Para ziyaretinin ardından

Abone Ol

Bismillâhirrahmanirrahîm!

HRİSTİYANLIK dininin Katolik mezhebini temsil eden Papa 14. Leo, 27-29 Kasım 2025 tarihleri arasında Türkiye ziyareti yaptı. Bu, göreve başlayışından beri Papa’nın ilk yurt dışı gezisiydi. Anlaşılıyor ki, programa çok önem veriliyordu.

Peki, bu ziyaretin amacı neydi? Hristiyanlar Allah’ın gönderdiği İncil’i kısa sürede bozdular. Papazların yazdığı yüzlerce İncil nüshası oluştu. Hangisine uyulacağı konusunda bir kaos meydana geldi. Sorunu çözmek için 325 yılında Hristiyanlık dünyasından 2048 papaz İznik Konsili’ni oluşturarak, İznik’te toplandılar. Bundan sonra, Matta, Markos, Luka, Yuhanna isimli papazların yazdıkları kitapların esas alınmasını kararlaştırdılar.

Papa’nın Türkiye ziyareti 1700 yıl önce yaşanan olayı hatırlatıp “Hristiyan birliği”ni sağlamak içindi. Tutarsızlığa bakın ki, Allah onlara 1 İncil göndermiş; onlar bunu 4’e çıkarmıştı. Şimdi de, bunu gerçekmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu iş için de Türkiye’yi kullanıyorlardı.

Hristiyanların önde gelen iki mezhebinden Katolikler Vatikan’ı merkez yaptılar. Çoğu dünyanın çeşitli yerlerinden gelen “bin” kadar nüfuslu Vatikan’ı “devlet” haline getirerek siyasi bir güç haline geldiler. İkinci önde gelen mezhepleri Ortodokslar Fener Rum Patrikhanesi ile temsil ediliyor ve İstanbul’u merkez haline getirmeye zorluyorlardı.

Katolik ve Ortodokslar yüz yıllardır birbirine mesafeli davrandılar. Papa, ziyaretinde Fener Rum Patriği Bartholomeos ile Aya Yorga Kilisesi ve Fener Rum Patrikhanesi’nde görüştü. Ortak bildiri imzalayarak “birlik” mesajları verdiler. Papa’nın ziyaretinin asıl amacı ortaya çıktı.

SİYASİ MESAJLAR

PAPA ziyaretinin yalnız kilisede ayin yapmaktan, din telkininden ibaret olmadığını gördük. Siyasi mesajlar ağırlıktaydı. Hristiyanlık yalnız inançlardan ibaret bir dindir. İslâm dininde olduğu gibi, hayatla ilgili sorunlara çözüm sunulmuyor. İslâm ise, aile hayatından sosyal olaylara; ticaretten siyasete kadar her alanda ölçüler getiriyor; mükemmel bir hayat tarzı sunuyor.

Ziyarette haçlı birliği mesajları verildi. Tören, ayin ve diplomasi sınırlarını aştı. Tam anlamıyla Hıristiyanlık gösterisine dönüştü. Batılı medya ve Hristiyanlık dünyasının ziyarete büyük ilgi göstermesi bunun açık deliliydi. MHP Genel Başkanı Semih Yalçın, buna “kurgulanmış bir şov” olarak değerlendirdi. “Sahne düzeni ve kamera açıları, seçilen söylemler organize bir algı operasyonunun açık bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.

Yaşananlar halkımızı endişeye sürükledi. Ne oluyor, neler yaşanıyordu. Katoliklerin Vatikan’ı varsa, Ortodoksların da İstanbul’u var, mesajı vermek de ne anlama geliyordu? Hele, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması talebi! Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan; Papa ziyareti turistik bir ziyaret değil, siyasi bir stratejidir; ekümeniklik iddialarının uluslararası plâtformda meşrulaştırma girişimidir, diyerek hain tuzaklara karşı şöyle uyardı:

“İznik, ne ekümenikliğin ne de ikinci Vatikan’ın adresi olamaz. Bu ziyaret siyasi hesaplarla örülmüş, dini ziyaret kisvesiyle yumuşatılmış bir projenin parçasıdır. İllâ bir diyalogdan bahsedilecekse, Vatikan önce, Haçlı Seferleri’nin bu topraklarda sebep olduğu kan ve gözyaşının günahlarıyla yüzleşmelidir.”

MUHAFAZAKÂR KESİM

PAPA, aynı zamanda “bin” nüfuslu Vatikan’ın devlet başkanı olduğu için, Türkiye’de devlet töreniyle karşılandı. İlgi, bir devlet başkanından çok ötedeydi. Arkasında ABD gibi güçlü devletler vardı. Cumhurbaşkanı’nın son Amerika ziyaretinde, Trump ondan Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmasını istemişti. Haçlıların öteden beri, “İstanbul bizimdir, bizim olacak” iddiası biliniyordu.

Bunlar Hristiyanların iddiasıydı. Bizimkilere ne oluyordu? Bazı basın kuruluşları ve halkta öylesine bir Papa sevgisi vardı ki! Allah Resulünün (S.A.V.), Medine’ye girerken halkın sevgi gösterilerini yansıtan “Taleal bedru” ilâhisiyle Papa’nın karşılanması da ne demeye geliyordu? Bu yüzden Millî Gazete Yazı İşleri Müdürü Ercan Özcan, “Sakin Ol muhafazakâr! Papa’yı eleştirdik” başlıklı bir yazı yazmıştı.

Hristiyanlar dinleri konusunda ne kadar gayretli görüyor musunuz? 1700 yıl önceki olayı nasıl da canlı tutuyorlar! Kasım ve Aralık ayları Hristiyan dünyasında, her yer ışıltılı şekilde Noel ve Hristiyanlık figürlerinin hâkim olduğu görüntülerle donatılır. Resmî yerler, caddeler, yollar, sokaklar, okullar, iş yerleri, evler, kurumlar, her yer… Ülkelerini kuşatan bir yaygınlıkta! Dinlerine öylesine itibar ederler ki!

Ey Müslümanlar! Hak, kurtarıcı, dünya ve âhiret saadetini kazandıracak olan dinimize sağlam bir şekilde sahip çıkmayı öğrenelim! Dinimizi laikliğe feda etmeyelim! Papa, Vatikan devlet başkanı! Onların laikliği elden gidiyor mu? Kendinize gelin! İslâm’ı daha canlı ve kararlı yaşamaya çalışın!