Gün içinde vaktimizin çoğu yollarda geçer. Metro tramvay, otobüs, minibüs, metrobüs, vapur gibi araçlar hayatımızı kolaylaştırmakla kalmaz bizi farklı insanlarla bir araya getirir, sosyalize eder. Yolculuk esnasında onlarca insanla karşılaşırız.
Rabia ile tanışmamız da bir yolculuk esnasında oldu. Onu belleğimde tutan şey ise annesine sorduğu sorulardı. Anne oldukça genç bir hanımdı ve çocuğun sorduğu sorulara yetişmekte hayli güçlük çekiyordu. Anne ile kız arasında şöyle bir diyalog geçiyordu:
Anne saçlarını açanlar ateşte yanacaklar mı?
Ben de eşarp takmıyorum ama eşarp takmayanların yanacağını biliyorum…
Rabia sormaya devam ediyordu:
Peki, yalan söylemek kötü bir şey mi?
Elbette kötü hem de çok
Peki, insanlar neden kötülük ederler?
Anne cevap verdi:
Çünkü cahiller
Küçük kız sorduğu sorularla otobüste herkesin dikkatini çekiyordu. Annesine soru sormakla yetinmiyor etrafındaki insanlarla tanışıyor sohbet ediyordu.
Bir ara yüzüme dikkatlice baktı ve gülümsedi. Onun tavrı cesaretimi güçlendirmişti elinden tuttum ve adını sordum. Rabia dedi. Annesi Rabia’ya yaklaştığımı görünce az önce sorduğun soruları bu teyze de sor, bak o kapalı dedi.
Rabia sormaya devam etti:
Başımı örtmedim diye Allah beni yakacak mı?
Allah çocukları çok sever Rabia yakmaz.
Peki, büyüyünce örtünmesem ne olur?
Allah kötülüklerden korumak için kadınlardan örtünmelerini ister. O bunu insanların mutlu olmaları için ister.
Peki, Allah yalan söyleyenleri af eder mi? Ben arkadaşıma yalan söylemiştim.
Allah çocukları çok sever, onları korur onları rahmeti ile kuşatır. Yalan doğru bir davranış değildir, Allah doğru davrananları sever. Ve kötü davranışından vazgeçenleri af eder.
Rabia ile sohbetimiz yarım saati aşmıştı. Veda vakti geldiğinde yine yüzüme baktı ve gülümsedi. Sonra el salladı. Onunla bir daha karşılaşma şansımın olabileceğini hiç sanmıyorum. Fakat şuna inanıyorum; küçük kız gelecek yaşantısında da soru sormaya devam ettiği sürece, çağın kirlerine bulaşmadan yürüme imkânı bulabilir.