Ramazan’a Ermek

Abone Ol

Çok şükür bir sene daha Ramazan’a ermek nasip oldu. Ramazan demek hele bu zamanda tamamen farklı bir iklime kavuşmak demek. Bu hız çağının; akılsız, merhametsiz akışının dışına yani madde dışı dünyaya adım atmanın mutluluğuna ermek, inanan insan için ne büyük bir lütuftur. Elbette bu erişilen iklimden nasiplenebilmek ve sunulan bu imkânı değerlendirmek için bir caba göstermek gerekir. Hele bu zamanın çabası her şeyden daha kıymetlidir. Çünkü Müslüman bir zihin için yeniden temizlenme, durulanma ve dahası çelikleşme sürecidir. Bu bizzat fiillerin baş aktör olduğu ve sözlerin pek geride kaldığı kutsal bir dünyanın içinde yaşanan mutlak gerçekliktir. Ramazan, hazır olunan zamanın sorumluluğunu yüklediği için omuzlara nostalji ile kültürel bir algı ile geçiştirilecek bir zaman dilimi değildir.
Bilakis muhataplarından aktif olmalarını ve zamanın sorumluluğunu yüklenmelerini ister. Bu ay da adeta insan kendini yeniler. Zekâ parlar, gönül bağı genişler, dimağlar arınır adeta iç dış temizliği yapılır. Bir bilinç ikamesi yapılır. İnsan yıl boyu tuttuğu paslardan sıyrılır. Adeta yeni doğmuş gibi bir neşe ve coşku içerisinde hayatın içerisine karışır ve de huzur doludur. Merhamet yüklüdür. Sezai Bey’in ifadesi ile “oruç, içimizde batmayan bir ayın geceden gündüze taşınmasıdır”. Bütün zaman anlayışına, onun ortaya koyduğu düzene adeta meydan okumadır. Bu bakımdan insanları kendi farkındalıklarına çağıran ve dışarının gürültüsünü aradan çıkararak kendine yönlendirmesi ile adeta insana bahşedilmiş bir şifa kaynağıdır.

Akşam hilali bekleyenlerin camiye koşarak getirdikleri muştudaki berraklığı başka hiçbir müjdeyi taşıyanlarda göremezsiniz. İçinde davet, içinde bağışlanma arzusu ve yeniden kendi olabilme umudu taşır. Onun için eskiler hep Ramazan’a kavuşmak için dua ve temenni de bulunurlardı. Zaman geçtikçe bu istemdeki hasreti, kavuşmadaki vuslatı, içindeyken verilen kıymeti ve ayrılırken duyulan hüznü daha iyi idrak edebiliyoruz. Yaşadığımız zaman bizi içimizden alıp dışarıya atarken oruçla aslında içimize döndüğümüzü kavrıyoruz ancak kurgulanan kültürel ortam Ramazan’ın heyecanını, enerjisini yok edemezken; yaşanmasını, ifa edilmesini (edasını) engelliyor. Ne evlerde ne de dışarıda oruçlu kendine ulaşamıyor. Günün içerisindeki hatırlatmalar da olmasa öylece eksilerek geçecek. Allah’tan biz eğlencesine kaçsak da o bizi sımsıkı tutmaktan vazgeçmiyor.

Ramazan bütün haşmeti ile yeryüzünü sarıp sarmalıyor. Doğudan batıya her yerde kendine erdiriyor. Mübarek iklimi her şeyin üstünü örtüyor ve bizi bize rağmen çekip alıyor. Bize bu dünyadaki varlık nedenimizi kavratıyor. Bu kavrayışla Ramazan’ın hepimize hayırlar getirmesini diliyoruz. O hayırlardan bol bol nasiplenmeyi arzu ediyoruz. Rabbim Ramazan’a erenlerden hakki ile idrak edenlerden eylesin. Bu vesile ile herkesin Ramazan’ı mübarek olsun. Hoşça bakın zatınıza…