzeme sunuyor. Bu malzemeden istifade ederek, kitaplarını okuyarak dinamik şeyler çıkarmamız gerekir."

Temel Hazıroğlu, bugünlerin geçeceğini, insanlığın bir İslam ekseninde yeniden şekil alacağını belirterek, "Bunun başını çekecek aydınların, öncülerin de Sezai Bey'in diriliş düşüncesinden esinlenerek bunu yapabileceğini düşünüyorum. Sezai Bey'in o düşünce damarını gelecekte bütün insanlığa ulaştırmak üzere bir çabanın içine girip, yenileyerek, tazeleyerek, daha ileriye taşıyarak ve Batı'nın, bugün egemen güçlerin üstüne çıkıp en üst düzeyde büyük bir deklarasyonla insanlığa bir kurtuluş çağrısı yapmamız gerekir. Bu çağrının temel taşlarını Sezai Bey'in kitaplarında, konuşmalarında görebiliriz. Bu anlamıyla, eğer gelecek yüzyıllarda etkili bir İslam düşüncesi doğacaksa, onun mayalanmasına Sezai Bey büyük katkı sağlamıştır." dedi.

Kıbrıs Türkü’nün Mücadelesi: KKTC Bugün 42 Yaşında

“Ne mutlu KKTC’nin Türk çocuklarına…” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 15 Kasım 1983’te ilan edilen bağımsızlığıyla Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkını dünyaya duyurdu.

Kuruluşunun üzerinden 42 yıl geçen KKTC, ilk günkü heyecanıyla dimdik ayakta duruyor.

KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 42 yıl önce yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak kuruldu. Dünya ve tarih önünde bunu ilan ediyoruz. Ne mutlu KKTC’nin Türk çocuklarına” ifadelerini kullanmıştı.

SAADET PARTİSİ VE AGD'DEN KKTC'NİN 42. YILDÖNÜMÜ MESAJI

Erbakan Hoca'nın büyük öngörüleriyle Yunanistan'ın darbesine kurban edilmeyen Kıbrıs'ın Cumhuriyet olarak kuruluşunun 42. yıldönümünde Saadet Partisi ve Anadolu Gençlik Derneği de kutlama mesajı yayımladı.

Saadet Partisi'nin resmi X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 42. kuruluş yıl dönümünü kutluyor; şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi şükran ve minnetle anıyoruz.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD)'nin resmi X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 42. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun.

KKTC’nin Tarihçesi

Kıbrıs’ta 1960 yılında, Türk ve Rum halklarının ortaklığına dayalı uluslararası antlaşmalar çerçevesinde “Kıbrıs Cumhuriyeti” kuruldu. Ancak 1963’ten itibaren Rum silahlı gruplarının saldırıları sonucunda Kıbrıslı Türkler yönetimden uzaklaştırıldı. 1967’de Yunanistan’da yönetimi ele geçiren askeri darbe, Ada’daki Türk köylerine saldırılar düzenledi.

Bu gelişmeler üzerine Kıbrıslı Türkler, 1967’de “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi”ni, ardından “Kıbrıs Türk Yönetimi”ni kurdu. 1974’te ise Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla gerçekleştirilen darbeye Türkiye Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde müdahale ederek 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlattı.

Harekatın ardından 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu ve 15 Kasım 1983’te ise KKTC ilan edildi. Bu ilan, Kıbrıs Türk halkının siyasi yaşamını bağımsız bir devlet olarak dünyaya duyurmasının simgesi oldu.

Uluslararası Tanınma ve İş Birlikleri

KKTC’nin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Türkiye dışında hiçbir ülke resmi olarak tanımadı.

Yine de 2022 yılında Kuzey Kıbrıs, Özbekistan’da gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Zirvesi’nde gözlemci üye olarak kabul edildi. Böylece KKTC ilk kez kendi adıyla bir uluslararası kuruma dahil olmuş oldu.

KKTC’nin Siyasi Yapısı

1983’te kurulan KKTC, çok partili demokrasi ile yönetiliyor.

Cumhurbaşkanı 5 yılda bir yapılan seçimlerle işbaşına geliyor.

Ülkede yasama yetkisi 50 üyeli Cumhuriyet Meclisi’ne, yürütme yetkisi ise Cumhurbaşkanının atadığı başbakan ve Bakanlar Kurulu’na ait.

Ekim 2025’te yapılan son cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tufan Erhürman kazandı.

Cumhurbaşkanı Erhürman, “Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümünde dün olduğu gibi bugün de en önemli aktörlerden biridir” açıklamasını yaptı.

Barış ve Çözüm Süreçleri

KKTC ve Rum tarafı arasında 1968’den itibaren çeşitli görüşmeler yapıldı. 1975’te yapılan nüfus mübadele anlaşmasıyla yaklaşık 120 bin Rum güneye, 65 bin Türk kuzeye geçerek Ada’da iki kesim oluştu.

1977 ve 1979’da yapılan zirve anlaşmalarıyla iki toplumlu federal çözüm görüşü gündeme geldi.

Rum tarafı çözüm süreçlerinde sık sık engelleyici tutum aldı ve AB üyeliğine yoğunlaştı.

2004 yılında ise Annan Planı çerçevesinde yapılan referandum iki tarafça kabul edilmedi.

KKTC, 42 yıldır hem siyasi hem diplomatik mücadeleyle varlığını sürdürüyor ve halkının kaderini tayin etme hakkını korumaya devam ediyor.

MTV tarifesinde özellikle küçük hacimli motorlu araçlar için belirlenen artışlar dikkat çekiyor. 1300 cc ve altındaki araçlarda MTV ödemesi 4.834 TL’den 6.066 TL’ye yükseldi. 1301–1600 cc arası araçlarda ise tutar 8.421 TL’den 10.567 TL’ye çıktı.

Otomobiller için araç muayene ücreti de zamdan etkilenerek 2.621 TL’den 3.289 TL’ye ulaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın her yıl belirlediği yeniden değerleme oranı, bu ücretlerin tümünde temel artış kriteri olarak kullanıldı. MTV ödemelerinin 2026 yılı itibarıyla iki taksit halinde yapılacağı da hatırlatıldı. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) Dijital Vergi Dairesi sistemi üzerinden hem hesaplama hem de ödeme işlemleri gerçekleştirilebilecek.

2026 MTV Artışı Neye Göre Yapıldı?

Artış oranı TÜİK tarafından açıklanan yeniden değerleme oranıyla belirlendi. 2026 için bu oran yüzde 25,49 olarak tespit edildi.

Araç Muayene Ücretlerinde Ne Değişti?

Otomobil muayene ücreti 2.621 TL’den 3.289 TL’ye çıktı. Artış MTV ile aynı oranla uygulandı.

MTV Tutarları Nasıl Belirleniyor?

Araç yaşı, motor hacmi ve tescil tarihi MTV hesaplamasında temel kriterlerdir. Her araç sınıfı farklı tutarlarda vergilendiriliyor.

Ödemeler Nereden Yapılacak?

Vatandaşlar MTV ödemelerini GİB mobil uygulaması, anlaşmalı bankalar veya e-Devlet üzerinden yapabilecek.

İsrail güçleri Madma kasabasında bazı evlere baskın düzenledi

Kentin güneyindeki Madma kasabasında ise İsrail güçleri bazı evlere baskın düzenleyerek 3 kişiyi, Beyt Furik kasabasında ise evine düzenlediği baskının ardından bir kişiyi gözaltına aldı. İsrail askerleri, Ramallah'ın kuzeybatısındaki Beyt Rima kasabasına düzenlediği baskın sırasında iki kişiyi gözaltına alırken ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kullandı. Filistin resmi ajansı WAFA'ya göre İsrail ordusu, Kalkilya kentindeki Kefr Saba Mahallesi'nde evlere baskın düzenleyerek aralarında iki kardeşin de bulunduğu 6 genci gözaltına aldı.

İsrail, Batı Şeria'da saldırıları ve baskınlarını yoğunlaştırdı

İsrail, 8 Ekim 2023'ten bu yana ABD'nin de desteğiyle Gazze'de yürüttüğü saldırılara paralel olarak Batı Şeria'da da saldırı ve baskınlarını yoğunlaştırdı. İşgal altındaki Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria'da düzenlenen saldırılarda şu ana kadar en az 1072 Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 10 bin kişi yaralandı ve 1600'ü çocuk olmak üzere 20 binden fazla kişi gözaltına alındı.

Safran hasadında çiçeklerin tek tek elle toplanması ve içindeki kırmızı tellerin özenle ayrılıp kurutulması büyük emek isterken, bitki ilaç, gıda ve kozmetik sektörlerinde yüksek katma değerli ürünler arasında yer alıyor.

Hasada, üretici Ali Gök’ün yanı sıra Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı, Kozan MYO Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bihter Zaimoğlu Onat ve ilçe tarım müdürlüğü ekipleri de katıldı.

- İKLİM VERİMİ OLUMSUZ ETKİLEDİ!

Bu yıl safran soğanlarını yenilemek için 1 dönümlük alanda ekim yaptığını belirten Ali Gök, geçen yıl 3 dönümden aldıkları verime bu yıl yaklaşamadıklarını ifade etti.

Gök, durumu şu sözlerle anlattı:

“650 rakımda üretim yapıyorum. Geçen yıl 3 dönümdü ama bu yıl 11 Nisan’da yağan kar nedeniyle safran soğanlarının gelişimi zayıf kaldı. Bu yüzden 1 dönüm alanda üretim yaptım. Normalde 1 dönümden 500–600 gram ürün alıyoruz ama bu yıl 100 gram civarında olacak. İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle çiçek sayısı azaldı. Safranın anavatanı Osmanlı döneminde Torosların etekleriydi. 140 bin çiçekten 1 kilo safran çıkıyor. Kalitesi çok yüksek, gramı 600 TL. Bu sene hem burada hem Bolu’da üretim az. Hasat dönemi yaklaşık 45 gün sürüyor.”

- “KOZAN ENDEMİK BİTKİLER İÇİN UYGUN BİR BÖLGE!"

Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı, bölgenin tarımsal çeşitlilik açısından Türkiye’de önemli bir konuma sahip olduğunu vurgulayarak, “Torosların zirvesine çıktığınızda farklı endemik bitkilerle karşılaşıyoruz. Burada zeytin, mantar, safran üretilebiliyor. Bitkisel üretim açısından çok değerli bir bölgedeyiz. Ali Gök abimize girişimcilik ruhu için teşekkür ediyorum. Safranın gelir getirisi yüksek, iklim şartları uygun olduğunda ekonomik katkısı büyük. İlçe tarımın sulama desteğiyle kurulacak paneller ile gelecek yıl daha geniş alanda üretim yapılabilecek” dedi.

- “EKONOMİK DEĞERİ YÜKSEK BİR BİTKİ!”

Doç. Dr. Bihter Zaimoğlu Onat ise safranın bölge için yalnızca ekonomik değil, bilimsel açıdan da önemli bir tür olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Safran, Kozan için çok kıymetli bir bitki. Tıbbi aromatik bitki çeşitliliği açısından zengin bir bölgedeyiz. Bu üretim, mikroklimatik açıdan da önemli. Safranın yaygınlaşması ve tıbbi aromatik bitkilerin artırılması, iklim değişikliğiyle mücadelede de kritik. İran bölgesinde yoğun kullanılan safran, göğüs kanserinin önlenmesi konusunda da bilimsel araştırmalarda değerlendiriliyor.”

Kozan’daki üreticiler, uygun desteklerle önümüzdeki yıllarda safran ekim alanlarının artırılabileceğini belirtiyor.

Rusya'nın Perm bölgesinde meydana gelen trafik kazasında 7 kişi hayatını kaybetti, 12 kişi yaralandı. Rusya İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Perm bölgesinde dün geç saatlerde Kostroma-Perm Otoyolu'nda yolcu taşıyan bir minibüs tıra çarptı. Kazada 7 kişi yaşamını yitirirdi, 7'si ağır 12 kişi ise yaralandı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Saygı Öztürk’e konuşan TFF Başkanı, uzun yıllardır futbolun içinde olduğunu hatırlatarak, temiz futbol vurgusu yaptı:

“Allah bana buraya oturmayı nasip etti. Oturduğun yere namuslu, şerefli şekilde hizmet edeceksin. Çocuklarımıza temiz futbol bırakmak zorundayız.”

“O işler bize sökmez”

Bahis soruşturmasına ilişkin bazı kulüp başkanlarının sürecin dışında tutulduğu iddialarına sert yanıt veren Hacıosmanoğlu, kimseye ayrıcalık tanınmayacağını söyledi:

“O işler bize sökmez. Bizim için en büyük kulüple en küçüğünün arasında fark yok. Herkese aynı gözle bakıyoruz. Bu işlerin vebali var. Öteki dünyanın borcunu ödeyemezsin. Bizde asla böyle bir şey olmaz.”

“Bir ayda biter”

Soruşturmanın ne zaman sonuçlanacağına dair soruya da net bir tarih veren Hacıosmanoğlu, federasyonun çalışmalarının hızla tamamlanacağını belirtti:

“Ben kendi önümüzü temizliyorum. Kulüplere de çağrı yaptık, ‘Siz de kendi önünüzü temizleyin’ dedik. Bizim işimiz bir ayda biter.”

“Bu kadarını tahmin etmiyordum”

Hakem ve futbolcuların bu denli bahis faaliyetinin içinde olmasını beklemediğini ifade eden Hacıosmanoğlu, sürecin kendisini şaşırttığını dile getirdi:

“Ben bu kadar olacağını tahmin etmiyordum.”

TFF’de yürütülen soruşturmanın, önümüzdeki bir ay içinde tamamlanması bekleniyor.

Rusya füze İHA'larla saldırdı

Ukrayna Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanlığından yapılan yazılı açıklamada, Rusya'nın gece ülkeye füze ve İHA'larla saldırı düzenlediği belirtildi. Saldırıda 3 "Kinjal" tipi hipersonik füze ve 135 İHA'nın kullanıldığı ifade edilen açıklamada, 2 füze ve 91 İHA'nın havada imha edildiği kaydedildi. Açıklamada, bir füze ve 41 İHA'nın ülkenin 13 noktasına isabet ettiği bilgisi verildi.

Saldırılarda iki kişi öldü, bir kişi yaralandı

Ukrayna Devlet Acil Durum Servisine (DSNS) ait Telegram hesabından yapılan paylaşımda hava saldırıları nedeniyle Dnipropetrovsk bölgesinde bir kişinin öldüğü ve bir kişinin yaralandığı belirtildi. Açıklamada ayrıca, Zaporijya bölgesindeki Zariçne köyünde düzenlenen saldırı sırasında arama kurtarma çalışmalarında yer alan bir DSNS görevlisinin de hayatını kaybettiği kaydedildi.

Metalurji Neden Önemlidir?

Sanayide kullanılan tüm metallerin dayanıklılık, yorulma ömrü, aşınma direnci ve korozyon performansı; üretim süreçleri ve mikro yapılarıyla doğrudan bağlantılıdır.

Bu nedenle metalurji yalnızca bir mühendislik dalı değil, aynı zamanda üretimin kalbidir.

Metalurjinin Temel Alanları

1. Fiziksel Metalurji

Metalin atomik ve kristal yapısının incelendiği bu alan, ürün kalitesini belirleyen en temel aşamadır.

2. Ekstraktif Metalurji

Cevherden metal elde edilmesini kapsar. Çelik, alüminyum, bakır gibi tüm metal türlerinin üretim süreçleri burada şekillenir.

Metkon ile Modern Metalurji Çözümleri

Metkon, metalurjik analizlerde kullanılan:

• Numune hazırlama cihazları

• Kesme makineleri

• Kalıplama cihazları

• Parlatma makineleri

• Mikroskop sistemleri

ile dünya standartlarında çözümler sunar.

Üretim kalitesini yükseltmek isteyen firmalar için metalurji süreçlerinin profesyonel olarak yönetilmesi, rekabet gücünün en önemli anahtarıdır.

​Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin Milli Gazete muhabiri Yusuf Öztek’e açıklamalarda bulundu. Ergin açıklamasında Gazze’de yaşananların sadece bir coğrafyanın meselesi olmadığını yaşananların insanlığın ortak imtihanı olduğunu belirterek; “Diyarbakır’dan bir kez daha haykırıyoruz: İnsan hayatının değeri pazarlık konusu yapılamaz! Zulmün karşısında susmak, suça ortak olmaktır. Gazze’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın değil, insanlığın ortak imtihanıdır. Ve bugün, Türkiye’nin bu zulüm karşısında gereken adımları atmaması, vicdanları derinden yaralamaktadır.” dedi.

Ay yıldızlılar, elemelerde E Grubu 5. maçında yarın Bursa'da Bulgaristan'ı konuk edecek.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde teknik direktör Vincenzo Montella yönetimindeki antrenmanın 15 dakikalık bölümü basına açık gerçekleştirildi.

Teknik direktör Montella, antrenmandan önce futbolcularla kısa bir toplantı yaptı. Koşu ve ısınma hareketleriyle başlayan idman, pas çalışmasıyla devam etti. Antrenmanın basına kapalı bölümünde ise taktik çalışma yapıldı. Oyunculardan Emirhan Topçu, ağrıları nedeniyle idmanda yer almadı.
A Millilerin idmanını TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri de takip etti.

BUGÜN BASIN TOPLANTISI

Ay-yıldızlı takım, saat 15.45'te kara yoluyla Bursa'ya hareket edecek. Milliler, saat 18.00'de maçın oynanacağı Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadı'nda yürüyüş yapacak. Saat 18.15'te ise teknik direktör Vincenzo Montella ve futbolculardan İsmail Yüksek, statta düzenlenecek basın toplantısında soruları yanıtlayacak.

Daha önce birçok kez Filistin'e desteğini dile getiren dünyanın en iyi teknik direktörlerinden Pep Guardiola, bir kez daha destekte bulundu.

GUARDIOLA FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ MAÇLARI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU

Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, Filistin halkına yönelik saldırılara dikkat çekerek Barselona halkına seslendi.

Ünlü teknik direktör sosyal medyadan yayınladığı mesajla, Filistin Milli Takımı'nın Bask ve Katalan bölgeleriyle yapacağı maçlar öncesi Barcelona halkına seslendi.

Guardiola, paylaştığı video mesajında şu ifadeleri kullandı: "Bilet gelirlerinin tamamı, Filistin'deki insani yardım çalışmalarına ve sosyal projelere bağışlanacak. Hadi stadyumu dolduralım!"

FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ BARCELONA'DA OYNAYACAĞI MAÇLAR

Gazze'de soykırıma uğrayanların adına düzenlenecek ilk karşılaşma, 15 Kasım Cumartesi günü San Mames Stadı'nda TSİ 22.30'da oynanacak.

İkinci dostluk maçı ise Barselona'daki Lluis Companys Olimpiyat Stadı'nda 18 Kasım Salı günü TSİ 20.30'da Katalonya ile oynanacak.

Bir yandan da milli araya girilmesiyle birlikte Türkiye'nin, Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler bu önemli maçlar öncesinde gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

14 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Özkaya, konuşmasında insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dikkat çekti. Ayrıca, Hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hiçbir zaman, hiçbir koşulda prim verilmemelidir mesajını net bir şekilde verdi.

''HİÇ BİR HEDEF ULAŞILMAZ DEĞİLDİR''

AYM Başkanı Özkaya, öğrencilere seslendiği konuşmasında, “Unutmayın azim sabır ve doğru yön bir araya geldiğinde hiçbir hedef ulaşılamaz değildir yeter ki kalbinizle inanın aklınızla planlayın emeğinizle sürdürün o zaman yolunuz her zaman aydınlık geleceğimiz her zaman her daim umut dolu olacaktır” dedi

''BİR TARAF CENNET BİR TARAF CEHENNEM''

'Öyle bir yaşayalım ki vakti geldiğinde Hazreti Allah bizi kimsenin hakkıyla..” dedikten sonra gözyaşlarına hakim olamadı. Konuşmasına devam edemeyen Özkaya’a ise salondakiler alkışları ile destek oldu. Başkan Özkaya daha sonra hakimliğin bir tarafının nur bir tarafının ise nar olan bir meslek olduğunu belirterek, “Yani bir tarafı cennet bir tarafı cehennem. Ben bu lafa geldiğinde korkuyorum. Evet Cenabı Allah bizi kimsenin hakkıyla huzuruna seslemesin”

SOSYAL MEDYADA O GÖRÜNTÜLER VİRAL OLDU

AYM Başkanı Özkaya'nın bu konuşması, sosyal medyda geniş yankı uyandırarak viral oldu.

“Eleştirilerimde hep şehit arkadaşlarım vardır”

TSK Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli olan Özeller, 16 Eylül’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı. İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Özeller hakkında dün verdiği karar ile tahliye kararı aldı.

Cezaevinden çıkan Özeller, sevenleri tarafından coşkuyla karşılandı ve yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bugünkü duruşmada hukukun gereği tecelli etti. Ben devletin yetiştirdiği bir adamım. Devlet yedirdi, içirdi, giydirdi, eğitti. Sonra emir verdi ve beni terörsüz Türkiye için 28 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmamı sağladı. Kucağımda şehitlerim oldu. Hiçbirini unutmuyorum. Yapmış olduğum eleştirilerde, yol göstermelerde, önerilerde, mücadelemde hep o şehit arkadaşlarım vardır.”

Adalet Bakanlığı’na çağrı

Özeller, askerlik yemini ve vatan, millet sevgisi vurgusunun kendisi için her şeyin üzerinde olduğunu belirterek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 sonrası eylemlerinden de sorumlu tutulması gerektiğini söyledi.

“Adalet Bakanlığımıza buradan çağrı yapıyorum. Abdullah Öcalan, 1999’dan sonra da örgütü yönetmiş ve bu süredeki tüm eylemlerden sorumludur. 99’dan sonraki eylemlerin de örgüt lideri olarak yargılanması gerekiyor. Hukukun başlatılmasını hassaten talep ediyorum.”

Özeller, açıklamalarında Türkiye’nin huzuru ve şehit arkadaşlarının hatırasını yaşatmak için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

250 BİN DOLAR VERDİ

Zimbabveli bir iş insanı, lig şampiyonu Scottland FC oyuncularını ödüllendirmek için çantasını açarak tam 250 bin dolar nakit para çıkardı. Bu anlar sosyal medyada biranda gündem oldu.

SCOTTLAND FC'DEN TARİHİ BAŞARI

Scottland FC, ilk sezonunda Zimbabve Premier Ligi'ni kazanarak ülke futbolunda tarihi bir başarıya imza attı. Çantayla verilen nakit ödül, bu şampiyonluk sevincine damga vurdu.

SOSYAL MEDYADA BÜYÜK YANKI

Paylaşılan görüntüler dünya basınında da ilgi çekerken, futbolseverler "böylesi görülmedi", "Futbolun en ilginç prim töreni" yorumları yaptı. Scottland FC'nin tarihi başarısı kadar, bu sıra dışı ödül töreni de hafızalara kazındı.

Arıkan, İznik tehlikesine dikkat çekerek devlet-dini otorite karışımının güçlü olduğu bir yapının egemenlik alanımız içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine kayıtsız kalmamalıyız uyarısı yaptı. Meselenin ekonomik getiri veya turizm potansiyeli değil özel statü alanı oluşturulması ihtimali üzerinden tartışılması gerektiğini belirtti.

Bir yandan da milli araya girilirken Türkiye'nin Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

13 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

12 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

10 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

8 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

ŞEYTAN TAŞLAMA 

Güney Kore’nin başkenti Seul’de yüzlerce kişi, Gazze’deki soykırım suçlarını protesto etmek için bir kez daha sokaklara çıktı.

Göstericiler, uluslararası topluma sessizliğini bozma çağrısında bulundu.

Güney Kore’nin başkenti Seul, bir kez daha Gazze’ye destek sesleriyle yankılandı.

Kentin merkezi meydanında toplanan kalabalık, işgal rejiminin Gazze’de yaptığı soykırımı kınadı.

Göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ve “Açlığa Son Verin”, “Gazze İçin Adalet” yazılı pankartlarla yürüdü.

Grup, uluslararası topluma, özellikle de Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkelerle, Gazze’deki soykırıma sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.

Konuşmacılar, Gazze halkının temel gıdaya, ilaca ve temiz suya erişiminin engellenmesini insanlık suçu olarak nitelendirdi.

Güney Koreli Filistin destekçileri, soykırımın 1 numaralı faili Netanyahu'nun posterini şeytan taşlarcasına ayakkabı fırlatarak taşladı.

Daha önce Göztepe ve Alanyaspor maçlarında penaltı kaçıran Anderson Talisca, bu sezon 3. denemesinde ilk penaltı golünü kaydetti.

Golün ardından Fenerbahçeli oyuncular takım arkadaşlarına destekte bulundu. 

PASİFİKTE DEPREM VE TSUNAMİ

Deprem ve tsunaminin yaşandığı Kamçatka'daki Severo-Kurilsk kentinde acil durum ilan edildi.

Rusya'da meydana gelen bu deprem tarihte ölçüm cihazlarıyla kayıt altına alınmış en büyük 10 depremden biri oldu.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi, (USGS) depremin merkez üssünün yarımadadaki Petropavlosvk-Kamçatskiy kentinin 119 kilometre güneydoğusu olduğunu belirtti.

Rusya Acil Durumlar Bölge Bakanı, depremden sonra Kamçatka bölgesinin bazı bölgelerinde 3-4 metre yüksekliğinde tsunami dalgaları kaydedildiğini söyledi.

Pasifikte bazı ülkelerde kıyı şeritlerini tahliye etme uyarısı yayınlandı.

ABD ve Japonya'da arka arkaya Tsunami uyarıları yapıldı.

Japonya, dalgaların üç metreye ulaşmasının beklendiğini duyurdu ve Pasifik Okyanusu kıyısındaki yaklaşık 900 bin kişiye tahliye emri verdi.

Meksika ve ABD'nin Alaska ve Hawaii eyaleti, Pasifik Okyanusu kıyıları ile Pasifik Adaları'na yönelik tsunami uyarısı yapıldı.

Doğu Japonya Demiryolları, Kamçatka açıklarında meydana gelen deprem nedeniyle bazı hizmetlerini askıya aldı.

DOKTORLAR AMELİYATA DEVAM ETTİ

Dünyanın en büyük 10 depremi arasına giren bu depreme ameliyatta yakalanan doktorların videosu viral oldu.

Dolaşıma giren videoda ameliyathanede yatan bir hasta üzerinde ameliyat gerçekleştiren 4 doktorun depreme yakalandığı görüldü.

Şiddetli sarsıntı başladığında doktorlar panikle kaçmak yerine oldukça soğukkanlı davranarak hastayı sabit tutmaya çabaladı.

Rusya Sağlık Bakanı, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, Rusya'daki doktorların 8,8 büyüklüğündeki güçlü depreme rağmen bir hastaya müdahale etmeye devam ettiğini söyledi.

Kıbrıs harekatının ardından Amerika'nın Türkiye'ye silah yaptırımı uygulaması sonrası irade ortaya koyan Milli Görüş, ülkedeki Amerikan üslerini kapatarak Amerika'ya anladığı dilden konuşmuştu.

Türkiye'nin Milli çıkarları için Ortadoğu'yu Amerika'yı karşısına alan Milli Görüş şartlarını Amerika'ya dayatmasını bilmişti.

İşte Erbakan Hoca'nın o konuşması:

"Size başımızdan geçen bir olayı anlatayım. Sene 1976. Biz Kıbrıs harbini yapmışız. Bir latife olsun diye anlatıyorum ama gerçeği anlatıyorum size. Kıbrıs harbini yapmışız. Amerika, uydurma sebeplerden dolayı ambargo koymuş. Bunun karşısında biz o zaman Milli Selamet Partisi olarak Milli Görüş'ü temsil eden parti olarak önayak olduk. Bütün Amerikan üstlerini kapattık. Biliyorsunuz. Şimdi aradan iki sene geçti. Bizim ortaklarımız, koalisyon ortaklarımız AP ile koalisyondayız. Amerika'dan silah almak için ille hoca gel bu üstleri yeniden açalım diyorlar. Tekrar tekrar açalım diyorlar. Biz de bu durum karşısında 'açarız ama şartlarımız var' dedik. O zaman Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Bey bakanlar kurulunda dedi ki 'hocam' dedi 'Bak ben şimdi Amerika'ya gidip müzakereler yapacağım. Onlarla bir noktada anlaşacağım. Sonra gelip de size söylediğim zaman olmamış derseniz üzülürüm. Onun için ne istiyorsanız söyleyin. Hepsini ben kayıt alacağım. Gideceğim onlara diyeceğim ki bunları kabul ederseniz açarız. Yoksa açmayız. Onun için ne istiyorsan söyle.' O kabinede bakan arkadaşlarımızın hepsi burada huzurlarınızda. 'Öyle mi peki yaz. Madde madde.' İki sayfa madde yazdırdık. Niçin çünkü o kadar haksız maddeler koymuşlar ki 'tamam' dedi. 'Benim işim kolay. Gideceğim. Bunları kabul ederseniz açarız. Etmezseniz açmayız.' Bunları kaydettikten sonra çıktı Amerika'ya gitti. Bir ay kadar kaldı döndü geldi. Şimdi bize bakanlar kurulunda bilgi veriyor. Diyor ki 'Önce Sayın Erbakan'a teşekkürle söze başlayacağım. Neden hayır ola eee bütün bunları bize not ettirdi Bunlar benim çok işime yaradı Niçin ben yıllardan beri dışişleri bakanıyım. Amerikalılara hep gidip konuşuyorum. Amerikalılar hep aynı numarayı yapıyorlar bana.' Ben böyle ifade ediyorum. Bu manada söylüyor. Eeee diyorlar ki 'bak biz yönetim olarak sizin yanınızdayız ama bizim başımızda bir senato belası var. Bu senato istediğini kabul ediyor istediğini etmiyor. Onun için biz hemen kabul edeceğiz ama senatoya kabul ettiremiyoruz. Onun için bu işi yapmak istiyorsanız siz böyle kabul edin' diyerek kendi isteklerini bugüne kadar hep bize kabul ettiriyorlardı. Ama bu sefer iş değişti. Neden? Onlar gene aynı numarayı yaptılar bana. Dediler ki 'işte biz istiyoruz yönetim olarak ama senato istemiyor.' Bu sefer dedim ki durun durun devir değişti. Neden? Yahu kardeşim sizin başınızda bir senato var ama bizim başımızda da bir Milli Selamet var ki senin, senin senaton, senin senaton vız gelir dedim onlara' diyor 'Çok işime yaradı. Bütün bu maddeleri böylece onlara kabul ettirdim. Çünkü onlar da Milli Selamet'in bundan başka şey kabul etmeyeceğini biliyorlar.' Ben size ne hatırlatmak istiyorum bütün dışarıdaki ülkeler Milli Görüş'ü bilirler ha. Biz bizim köylümüze anlatamıyoruz. Yoksa yoksa dışarıdakiler, dışarıdakiler bunu bilirler."

Her geçen gün İsrail şehirleri ''Gazze''ye daha çok benzemeye başladı.

İsrail'in üst düzey sansür uygulamasına rağmen sosyal medyaya sızan görüntülerde İran'ın hipersonik ve balistik füze saldırılarının İsrail şehirlerine verdiği büyük hasar gözler önüne seriliyor.

Yeni paylaşılan görüntülerde Tel Aviv'in İran füzelerinden gördüğü zarar ortaya çıktı.

Tel Aviv enkaza dönüşürken İran'ın saldırıları dosta güven düşmana korku salmaya devam ediyor.

En korunaklı şehir denen Tel Aviv'de bugünpic.twitter.com/lYRp0omDSl

— Millî Gazete (@milligazetecom) June 21, 2025