Ramazanda Yolculuk

Abone Ol

Peygamber, Ramazan’da yolculuk yaptığında bazen oruç tuttu bazen tutmadı. Sahabeleri de oruç tutup tutmamakta serbest bıraktı. Muhammed İbnu Ka’b anlatıyor: “Ramazan’da Enes İbnu Malik (radıyallahu anh)in yanına geldim. Sefer hazırlığı yapıyordu. Devesi hazırlandı, yolculuk elbisesini giydi. Yemek getirtip yedi. Ben kendisine:

“(Yola çıkarken orucu bozmak) sünnet midir ” diye sordum.

“Evet!” dedi ve bineğine atlayıp yola çıktı.”

Mansür el Kelbi anlatıyor: “Dıhye İbnu Halife (radıyallahu anh), Ramazan’da Dımeşk’e bağlı köylerden (Mizze adındaki) birinden çıkıp Fustat’tan Akabe köyüne olan mesafe kadar bir yol aldı. Bu mesafe üç millik bir uzakİıktı. Dıhye ve beraberindekilerden bir kısmı (o gün) orucu yediler. Bir kısmı ise orucu yemeyi uygun görmediler. Dıhye, köyüne dönünce;

“Vallahi bugün, vuküa geleceği hiç aklımdan geçmeyen bir hadise ile karşılaştım: Bir kısım kimseler Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın ve ashâbı’nın sünnetini beğenmediler” dedi. Bunu, o gün orucu açmayanlar için söylemişti. Dıhye (radıyallahu anh) bu hayıflanmasını şöyle noktaladı:

“Allahım beni yanına al!’’

Ubeyd İbnu Cübeyr rahimehullah anlatıyor: “Ben, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın ashabından olan Ebu Basra el-Gıfari (radıyallahu anh) ile Fustât’tan yola çıkan bir gemide Ramazan’da beraberdik. (İskenderiye’ye gitmek istiyordu. Ebu Basra ve beraberindekiler) gemiye çıkarıldı. (Daha evleri tamamen geçmemişti ki sofra emretti.) Sabah yemeği getirildi. Bana da: “Yaklaş (beraber yiyelim!)” dedi. Ben:

“Evleri hâlâ görmüyor musun ” dedim. Bana:

“Yoksa sen Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın sünnetinden hoşlanmıyor musun ” dedi. Bunun üzerine o yedi, ben de yedim.”

İtikaf

Peygamber, Ramazan’ın son on gününde itikafa girerdi. îtikâfı bir defa terketti, onu da Şevval’de kaza etti. Kadir gecesini araştırdığından, bir defasında Ramazan’ın ilk on günü, sonra ortasındaki on gün, daha sonra da son on günde îtikâfa girdi. Sonra Kadir gecesinin son on gününde olduğunu anladı. Rasûlullah (s.a.) da Rabbine kavuşuncaya kadar Ramazan’ın son on günü îtikâfa girmeye devam etti.

İtikâfa girmek istediğinde, sabah namazını kılar, sonra îtikâfa girerdi. Bir defasında itikaf için çadır kurulmasını emreder, mescidde bir çadır kurulur ve orada Rabbi azze ve celle ile baş başa kalırdı. Hanımlarının da çadırla¬rında olmalarını emretti, onlarınki de kuruldu. Sabah namazını kıldığında baktı ve o çadırları gördü. Emredip çadırını bozdurdu ve Ramazan ayında îtikâfı terk edip Şevval ayının ilk on gününde îtikâfa girdi.

Her yıl on gün îtikâfa girerdi. Vefat ettiği yıl yirmi gün îtikâf yaptı. Cebrail her yıl Kur’ân’ı Rasûlullah’la bir defa karşılıklı okurdu; o yıl iki defa okudu. Rasûlullah da Cebrail’e Kur’an’ı her yıl bir defa okurdu» o yıl iki defa okudu.

îtikâfa girdiğinde, çadırına tek başına girer ve îtikâf halinde iken insa¬nî ihtiyaçları dışında evine gitmezdi. Başını mescidden Hz. Âişe’nin odası¬na doğru çıkarır (uzatır) -kendisi mescidde ve Hz. Âişe de hayızlı olduğu halde- Hz. Âişe Rasûlullah’ın (s.a.) başını tarar ve yıkardı. Rasûlullah (s.a.) îtikâfta iken hanımlarından biri kendisini ziyaret etmiş, gitmek için ayağa kalktığında Rasûlullah da onunla birlikte kalkıp, evine kadar götür¬müştür. Bu geceleyin olmuştur. Fakat îtikâfta iken hanımlarından hiçbirisiyle cinsel ilişkiye girmemiş, oynaşmamış, öpüşmemiş ve bu türden dav-ranışlarda bulunmamıştır. îtikâfa girdiğinde yatağı serilir, îtikâfa girdiği yere divanı konulurdu. İhtiyaç için îtikâftan çıktığında, yolu üzerindeki hastaya uğramış ama ona ne yönelmiş, ne de hal ve hatırını sormuştur.] Bir defasında bir Türk çadırında îtikâfa girmiş ve tentesi üzerine hasır koy¬muştur.

Savaşta Oruç

Savaşta düşmana karşı güçlü olmak için orucu bozmayı emretti. Hz. Peygamber (s.a.) düşmanlarımıza yaklaştıkları vakit sahabeye: “Doğrusu düşmanınıza yaklaştınız. Orucu yemek size daha çok güç katar.” buyurdu. Bu bir ruhsattı. Sonra bir başka yere konakladılar. “Doğrusu siz düşmanınıza hücum etmek üzeresiniz. Orucu yemek size daha çok güç katar. “Orucunuzu yiyin.” buyurdu. Bu ise bir azimettir. Sahabî: “Bu emir üzerine orucu bozduk.” diyor. Allah Rasûlü (s.a.) Mekke fethi günü ashabına: “Bugün savaş günüdür. Derhal orucunuzu bozun.” diye buyur-du.

Hz. Ömer İbnü’l-Hattâb diyor ki: Allah Rasûlü (s.a.) ile birlikte Ramazan’da iki gaza yaptık: Bedir gazası ve Mekke fethi. Her iki gazada da oruç tutmadık.