Ot yetiştiren adam

Abone Ol

Kitabın ortasından konuşmaya devam ettiğimiz günlerdi. Onlarca çocuk cesedini izledikten sonra vurulmaktan zerrece korkumuz kalmamış… Ölüm sonrası ile ilgilenmiyoruz. Komple Cenab-ı Hakk’ın takdirine havale etmişiz. Sadece ölüm anı ile ilgili biraz kaygılarımız mevcut… Can tatlı, ne yaparsın… Aralık ayındayız. Kar kış yeni bastırmış. Dünya üzerinde yaşanan hadiselere söz söylemeye takatimiz kalmamış… Tanrıyı sadece Yahudi ve Hristiyan sapkınlar değil… Tüm insanlık kıyamete zorluyor. İfsat, almış başını gitmiş. Günahlar, haramlar çıldırmışçasına… İyiliğin nesli hızla tükenmekte…

Canımız burnumuzda… Bir besmele, bir cesaret, bir çay koy da yeniden başlayalım evlat diyorsun. Ben çay yapmayı bilmem ki diyor kızce… Estağfurullah… Neyse… Vakit girdi. Bir soluklanalım. Ruhumuzu arındıralım. Cemaatle namaz kılalım diyorsun… Bir kamet bekliyorsun, kıyama kalkmak için… Kafanı çevirip sırtını yasladığın delikanlılara bir bakıyorsun. Müezzinlik bilen adam yok… Gözler yaşlı… Kendimizden utandık. Yetiştirdiklerimizden utandık… Necip Fazıl’ın şu dizelerini geçiriyoruz içimizden… “Ağlayın… Su yükselsin… Belki kurtulur gemi…”

Kızlarımız

Bırak çay koymayı keçeli! Müslümanlığı bilmiyorlar. Müslüman hanımın asaletini bilmiyorlar. Müslüman hanımefendinin sorumluluklarını bilmiyorlar. Ana baba hakkı bilmiyorlar. Altında büyüdükleri çatıya karşı sorumluluklarını bilmiyorlar. Ekmek, tuz hakkı gözetmiyorlar. Üzerinde doğup büyüdükleri toprağa karşı vazifelerini bilmiyorlar. Sözde inandıkları dinin helallerini, haramlarını bilmiyorlar. Setr etmeyi bilmiyorlar. Kızlarımız gizlenmekten, gizleniyorlar. Görünmek için çırpınıyorlar. Sadece ayaklarını yere vurmakla yetinmiyorlar. Sosyal medya kullanıyorlar. Makyaj yapıyorlar. Tesettürün canını çıkarıyorlar. Akımlara dahil oluyorlar. Dizi filmlere özeniyorlar. Zihinlerini, yüreklerini, kendilerini muhafaza etmek için çabalamıyorlar. Batıldan korunma noktasında yüzeysel bir inanca sahipler.

Saliha eş nedir bilmiyorlar. Saliha eş olmaktan ziyade, Salih’e nasıl hükmedeceklerini düşünüyorlar. İmanlı, huzurlu bir evlilikten ziyade; balayını, reçel hasadını, kaynana kazananı, takısını altınını, masalını, manzarasını hesap ediyorlar. Evlat mefhumunun ehemmiyetinden habersizler… Hatta mefhum ve ehemmiyet kavramlarını dahi bilmiyorlar. Bu yüzden evlatlarına hiçbir mefhumun ehemmiyetini öğretemeyecekler.

Oğullarımız

Bırak kamet getirmeyi Memati! Delikanlılarımız dövüşmeyi bilmiyorlar. Can uğruna, canan uğruna, din uğruna, devlet uğruna dövüşmeyi bilmiyorlar. Namaz bilmiyorlar. Oruç bilmiyorlar. İnfak bilmiyorlar. Cihad bilmiyorlar. Helal bilmiyorlar. Haram bilmiyorlar. Hak bilmiyorlar. Hukuk bilmiyorlar. Edep bilmiyorlar. Kitap bilmiyorlar. İlim bilmiyorlar. Aşk bilmiyorlar. Aşk… Aşkı hormonlarla arıyorlar. Gerçek aşktan zerre miskal haberleri yok. Cehennemin dibine koştuklarının farkında bile değiller. Hiçliği, hiç bilmiyorlar.

Ana babaya hürmet bilmiyorlar. Yanlarında yaşlanmaları durumunda, anne babaların birebir Allah’ın kontenjanından olduklarını bilmiyorlar. Ayaklarının altına paspas olunması gerekliliğini bilmiyorlar. Eşlerine karşı sorumluluklarını bilmiyorlar. Tamamen güzellik, yakışıklılık, dünyalık, sevdalık üzerinden yani kendilerine ait olmayanlar üzerinden bir dünya kuruyorlar. Babalığın sorumluluklarını bilmiyorlar. Çocuğun babayı taklit edeceğini bilmiyorlar. Sorumsuz babaların sorumsuz evlatları olacağını bilmiyorlar. Dinsiz babaların dinsiz evlatları olacağını bilmiyorlar. Hain babaların hain evlatları olacağını bilmiyorlar.

Hasılı

Çocukların suçu yok demiyoruz. Anne babalar suçlu diyoruz. Doğdukları andan itibaren ne görürlerse onu uygular çocuklar diyoruz. Anne babalarımız eğitim özelliklerini kaybetti diyoruz. Eskilerin imanı kalmadı diyoruz. Eskilerin adabı kalmadı diyoruz. Diyoruz da kime diyoruz… Başka ne öğretebiliriz ki Münteha? Bir çay demlemeyi bile öğretemeyen anne babalar, cepheye mermi taşımayı mı öğretecekler? Bir çay demlemeyi bile öğretemeyen anne babalar, geceleri teheccüd namazına kalkmayı mı öğretecekler? Bir çay demlemeyi bile öğretemeyen anne babalar, atomu parçalayacak evlatlar mı yetiştirecekler? Bir çay demlemeyi bile öğretemeyen anne babalar, Siyonizm’e karşı cihad etmeyi mi öğretecekler?

Başka ne öğretebiliriz ki Münteha? Bir müezzinlik yapmayı bile öğretemeyen anne babalar, Kur’an-ı Kerim’i hayatına rehber edinmeyi mi öğretecekler? Bir müezzinlik yapmayı bile öğretemeyen anne babalar, Gazali’nin teslimiyet ile yoğrulmuş felsefesini mi öğretecekler? Bir müezzinlik yapmayı bile öğretemeyen anne babalar, yeni Hasan El Benna’lar, Necmettin Erbakan’lar mı yetiştirecekler? Bir müezzinlik yapmayı bile öğretemeyen anne babalar, evlatlarına şehadet hayali kurdurabilirler mi?

Hasılı kelam… Eğitilmesi gerekenler anne babalardır… İman zafiyeti yaşayanlar anne babalardır… Modernizmin ucube cazibesine kapılanlar anne babalardır… Çocuk eğitiminden zerre miskal anlamayanlar anne babalardır… Bir çay demlemeyi, bir kamet getirmeyi öğretmeyecek kadar, evlatlarının hayatını karartanlar anne babalardır… Nesil yerine ot yetiştirenler anne babalardır. Kimileri yetiştirir, gül der adına… Kimileri yetiştirir yabani ot…

Allah’a emanet olunuz.