Yayınlanan son listede 29. sırada yer alan Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde aldığı Liverpool, Bodo Glimt ve Ajax galibiyetleriyle birlikte 1 basamak yükselirken 28. sırada konumlandı.

IFFHS sıralaması nedir?

IFFHS sıralaması, kulüplerin son dönemdeki uluslararası ve yerel başarılarını dikkate alarak her yıl güncelleniyor.

Liste, dünya futbolunun güncel gücünü görmek isteyen taraftarlar için önemli bir referans oluşturuyor.

Listede Türkiye'den sadece tek takım yer aldı.

İşte IFFHS'nin güncellediği dünya kulüpler sıralamasında ilk 10 sıra ve Türk takımlarının konumları:

1- Paris Saint-Germain (Fransa): 567 puan

2- Real Madrid (İspanya): 511 puan

3- Chelsea (İngiltere): 484 puan

4- Inter (İtalya): 470 puan

5- Bayern Münih (Almanya): 457 puan

6- Barcelona (İspanya): 419 puan

7- Borussia Dortmund (Almanya): 394 puan

8- Palmeiras (Brezilya): 378 puan

8- Arsenal (İngiltere): 378 puan

10- Flamengo (Brezilya): 374 puan

Türk kulüplerinin sıralamadaki konumları: İlk 30'da tek Türk takım!

• Galatasaray – 28. sıra, 256 puan
• Fenerbahçe – 33. sıra, 247 puan
• Beşiktaş – 138. sıra, 129 puan
• Başakşehir – 145. sıra, 125 puan
• Trabzonspor – 170. sıra, 112 puan
• Samsunspor – 178. sıra, 110 puan
• Göztepe – 241. sıra, 92 puan
• Konyaspor – 280. sıra, 82 puan
• Alanyaspor – 318. sıra, 77 puan
• Gaziantep FK – 324. sıra, 76 puan
• Kasımpaşa – 364. sıra, 70 puan
• Rizespor – 364. sıra, 70 puan
• Eyüpspor – 377. sıra, 68 puan
• Kayserispor – 392. sıra, 66 puan
• Antalyaspor – 500. sıra, 57 puan

"AYNI İŞ, AYNI SORUMLULUK AMA KARDO YOK"
Beş yıldır ASM’de çalışan B.Y., iş tanımlarının sürekli genişlediğini ancak hâlâ kadro sorununun çözülmediğini belirtiyor. B.Y,
“Aile hekimliği sistemi tamamen ekip çalışmasına dayanıyor. Kayıt tutuyoruz, aşılama süreçlerine destek oluyoruz, raporlarla ilgileniyoruz, hasta akışını yönetiyoruz. Ama resmi olarak ‘eleman’ sayıldığımız için kadromuz yok. Aynı işi yapan birçok personel kadrolu; biz hâlâ güvencesiziz” diye konuştu.

PANDEMİ SÜRECİNDE RİSKLE ÇALIŞTILAR
S.K. isimli bir ASM çalışanı, pandemi boyunca hiçbir güvenceleri olmadan en ön safta çalıştıklarını aktararak şunları söyledi:
“Kapıdan giren her hastayla temas ettik, filiasyon ekibine destek olduk, aşı sürecinde görev aldık. Risk aldık ama hâlâ statümüz yok, iş güvencemiz yok. Bu belirsizlik psikolojik olarak çok yıpratıcı.”

MAAŞ VE SOSYAL HAKLAR YETERSİZ

8 yıllık çalışan H.A., maaş ve haklarının kadrolu çalışanlarla kıyaslandığında çok düşük olduğunu söyleyerek, “Maaşımız kadroluların çok altında. Yıllık izin, fazla mesai, nöbet ücreti gibi haklarımız sınırlı. İş tanımımız net olmadığı için bazen temizlikten teknik desteğe kadar her iş bize veriliyor” ifadelerini kullandı.

RESMİ STATÜ TALEBİ

ASM çalışanları, sistemin sorunsuz işlemesi için hayati bir rol üstlediklerini ancak hâlâ “tanımsız personel” gibi görüldüklerini belirterek,“Biz bu sistemin görünmeyen ama en aktif çalışanlarıyız. Aile hekimleri de bizim emeğimizle rahat çalışıyor. Ama resmi olarak yok gibiyiz. Ne kadromuz var ne tanımımız. Bu kadar emek verilen yerde belirsizlik kabul edilemez” diyor.

ÇALIŞANLARIN TALEPLERİ NET

ASM çalışanları kadro, resmî statü, eşit ücret, sosyal ve mali hakların garanti altına alınması ve aile hekimliği sisteminde tek tip güvenceli istihdam talep ediyor. Ortak çağrıları ise yıllardır devam eden belirsizliğin artık sona ermesi yönünde. “Sağlık sisteminde aile hekimliği çok önemli bir yapı. Bu yapıyı ayakta tutan biziz. Bizim de emeğimizin karşılığını, güvencemizi ve statümüzü almamız gerekiyor” ifadeleriyle taleplerini dile getiriyorlar.

"HAKKIMIZ OLAN GÜVENCEYİ İSTİYORUZ"

ASM çalışanları, yıllardır devam eden belirsizliğin sona ermesini talep ederek, “Sağlık sisteminde aile hekimliği çok önemli bir yapı. Bu yapıyı ayakta tutan biziz. Bizim de emeğimizin karşılığını, güvencemizi ve statümüzü almamız gerekiyor" çağrısında bulunuyor.

Havalimanında Hüzünlü Karşılama

Ankara’daki resmî törenin ardından şehidin naaşı askeri uçakla Samsun-Çarşamba Havalimanı’na ulaştırıldı.

Samsun Valisi Orhan Tavlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, milletvekilleri, askeri erkan, kurum temsilcileri ve çok sayıda vatandaş karşılamada hazır bulundu.

Şehidin annesi Gülay Altıok ve babası İsa Altıok ayakta durmakta güçlük çekerken, 2 yaşındaki küçük oğlu Emirhan yakınlarının kucağında töreni takip etti.

9 Aylık Hamile Eşi Ambulans Uçakla Getirildi

Şehidin 9 aylık hamile eşi Seda Altıok, Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans uçakla Samsun’a getirildi.

Gözyaşlarına boğulan Seda Altıok, sağlık ekiplerinin gözetiminde tekerlekli sandalyeyle cenazeyi karşıladı.

Tören sırasında “Ben de onunla birlikte gideceğim” diyerek eşinin yanından ayrılmak istemeyen Altıok, Samsun Garnizon Komutanı Tümgeneral Gazi Davut Ala’nın desteğiyle cenaze aracına bindirildi.

Kız Kardeşinin Asker Selamı Yürekleri Dağladı

Ağrı’da polis memuru olarak görev yapan kız kardeşi Gamze Süngerli, ağabeyinin askeri kepini takarak gözyaşları içinde asker selamı verdi. Bu anlar törenin en duygusal anlarından biri oldu.

102 Yaşındaki Dededen Yürek Burkan Dua

Şehidin 102 yaşındaki dedesi Satılmış Altıok’un yaptığı dua ise yürekleri dağladı.

Dede elini semaya kaldırarak şöyle seslendi:

“Silah arkadaşlarının niyetlerini kabul eyle. İlahi ya Rabbim günahlarımızı affeyle, dualarımızı kabul eyle. Cennetine girenlerden eyle. Torunumuzun ruhu şad olsun. Mekânı cennet olsun.”

Bu sözler törene katılanları gözyaşlarına boğdu.

Cenaze Baba Ocağına Götürüldü

Havalimanındaki askeri törenin ardından şehidin naaşı, Tekkeköy ilçesi Selyeri Mahallesi’ndeki baba ocağına götürüldü. Burada helallik alınmasının ardından cenaze töreni için hazırlıklar tamamlandı.

Ovabaşı Mezarlığı’nda Defnedilecek

Hava Uçak Bakım Astsubay Üstçavuş Emre Altıok için Mimar Sinan Camii’nde ikindi namazının ardından cenaze namazı kılınacak. Şehit Altıok, Samsun’un Ovabaşı Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Pentagon yetkililerinin, F-35 teknolojisinin “Çin casusluğu veya Çin'in Suudi Arabistan ile güvenlik ortaklığı yoluyla tehlikeye atılabileceğine” yönelik endişesini dile getirdiği savunuldu.

Suudi Arabistan'a 48 adet F-35 satışına dair anlaşmanın nihai unsurlarının üzerinde çalışıldığı ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in anlaşmayı onaylamasının beklendiği ileri sürüldü. Öte yandan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın 18 Kasım'da Beyaz Saray'da Trump ile görüşmesinin öngörüldüğü ve muhtemel F-35 satışı anlaşmasının da gündemde olacağı kaydedildi.

MAĞDURLARIN SESLERİNİ DUYAN YOK

“Bir gün geç giriş yapılmış diye prim başlangıcım bir gün ileri kaymış. Bana bu yüzden 20 yıl geç emekli olacaksın dediler. Böyle adalet olur mu?” diyen A.K., yıllardır aynı iş yerinde çalıştığını ve kademeli sistemin kendisine büyük haksızlık yaptığını söylüyor. F.Ö. ise, “Dosyam defalarca kontrol edilmiş görünüyor. Ama ben ısrarla takip edince bir memur bana ‘tutanak yanlış hazırlanmış olabilir’ dedi. Biz ses çıkarmazsak kimse dönüp bakmıyor” diyerek hatanın mağdurların üzerinden düzeltilmediğini belirtiyor. M.G. ise, emeklilik koşullarını yerine getirdiğini düşündüğü halde, yanlış bilgilendirme nedeniyle sürecin yeniden başlatıldığını aktararak, “İnsan yıllarca çalışıyor ama bir tutanak yüzünden hayat planı altüst oluyor” diyor.

"KADEMESİZ ÇÖZÜM İSTİYORUZ"

Vatandaşlar, kademeli emeklilik düzenlemesinin eşitsizlik yarattığını vurguluyor. S.E., “Benimle aynı gün işe başlayan arkadaşım emekli oldu, ben hâlâ bekliyorum. Sistem kafa karıştırıyor, yanlış kayıtlar var, tutarsızlık var. Bu yüzden kademesiz çözüm istiyoruz” diyerek taleplerini özetliyor.

UZMANLAR E-DEVLET DÖKÜMLERİNİN SIK SIK KONTROL EDİLMESİNİ VURGULUYOR

Sosyal güvenlik uzmanları, hizmet dökümü, prim başlangıç tarihi ve kurumlar arası aktarımlar sırasında hataların sık görülebildiğini, bunun emeklilik tarihini ciddi şekilde etkileyebileceğini belirtiyor. Uzmanlar, vatandaşların e-Devlet’teki hizmet dökümlerini sık sık kontrol etmesi ve şüpheli durumlarda SGK’ya yazılı başvuruda bulunmasının önemine dikkat çekiyor.

MAĞDURLARIN TALEPLERİ İSE NET!

“Yanlış tutanak” iddiaları ve mağduriyetler, kademeli sisteme karşı örgütlü bir talep hareketine dönüşmüş durumda. Mağdurların ortak beklentisi ise net: hatalı kayıtların düzeltilmesi ve kimsenin bir tutanak hatası yüzünden yıllarca mağdur edilmemesi.

Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu Koordinatörü Hüseyin Durmaz, İsrail’in Küresel Sumud Filosu ve Özgürlük Filosu’na katılan ve hukuka aykırı şekilde Aştod Limanı’nda tuttuğu 50 gemiye el koymaması için yasal süreci başlattıklarını, bu gemilerin tamamını İsrail’in elinden geri alacaklarını söyledi. Gazze'de İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşmasına İsrail'in uyacağına inanmadıklarını belirten Durmaz, İsrail'in uluslararası kamuoyu ve vicdan sahibi insanların baskısıyla böyle bir süreci kabul etmek zorunda kaldığını dile getirdi.

“İSRAİL YİNE SÖZLERİNİ TUTMADI”

Durmaz, İsrail'in sık sık ateşkesi ihlal ettiğini ve verdiği sözleri tutmadığını kaydetti. Bu durum karşısında daha aktif ve hareketli olmaları gereken sürece girdiklerini vurgulayan Durmaz, "Yakın zamanda Küresel Sumud Filosu'ndan sonra bir değerlendirme toplantısı yaptık, süreçle alakalı görüş alışverişinde bulunduk. İsrail'in bu ihlalleri ve bu durum devam ederse ikinci bir Küresel Sumud Filosu için de irade beyanı ortaya koyduk." dedi.

"BU GEMİLERİN HEPSİNİ DE İSRAİL'İN ELİNDEN ALACAĞIZ"

İsrail'in bu konuda farklı girişimlerinin olduğuna işaret eden Durmaz, şunları dile getirdi: "İsrail, gemileri uluslararası sularda kaçırdığı için yasal olarak o gemileri onlardan alma ve onları dava etme hakkımız bulunuyor. Bununla ilgili gerekli yasal süreci başlattık. Onlar da bu gemileri vermemek ve süreci zora koşmak için birtakım yalan ve manipülatif haberler yapıyorlar. İsrail savcılığının '(Filodaki) 16 geminin sahibi olan şirketlerin Hamas'la bağlantısının olduğu iddiası' tamamen bir iftira ve yalan. Ortada hiçbir kanıtı ve delili de yok ancak biz haklıyız ve hem ülke hem de küresel bazda bununla ilgili tüm yasal süreci yürütüyoruz. Bu gemilerin hepsini de İsrail'in elinden alacağız."

GASP EDİLEN GEMİ SAYISI 50

Durmaz, İsrail'in elinde 50 geminin bulunduğunu, bunlardan 41'inin Küresel Sumud Filosu'na, 9'unun ise Özgürlük Filosu'na ait olduğunu dile getirdi. "İsrail, bu 50 gemiye şu anda el koymuş, onları kaçırmış vaziyette." diyen Durmaz, bu gemilerin Aşdod Limanı'nda demirleyerek beklediğini kaydetti.

"İSRAİL, GEMİLERİ VERMEK ZORUNDA KALACAK"

Durmaz, "Daha önceki tecrübelerden de biliyoruz, (İsrail) gemileri vermek zorunda kalacak çünkü yaptığı kanunsuzluk ve uluslararası hukukun ihlalidir ancak elinden geldiğince onları kullanılamaz hale getirerek, yeniden başka bir filoda kullanılmaması için zarar veriyor. Biz, bunların hepsinin farkındayız, bununla ilgili tüm sürecin takibini ve mahkeme sürecini yapacağız." dedi. İsrail savcılığının, gemilere el koymak için Hayfa Denizcilik Mahkemesinde iddianame hazırladığını ifade eden Durmaz, İsrail'in bu iddialarını "Batı kamuoyu ile hükümetlerinin desteğini tekrar kazanabilmek" için düzenlediği ucuz ayak oyunları olarak nitelendirdi.

İsrail'in 2 yıllık soykırımı nedeniyle Gazze'deki evlerin yüzde 90'a yakını ya tamamen yıkıldı veya hasar aldı. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 282 binden fazla ev yıkıldı veya hasar gördü. Bu nedenle Gazze'deki yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin büyük bölümü derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. İsrail'in 2 yıllık soykırımında katliamlarla, açlıkla ve zorunlu göçle mücadele eden Filistinliler kaldıkları derme çatma çadırlarda hayata tutunmaya çalışıyor. Havaların soğuması ve yağışların başlamasıyla Gazze'deki Filistinliler için yaşam koşulları daha da zor hale geldi. Derme çatma çadırlarda kalan Filistinliler, bu sabah başlayan yağmur nedeniyle zor anlar yaşadı. Gazze'yi etkisi altına alan yağmur nedeniyle Filistinlilerin kaldığı çok sayıda çadırı su bastı. Saldırılar nedeniyle defalarca zorla yerinden edilen ve doğru düzgün eşyası kalmayan Filistinlilerin birkaç eşyası da ıslandı. Giyecek kıyafet bulmakta zorlanan Filistinli çocukların birçoğunun yalınayak oluşu kameraya yansıdı.

“BİZE ŞEFKAT VE MERHAMET GÖZÜYLE BAKIN”

Yağmur sonrası su basan çadırını gösteren Filistinli bir baba, içeri su dolması nedeniyle sabaha karşı uyanmak zorunda kaldıklarını belirtti. Filistinli baba, "Bizi bu (çadırı su basması) uykumuzdan uyandırdı. Sabahleyin burada uyuyorduk. Bu sularla sabahlamış olduk." dedi. İçinde bulundukları duruma dikkati çeken ve İslam dünyasına seslenen baba, şunları söyledi: "Şu yastığa bakın, çocuk bunun üzerinde uyuyordu. Niye bize şefkat ve merhamet gözüyle bakmıyorsunuz? Çocuklarınızın böyle bir yerde uykudan uyanmasına razı olur musunuz? Çocuklarınız böyle uyansa…Nereye, kime gidelim? Ben burada uyuyordum, beni burada uyurken su uyandırdı. Şu çocuğa bakın, neden böyle olduk? Neden böyle ey Araplar, ey Müslümanlar?” İsrail saldırılarıyla yerle bir olan ve sakinlerinin büyük çoğunluğu derme çatma çadırlarda kalmak zorunda bırakılan Gazze'deki Filistinlilerin hayat şartlarının kış aylarıyla daha da zor hale geleceği belirtiliyor.

Bir haftalık ziyareti için Sudan'da bulunan Fletcher, bölgede süren çatışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Fletcher, çatışmaların "acımasız ve insanlık dışı" olduğunu belirterek, "Hayatta kalanların yanında olmalıyız, yardımlarımızı ulaştırmamıza izin verilmelidir." ifadesini kullandı. Sudan'ın batısındaki Port Sudan kentine ziyareti sırasında yetkililerle görüştüğünü dile getiren Fletcher, çatışmanın yoğunlaştığı bölgelere de gideceğini bildirdi.

SUDAN'DAKİ ÇATIŞMALAR VE İHLALLER

Sudan, 15 Nisan 2023'ten beri ordu ile dış destekli Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kenti Faşir, şiddetli çatışmaların ardından büyük ölçüde HDK'nin kontrolüne girdi. On binlerce kişinin çatışmalardan kaçtığı kentte, HDK'nin sivilleri zorla yerinden çıkardığı ve çok sayıda silahsız kişiyi öldürüp işkence ettiği anlar, HDK mensuplarının paylaştığı videolara yansımıştı.

"FAŞİR'DEKİ VAHŞETE KARŞI DURMA" ÇAĞRISI

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Afrika Birliği Özel Temsilcisi Adama Dieng ve BM Sudan için Uluslararası Bağımsız Araştırma Misyonu Üyesi Mona Rishmawi, Sudan'da devam eden çatışma bağlamında Faşir ve çevresindeki insan hakları durumuyla ilgili BM İnsan Hakları Konseyinin (İHK) 38. Özel Oturumunda konuştu.

Sudan'da ordu ile çatışan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından ele geçirilen Faşir'de yaşanan vahşetin öngörülebilir ve önlenebilir olduğunu ancak bunun yapılamadığını söyleyen Türk, BM İnsan Hakları Ofisinin yalnızca Faşir hakkında geçen yıl 20'den fazla açıklama yayımladığını anlattı.

Türk, "İnsanların hayvan yemi ve fıstık kabuğu yemek zorunda kaldığı boğucu, bunaltıcı kuşatma konusunda defalarca uyarıda bulunduk. İnsanların açlıktan ölmesiyle birlikte kıtlığın yayılması konusunda uyardık. HDK'nin eline geçmesinin şehri kan gölüne çevireceği konusunda uyardık." dedi.

HDK'nin, Faşir'in kontrolünü ele geçirmesinden bu yana sivillere yönelik toplu katliamlar, etnik kökenli infazlar, toplu tecavüz de dahil korkunç vahşetlerin yaşandığına dair haberlerin şaşırtıcı olmadığına işaret eden Türk, uyarılarının dikkate alınmamasına tepki gösterdi.

TÜRK, ŞUNLARI AKTARDI

"Faşir'de yerdeki kan lekeleri uzaydan fotoğraflandı. Uluslararası toplumun harekete geçme görevi açık. Çok fazla gösteriş ve rol yapıldı ancak çok az eylemde bulunuldu. Bu vahşete karşı durmalı. Faşir ve çevresindeki sivillerin acilen ihtiyaç duydukları insani yardım ve korumaya erişmelerini sağlamalı. Etkisi olan tüm devletler, Faşir'de sivillerin korunmasını ve ayrılmaya çalışanlar için güvenli geçişi sağlamak amacıyla acil ve somut adımlar atmalı. Devletler, yardımların kesintisiz akışı için baskı yapmalı ve insani yardım programlarını tam olarak finanse etmeli."

Ülkelerin, bu çatışmada uluslararası insancıl hukuku ve insan haklarını ihlal eden herkesi sorumlu tutmak için ortak çaba göstermesi gerektiğinin altını çizen Türk, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) durumu yakından takip ettiğine dikkati çekti.

"Bu savaşı körükleyen ve bundan çıkar sağlayan kişilere ve şirketlere karşı harekete geçilmeli"

Türk, "Uluslararası toplum, bu savaşı körükleyen ve bundan çıkar sağlayan kişilere ve şirketlere karşı harekete geçmeli." dedi.

Sudan'ın doğal kaynakları ve emtiaları için vekalet savaşına yakalandığına dikkati çeken Türk, şöyle devam etti:

"Bölgedeki ve ötesindeki birçok ülke bu savaşa dahil. Etkisi olan herkesi uluslararası hukuk için ayağa kalkmaya çağırıyorum. Bu, BM Güvenlik Konseyinin ülke genelindeki durumu acil olarak UCM'ye sevk etmesini savunmak anlamına geliyor. Ayrıca bu, silah ambargosunun Darfur'un yanı sıra tüm ülkede hayata geçirilmesi anlamına geliyor."

Çatışmanın tüm taraflarına ülkelerini ve halklarını her şeyden önce tutma, anlamlı barış müzakerelerine, insani ateşkese ve kapsayıcı sivil yönetime geçişe katılma çağrısı yapan Türk, sivillerin korunmasını ve insani yardımların geçişini sağlamak amacıyla uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmelerinin gereğini de hatırlattı.

"BU, NE YAZIK Kİ GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE YAŞANAN BİR İNSANLIK VE İNSAN HAKLARI FELAKETİDİR"

Afrika Birliği Özel Temsilcisi Dieng, BM Soykırımın Önlenmesi Özel Danışmanı Chaloka Beyani ile ortak açıklamalarını İHK'nin özel oturumunda paylaştı.

Dieng, "(Faşir'de yaşananlar) Bu, ne yazık ki gözlerimizin önünde yaşanan bir insanlık ve insan hakları felaketidir. Sudan'da özellikle Faşir, Darfur ve Kordofan bölgelerindeki durum kritik ve trajik bir noktaya ulaştı." dedi.

Sudan'da ordu ile HDK arasında Nisan 2023'te başlayan çatışmalardan bu yana sivil halkın akıl almaz acılar çektiğini ve 14 milyondan fazla kişinin zorla yerinden edildiğini söyleyen Dieng, 40 binden fazla kişinin öldürüldüğünü ve sayısız insanın da yargısız infaza, toplu katliamlara ve çeşitli vahşetlere maruz kaldığını söyledi.

"HDK güçleri, binlerce bitkin ve aç sivilin sığındığı Faşir Üniversitesini katliam alanına çevirdi"

BM Sudan için Uluslararası Bağımsız Araştırma Misyonu Üyesi Rishmawi de Faşir'in büyük bir kısmının artık suç mahalli olduğunu söyledi.

Faşir'in, HDK'nin eline geçmesinin ardından tanıklarla görüştüklerini ve tarifsiz vahşetlere ilişkin kanıtlar topladıklarını kaydeden Rishmawi, şu değerlendirmede bulundu:

"Tam resmi ortaya çıkarmak için kapsamlı bir soruşturma gerekiyor ancak zaten bildiklerimiz yıkıcı.
HDK güçleri, binlerce bitkin ve aç sivilin sığındığı Faşir Üniversitesini katliam alanına çevirdi. Suudi Hastanesi'nden kaçanlar, sağlık personeli ve sivillerin yargısız infaz edildiğini bildirdi. Hayatta kalanlar, sokaklarda biriken cesetleri ve şehrin içinde ve çevresinde kazılan hendekleri anlattı. Anlatımlar, doğrulanmış dijital kanıtlarla destekleniyor ve bu da bu suçların boyutunu ve ciddiyetini pekiştiriyor."

Rishmawi, Sudan halkının devam eden bu çatışmada akıl almaz acılar çektiğini, bu insanların kanının dökülmesinin sona ermesine, acil korumaya ve adalete giden güvenilir yola ihtiyaç duyduklarını belirtti.

ANLIK OLARAK İZLENMESİ GEREKİR

Yer altı su seviyesi ve radon gazı değişimi, elektrik rezistivite, elektrik alan ve manyetik alandaki değişim, yerkabuğunda olağan dışı eğilme veya deformasyon gibi parametrelerin gözlenmesinin, depremlerden önce önemli işaretler verebileceğini belirten Özmen, "Bölgede bu tür gözlemlerin yapılması ve anlık olarak izlenmesi depremlerin seyrinin nasıl olacağını anlamamıza yardımcı olabilir. Bu parametrelerin de izlenmesi yararlı olur. Bölge ile ilgili yapılan bütün çalışmalar bir araya getirilerek bir veri seti oluşturulmalı, AFAD Deprem Bilim Kurulu aracılığıyla bir rapor hazırlanmalı ve kısa, orta ve uzun vadede bölge için yapılması gereken çalışmalar belirlenmelidir. Çok sık aralıklarla da kamuoyuna açıklamalar yapılmalı, yanlış bilgilerin yayılması önlenmelidir." dedi. AFAD'ın kısa süre önce bölgeyi "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" ilan ettiğini anımsatan Özmen, bunun yeterli görülmemesi durumunda "afete maruz bölge" veya "olağanüstü hal" gibi uygulamaların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“OLAĞANÜSTÜ TEDBİRLER ALINMALI”

"Sındırgı'da yaşayanlar üç aydır sürekli depremle yatıp kalkıyor. Bu bir olağanüstü süreçtir, olağanüstü tedbirler alınmalıdır." diyen Özmen, geçici barınma alanlarının genişletilmesi, isteyenlerin başka bölgelere taşınmasına kolaylık sağlanması, eğitimin ve sağlık hizmetlerinin özel düzenlemelerle kesintisiz yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Özmen, Simav Fay Zonu ve Gelenbe Fayı'nın 7 büyüklüğüne varacak büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip olduğunun geçmiş yıllarda ilgili kurumlar tarafından hazırlanan raporlarda ve bölge ile ilgili yapılan çok sayıda akademik yayınla ortaya konulduğunu anımsattı. Depremlerin zamanını öngörmenin mümkün olmadığını dile getiren Özmen, 7 büyüklüğündeki bir depremin enerjisinin boşalması için 6 büyüklüğünde 31 sarsıntıya ihtiyaç duyulduğunu, Sındırgı'da ise şu ana kadar bu eşiği aşan yalnızca iki depremin kaydedildiğini belirtti.

Suriye rejiminin 8 Aralık'ta düşmesinin ardından savaş boyunca zorla yerinden edilen veya çocuklarını korumak için kampı terk ederek daha güvenli bölgelere sığınan aileler, yeniden Yermük’e dönmeye başladı. Hizmetler hala yetersiz olmasına karşın Şamlılar, eski mahallelerine kavuşma umuduyla yıkıntılar arasında yeniden yaşam kurmaya çalışıyor.

NE OLMUŞTU?

Fatih'te bir otelde konaklayan Servet ve Çiğdem Böcek ile çocukları Kadir Muhammet ve Masal, mide bulantısı ve kusma şikayetleri üzerine 12 Kasım'da hastaneye kaldırılmış, çocuklar tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirmişti. Anne ve baba da yoğun bakım servisinde tedavi altına alınmıştı. Polis ekiplerinin çalışmasında, ailenin 9 Kasım'da Almanya'dan İstanbul'a gelerek Fatih'teki otelde konakladığı, 11 Kasım'da Ortaköy'de bulunan seyyar satıcıdan midye ve bir restoranda da yemek yediği belirlenmişti. Aynı gün başlayan kusma ve mide bulantısı şikayetlerinin devam etmesi nedeniyle aile bireylerinin 12 Kasım'da çevre hastanelere gittiği, uygulanan tedavinin ardından taburcu edilerek otele geri döndüğü iddia edilmişti. Otelde anne Çiğdem Böcek'in kızının hareketsiz yattığını görmesi üzerine olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince tüm aile bireyleri hastaneye kaldırılmıştı. Olayla ilgili İl Sağlık Müdürlüğünce de soruşturma başlatılmıştı. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisi süren Çiğdem Böcek ise bugün sabah saatlerinde yaşamını yitirmişti.

KIRMIZI ET FİYATLARINDA DİP FİYAT

Bu hafta Tarım Kredi raflarında kırmızı et ve şarküteri ürünlerinde dikkat çeken indirimler var. Dana kuşbaşı, sucuk, salam ve hindi ürünleri uygun fiyatlarla satışta. Ayrıca Superfresh markalı donuk pizza ve milföy hamuru da listede yer alıyor.

KIRMIZI ET VE ŞARKÜTERİNDE İNDİRİM

• Dana Kuşbaşı Donuk 400 g – 209,90 TL
• Dana Kangal Sucuk Fermente 180 g – 129,90 TL
• Namet Dana Macar Salam 50 g – 22,50 TL
• Namet Hindi Salam 7/24 60 g – 20,00 TL

ZEYTİNYAĞINDA FLAŞ İNDİRİM

Kooperatif markalı ürünler bu hafta kahvaltı sofralarının gözdesi oluyor. Bal, tahin, peynir, yoğurt ve süt çeşitlerinde cazip fiyatlar sunuluyor.

Kahvaltılık ürünler:

• Anadolu Riviera Zeytinyağı 2 L – 399,00 TL
• Süzme Çiçek Bal 850 g – 272,50 TL
• Tarım Kredi Tahin 600 g – 104,50 TL
• Tarım Kredi Süt %3,1 Yağlı 1 L – 33,90 TL
• Olgunlaştırılmış Beyaz Peynir İnek 600 g – 175,00 TL
• Sütaş Tost Peyniri Dilimli 350 g – 139,90 TL
• Torku Labne 400 g – 89,90 TL
• Torku Süzme Peynir 450 g – 99,00 TL
• Tarım Kredi Yoğurt Tam Yağlı 3000 g – 134,50 TL

GIDA FİYATLARINDA İNDİRİM VAR

Tarım Kredi Market, bu hafta mutfak alışverişinde tasarruf yapmak isteyenler için temel gıda ürünlerinde de önemli indirimler yaptı. Pirinç, bulgur, yağ, şeker ve un çeşitleri avantajlı fiyatlarla satışta.

Temel gıda ürünleri:

• Anadolu Baldo Pirinç 2500 g – 192,50 TL
• Pilavlık Bulgur 2,5 kg – 89,90 TL
• Marmara Birlik Siyah Zeytin 800 g – 319,00 TL
• Yağlı Salamura Siyah Zeytin 800 g – 149,00 TL
• Tarım Kredi Toz Şeker 2 kg – 86,50 TL
• Tarım Kredi Patlatmalık Mısır 500 g – 18,90 TL
• Tarım Kredi Kaya Tuzu 500 g – 29,90 TL

TATLI SEVERLER DİKKAT

Tatlı yapacakları sevindiren haber geldi. Tarım Kredi Market KAT KAT indirimleri kapsamında. Dr. Oetker markalı tüm ürünlerde %20 indirim uyguluyor. Puding, kakao, kabartma tozu, krem şanti ve nişasta gibi birçok üründe indirim geçerli olacak.

İndirimli Dr. Oetker ürünleri:

• Kakao 50 g
• Krem Şanti 150 g
• Puding Çeşitleri 147 g
• Kabartma Tozu 10 g
• Şekerli Vanilin 5 g
• Mısır Nişastası 400 g
• Buğday Nişastası 400 g
• Pirinç Unu 200 g
• Karbonat 100 g

TÜİK verilerinden derlenen bilgilere göre, ocak-ekim döneminde Türkiye genelinde 1 milyon 293 bin 33 konut satıldı. Geçen yıl aynı dönemde satış 1 milyon 112 bin 374 olarak kaydedilmişti. Böylece konut satışları yıllık bazda yüzde 16,2 artış gösterdi.

Ancak yabancıların konut alımlarında düşüş yaşandı. Geçen yılın 10 ayında 19 bin 212 konut yabancılara satılırken, bu yıl aynı dönemde satışlar yüzde 11,25 azalarak 17 bin 50’ye geriledi.

En büyük düşüş Bursa ve Mersin’de

Yabancılara konut satışında yıllık bazda en büyük düşüş Bursa ve Mersin’de kaydedildi.

Bursa’da yabancılara satılan konut sayısı geçen yılın ocak-ekim döneminde 461 iken, bu yıl 322’ye düştü. Böylece satışlar yüzde 30’un üzerinde azaldı.

Mersin’de satışlar yüzde 20,1 düşerek 1.352’ye gerilerken, Antalya’da ocak-ekim döneminde 6 bin 740 olan satış, bu yıl 5 bin 666’ya indi; yıllık düşüş yüzde 15,93 olarak kaydedildi.

İstanbul’da ise yabancılara satılan konut sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,52 azalarak 6 bin 266 oldu. Sakarya, Yalova ve Aydın’da da yabancılara konut satışları düşüş gösterdi.

Yabancılar Ankara ve Muğla’ya yöneldi

Öte yandan Ankara ve Muğla’da yabancıların konut ilgisi arttı. Ankara’da satışlar yüzde 24,95 artışla 621’e yükselirken, Muğla’da yüzde 8,03 artışla 323 konut satıldı. İzmir’deki satışlar da yüzde 1,8 arttı.

Yabancılara bu yılın ve geçen yılın ocak-ekim dönemlerinde yapılan konut satışları detaylarıyla şöyle sıralandı:

SMIC: 2026’da Üretim Daralabilir

Semiconductor Manufacturing International (SMIC), 2026 yılında otomotiv ve tüketici elektroniği üretiminin bellek sıkıntısı nedeniyle daralabileceği uyarısında bulundu. SMIC Eş-CEO’su Zhao Haijun, büyük yarı iletken üreticilerinin Nvidia için yapay zekâ hızlandırıcılarına ağırlık vermesi nedeniyle bellek talebinin karşılanamayacağını söyledi.

Çin merkezli şirketler, bellek tedarikindeki belirsizlik ve yapay zekâ kaynaklı güçlü talep nedeniyle 2026’nın ilk dönemi siparişlerinde temkinli davranıyor. Huawei Technologies ve Kioxia Holdings gibi şirketler için üretim yapan SMIC, sektördeki arz-talep dengesizliğine dikkat çekti.

Pandemi Çip Krizi Hatırlatıldı

Pandemi döneminde, 2021’de 9,5 milyon, 2022’de ise yaklaşık 3 milyon araç, çip sıkıntısı nedeniyle üretilememişti. Bu dönemde sıfır araç kıtlığı yaşanmış, bayilerde uzun listeler oluşmuş ve fiyatlar yükselmişti. 2023’te çip darboğazı hafiflerken, araç arzı artmış ve bayilerdeki uzun listeler sona ermişti.

Yapay Zekâ Önceliği, Otomotiv Sektörünü Etkileyebilir

Ancak çip üreticilerinin yapay zekâ odaklı üretim kapasitelerini artırması ve Nvidia’ya öncelik vermesi, otomotiv sektörüne ayrılan çip miktarının tekrar düşmesine yol açabilir. Uzmanlar, bu durumun araç üretiminde yeni kısıtlamalara ve fiyat artışlarına sebep olabileceğini vurguluyor.

Daha önce birçok kez Filistin'e desteğini dile getiren dünyanın en iyi teknik direktörlerinden Pep Guardiola, bir kez daha destekte bulundu.

GUARDIOLA FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ MAÇLARI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU

Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, Filistin halkına yönelik saldırılara dikkat çekerek Barselona halkına seslendi.

Ünlü teknik direktör sosyal medyadan yayınladığı mesajla, Filistin Milli Takımı'nın Bask ve Katalan bölgeleriyle yapacağı maçlar öncesi Barcelona halkına seslendi.

Guardiola, paylaştığı video mesajında şu ifadeleri kullandı: "Bilet gelirlerinin tamamı, Filistin'deki insani yardım çalışmalarına ve sosyal projelere bağışlanacak. Hadi stadyumu dolduralım!"

FİLİSTİN MİLLİ TAKIMININ BARCELONA'DA OYNAYACAĞI MAÇLAR

Gazze'de soykırıma uğrayanların adına düzenlenecek ilk karşılaşma, 15 Kasım Cumartesi günü San Mames Stadı'nda TSİ 22.30'da oynanacak.

İkinci dostluk maçı ise Barselona'daki Lluis Companys Olimpiyat Stadı'nda 18 Kasım Salı günü TSİ 20.30'da Katalonya ile oynanacak.

ÖMER ÇELİK, SOSYAL MEDYA HESABINDAN, AÇIKLAMA YAPTI

"Yunanistan Hava Kuvvetleri'nin C130 kargo uçağı fotoğrafı paylaşarak şehitlerimize dönük insani ve askeri tüm değerlerden yoksun çirkin bir mesaj paylaşmasını lanetliyoruz.

Bu mesajın kaldırılıp yerine şehitlerimizle ilgili taziye mesajı konulması doğru bir yaklaşım olmuştur.

Deprem ve afetlerde birbirimizin yardımına koşup acıyı paylaşıyoruz. Doğrusu budur.

O çirkin mesajı yayınlayanlar hakkında gereğinin yapılmasını ve gerekli cezaların verilmesini bekliyoruz."

YUNANİSTAN C130 UÇAK PAYLAŞIMI

Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönüş için havalanan ve Gürcistan’dan düşen C130 askeri kargo uçağının ardından 20 askerimizin şehit olmasının acısı yaşanırken, Yunanistan Hava Kuvvetleri’nden tepki çeken bir sosyal medya paylaşımı geldi. 5 Kasım’da ilk kez paylaşılan fotoğraflar, şehitlerimizin naaşlarının ülkemize sevk edildiği saatlerde tekrar “Günün Fotoğrafları” başlığıyla yayımlandı. Türkiye’den gelen tepkiler üzerine Yunan yetkililer paylaşımı sosyal medya hesabından kaldırdı.

Uzmanlar, ABD Merkez Bankası (Fed) kararlarının ve piyasadaki dalgalanmaların ABD'de hükümetin açılmasından sonra kısa vadede belirleyici olacağını belirtiyor.

DOLAR REKOR KIRDI

Haftanın son işlem gününde güç kazanan dolar, sabah saatlerinde 42,33 TL’yi test ederek tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. Şu an itibarıyla kur yüzde 0,17 artışla 42,32 civarında işlem görüyor. Dün dar bir bantta hareket eden dolar/TL, günü 42,2520’den tamamlamıştı.

Euro ve Sterlinde hafif hareketlilik

Dolar/TL bugün saat 09:45 itibarıyla yüzde 0,2 artışla 42,3290 seviyesinden işlem görürken, Euro/TL yüzde 0,1 artışla 49,3090, sterlin/TL ise yüzde 0,1 düşüşle 55,7190 seviyesinde bulunuyor. Dolar endeksi ise 99,2 seviyesinde yatay seyrediyor.

Fed belirsizliği piyasalarda etkili

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gelecek ay faiz indirimine gidebileceğine dair beklentilerin güç kaybetmesi, döviz piyasalarını etkiliyor. Piyasalarda, Fed’in Aralık ayında 25 baz puanlık faiz indirimi yapma olasılığı yüzde 52’ye geriledi.

Serbest piyasada güncel kurlar (14 Kasım 2025)

• Dolar: 42,3186 TL (alış) / 42,3390 TL (satış), değişim: %0,14

• Euro: 49,3043 TL / 49,3600 TL, değişim: %0,18

• Sterlin: 55,6262 TL / 55,7755 TL, değişim: -%0,26

Dolar, dün en yüksek 42,3013 TL’yi görürken en düşük 42,0576 TL’den işlem gördü ve günü 42,2714 TL’den tamamladı. Euro ise günü 49,2617 TL’den kapattı.

Doların aylık ve yıllık performansı

• Kasım ayı başına göre dolar yüzde 0,64 artışla 0,27 TL değer kazandı.

• Yılbaşından bu yana dolar yüzde 19,69 artışla 6,96 TL değer kazandı.

• Son bir yılda dolar, 34,3365 TL’den 42,3292 TL’ye yükselerek yüzde 23,28 değer kazandı.

Euro ve Sterlinin performansı

• Euro, ay başına göre yüzde 1,58, yıl başına göre yüzde 35,23, son bir yıla göre yüzde 36,15 değer kazandı.

• Sterlin ise ay başına göre yüzde 0,60, yıl başına göre yüzde 26,61, son bir yıla göre yüzde 27,84 değer kazandı.

Endonezya'nın Bali Adası'nda Çinli turistleri taşıyan bir minibüsün kaza yapması sonucu ilk belirlemelere göre 5 kişinin hayatını kaybettiği, 8 kişinin yaralandığı bildirildi. Yerel polis yetkilileri, Bali Adası'nda Çinli turistleri taşıyan bir minibüsün kaza yaptığını açıkladı. Kazada ilk belirlemelere göre, 5 yolcunun yaşamını yitirdiğini belirten yetkililer, 8 kişinin yaralandığını kaydetti. Yetkililer, direksiyon hakimiyetini kaybederek bir ağaca çarpan sürücünün gözaltına alındığını ifade etti.

Karakurt’un geri dönüşü, hem camiada hem taraftarlar arasında büyük heyecan getirdi. Süper Amatör’den BAL’a, oradan da 3. Lig’e uzanan başarı yolculuğunda imzası olan deneyimli teknik adam, şimdi bir kez daha sorumluluk üstleniyor.

OPERASYONSDA 5 ŞÜPHELİ YAKALANDI

Kocaeli, İstanbul ve Artvin il emniyet müdürlükleri narkotik suçlarla mücadele şubelerinin desteğiyle limanda gerçekleştirilen operasyonda, 1 ton 508 kilogram skunk ele geçirildiği bilgisini veren Yerlikaya, 5 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Bakan Yerlikaya, operasyonda emeği geçenleri tebrik ederek "Bizim bütün mücadelemiz, bir insanlık suçu olan uyuşturucudan, başta gençlerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımızı korumak. Bu mücadeleyi, sadece ülkemiz için değil, tüm insanlık için yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Bir yandan da milli araya girilmesiyle birlikte Türkiye'nin, Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler bu önemli maçlar öncesinde gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

14 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Özkaya, konuşmasında insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dikkat çekti. Ayrıca, Hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hiçbir zaman, hiçbir koşulda prim verilmemelidir mesajını net bir şekilde verdi.

''HİÇ BİR HEDEF ULAŞILMAZ DEĞİLDİR''

AYM Başkanı Özkaya, öğrencilere seslendiği konuşmasında, “Unutmayın azim sabır ve doğru yön bir araya geldiğinde hiçbir hedef ulaşılamaz değildir yeter ki kalbinizle inanın aklınızla planlayın emeğinizle sürdürün o zaman yolunuz her zaman aydınlık geleceğimiz her zaman her daim umut dolu olacaktır” dedi

''BİR TARAF CENNET BİR TARAF CEHENNEM''

'Öyle bir yaşayalım ki vakti geldiğinde Hazreti Allah bizi kimsenin hakkıyla..” dedikten sonra gözyaşlarına hakim olamadı. Konuşmasına devam edemeyen Özkaya’a ise salondakiler alkışları ile destek oldu. Başkan Özkaya daha sonra hakimliğin bir tarafının nur bir tarafının ise nar olan bir meslek olduğunu belirterek, “Yani bir tarafı cennet bir tarafı cehennem. Ben bu lafa geldiğinde korkuyorum. Evet Cenabı Allah bizi kimsenin hakkıyla huzuruna seslemesin”

SOSYAL MEDYADA O GÖRÜNTÜLER VİRAL OLDU

AYM Başkanı Özkaya'nın bu konuşması, sosyal medyda geniş yankı uyandırarak viral oldu.

“Eleştirilerimde hep şehit arkadaşlarım vardır”

TSK Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli olan Özeller, 16 Eylül’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı. İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Özeller hakkında dün verdiği karar ile tahliye kararı aldı.

Cezaevinden çıkan Özeller, sevenleri tarafından coşkuyla karşılandı ve yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bugünkü duruşmada hukukun gereği tecelli etti. Ben devletin yetiştirdiği bir adamım. Devlet yedirdi, içirdi, giydirdi, eğitti. Sonra emir verdi ve beni terörsüz Türkiye için 28 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmamı sağladı. Kucağımda şehitlerim oldu. Hiçbirini unutmuyorum. Yapmış olduğum eleştirilerde, yol göstermelerde, önerilerde, mücadelemde hep o şehit arkadaşlarım vardır.”

Adalet Bakanlığı’na çağrı

Özeller, askerlik yemini ve vatan, millet sevgisi vurgusunun kendisi için her şeyin üzerinde olduğunu belirterek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 sonrası eylemlerinden de sorumlu tutulması gerektiğini söyledi.

“Adalet Bakanlığımıza buradan çağrı yapıyorum. Abdullah Öcalan, 1999’dan sonra da örgütü yönetmiş ve bu süredeki tüm eylemlerden sorumludur. 99’dan sonraki eylemlerin de örgüt lideri olarak yargılanması gerekiyor. Hukukun başlatılmasını hassaten talep ediyorum.”

Özeller, açıklamalarında Türkiye’nin huzuru ve şehit arkadaşlarının hatırasını yaşatmak için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

250 BİN DOLAR VERDİ

Zimbabveli bir iş insanı, lig şampiyonu Scottland FC oyuncularını ödüllendirmek için çantasını açarak tam 250 bin dolar nakit para çıkardı. Bu anlar sosyal medyada biranda gündem oldu.

SCOTTLAND FC'DEN TARİHİ BAŞARI

Scottland FC, ilk sezonunda Zimbabve Premier Ligi'ni kazanarak ülke futbolunda tarihi bir başarıya imza attı. Çantayla verilen nakit ödül, bu şampiyonluk sevincine damga vurdu.

SOSYAL MEDYADA BÜYÜK YANKI

Paylaşılan görüntüler dünya basınında da ilgi çekerken, futbolseverler "böylesi görülmedi", "Futbolun en ilginç prim töreni" yorumları yaptı. Scottland FC'nin tarihi başarısı kadar, bu sıra dışı ödül töreni de hafızalara kazındı.

Arıkan, İznik tehlikesine dikkat çekerek devlet-dini otorite karışımının güçlü olduğu bir yapının egemenlik alanımız içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine kayıtsız kalmamalıyız uyarısı yaptı. Meselenin ekonomik getiri veya turizm potansiyeli değil özel statü alanı oluşturulması ihtimali üzerinden tartışılması gerektiğini belirtti.

O kişi, Türkiye’nin sanayi hamlesinin mimarı, milli görüşün öncüsü Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dı. O günlerde kimsenin hayal bile edemediği bir geleceği o, adeta bir vizyoner gibi çizmişti. Bugün onun bu sözü, her geçen gün daha da anlam kazanıyor.

Bir yandan da milli araya girilirken Türkiye'nin Bulgaristan ile İspanya maçları iple çekiliyor.

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

13 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

Futbolseverler gündeme dair haberleri spor gazetelerinden takip ediyor.

12 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

8 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

"DENİZDEN KAZANDIĞIMIZLA ONURUMUZLA GEÇİNİYORDUK"

Birkaç meslektaşının eski ve basit teknelerle denize açılmaya çalıştığı sırada enkazlar arasında AA muhabirine konuşan Hissi, "Savaş öncesinde hayatımız iyiydi. Denizden kazandığımızla onurumuzla geçiniyorduk. Ama bugün her şey değişti; teknelerimiz yandı, ağlarımız kül oldu, deniz bile artık güvenli değil." dedi. İsrail’in yalnızca askeri değil, ekonomik olarak da Filistinlileri hedef aldığını vurgulayan Hissi, "İsrail bize ekonomik olarak da savaş açtı; geçim kaynağımızı yok etti ve denize girmemizi yasakladı." diye konuştu. Kendisi ve kardeşlerine ait tanesi birkaç yüz bin dolar değerindeki dört teknenin tamamen yandığını söyleyen Hissi, "Biz balıkçılıktan başka bir meslek bilmiyoruz. Onurumuzla yaşamak ve çocuklarımızın rızkı için en azından 3 mil mesafeye kadar avlanmamıza izin verilmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.

AÇLIĞA KARŞI TEHLİKELİ YOLCULUK

İsrail ile Hamas arasında 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkese rağmen, Tel Aviv yönetimi, Ekim 2023’te yoğunlaşyan ablukayı kaldırmadı. İsrail donanması, denize açılan balıkçıları sık sık takip ediyor, gözaltına alıyor ve teknelerini imha ediyor. İşsizlik, yakıt kıtlığı ve ekonomik çöküşün ortasında kalan Gazze balıkçıları, her şeye rağmen denize açılmaya devam ediyor. Denizin kendileri için sadece iş değil, hayatın kendisi olduğunu belirten Hissi, "Korku da olsa, tehlike de olsa döneceğiz. Çünkü başka çaremiz yok." şeklinde konuştu.

GÖZALTILAR VE İHLALLER

İsrail donanması, 25 Ekim'de denizde avlanan 3 balıkçıyı gözaltına alıp iki küçük tekneyi imha etti. Aynı şekilde, 4 Kasım’da da 5 balıkçı alıkonuldu. Balıkçılar Komitesi yetkilisi Zekeriya Bekir, AA'ya yaptığı açıklamada, ateşkesin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana İsrail'in 12 balıkçıyı denizde gözaltına aldığı bilgisini paylaştı.

BALIKÇILIK FİLOSU YOK EDİLEN GAZZE'DE SEKTÖRÜN ZARARI 75 MİLYON DOLAR

Gazzeli balıkçı Hissi, AA muhabirine bombalanmış balıkçı barınaklarını ve dükkanlarını göstererek, "Eskiden sabahları buradan yola çıkardık. Günün sonunda, elimizdeki balıklarla dönüp satardık. Şimdi geriye sadece enkaz kaldı." dedi. İsrail’in ABD desteğiyle 8 Ekim 2023’te başlattığı saldırılar, Gazze'deki balıkçı filosunun büyük bölümünü yok etti. Yedek parça ve tamir malzemelerinin girişini engelleyen abluka, yüzlerce ailenin yeniden denize dönmesini imkansız hale getirdi. Balıkçılar Sendikası Başkanı Nizar Ayaş, 26 Ekim’de yaptığı açıklamada, sektörün uğradığı zararın 75 milyon doları aştığını duyurdu.

5 Kasım 2025 gazetelerde spor haberleri:

ŞEYTAN TAŞLAMA 

Güney Kore’nin başkenti Seul’de yüzlerce kişi, Gazze’deki soykırım suçlarını protesto etmek için bir kez daha sokaklara çıktı.

Göstericiler, uluslararası topluma sessizliğini bozma çağrısında bulundu.

Güney Kore’nin başkenti Seul, bir kez daha Gazze’ye destek sesleriyle yankılandı.

Kentin merkezi meydanında toplanan kalabalık, işgal rejiminin Gazze’de yaptığı soykırımı kınadı.

Göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ve “Açlığa Son Verin”, “Gazze İçin Adalet” yazılı pankartlarla yürüdü.

Grup, uluslararası topluma, özellikle de Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkelerle, Gazze’deki soykırıma sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.

Konuşmacılar, Gazze halkının temel gıdaya, ilaca ve temiz suya erişiminin engellenmesini insanlık suçu olarak nitelendirdi.

Güney Koreli Filistin destekçileri, soykırımın 1 numaralı faili Netanyahu'nun posterini şeytan taşlarcasına ayakkabı fırlatarak taşladı.

Daha önce Göztepe ve Alanyaspor maçlarında penaltı kaçıran Anderson Talisca, bu sezon 3. denemesinde ilk penaltı golünü kaydetti.

Golün ardından Fenerbahçeli oyuncular takım arkadaşlarına destekte bulundu. 

PASİFİKTE DEPREM VE TSUNAMİ

Deprem ve tsunaminin yaşandığı Kamçatka'daki Severo-Kurilsk kentinde acil durum ilan edildi.

Rusya'da meydana gelen bu deprem tarihte ölçüm cihazlarıyla kayıt altına alınmış en büyük 10 depremden biri oldu.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi, (USGS) depremin merkez üssünün yarımadadaki Petropavlosvk-Kamçatskiy kentinin 119 kilometre güneydoğusu olduğunu belirtti.

Rusya Acil Durumlar Bölge Bakanı, depremden sonra Kamçatka bölgesinin bazı bölgelerinde 3-4 metre yüksekliğinde tsunami dalgaları kaydedildiğini söyledi.

Pasifikte bazı ülkelerde kıyı şeritlerini tahliye etme uyarısı yayınlandı.

ABD ve Japonya'da arka arkaya Tsunami uyarıları yapıldı.

Japonya, dalgaların üç metreye ulaşmasının beklendiğini duyurdu ve Pasifik Okyanusu kıyısındaki yaklaşık 900 bin kişiye tahliye emri verdi.

Meksika ve ABD'nin Alaska ve Hawaii eyaleti, Pasifik Okyanusu kıyıları ile Pasifik Adaları'na yönelik tsunami uyarısı yapıldı.

Doğu Japonya Demiryolları, Kamçatka açıklarında meydana gelen deprem nedeniyle bazı hizmetlerini askıya aldı.

DOKTORLAR AMELİYATA DEVAM ETTİ

Dünyanın en büyük 10 depremi arasına giren bu depreme ameliyatta yakalanan doktorların videosu viral oldu.

Dolaşıma giren videoda ameliyathanede yatan bir hasta üzerinde ameliyat gerçekleştiren 4 doktorun depreme yakalandığı görüldü.

Şiddetli sarsıntı başladığında doktorlar panikle kaçmak yerine oldukça soğukkanlı davranarak hastayı sabit tutmaya çabaladı.

Rusya Sağlık Bakanı, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, Rusya'daki doktorların 8,8 büyüklüğündeki güçlü depreme rağmen bir hastaya müdahale etmeye devam ettiğini söyledi.

Kıbrıs harekatının ardından Amerika'nın Türkiye'ye silah yaptırımı uygulaması sonrası irade ortaya koyan Milli Görüş, ülkedeki Amerikan üslerini kapatarak Amerika'ya anladığı dilden konuşmuştu.

Türkiye'nin Milli çıkarları için Ortadoğu'yu Amerika'yı karşısına alan Milli Görüş şartlarını Amerika'ya dayatmasını bilmişti.

İşte Erbakan Hoca'nın o konuşması:

"Size başımızdan geçen bir olayı anlatayım. Sene 1976. Biz Kıbrıs harbini yapmışız. Bir latife olsun diye anlatıyorum ama gerçeği anlatıyorum size. Kıbrıs harbini yapmışız. Amerika, uydurma sebeplerden dolayı ambargo koymuş. Bunun karşısında biz o zaman Milli Selamet Partisi olarak Milli Görüş'ü temsil eden parti olarak önayak olduk. Bütün Amerikan üstlerini kapattık. Biliyorsunuz. Şimdi aradan iki sene geçti. Bizim ortaklarımız, koalisyon ortaklarımız AP ile koalisyondayız. Amerika'dan silah almak için ille hoca gel bu üstleri yeniden açalım diyorlar. Tekrar tekrar açalım diyorlar. Biz de bu durum karşısında 'açarız ama şartlarımız var' dedik. O zaman Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Bey bakanlar kurulunda dedi ki 'hocam' dedi 'Bak ben şimdi Amerika'ya gidip müzakereler yapacağım. Onlarla bir noktada anlaşacağım. Sonra gelip de size söylediğim zaman olmamış derseniz üzülürüm. Onun için ne istiyorsanız söyleyin. Hepsini ben kayıt alacağım. Gideceğim onlara diyeceğim ki bunları kabul ederseniz açarız. Yoksa açmayız. Onun için ne istiyorsan söyle.' O kabinede bakan arkadaşlarımızın hepsi burada huzurlarınızda. 'Öyle mi peki yaz. Madde madde.' İki sayfa madde yazdırdık. Niçin çünkü o kadar haksız maddeler koymuşlar ki 'tamam' dedi. 'Benim işim kolay. Gideceğim. Bunları kabul ederseniz açarız. Etmezseniz açmayız.' Bunları kaydettikten sonra çıktı Amerika'ya gitti. Bir ay kadar kaldı döndü geldi. Şimdi bize bakanlar kurulunda bilgi veriyor. Diyor ki 'Önce Sayın Erbakan'a teşekkürle söze başlayacağım. Neden hayır ola eee bütün bunları bize not ettirdi Bunlar benim çok işime yaradı Niçin ben yıllardan beri dışişleri bakanıyım. Amerikalılara hep gidip konuşuyorum. Amerikalılar hep aynı numarayı yapıyorlar bana.' Ben böyle ifade ediyorum. Bu manada söylüyor. Eeee diyorlar ki 'bak biz yönetim olarak sizin yanınızdayız ama bizim başımızda bir senato belası var. Bu senato istediğini kabul ediyor istediğini etmiyor. Onun için biz hemen kabul edeceğiz ama senatoya kabul ettiremiyoruz. Onun için bu işi yapmak istiyorsanız siz böyle kabul edin' diyerek kendi isteklerini bugüne kadar hep bize kabul ettiriyorlardı. Ama bu sefer iş değişti. Neden? Onlar gene aynı numarayı yaptılar bana. Dediler ki 'işte biz istiyoruz yönetim olarak ama senato istemiyor.' Bu sefer dedim ki durun durun devir değişti. Neden? Yahu kardeşim sizin başınızda bir senato var ama bizim başımızda da bir Milli Selamet var ki senin, senin senaton, senin senaton vız gelir dedim onlara' diyor 'Çok işime yaradı. Bütün bu maddeleri böylece onlara kabul ettirdim. Çünkü onlar da Milli Selamet'in bundan başka şey kabul etmeyeceğini biliyorlar.' Ben size ne hatırlatmak istiyorum bütün dışarıdaki ülkeler Milli Görüş'ü bilirler ha. Biz bizim köylümüze anlatamıyoruz. Yoksa yoksa dışarıdakiler, dışarıdakiler bunu bilirler."

Her geçen gün İsrail şehirleri ''Gazze''ye daha çok benzemeye başladı.

İsrail'in üst düzey sansür uygulamasına rağmen sosyal medyaya sızan görüntülerde İran'ın hipersonik ve balistik füze saldırılarının İsrail şehirlerine verdiği büyük hasar gözler önüne seriliyor.

Yeni paylaşılan görüntülerde Tel Aviv'in İran füzelerinden gördüğü zarar ortaya çıktı.

Tel Aviv enkaza dönüşürken İran'ın saldırıları dosta güven düşmana korku salmaya devam ediyor.

En korunaklı şehir denen Tel Aviv'de bugünpic.twitter.com/lYRp0omDSl

— Millî Gazete (@milligazetecom) June 21, 2025