MUHTEREM okuyucu!
Aylar, günler derken sanki daha dün uğurladığımız rahmet
ve mağfiret ayı olan Ramazan-ı şerif ayına yaklaşmış bulunuyoruz. Bizi bu
günlere ulaştıran en büyük rahmet sahibi ALLAH Teâlâ ya hamd ü senalar olsun.
Fakat uyumayalım! Ömrümüz de böyle gelip geçiyor. Hani
dedelerimiz, ninelerimiz! Hani annemiz, babamız! Kardeşlerimiz! Hani geçen sene
aramızda bulunan dost ve ahbabımız! Nereye gittiler Niçin aramızda yoklar
Unutmayalım ki, onları sinelerine çeken kara toprak yakında bizi de çekecek...
Binaenaleyh bu mübarek Ramazan-ı şerif ayını toparlanmamıza vesile kılarak,
Rabbimizin:
Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ dan korkun da emirleri ifa
edin. Herkes, yarını yani kıyamet günü için önden ne göndermiş olduğuna baksın.
ALLAH Teâlâ dan korkun da yasak edilen şeyleri terkedin. Çünkü ALLAH Teâlâ, ne
yaparsanız hakkıyla haberdardır.
Kendileriniz için hayırdan ne takdim ederseniz, sizden
önce ne gönderirseniz, onu ALLAH Teâlâ nın indinde daha hayırlı ve ecrini daha
büyük olarak bulursunuz. ALLAH Teâlâ dan günahlarınızın affını isteyiniz.
Şüphesiz, ALLAH Gafûr dur, Rahîm dir emirlerine kulak vererek, ahiret için ne hazırlık yaptığımıza, kendimiz
için hayırdan ne takdim ettiğimize, önden ne gönderdiğimize bir bakalım.
Hayatımızın bir muhasebesini yapalım. Evet, şu yaşa geldik. Namazımız,
orucumuz, Zekâtımız, haccımız, tesettürümüz, helal ve haramlara riayet etmemiz
ne durumda Hz. Ömer (R.A.) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:
Kıyamet gününde hesaba çekilmeden önce, daha dünyada
iken kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz mizanda tartılmadan önce, kendi
amellerinizi tartınız. Hesaba çekilmek üzere, kıyamet günündeki en büyük arz,
huzura alınma için gerekli güzel hazırlıklarınızı yapınız. O gün huzura
alınırsınız, Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana
çıkacak. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle
buyurur:
Ey insanlar! O gün hesap ve sorgu-sual için huzura
alınırsınız. Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana
çıkacak.
Evet, arz ettiğimiz bu hadis-i şerif ve ayet-i kerimeler
gereğince geçmiş günlerimizin muhasebesini yaparak şu soruları kendimize
sormamız lâzımdır:
1- Geçen bir sene içinde ALLAH Teâlâ nın rızasına uygun
acaba ne gibi işler yaptık
2- Yapılması farz-vacip-sünnet olan ne gibi İlâhî
emirleri yapmadık veya ALLAH Teâlâ nın yapmayınız dediği ne kadar haram-mekruh
işlerde bulunduk
Şimdi bize düşen, bu ayda nefsimizin ve hayatımızın
muhasebesini yapmaktır. Hayatımızın hesabını yaparak kârımızın ve zararımızın
bilançosunu çıkarmaktır. Hangimizin elinde bir sene daha yaşayacağımıza dair
bir garanti vardır. Ölümü akıllarından bile geçirmeyen milyonlarca kişi, bu
geçen bir sene içinde dünya denilen yerden ahirete intikal etti. Bizler de
biliyoruz ki, ömür sermayemiz her geçen gün bitmekte, buna karşılık
birçoklarımızın günahları da artmaktadır.
İşte her gün artan günah yükünden kurtulmak için ALLAH
Teâlâ nın bizlere bahşettiği Ramazan ayından istifade edelim. Böyle gün ve
geceleri ganimet bilelim. ALLAH Teâlâ nın açık olan tevbe kapısına iltica
edelim. Geliniz hep beraber, şu mübarek ayda nefsimizin ve hayatımızın
muhasebesini yapalım. Bir yıllık kâr ve zararımızın bilançosunu çıkaralım.