Paranın açamayacağı kapılar vardır

Abone Ol

Materyalist ahlakı içselleştiren fertler, yoksula değer

vermezler. Onlara göre yoksul ve zayıflar potansiyellerini kullanamamış,

ellerindeki imkânları değerlendirip, yeterli birikime sahip olamamışlardır. O

yüzden hayatın kıyısında yaşamaya mahkûmdurlar. Ne yazık ki yoksulları, hayır

kapılarını aralayan ve kendilerine iyilik yapma imkânı veren kimseler olarak

görüp, özel bir değer biçen Müslümanlar bugün onların yanlarından dahi

geçmiyorlar. Bırakın yoksula değer vermeyi, neredeyse yoksulluğu suç ilan edip,

yoksulları mahkûm edecekler. Erdem ve faziletlerin buzdolabına kaldırıldığı bir

çağda yaşıyoruz. Artık ne kadar çok şeye sahipseniz o kadar adamdan

sayılıyorsunuz.

Para ve mülkü güç aracı olarak gören bir nesilden

merhamet bekleyebilir misiniz Bu mümkün olabilir mi Güç maddiyatla ölçülür

hale gelince, insanların bakış açıları da değişti. Zayıflar istenmeyen adamlar

sınıfına dâhil edildiler. İhtiyacı olan, ihtiyacını dile getiren insan

zayıflıkla, başarısızlıkla suçlanır oldu. Yoksulluğun ve mazlumiyetin suç

olduğu günlerden geçmekteyiz. İnsanoğlu Allah ın dininden uzaklaştıkça

insanlıkta güç kaybına uğruyor. Varlığını onaylayacak ruhunu okşayacak kişiler

aramaya koyuluyor. Bütün bunlar onun söylemlerinin aksine ne kadar zayıf olduğunu

göstermez mi

İnsan vermekten çok almayı sever, aldıkça cimrileşir,

cimrileştikçe de yalnızlaşır. Sevgide, malda, fedakârlıkta, merhamette,

empatide cimrileşen insan içine düştüğü yalnızlık dehlizinden kolay kolay

kurtulamaz. Artık biriktirdiği malın esiri olmuştur, bütün varlığını bu

birikimlerini korumak için harcar. Köleleşmiştir fakat farkında değildir.

Rabbimiz yoksulların sorumluluğunu diğerlerinin üzerine

yükler ve onların gözetilmesini ister. Zekât, sadaka ve infakı tavsiye ederek,

yoksulla zengin arasındaki mesafeyi ortadan kaldırır. İslam toplumlarında

yoksullar hayatın kıyısına itilmezler, aksine desteklenir ve bir şekilde hayata

katılırlar. Onların yoksunluğu diğerlerine hayır kapılarını açar ve verenle

alan aynı yolda birleşirler. Müslümanlar yoksullara ikramda bulunurken incelik

gösterir ve onların incitmezler. Onların gönüllerini hoş tutar ve bunun

kendileri için bir kazanç olduğuna inanırlar. Zira verilen mal yoksulun

hakkıdır ve karşı taraf zaten hakkı olan şeyi almaktadır.

Bizler iyi ile kötünün ayrılacağı ve hak sahiplerinin

haklarına kavuşacağı bir güne tereddütsüz inanırız. Bugün bilek gücü ile etrafa

korku saçanlar varsın konuşmaya, etrafa gözdağı vermeye, yoksulun haklarını

ellerinden almaya, kibirlenerek yürümeye devam etsinler. Nasıl olsa o gün

gelecek ve hak sahipleri haklarını mutlaka alacaklar. Bundan kimsenin kuşkusu

olmasın.