Oylar Adil Düzen için

Abone Ol

Prof Dr. Necmettin Erbakan ın bugünlerde yapmakta olduğu uyarıcı ve derin derin düşündürücü tarihî konuşmaları Millî Gazete dışında sayfalarına taşıyan, TV5 dışında da ekranlara getiren medya yok! Bunun pek çok sebepleri olmakla birlikte, bendeniz Millî Görüş, medya ve diğerleri başlıklı yazımda, bir makale sınırları içinde bu nedenlerin bir kısmını anlattım. Oradan tekrar okuyabilirsiniz.

Saadet Partisi nin geçen hafta Bursa da düzenlemiş olduğu Millî Kurtuluş Harekâtı Mitingi en taze bir örnek olarak hatırlanabilir. Bursa Mitingi, Millî Görüş Lideri ve 54. Hükümet Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ın katılımı ile gerçekleştirildi. Millî Gazete nin birinci sayfada manşetten ve içte tam sayfa olarak verdiği miting haberinin bir bölümü, Oylar Adil Düzen için ara başlığından sonra, aynen şöyle:

Diğer siyasi partilerin maneviyat ile hiçbir alakasının olmadığını söyleyen Erbakan, "Öbürlerinin maneviyatla alakası var mı Maneviyat olmadan bir şey olmaz. Hangisi bunların faizci düzeni değiştireceğiz diyor. Hiçbirisi. Sadece Saadet Partisi diyor. Şuradan ne alsan yarısı Yahudi ye gidiyor. Hacca gidiyorsun IATA ya para veriyorsun. Ona vermeden hacca gidemiyorsun. IATA Yahudi nin. Dolarla dünyayı sömürüyorlar. Bütün ticaretin üçte biri Yahudi ye gidiyor. Dünyanın düzeni bu. Biz 11 asır dünyanın efendisi idik. Bunlar maddi gücü ele geçirdi. Senin nefes alman mümkün değil. Bu düzen değişmedikçe, yeni bir dünya kurulmadıkça bu olmaz. Kim maneviyattan bahsediyorsa, kim adil bir düzen kuracaksa, kim yeni bir dünya kuracaksa oyunu ona ver!" ifadelerini kullandı.

*

Millî Görüş Hareketi nin ve Saadet Partisi nin Millî Kurtuluş Mitingleri nden genel olarak medya hiç söz etmezken, ajanslar da kısaca geçiştiriyorlar. Bakınız, tarafsız olması gereken devletin ajansı AA bile, Düzce Mitingi ni ne kadarla geçiştirmiş. Aynen aktarıyorum:

Kutan, partisince Düzce de Anıtpark ta düzenlenen Millî Kurtuluş Mitingi nde halka seslendi. Mitinge, Kutan ın yanı sıra SP Düzce ve Bolu milletvekili adayları, il ve ilçe teşkilatları ile çok sayıda partili katıldı. Necmettin Erbakan Hükümeti döneminde, işçi ve memurun yüzünün güldüğünü ifade eden Kutan, "Bunlar, bizim zamanımızda ekonomi canlandı, üst seviyelere vardı diyorlar. Sizin ekonomi politikanız bile yok, her şeyiniz IMF ye teslim edilmiş, neyi düze çıkardınız " diye konuştu.

AKP hükümete geldiği zaman Türkiye nin dışarıya olan borcunun 200 milyar dolar iken şimdilerde 400 milyar dolar olduğunu savunan Kutan, şunları kaydetti: "Peki 200 milyar dolar borç yaparken, Türkiye ye ne kazandırdınız, bir tesis mi yaptınız Tesis yapmak şöyle dursun, elimizde bulunan mevcut tesisleri de haraç mezat başkalarına sattılar. Ekonomiyi tam anlamıyla batırdılar. 22 Temmuzda herkesin sandığa gitmesi gerekiyor. Başka kurtuluş yok!"

*

Seçimden önce yapmakta olduğumuz bu son değerlendirmelerde genel olarak görüyoruz ki, Türkiye geçmiş on yılda yani 1997-2007 döneminde başarısız sınavlardan geçmiştir.

AKP nin yaptıklarına derinlemesine dikkatle bakıldığında başarısızdır. Ülke için ve kendisi için tehlikeli girişimlerde bulunmuş ve başarısız bir sınavdan geçmiştir.

Muhalefet partisi ve diğerlerinin tamamı başarısız sınavdan geçmiştir. Devlet başkanı yani cumhurbaşkanı, Ordu ve Anayasa Mahkemesi başarısız sınavlardan geçmiş; sonunda erken seçime gidilmiştir.

Öyle ümit ediyoruz ki; yukarıda isimlerini saydığımız taraflar bu başarısız sınavdan ders alarak akıllarını başlarına toplar ve seçimlerden sonra Türkiye nin sorunlarını çözmeye çalışır.

*

Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Saadet Partisi bir yana bırakılırsa, seçim çalışmaları esnasında diğer siyasi partilerin ortaya koydukları konuşmalardan ve sözde çözüm önerilerinden anlıyoruz ki, siyasi partilerimiz asla uslanmamış, yine eski başarısızlıklarıyla yola devam etmektedirler.

AKP yani Recep T. Erdoğan hâlâ Meclis dışından aday olmaz diyor.

CHP yani Deniz Baykal oy almadan iktidar olma ümidi ile konuşmaktadır.

MHP yani Devlet Bahçeli o bildik usulle hâlâ korkutarak barajı geçme telaşında.

ANAP bir yana, Demokrat Parti ve diğerleri de çoktan ortadan çekilmiş görünüyor.

Cumhurbaşkanı ise bu olumsuz hengâmede sessiz durarak biraz daha ortada kalmanın hesaplarını yapıyor. Ordunun ne düşündüğünü bilmiyoruz. Hâsılı, önümüz sisli bir durumdadır.

Bu arada hâlâ;

Seçim olacak mı Seçim olsa bile, seçimden çıkan sonuçlar kabullenilecek mi

Yoksa Gürcistan, Ukrayna ve Kazakistan da olduğu gibi sokak hareketleri ile meclis basılacak, uydurma seçimle ABD nin atadığı vali mi gelecek

Meclis cumhurbaşkanını seçebilecek mi Seçemezse tekrar seçime mi gidilecek

soruları uçuşuyor!

Bu soruların cevapları olumsuz olursa, seçim öncesi kaos devam edecek mi

Bunların hepsi şimdilik karanlıklar içindedir. Bekleyip göreceğiz