Fitre: Yaşayan insanın baş ve göz sadakasıdır.
İbni Abbas (r.a.) şöyle buyuruyor:
Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz oruçlu iken temizleyici
olsun diye sadakai fıtri (fitreyi) farz kıldı. Bu vecibe oruçluyu boş ve edep
dışı sözlerin kirinden temizler. Fakirler için de yemek olur. Kim onu bayram
namazından önce öderse, o makbul bir zekât sayılır. Kim de bayram namazdan
sonra öderse, sadakalardan bir sadakadır. (Sünen-i Ebu Davud, C/1, Sf: 111.
Hadis no: 1609)
* Bayram namazından önce fitresini vermeyenlerin namazdan
sonra bu üzerlerinden düşmez. Ödeninceye kadar vücubiyet devam eder. (İmam
Mergani, el Hidaye fişerhu bidayet il mübdedi, C/1, Sf: 116)
* Sadaka-i Fıtr: Hür olan Müslümana, asli ihtiyacından
başka elinde nisap miktarı mal veya para bulunduğunda vacib olur. (Fetava-i
Hindiyye)
Hanefi mezhebine göre fitrede nisap şarttır. İmam Azam a
göre fakir kimsenin fitre vermesi manasızlıktır. Çünkü fitre fakiri sevindirmek
için yapılan bir yardımdır. O da aldığını bir başkasına vermekle yani fakir de
zengin de fitre verirse belli miktarda bir para, göstermelik olarak ellerde dolaştırılmış
olur.
Fakirler fitre verecek yerde aile efradının aşına biraz
daha gıda, elbisesine biraz daha genişlik ilave etmelidirler. Böyle yaparlarsa
aynı sevabı alırlar. (Y. Vehbi Yavuz, İslam da Zekât Müessesesi, 54, 2 nci
baskı)
Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
Sadakanın en hayırlısı zengin olarak verilendir.
(Müslim, C/2, Sf: 617; Buhari, C/2, Sf: 112; Nesei, C/5, Sf: 46)
Hanefi mezhebinin delili bu hadis-i şeriftir.
Fakir, sadakanın sarf yeridir. Onun fitre vermesi vacip
olmaz. Çünkü din, faydasız bir şeyi emretmez. Fakire sadakayı emretmekse
faydasız bir iştir.
Fakir için Bir taraftan alsın, diğer taraftan versin
denirse bu faydasız bir iş olur. (İslam da Zekât Müessesesi, 253)
***
* Oturulan eve,
* Ticaret için olmayan eve, arsaya düşmez ama bunlara
sahip olanların fitre vermeleri gerekir.
* İmam Azam a göre, yiyecek maddeleri yerine bunların
değerlerini para olarak vermek de caizdir. Buna göre İbni Abidin de fitrenin
para olarak vermenin daha faziletli olduğunu beyan etmiştir. (Mebsut, C/3, Sf:
108)
* Aile reisi ekonomik durumu müsaitse aile fertlerinin
her biri adına birer şükür sadakası olan fitreyi vermekle yükümlüdür.
* Bayram namazından önce doğanın da fitresi verilir. Onun
yaratılmasına da şükür gerekir.
* Fitre, Hanefi mezhebine göre vacip; Şafii, Maliki ve
Hanbeli mezheplerine göre farzdır.
Fitre, zekatın verileceği yerlerin aynısıdır. 8 sınıfa
verilir:
1. Yoksullara,
2. Miskinlere (iyice yoksul olanlara)
3. Borçlulara
4. Allah yolunda cihad edenlere
5. Malından ayrı düşen yolculara
6. Kölelikten kurtulmaya çalışanlara
7. Zekat toplayan memurlara
8. Müellefe-i Kuluba
Günümüzde son üç maddede zikrettiğimiz sınıflar yoktur.
Bir fitre fakirler arasında bölünerek verilmez. Bir fitre
ancak bir fakire verilir, bir kaçına verilmez. (İmam-ı Kasani, el-Beda-u s
Sanai)
* Fitrenin ölçüsü, fakirin bir günlük yiyeceğidir. Her
memleketin âdetlerine göre iki öğün veya üç öğün olabilir. Bu memleketin
ananesine bağlıdır. İslam coğrafyasında Tanzimat döneminden sonra üç öğün yemek
yeme âdeti girmiştir. Ondan önce iki öğün yemek yenirdi. Bir günlük yiyecek
miktarı Peygamber (S.A.V.) Efendimiz tarafından tayin edilmiştir. Bu miktar,
yiyecek maddelerinden bir ölçektir. Bir ölçek de bugünkü ağırlık ölçülerine
göre 3.328 gramdır.
Aslında her Müslüman, evinde ne gibi yiyecek maddeleri
harcıyorsa, bunların listesini yapmalı en ucuzu ile en pahalısının ortalamasını
bularak bu orta değerde yiyecek maddesini veya bu maddenin kıymetini fakire
fitre olarak vermelidir.
* Fitreler her yıl il ve ilçe müftülüklerinin belirlediği
miktardan da verilebilir. Müslümanlar genelde tespit edilen bu miktar üzerinden
fitrelerini verirler.
Lütfen dikkat!
İki milyarlık İslam âleminde aynı zamanda fakirlere
verildiğini düşünürsek, milyonlarda liranın fakirlere sarf edildiği ve aynı
anda bütün toplumlarda aynı sevinç ve gönül hoşnutluğunu meydana getirmesi
bakımından büyük ehemmiyet arz eder.
Hiçbir beşeri kuvvet ve sistem böyle bir hareketi meydana
getiremez. Bu, sadece İslam a mahsus bir yardımlaşma emri olup, başka
nizamlarda misline rastlamak mümkün değildir.