Oruç tutmamayı veya tuttuktan sonra bozmayı mubah kılan dini özürler

Abone Ol

Seferilik, yolculuk: Ramazan ayında seferî olan kimse oruç tutmayabilir. Seferîlik hali bitince, tutmadığı günleri kaza eder. Yukarıda zikredilen ayet-i kerime bunu ifade etmektedir.Her türlü zahmete rağmen oruç tutmasında bir sakınca yoksa, gerek hasta ve gerekse seferî olan kimsenin kendi arzusu ile gönülden oruç tutması daha hayırlıdır, faziletlidir. Bu konuda Cenab-ı Hak: Eğer bilirseniz, güçlüğüne rağmen oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.   Buyurmaktadır.

Geceden oruç tutmaya niyetlenip gündüz ise yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Abdullah b. Abbâs (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, Mekke-i Mükerreme nin fethi seferine Ramazan ayında çıktı. Tâ Kedîd mevkiine ulaşıncaya kadar oruç tuttu. Ancak sahâbelere oruç çok ağır gelince, orada iftar etti, O nun beraberinde sahabeler de iftar etti. 

Gebelik ve emziklik: Hamile bir kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine veya çocuğuna bir zarar geleceğinden korkarsa, oruç tutmayabilir, sonra kaza eder. Çocuk emziren bir kadın da oruç tutması halinde sütü azalırsa oruç tutmayabilir, sonra kaza eder. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz buna müsaade etmiştir. 

İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.

Düşkünlük ve ihtiyarlık: Vücutça günden güne zayıflayan ve oruç tutmaya gücü olmayan düş-künler, ihtiyarlar ileride de bu orucu kaza edemeyecekleri sebebi ile her gün için bir fidye verirler. Yukarıda zikredilen ayet-i kerime bunu ifade etmektedir.

İyileşme umudu olmayan hastalar ile oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlıların verecekleri Fidyenin tutarı aynen fitre kadardır. Bu fidyeler Ramazanın başlangıcında verilebileceği gibi, Ramazanın içinde veya sonunda da verilebilir. İsterlerse fidyenin hepsini bir fakire topluca verirler, ayrı ayrı fakirlere de verebilirler. Bu durumda olan kimseler, fidye vermeye gücü yetmiyorsa ALLAH Teâlâ dan bağışlanmalarını isterler. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile sadaka sayılır.

Bir başkasının zor kullanması: Dediğini yaptırma gücüne sahip bir kimse tarafından orucu bozması, bozmadığı takdirde kendisini öldüreceği veya vücuduna bir zarar vereceği söylenirse, orucunu bozabilir.

Şiddetli açlık ve susuzluk: Oruç tutarken kendisinde şiddetli açlık ve susuzluk hissederek oruca dayanamayan ve devam ettiği takdirde ölmekten veya akli dengesinin bozulmasından, sağlığına bir zarar gelmesinden korkan bir kimse de orucunu bozabilir, sonradan kaza eder.

Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişilerin oruçlu olarak çalıştıkları takdirde sağlıkları gerçekten risk altında kalacaksa Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.

Not: Düğün veya ziyafete davet edilmek, sadece nafile oruç tutanlar için bir özürdür. Nafile oruç tutanlar bu durumda oruçlarını bozarlar ve kaza ederler.