Parasını peşin verdiğimiz halde ABD bu savaş uçaklarını vermedi, hala da bu tutumu devam ediyor!

Türkiye F-35 üretimi için çalışan 9 ülkeden biri olmasına rağmen Pentagon S-400’ü bahane ederek ortaklığı askıya aldı.

Ancak şunu da yaptı, ABD; Türk Hava Kuvvetleri için üretilen 8 adet F-35A savaş uçağı, sözleşme ile Amerikan Hava Kuvvetleri’ne devredildi.

F-35 üretiminde görev alan 9 ülkeden biri olan Türkiye...

Ülkemiz, ABD'den 100 adet F-35A tipi savaş uçağı almayı taahhüt etmişti.

2018 yılından bu yana 2 adet Lot 10 ve 4 adet Lot 11 olmak üzere 6 adet F-35A üretilerek Türkiye’ye devredilmesi öngörülmüştü.

Türkiye F-35 üretimi için çalışan 9 ülkeden biriyken, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almasını eleştirerek S-400 ve F-35’in aynı anda kullanılamayacağını öne sürmüştü.

Bu gerekçeyle Türkiye’nin ortaklığı askıya alınmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "F-35 konusunda ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin." görüşünü dile getirdi.

Ama şu dakikaya kadar bu alanda bir gelişme olmadı!

Ancak, F-35 ile ilgili bir başka gelişme yaşanıyor!

TRUMP SUUDİ ARABİSTAN'A F-35 SATACAKLARINI AÇIKLADI

O gelişme de şöyle;

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satmaya hazır olduklarını açıkladı.

ABD Başkanı, daha önceki açıklamalarında Riyad'a F-35 satabileceklerini ve bu konuyu değerlendirdiklerini ifade ediyordu.

Amerikan medyasına yansıyan haberlerde ise bu sürecin bazı zorluklarının olduğu ve özellikle İsrail'in bu tür bir satışa razı olmadığı şeklinde değerlendirmeler paylaşılmıştı.

Biz parasını peşin vermemize rağmen F-35 savaş uçağını alamıyoruz...

Ama bu arada Sarı Kovboy bir başka ülkeye bu savaş uçağını satabileceklerini dile getiriyor.

* İşte İkiyüzlülüğün Ta Kendisi!

* Biz Parasını Peşin Verdik, Alamıyoruz!

* Trump'tan Hakaret Eder Gibi Açıklama!

Başka ne denebilir ki...

---

Suriye'de yeni bir yönetim işbaşına geldi.

Beklenen nedir?

Beklenen en azından şu:

Savaş ve iç karışıklık dolayısıyla ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Suriyelilerin ülkelerine dönmesi!

Peki, şu kadar vakit geçti, aylar oldu, neredeyse 1 yıl oldu yeni yönetimin işbaşına gelişi!

Suriye'yi terk edenler ülkelerine döndü mü
Türkiye'den Suriye'ye geri dönenlerin sınırlı sayıda olduğu biliniyor.

Peki ya diğer ülkelerde?

Mesela, Almanya'da!

Almanya Suriyelileri geri göndermeye mi başlıyor?

Almanya'da Başbakan Friedrich Merz'in "iç savaş bitti, geri göndermeye başlayabiliriz" açıklaması, Almanya'daki on binlerce Suriyelinin geleceklerinden endişe duymasına yol açtı.

Savaştan kaçarak sığındıkları Almanya'da yeni bir hayat kurdu Suriyeliler!

Henüz güvenliğin tam tesis edilemediği, halkın yüzde 70'inin insani yardımlara muhtaç olduğu ülkelerine zorla geri gönderilmekten korkuyorlar.

Hatta ve hatta...

Alman vatandaşlığına geçmiş olanlar bile avukatlara başvurarak, "Beni de geri gönderebilirler mi?" sorusuna cevap aramakta.

Önemli bir gelişme de şu;

Hristiyan Demokrat (CDU) Friedrich Merz, kamuoyunda tartışmalara yol açan açıklamasında Suriyeli sığınmacıların gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyeceklerini düşündüğünü, bu olmazsa devletin imkanlarını kullanarak bu geri dönüşleri zorlayabileceklerini söyledi.

Suriyeli sığınmacıların geri dönerek ülkelerinin yeniden inşasına destek vermesi gerektiğini savunan Merz, "Bu insanlar olmadan Suriye'nin yeniden imarı mümkün değil. Almanya'da olup da ülkeye dönmeyi reddedenleri elbette yakın gelecekte geri gönderebiliriz" dedi.

Hatta Merz, Suriye geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara'yı Almanya'ya davet ettiğini, onunla Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesi planlarını ele alacaklarını açıkladı.

ALMANYA'DA KAÇ SURİYELİ VAR?

Alman Federal İstatistik Dairesi Destatis'in 7 Kasım'da açıkladığı son verilere göre Almanya'daki Suriyelilerin sayısı yaklaşık 1 milyon 200 bin.

Büyük çoğunluğu 2015 sonrasında ülkeye gelen Suriyeliler arasında, burada doğan çocukların oranı yüzde 19 civarında.

Almanya'ya gelen Suriyelilerin yalnızca bir kısmı, yaklaşık 290 bini sığınmacı statüsünde, yani yasal güvenceye sahip olarak ülkede bulunuyor.

Suriyelilerin çok büyük bölümü ise geçici koruma statüsüne sahip. Bunlar geçici oturma izniyle ülkede bulunuyor ve çalışabilmek ya da okuyabilmek için bu izinlerini belli aralıklarla uzatmaları gerekiyor.

Almanya'da iş sahibi ve vatandaşlık da almış olan Suriyelilerin sayısı ise 245 binin üzerinde ve sayıları her geçen gün artıyor.

Aralık 2024'te Esad rejiminin devrilmesi sonrasında, Alman makamları, Suriyelilerin iltica taleplerine yönelik yaklaşımlarında değişikliğe gitti.

Suriyelilerin sığınma başvurularının incelenmesi ilk etapta bir süreliğine askıya alınmıştı.

Ancak daha sonra yeniden işleme alınan başvuruların büyük bir bölümü reddedilmeye başlandı.

Ekim ayında sığınma başvurusu yapan Suriyelilerin yalnızca yüzde 0,8'i olumlu sonuç alabildi.

Bu şu anlama geliyor;

Almanlar, Suriyeli sığınmacılara "Bavullarınızı toplayın, gidiyorsunuz!" mesajını veriyor.

Tüm yasal yolları tüketen ve ülkeden sınır dışı edilmeyi bekleyen Suriyeli sayısı ise 920.

Alman hükümeti ikinci aşamada ülkede geçici koruma statüsüne sahip olan, çalışmayıp sosyal yardım alanları geri göndermek istiyor.

ZORLA MI GÖNDERİLECEKLER?

Bu arada...

Suriyelilerin kitlesel olarak geri gönderilmesi pek gerçekçi görülmüyor.

Almanya'da birçok sektörde ciddi iş gücü açığı bulunduğuna işaret eden uzmanlar, hükümetin, topluma uyum sağlamış, çalışan, vergisini ödeyen Suriyelileri kaybetmek istemeyeceğini dile getiriyorlar.

Resmi verilere göre, Suriyelilerin yaklaşık 300 bini, sigortalı olarak çeşitli alanlarda çalışıyor ve ailelerinin geçimini sağlıyor.

Özellikle sağlık alanında iş gücü açığı bulunan Almanya'da görev yapan 7 bini aşkın Suriyeli doktor, bu açığın kapatılmasında kilit rol oynuyor.

BÜTÜN GÖZLER MERZ-ŞARA GÖRÜŞMESİNDE!

Şimdi tüm gözler Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile Alman Başbakan Merz'in görüşmesine çevrildi...

---

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'DAN KOMİSYONA AĞIR ELEŞTİRİ

Ümit, sürecin ilerlemesi için PKK’nin temel muhatabı olarak gösterilen terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan’ın da dinlenmesi gerektiğini belirterek, “Bu komisyon mevcut haliyle tam bir oyalama komisyonuna dönüştü” ifadelerini kullandı.

Ümit, terörist ele başı Öcalan’ın “yeni bir siyasi hareket” kurabileceğini ve kendilerinin buna katılmak istediklerini açıkladı.

DÜŞEN UÇAK, SURİYE VE HAKAN FİDAN AÇIKLAMALARI

Ayrıca, Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönerken Gürcistan üzerinde düşen ve 20 askerin hayatını kaybettiği C-130 kargo uçağına ilişkin de konuşan Ümit, kazayı “şüpheli zamanlama” olarak değerlendirdi ve 1993’te Bingöl’de 33 askerin öldüğü saldırıyı hatırlatarak, olası dış müdahale ihtimaline dikkat çekti.

Ümit, ABD’deki Şara–Trump görüşmesini de yorumlayarak, Ortadoğu’da “yeni bir işbirlikçi lider” hazırlığı yapıldığını iddia etti. Şam yönetimi ile Demokratik Suriye Güçleri arasında imzalanan mutabakatın Türkiye tarafından engellendiğini savunan Ümit, Ankara’nın iç ve dış politikasını birbirine bağlayarak süreci geriye çektiğini öne sürdü.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı da eleştiren Ümit, Fidan’ın tutumunun hem Suriye sürecini hem de Türkiye’nin geleceğini olumsuz etkilediğini söyledi.

Helin Ümit, Abdullah Öcalan’ın siyasi ve hukuki haklarının tanınması gerektiğini vurgulayarak, “Önder Apo’nun oluşturacağı yeni siyasi harekete katılmak istiyoruz. PKK feshedildi. Artık Öcalan’ın fiziki ve hukuki özgürlüğü sağlanmalı” dedi.

Filistinlilerin yaşam mücadelesi

İsrail saldırılarında ağır hasar almış ve insan yaşamı için gerekli en temel ihtiyaçların bile bulunmadığı bu binaları Filistinliler, "kötünün iyisi" olarak tanımlıyor. Sarı Hat yakınlarında UNRWA'ya ait büyük kısmı viran haldeki okula sığınan aileler, tehlike arz eden bir mekanda bulunmaları sebebiyle kendi kendilerine yetmeye çalışıyor. Buraya sığınan Filistinliler, okulun bahçesinde börülce, roka, patlıcan yetiştiriyor ve kilden yaptıkları fırınlarda ekmek pişiriyorlar; ancak tatlı suya erişebilmek için hayatlarını riske atıp okuldan çıkmak ve kurşun sesleri altında kilometrelerce yol yürümek zorunda kalıyorlar.

Her yerde aynı "sefillik"

Mevasi'de sahil kenarındaki çadırları sular altında kalınca yıkılan evinin yakınındaki okula sığınan 4 çocuk babası Bilal Ebu Asım (39), Sarı Hat'ta yakın olduklarını ve her şeyin eksikliğini çektiklerini söyledi. Bilal, sürekli ateş açılması nedeniyle kendilerini korumak için fırını alt kata yaptıklarını, eşinin ve çocuklarının da alt katta uyuduğunu ifade etti. Okula girince bir sınıfı yaşanabilecek hale getirdiğini ve içine yerleştiklerini kaydeden Bilal, "Bir patlama oldu duvara monte ettiğim naylonlar yerinden söküldü, tavan yarıldı ve oradan odaya su girdi. Her şey ıslandı. Yatakları ve yorganları kurumaları için dışarı astık. Şimdi tekrardan naylonları monte etmeye çalışıyoruz." dedi.

Filistinliler "sefillikle tehlike" arasında seçime zorlanıyor

Bilal, Mevasi'deyken "sefil" bir hayat sürdüklerini ve pek çok kez "Biri bizi görsün" diye çağrılar yaptıklarını ama uzaktan ya da yakından seslerini duyan olmadığını üzülerek anlattı. Kendilerine verilen yardım kolilerindeki yiyeceklerin bile kurtlanmış olduğunu dile getiren Bilal, "Mevasi'de sefillik vardı. Bu okul bizim evimize yakın bir yer. Mevasi'de sokakta öleceğimize gelelim evimizin yakınında ölelim dedik." diye konuştu. Baba Bilal, eşine ve çocuklarına zarar gelmesin diye onlar uyurken yanlarında durduğunu, kendisinin sabah olunca uyuduğunu sözlerine ekledi. İsrail saldırısı sonucu yaralanan ve aylarca hastanede tedavi gören 20 yaşındaki Visam Ebu Asım da Mevasi'de sahil kenarında havanın çok soğuk olduğunu ve bu nedenle oradan ayrılmak zorunda kaldıklarını anlattı. Sığındıkları okulun tehlikeli bir bölgede olduğunu kaydeden Visam, "Burası ateş hattı ama yağmur ve rüzgardan daha iyidir. Okul ağır hasarlı olduğu için sınıfın içine çadır kurduk." ifadelerini kullandı.

KOMİSYONUN İMRALI'YA GİDİŞ TARİHİ BELLİ OLDU

Daha önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İmralı çağrısını bir adım öteye taşıyarak, “Komisyon karar alamazsa, ben üç arkadaşımı alıp kendi imkanlarımızla İmralı’ya giderim. Bir masa etrafında yüz yüze gelmekten çekinmem” demişti.

Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, komisyonun önümüzdeki Cuma günü toplanacağını ve adaya gitme kararını alacağını belirtti. Yıldız ayrıca, heyete vekil vermek istemeyen partilerin bunu kamuoyuyla açıkça paylaşması gerektiğini vurguladı.

Yıldız açıklamasında şunları kaydetti:

“Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır. Terörizmin yapısı klasik hiyerarşik modelden esnek ve dijital ağlara dayalı hibrit tehdit modeline dönüşmüştür. Türkiye, yarım asra yakın süredir ağır maliyetler yükleyen terör sorununu çözme yolunda önemli bir fırsat elde etmiştir. Yol haritası etap etap başarıyla ilerlemektedir. Türkiye’nin jeopolitik konumu, güvenlik risklerini bölgesel ve küresel boyuta taşımaktadır.”

Yıldız, sürecin temel hak ve özgürlükler çerçevesinde yürütüldüğünü ve PKK terör örgütünün silahları teslim etmesi ile kendini feshetmesini hedeflediğini belirterek, “21 Kasım Cuma günü komisyon İmralı Adası’na gitme kararı alacaktır. Ardından heyet, terör örgütünün kurucusunun beyanlarını tespit etmek için adaya gidecektir” dedi.

MİLYONER SAYISI ARTTI

2024 sonuna göre milyoner sayısı 728 bin 847 artarken, toplam mevduatlar da 5,3 trilyon lira yükseldi.

Yurt içi yerleşik milyonerlerin mevduatı 18,7 trilyon liraya ulaşırken, bunların çoğu TL cinsinden hesapları tercih etti.

Yurt dışı yerleşik milyoner sayısı ise 215 bin 764’e çıktı ve toplam mevduatları 1,37 trilyon lira oldu.

BDDK verileri, Türkiye’de milyon lira ve üzeri bakiyeye sahip kişilerin sayısının hızla arttığını ve bankalardaki birikimlerin büyüdüğünü ortaya koyuyor.

"Dar gelirli grupların tüketim alışkanlıkları daha çok soruna dönüştü"

Dar gelirli grupların tüketim alışkanlıklarının süreçte daha çok soruna dönüştüğüne işaret eden Gürer, "Ekonomik koşullarda gıda güvenliği giderek daha fazla soruna dönüşüyor. Öğrencilerin tükettiği, düğün ve benzeri toplu yemeklerde sorunlar daha da öne çıkıyor. Çok kişi bu zehirlenmeleri hafif geçirdiği için de sürecin farkında olmuyor." ifadesini kullandı.

"Tarım ve Orman Bakanlığı konuya ilişkin denetim sonuçlarını paylaşmadı"

Gıda zehirlenmelerinde pestisit, aflatoksin ve koruyucu maddelerin oranının da etkili olduğunu belirten Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının, bu konuya ilişkin denetimlerinin sonuçlarını paylaşmadığını ileri sürdü. Özellikle, zincir marketlerde pestisit, aflatoksin ve koruyucu madde kalıntılarına ilişkin yapılan denetimlerde çıkan sonuçların açıklanmasının önemine dikkati çeken Gürer, şöyle konuştu: "Gıda zehirlenmeleriyle ilgili insanların yaşamlarını sona erdirecek kadar olumsuzluğun ortaya çıkması, bu alandaki denetimlerin arttırılmasının gerekliliğini göstermektedir. Bu anlamda gıda mühendislerinin daha çok istihdam edilmesi, düzenli ve sürekli olarak yoğunluk olan yerlerdeki gıda ürünleriyle ilgili denetimlerin arttırılması ve bu anlamda ortaya çıkabilecek sonuçların caydırıcı nitelikte olması önemlidir. Yapılması gereken, bu işi dürüstçe, ahlaklıca, doğruca yapmayanların sektör dışına çıkartılacağı uygulamanın gerçekleştirilmesidir."

"Rutin ve ani denetimler gerçekleştiriyoruz"

Kapadokya Alan Başkanlığı Alan Yönetimi ve Tanıtım Grup Başkanlığı Etkinlik ve Sportif Faaliyetler Koordinatörü Bilen Gamze Güngör, gazetecilere, turizm amaçlı sportif faaliyetlerin güvenli, çevreye duyarlı ve yasal çerçeveye uygun şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla rutin ve ani denetimler gerçekleştirdiklerini belirtti. Güngör, yapılan denetimlerle bölgeyi ziyaret eden yerli ve yabancı misafirlerin güvenliğini sağlamak, doğal ve kültürel mirası korumak, aynı zamanda faaliyetlerin yönetmeliklere uygun olarak yapılmasını sağlamayı amaçladıklarını dile getirdi.

"Kapadokya Türkiye'nin en özel doğal miras alanlarından biri"

Kapadokya'nın Türkiye'nin en özel doğal miras alanlarından biri olduğunu ifade eden Güngör, şunları söyledi: "Denetimlerimizde izin ve yeterlilik belgeleri, araç plakalarının durumları, sigorta ve vergi yükümlülükleri gibi birçok unsur ilgili kurumlarımız koordinesinde incelenmektedir. Ayrıca çevreye zarar verebilecek faaliyetlerin sonucunda gerekli idari yaptırımlar kararlılıkla uygulanıyor. Her araca yerleştirdiğimiz takip cihazlarıyla güzergah dışı kullanımların önüne geçiyor, faaliyetleri dijital ortamda raporluyoruz. Bu sayede hem güvenlik hem de şeffaflık sağlanıyor. Tüm turizm paydaşlarından beklentimiz, yasal izin ve standartlara uygun biçimde faaliyet göstermeleridir. Kurallar turizmi kısıtlamak için değil, sürdürülebilir, güvenli ve kaliteli turizmi desteklemek için vardır. Denetimlerimiz cezai değil, koruyucu ve düzenleyici bir anlayışla sürdürülmektedir."

Galatasaray camiasında yaşanan bu gelişme, özellikle forvet hattında Osimhen’in sakatlanması forvet rotasyonunda sıkıntıya neden olurken, Icardi’nin izinli olması sert yankı buldu.

GALATASARAY TARAFTARI TEPKİ GÖSTERDİ

Galatasaray taraftarları sosyal medya üzerinden icardi ve alınan kararlara tepki gösterdi. Taraftarların bir kısmı Okan Buruk’un İcardi'ye verdiği izin nedneiyle tepki gösterirken, İcardi'nin sosyal medya paylaşımları tepkileride daha çok alevlendirdi.

Galatasaray camiasında “Takımın en kritik dönemlerinden birinde, birinci forvetin izinde, ikinci forvetin ise sakat olması kabul edilemez,” yorumları öne çıktı.

MAURO ICARDİ’NİN PERFORMANSI DÜŞÜK

Geçtiğimiz sezonlarda koyduğu büyük başarılarla taraftarın gönlüne giren Mauro Icardi, şu ana kadar istenen seviyeye ulaşabilmiş değil. Galatasaray formasıyla bu sezon toplamda 15 resmi maça çıkan Arjantinli golcü, 624 dakika sahada kaldı ve sadece 6 gol kaydetti.

Özellikle büyük maçlarda etkisiz kalan ve fiziksel olarak da tam hazır görünmeyen Icardi’nin, hem saha içinde hem saha dışında gösterdiği performans camiada ciddi bir hayal kırıklığı yaratmış durumda.

Olay yerine ekipler sevk edildi

Kazada, motosiklet sürücüsü ile beraberindeki ağabeyi Halis Tosun (23) yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine 112 Acil Sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan sürücü müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Otobüs şoförü gözaltına alındı. Bu arada bir ekmek fırınında çalışan kardeşlerin işe gittikleri sırada kaza yaptıkları öğrenildi.

Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nun hazırladığı iddianamede, Maydonoz Döner’in Türkiye genelindeki şubeleri aracılığıyla örgüte finansman sağladığı ve örgüt üyelerine iş imkanı yaratarak maddi destek verdiği belirtildi.

Şüphelilerin bazı yurt dışındaki firari FETÖ mensuplarıyla bağlantılı olarak şubelere gayriresmi ortak oldukları, gelirleriyle banka hareketlerinin uyumsuz olduğu ve örgütsel yazışmaları “SİGNAL” uygulaması üzerinden yaptıkları aktarıldı.

İddianamede, şüphelilerin terör örgütüne süreklilik gerektiren şekilde fon sağladığı ve örgütsel faaliyetlere katıldığı vurgulanarak, her biri için 25 yıla kadar hapis cezası istendi.

Merkez Bankası Tahminleri Senaryoları Değiştirdi
Merkez Bankası’nın 2025 yılı için enflasyon tahminini yüzde 31–33 aralığına yükseltmesi, zam beklentilerini yukarı çekti. Enflasyon raporunda yer alan ara hedef olan yüzde 24 bile ücret artışında önemli bir referans olarak görülüyor. Bu çerçevede dört farklı zam hesaplaması yapıldı. Yüzde 24’lük artışla yeni ücret 27 bin 319 TL’ye çıkıyor. Yüzde 31’lik artışın sonucunda rakam 28 bin 957 TL bandına yükseliyor. Yüzde 32’lik revizyonla ücret 29 bin 178 TL’ye ulaşırken, yüzde 33’lük güncellemenin sonucu 29 bin 399 TL oluyor. Uzmanlar, ocak ayında açıklanacak nihai rakamın bu aralıklardan birinde olacağı konusunda hemfikir.

Yeni Ücret Ekonomiyi de Doğrudan Etkileyecek
Asgari ücrette yapılacak artış yalnızca çalışan maaşlarını değil, işveren maliyetlerini, sigorta primlerini ve sosyal yardımları da yeniden belirleyecek. Özel sektörde binlerce iş yerinin ücret politikaları asgari ücrete göre şekilleniyor. Bu nedenle açıklanacak rakam, geniş bir ekonomik zinciri etkileyen bir karar olarak değerlendiriliyor. Aralık ayında başlayacak görüşmelerde tüm tarafların beklentileri masaya yatırılacak. Ocak ayının ilk haftasında ise nihai rakam kamuoyuyla paylaşılacak. Ekonomistler, yeni ücretin geçmiş yıllara göre daha yüksek bir artışla belirleneceğini ve çalışanların 2026’ya daha güçlü bir gelirle girmesinin hedeflendiğini belirtiyor.

Tarlalarda silkme yöntemiyle toplanan zeytinler, özenli bir ayrıştırma sürecinden geçerek sofralara ulaşmaya hazırlanıyor.

Edremit Körfezi Zeytin Üreticileri Federasyonu Başkanı Mehmet Semerci, bu yılki hasat sürecine ve zeytinin üretim aşamalarına dair önemli bilgiler verdi.

- “ZEYTİNLER ELENEREK AYRIŞTIRILIYOR!”

Zeytin hasadının bölgeye özgü yöntemlerle yapıldığını belirten Mehmet Semerci, "Bu mevsimde zeytinler, dallar silkelenerek toplanıyor. Tentenin üzerine dökülen zeytinler kasalara alınıyor ve tarladan işleme alanlarına taşınıyor" dedi.

Zeytinler burada eleklerden geçirilerek kalibrelerine göre ayrılıyor. Bu işlemde zeytinler, 280’lik, 220’lik, 300’lük gibi sayı gruplarına göre boyutlarına ayrılıyor. Rakam büyüdükçe zeytinin küçüldüğünü belirten Semerci, bu sınıflandırmanın kalite ve fiyatlandırma açısından önemli olduğunun altını çizdi.

- “KADIN İŞÇİLERİN ROLÜ BÜYÜK!”

Zeytinin kalitesini artıran bir diğer önemli aşama da renk ayırma ve kusurlu ürünlerin ayıklanması.

Bu yıl daha yoğun şekilde kullanılan renk ayırma makineleri, zeytinlerin tonlarına göre ayrılmasını sağlıyor. Ancak bu süreçte kadın işçilerin rolü büyük.

“Kadınlarımız, yengelerimiz makinelerin ayıramadığı kusurları el ile ayıklıyor. Bu titizlik sayesinde sofralık zeytinin kalitesi yükseliyor” diyen Semerci, işçilerin emeğine vurgu yaptı.

Seçilen zeytinler daha sonra çizilerek salamura havuzlarına alınıyor. Yaklaşık dört ila beş ay süren bu doğal fermantasyon sürecinin ardından zeytinler tüketime hazır hale geliyor.

- "ZEYTİN PİYASADA YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR!"

Kazdağları’nın verimli doğasında yetişen Edremit yeşil çizik zeytini, sadece lezzetiyle değil, üretim sürecindeki doğallığıyla da dikkat çekiyor.

“Marketlerde gördüğünüz o meşhur Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini işte bu sürecin sonunda ortaya çıkar” diyen Mehmet Semerci, zeytinin rengi ve tadının bu bölgeye özgü olduğunu belirtti.

Coğrafi işaretli ürün statüsünde olan bu zeytinler, özellikle sağlıklı beslenmeye önem veren tüketiciler tarafından yoğun ilgi görüyor.

BU HAFTA BIRAKILMASI GEREKİYORMUŞ...

Çandar, Demirtaş’ın hukuk gereği her an serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “Bu hafta bırakılması gerekiyordu zaten. Bir ses çıkmadı. Bu hafta sonu ya da önümüzdeki hafta çıkma ihtimali çok kuvvetli” ifadelerini kullandı.

6. Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu (MEPS 2025) için Duhok’ta bulunan Çandar, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin “Selahattin Demirtaş ne zaman serbest bırakılacak?” sorusuna yanıt verdi.

Çandar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş hakkında verdiği serbest bırakma kararının Türkiye’nin itirazının reddedilmesiyle kesinleştiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

“Selahattin Demirtaş her an serbest bırakılmalı. Bu hafta bırakılması gerekiyordu zaten, ancak bir ses çıkmadı. Bu hafta sonu ya da önümüzdeki hafta serbest kalma ihtimali çok yüksek. Bu çok önemli çünkü Demirtaş hapiste kalırsa, Türkiye’de barış süreci de yok demektir. Yakın gelecekte özgürlüğüne kavuşacağını tahmin ediyoruz.”

Çandar’ın açıklamaları, Demirtaş’ın tahliyesine dair beklentileri yeniden gündeme taşıdı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, polislerin ikinci şark görevine ilişkin uygulamanın 2026’dan itibaren kaldırılacağını açıkladı. Yerlikaya, görev puanına dayalı yeni atama sisteminin devrede olduğunu belirtti.

2026 YILINDA KALDIRILACAK

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklamasında, "2026 yılında yapılacak olan Genel Atama Dönemi'nde, personelimize zorunlu 2'nci Şark Tebligatı yapılmayacak." ifadelerini kullandı.

"2026 yılında yapılacak olan genel atama döneminde personelimize zorunlu ikinci şark tebliğatı yapılmayacak. Polislerimizin özlük haklarıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gibi bakanlığımızın üç kolluğunda aynı görevi yapan arkadaşlarımızın tamamının aynı ücret dengesinde olması gerektiğine inanıyoruz.

Çok uzun yıllardır polislerimizin yeni teşkilat kanunu ile ilgili beklenti içerisinde olduğunu biliyorum. Arkadaşlarımız talimatımla özenli bir çalışma yürütüyorlar. Özlediğimiz bir teşkilat kanunu yapmakla ilgili kararlılığımızı buradan belirtmek istiyorum."

Uzun süredir uygun fiyatlara alıcı bulan hamsi, artık 150 TL’ye kadar çıktı. Balıkçılar, bu artışın sebebini Karadeniz’deki av miktarının azalmasıyla açıklıyor.

“3 aydır düzenli olarak hamsi satıyorduk, ama artık sonuna geldik” diyen esnaf, vatandaşların eski fiyatlara alışık olduğunu ancak bu dönemlerin geride kaldığını belirtiyor.

- “VATANDAŞ 50 LİRAYA ALIŞTI AMA O DÖNEM BİTTİ!”

Zonguldak Balık Hali esnaflarından Batuhan Ertürk, son bir haftadır tezgahlarında hamsinin kilosunu 150 TL’den sattıklarını belirterek, durumun sadece fiyatla sınırlı olmadığını vurguladı.

Eskisi kadar bol gelmediğini dile getiren Ertürk, “Ürün azaldıkça kasaların fiyatı da artıyor. Bu da doğal olarak etiketlere yansıyor” ifadelerini kullandı.

Vatandaşların aylardır 50-70 lira bandında hamsi aldığını aktaran Ertürk, o dönemin artık son bulduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bir haftadır hamsiyi 150 liradan satıyoruz. Ürün azalıyor, bu da bitecek yani. Yaklaşık 3 aydır hamsi satıyoruz, artık sonuna geliyoruz. Hamsiler azaldığı için kasalar da pahalılaştı."

- “HAMSİ BİTİYOR, FİYATLAR KALICI OLABİLİR!”

Sezonun sonuna yaklaştıkça fiyatların tekrar düşmesini beklemediğini belirten Ertürk, “Eski bolluk yok artık. Bu yüzden 50-70 liraları görmek zor. Düşerse bile çok az düşer; belki 100-125 lira bandına gelir” dedi.

Balıkçıların ortak görüşü ise, havaların ısınması ve denizdeki hareketliliğin azalmasıyla birlikte hamsinin tamamen tezgahlardan çekileceği yönünde.

Düzensiz göçmenler Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi

Yakalanan yabancı uyruklular, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne gönderildi. Kırklareli İl Jandarma Komutanlığı ekipleri de il genelinde 6 düzensiz göçmeni yakaladı. Jandarmadaki işlemleri tamamlanan düzensiz göçmenler, Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin güncel gelişmeler başta olmak üzere çeşitli konularda temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya geldi. Edinilen bilgiye göre, Zelenskiy, çalışma ziyareti kapsamında Ankara'ya ulaştı.Zelenskiy, temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ikili görüşme yapacak. Liderler, çalışma yemeği sonrası ortak basın toplantısı düzenleyecek.

Suriye makamları İsrail ihlallerini kınadı

Suriye makamları, İsrail’in bu ihlallerinin, 1974 Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'nı ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirterek saldırıları kınadı ve uluslararası topluma ihlallerin durdurulması için kararlı bir tutum sergileme çağrısında bulundu.

2026 ASGARİ ÜCRETİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALACAK

Asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu Türkiye’de milyonlarca çalışan gözünü aralık ayında yapılacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına çevirdi. Uzmanların değerlendirmeleri gündemde yer almaya devam ederken SGK Başuzmanı İsa Karakaş, 2026 yılına ilişkin çarpıcı bir tablo ortaya koydu.

ZAMLI İLK ASGARİ ÜCRET ÖDENDİĞİNDE YAŞAM MALİYETİ 40 BİN TL OLACAK

Karakaş, Merkez Bankası’nın TÜFE tahminini yüzde 31–33 bandına çektiğini hatırlatarak Türk-İş’in ekim ayı verilerine dikkat çekti. Buna göre açlık sınırı 28 bin 412 TL’ye çıkarken bekar bir işçinin yaşama maliyeti 36 bin 984 TL olarak hesaplandı. Bu rakamların her ay enflasyonla arttığını belirten Karakaş, yeni asgari ücretin şubat ayında çalışanların cebine girdiği tarihte yaşam maliyetinin 40 bin TL’yi aşacağını öne sürdü.

“Açlık Sınırının Bile Altında Kalacak”

Karakaş’a göre mevcut ekonomik göstergeler, 2026 asgari ücretinin yalnızca bir işçinin ortalama yaşam maliyetinin değil Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırının dahi altında kalacağına işaret ediyor.

“Komisyonda Temsil Sorunu Var”

Türkiye’de çalışanların önemli bir kısmının asgari ücretle geçindiğini vurgulayan Karakaş, komisyon yapısındaki temsiliyet eksikliğine dikkat çekti. Komisyon üyelerinin ne asgari ücretli çalıştırdığını ne de bu kesimi birebir temsil ettiğini belirten Karakaş, bunun karar süreçlerinde ciddi bir sorun ortaya çıkardığını söyledi.

“Türk-İş Çekilse Bile Sonuç Değişmeyecek”

Türk-İş’in komisyondan çekilme ihtimalini değerlendiren Karakaş, böyle bir adımın kararın yönünü değiştirmeyeceğini ifade etti. Hükûmetin işsizlik, enflasyon ve ihracat dengeleri nedeniyle temkinli davrandığını, işverenlerin ise yüksek faiz ve kur baskısı nedeniyle mevcut tutumunu koruduğunu belirten Karakaş, bu tablo içinde sendikaların etkisinin giderek zayıfladığını söyledi.

“2026 Asgari Ücreti Açlık Sınırının Altında Olacak”

Komisyonda oyların eşit çıkması durumunda başkanın bulunduğu tarafın belirleyici olduğuna dikkat çeken Karakaş, bu nedenle yapısal değişiklik olsa bile kararın yönünün değişmesi ihtimalinin düşük olduğunu ifade etti. Karakaş’a göre 2026 asgari ücreti, işçilerin eline geçtiği tarihte Türk-İş’in açıklayacağı açlık sınırının altında kalacak.

Karakaş, çözüm için asgari ücretin açlık sınırına endekslenmesi gerektiğini ancak bunun kısa vadede mümkün görünmediğini de sözlerine ekledi.

Kaya'nın, programa katılan bir izleyiciyi Peygamber Hz. İsa (a.s.)'ya benzeterek yaptığı mizahın sınırları aştığı ifade edildi.

"YASAL İŞLEM BAŞLATILMALI"

Cumhurbaşkanı Danışmanı Oktay Saral sosyal medya hesabından “Bu şarlatan ebleh komedyene dinimizle ve peygamberlerimizle istihza edilmeyeceğini yetkili mercilerin hatırlatmasında fayda olduğunu düşünüyorum” dedi.

Hasan Can Kaya programına katılan bir kişiye "Sen Hz. İsa EYT'den yararlansaymış böyle olurmuş gibi görünüyorsun. İnsanlığı selamlamak ister misin?" dedi.

Seyircinin ayağa kalkıp kollarını açmasını üzerine ise diğer seyircilere dönen Kaya "Gördüğünüz gibi sizin için çarmıha da gerildi" ifadelerini kullandı.

HASAN CAN KAYA’DAN AÇIKLAMA GELDİ

Hedef gösterilmenin ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Hasan Can Kaya, yanlış anlaşıldığını belirterek özür diledi:

“İki yıl önce Konuşanlar’a katılan bir konuğumuzu Hz. İsa’ya benzettiğim şakadan ötürü yaşanan tartışmayı üzüntüyle takip ediyorum. Şakanın hiçbir şekilde bir inançla ya da kutsal değerle alay etme amacı yoktur. Tüm inançlara saygı programımızın temel prensibidir. Benzer bir yanlış anlaşılmanın tekrar etmemesi için daha dikkatli olacağımızı ifade eder, rahatsızlık için özür dilerim.”

Dün itibarıyla hava sıcaklığının sert düştüğü illerde kar yağışı başladı. Vatandaşlar güne kar yağışı ile başlarken, mahalleler de beyaz örtü ile kaplandı.

İşte kar yağışının etkili olduğu iller...

Maçın en çok konuşulan anı ise En-Nesyri’nin kaçırdığı fırsat oldu. Mozambik kalecisinin savunma arkasına atılan topu uzaklaştırmakta zorlanmasıyla ceza sahasında seken topa hareketlenen En-Nesyri, meşin yuvarlağı kontrol etmekte başarısız oldu ve müsait pozisyonda golü atamadı.

SOSYAL MEDYADA YORUMLAR YAPILDI

Zaman zaman Galasaray'ın yıldızı Osimhen ile kıyaslanan tecrübeli golcünün kaçırdığı gol sonrası sosyal medyada bu anlar gündem olurken yapılan yorumlar da dikkat çekti.

"BİZ FENERBAHÇELİLER HİÇ ŞAŞIRMADIK"

İşte sosyal medyada yapılan o yorumlardan bazılar...

"Fenerin en max bu forveti olur zaten", Her zaman ki hali. Biz Fenerbahçeliler hiç şaşırmadık", "Normal anı o", "Buna şanssızlık değil anca beyinsizlik denir", "Daniel Güiza sendromu, Youssef En-Nesyri", "Yine yapmış yapacağını"

Bir yandan da milli araya girilmesiyle birlikte Türkiye'de maçlarını oynuyor. Milliler, Bulgaristan'ı 2-0 mağlup ederken gözünü İspanya maçına çevirdi.

Futbolseverler bu önemli maçlar öncesinde gündeme dair haberleri gazetelerin spor sayfalarında takip ediyor.

16 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Bazı köyler ve yollar yoğun kar yağışı sonrası ulaşıma kapanırken soğuk hava etkisini sert şekilde göstermeye başladı.

​Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin Milli Gazete muhabiri Yusuf Öztek’e açıklamalarda bulundu. Ergin açıklamasında Gazze’de yaşananların sadece bir coğrafyanın meselesi olmadığını yaşananların insanlığın ortak imtihanı olduğunu belirterek; “Diyarbakır’dan bir kez daha haykırıyoruz: İnsan hayatının değeri pazarlık konusu yapılamaz! Zulmün karşısında susmak, suça ortak olmaktır. Gazze’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın değil, insanlığın ortak imtihanıdır. Ve bugün, Türkiye’nin bu zulüm karşısında gereken adımları atmaması, vicdanları derinden yaralamaktadır.” dedi.

Ay yıldızlılar, elemelerde E Grubu 5. maçında yarın Bursa'da Bulgaristan'ı konuk edecek.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde teknik direktör Vincenzo Montella yönetimindeki antrenmanın 15 dakikalık bölümü basına açık gerçekleştirildi.

Teknik direktör Montella, antrenmandan önce futbolcularla kısa bir toplantı yaptı. Koşu ve ısınma hareketleriyle başlayan idman, pas çalışmasıyla devam etti. Antrenmanın basına kapalı bölümünde ise taktik çalışma yapıldı. Oyunculardan Emirhan Topçu, ağrıları nedeniyle idmanda yer almadı.
A Millilerin idmanını TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri de takip etti.

BUGÜN BASIN TOPLANTISI

Ay-yıldızlı takım, saat 15.45'te kara yoluyla Bursa'ya hareket edecek. Milliler, saat 18.00'de maçın oynanacağı Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadı'nda yürüyüş yapacak. Saat 18.15'te ise teknik direktör Vincenzo Montella ve futbolculardan İsmail Yüksek, statta düzenlenecek basın toplantısında soruları yanıtlayacak.

Daha önce birçok kez Filistin'e desteğini dile getiren dünyanın en iyi teknik direktörlerinden Pep Guardiola, bir kez daha destekte bulundu.

GUARDIOLA FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ MAÇLARI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU

Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, Filistin halkına yönelik saldırılara dikkat çekerek Barselona halkına seslendi.

Ünlü teknik direktör sosyal medyadan yayınladığı mesajla, Filistin Milli Takımı'nın Bask ve Katalan bölgeleriyle yapacağı maçlar öncesi Barcelona halkına seslendi.

Guardiola, paylaştığı video mesajında şu ifadeleri kullandı: "Bilet gelirlerinin tamamı, Filistin'deki insani yardım çalışmalarına ve sosyal projelere bağışlanacak. Hadi stadyumu dolduralım!"

FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ BARCELONA'DA OYNAYACAĞI MAÇLAR

Gazze'de soykırıma uğrayanların adına düzenlenecek ilk karşılaşma, 15 Kasım Cumartesi günü San Mames Stadı'nda TSİ 22.30'da oynanacak.

İkinci dostluk maçı ise Barselona'daki Lluis Companys Olimpiyat Stadı'nda 18 Kasım Salı günü TSİ 20.30'da Katalonya ile oynanacak.

Bir yandan da milli araya girilmesiyle birlikte Türkiye'nin, Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler bu önemli maçlar öncesinde gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

14 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Özkaya, konuşmasında insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dikkat çekti. Ayrıca, Hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hiçbir zaman, hiçbir koşulda prim verilmemelidir mesajını net bir şekilde verdi.

''HİÇ BİR HEDEF ULAŞILMAZ DEĞİLDİR''

AYM Başkanı Özkaya, öğrencilere seslendiği konuşmasında, “Unutmayın azim sabır ve doğru yön bir araya geldiğinde hiçbir hedef ulaşılamaz değildir yeter ki kalbinizle inanın aklınızla planlayın emeğinizle sürdürün o zaman yolunuz her zaman aydınlık geleceğimiz her zaman her daim umut dolu olacaktır” dedi

''BİR TARAF CENNET BİR TARAF CEHENNEM''

'Öyle bir yaşayalım ki vakti geldiğinde Hazreti Allah bizi kimsenin hakkıyla..” dedikten sonra gözyaşlarına hakim olamadı. Konuşmasına devam edemeyen Özkaya’a ise salondakiler alkışları ile destek oldu. Başkan Özkaya daha sonra hakimliğin bir tarafının nur bir tarafının ise nar olan bir meslek olduğunu belirterek, “Yani bir tarafı cennet bir tarafı cehennem. Ben bu lafa geldiğinde korkuyorum. Evet Cenabı Allah bizi kimsenin hakkıyla huzuruna seslemesin”

SOSYAL MEDYADA O GÖRÜNTÜLER VİRAL OLDU

AYM Başkanı Özkaya'nın bu konuşması, sosyal medyda geniş yankı uyandırarak viral oldu.

“Eleştirilerimde hep şehit arkadaşlarım vardır”

TSK Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli olan Özeller, 16 Eylül’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı. İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Özeller hakkında dün verdiği karar ile tahliye kararı aldı.

Cezaevinden çıkan Özeller, sevenleri tarafından coşkuyla karşılandı ve yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bugünkü duruşmada hukukun gereği tecelli etti. Ben devletin yetiştirdiği bir adamım. Devlet yedirdi, içirdi, giydirdi, eğitti. Sonra emir verdi ve beni terörsüz Türkiye için 28 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmamı sağladı. Kucağımda şehitlerim oldu. Hiçbirini unutmuyorum. Yapmış olduğum eleştirilerde, yol göstermelerde, önerilerde, mücadelemde hep o şehit arkadaşlarım vardır.”

Adalet Bakanlığı’na çağrı

Özeller, askerlik yemini ve vatan, millet sevgisi vurgusunun kendisi için her şeyin üzerinde olduğunu belirterek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 sonrası eylemlerinden de sorumlu tutulması gerektiğini söyledi.

“Adalet Bakanlığımıza buradan çağrı yapıyorum. Abdullah Öcalan, 1999’dan sonra da örgütü yönetmiş ve bu süredeki tüm eylemlerden sorumludur. 99’dan sonraki eylemlerin de örgüt lideri olarak yargılanması gerekiyor. Hukukun başlatılmasını hassaten talep ediyorum.”

Özeller, açıklamalarında Türkiye’nin huzuru ve şehit arkadaşlarının hatırasını yaşatmak için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

250 BİN DOLAR VERDİ

Zimbabveli bir iş insanı, lig şampiyonu Scottland FC oyuncularını ödüllendirmek için çantasını açarak tam 250 bin dolar nakit para çıkardı. Bu anlar sosyal medyada biranda gündem oldu.

SCOTTLAND FC'DEN TARİHİ BAŞARI

Scottland FC, ilk sezonunda Zimbabve Premier Ligi'ni kazanarak ülke futbolunda tarihi bir başarıya imza attı. Çantayla verilen nakit ödül, bu şampiyonluk sevincine damga vurdu.

SOSYAL MEDYADA BÜYÜK YANKI

Paylaşılan görüntüler dünya basınında da ilgi çekerken, futbolseverler "böylesi görülmedi", "Futbolun en ilginç prim töreni" yorumları yaptı. Scottland FC'nin tarihi başarısı kadar, bu sıra dışı ödül töreni de hafızalara kazındı.

Bir yandan da milli araya girilirken Türkiye'nin Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

13 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

12 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

ŞEYTAN TAŞLAMA 

Güney Kore’nin başkenti Seul’de yüzlerce kişi, Gazze’deki soykırım suçlarını protesto etmek için bir kez daha sokaklara çıktı.

Göstericiler, uluslararası topluma sessizliğini bozma çağrısında bulundu.

Güney Kore’nin başkenti Seul, bir kez daha Gazze’ye destek sesleriyle yankılandı.

Kentin merkezi meydanında toplanan kalabalık, işgal rejiminin Gazze’de yaptığı soykırımı kınadı.

Göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ve “Açlığa Son Verin”, “Gazze İçin Adalet” yazılı pankartlarla yürüdü.

Grup, uluslararası topluma, özellikle de Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkelerle, Gazze’deki soykırıma sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.

Konuşmacılar, Gazze halkının temel gıdaya, ilaca ve temiz suya erişiminin engellenmesini insanlık suçu olarak nitelendirdi.

Güney Koreli Filistin destekçileri, soykırımın 1 numaralı faili Netanyahu'nun posterini şeytan taşlarcasına ayakkabı fırlatarak taşladı.

Daha önce Göztepe ve Alanyaspor maçlarında penaltı kaçıran Anderson Talisca, bu sezon 3. denemesinde ilk penaltı golünü kaydetti.

Golün ardından Fenerbahçeli oyuncular takım arkadaşlarına destekte bulundu. 

PASİFİKTE DEPREM VE TSUNAMİ

Deprem ve tsunaminin yaşandığı Kamçatka'daki Severo-Kurilsk kentinde acil durum ilan edildi.

Rusya'da meydana gelen bu deprem tarihte ölçüm cihazlarıyla kayıt altına alınmış en büyük 10 depremden biri oldu.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi, (USGS) depremin merkez üssünün yarımadadaki Petropavlosvk-Kamçatskiy kentinin 119 kilometre güneydoğusu olduğunu belirtti.

Rusya Acil Durumlar Bölge Bakanı, depremden sonra Kamçatka bölgesinin bazı bölgelerinde 3-4 metre yüksekliğinde tsunami dalgaları kaydedildiğini söyledi.

Pasifikte bazı ülkelerde kıyı şeritlerini tahliye etme uyarısı yayınlandı.

ABD ve Japonya'da arka arkaya Tsunami uyarıları yapıldı.

Japonya, dalgaların üç metreye ulaşmasının beklendiğini duyurdu ve Pasifik Okyanusu kıyısındaki yaklaşık 900 bin kişiye tahliye emri verdi.

Meksika ve ABD'nin Alaska ve Hawaii eyaleti, Pasifik Okyanusu kıyıları ile Pasifik Adaları'na yönelik tsunami uyarısı yapıldı.

Doğu Japonya Demiryolları, Kamçatka açıklarında meydana gelen deprem nedeniyle bazı hizmetlerini askıya aldı.

DOKTORLAR AMELİYATA DEVAM ETTİ

Dünyanın en büyük 10 depremi arasına giren bu depreme ameliyatta yakalanan doktorların videosu viral oldu.

Dolaşıma giren videoda ameliyathanede yatan bir hasta üzerinde ameliyat gerçekleştiren 4 doktorun depreme yakalandığı görüldü.

Şiddetli sarsıntı başladığında doktorlar panikle kaçmak yerine oldukça soğukkanlı davranarak hastayı sabit tutmaya çabaladı.

Rusya Sağlık Bakanı, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, Rusya'daki doktorların 8,8 büyüklüğündeki güçlü depreme rağmen bir hastaya müdahale etmeye devam ettiğini söyledi.