Ortak Akıldan Tek Adamlığa

Abone Ol

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM;

Aradan bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen, AKP de

yaşananları kaleme almadım. Sağlıklı değerlendirme için olayların netleşmesini

bekledim. AKP li kardeşlerimin bu haksızlıkları kabullenemeyeceğini düşündüm.

Fakat nafile! Halkın yarısının oyunu alan bir Başbakan a karşı yapılan büyük

haksızlık, cılız bazı çıkışlar dışında ciddi bir tepki almadı. AKP liler, Bu

sonuç benim tercihim değil diyen bir başbakana yapılanları sineye çekti.

2001 yılını hatırlayın. 30 yıl Milli Görüş içinde

bulunmuş bazı kişiler, muhterem Erbakan ın kimseye danışmadığı, önlerini

açmadığı bahaneleriyle gezip dolaşıyorlardı. Bu tür vesayet iftirasını, aynı

yoldaki Sayın Kurtulmuş da yapmıştı. Halbuki, Erbakan Hoca, 1974 te Bülent

Ecevit kendilerine koalisyon teklifiyle geldiğinde, Bu teklifi yetkili

organlarımızla görüşeceğiz diyerek Türkiye siyasetine istişare yöntemini

getiren ilk liderdi.

Bazıları, Erbakan Hoca nın siyasi yasaklı oluşunu

fırsat bildi. Milli Görüşçülerin iğneyle kuyu kazarcasına oluşturdukları

muazzam potansiyeli kendi lehine dönüştürme ihtirasına kapıldı. Bunun için

kimlerle işbirliği yapmamışlardı ki! Elbette haksızlık üzerine kurulmuş bir

menfaat ortaklığı uzun süremezdi. Şimdi, o iki menfaat grubu birbiriyle kanlı

bıçaklı durumda.

AKP nin en iddialı söylemlerinden biri de ortak akıl dı.

Güya her icraata birlikte karar vereceklerdi. Halk bu söylemlere inandı. AKP yi

tek başına iktidar yaptı.

Erdoğan, medyayı ele geçirip imaj ve algı yönetimleriyle

tekrarın gücünü kullandı. Hitabet gösterileriyle süreci tek başına yönetmeye

girişti.

GÖREV VE YETKİ

KARGAŞASI

ERDOĞAN IN cumhurbaşkanı olmasından sonra Ahmet Davutoğlu

başbakanlığa getirildi. Fakat Erdoğan yürütmede dizginleri elinden bırakmak

istemiyordu. Başbakan sembolik olsun, yetkiler kendisinde toplansın, istiyordu.

Başlangıçta uyumlu ikili görüntüsü verdiler. Davutoğlu da

Erdoğan ın görüşlerini benimser gibiydi. Genel başkan ve başbakanlık sıfatıyla

yapmaya çalıştığı bazı farklılıklar Erdoğan ı rahatsız etti.

Hele, AKP nin rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla

çalkalandığı bir zamanda şeffaflık yasası çıkarmak istemesi affedilir cinsten

(!) değildi. Erdoğan Şimdi sırası değil (17. 1. 2015) diyordu.

Davutoğlu, Erdoğan ın varlık yokluk meselesi haline

getirdiği başkanlık sistemi ne geçme ihtirasını gözü kapalı onaylamıyordu.

Cumhurbaşkanı yla başbakan arasındaki görüş ayrılığı basını meşgul etmeye

başladı. Star yazarı Nasuhi Güngör, Bu iş Davutoğlu yla yürümüyor görüşünü A

Haber deki açıkoturumda (19. 4. 2016) ve gazetesindeki köşesinde seslendirdi.

Davutoğlu, Hiçbir gazeteci AK Parti yi dizayn etmeye

kalkışmasın diyordu ama, bir kere iş şirazesinden çıkmıştı. Bir emanetçi

aranıyor (Milli Gazete, Ahmet Yavuz, 3. 5. 2016) türünden haberler basına

kadar yansıdı.

Önce, MKYK marifetiyle teşkilatları atama ve görevden

alma yetkisi Davutoğlu nun elinden alındı. Peki, bu konuda genel başkan

yetkili değilse, onun üstündeki vesayetçi kimdi

Erdoğan, 4. 5. 2016 günü Davutoğlu yla görüşerek, görevi

devretmesini istedi. Hani demokrasi vardı! Hani seçimle gelen, yine seçimle

giderdi; halkın verdiği yetkiyi, yine halk geri alabilirdi! Bütün bunlar kuru

sözden mi ibaretti

ADALET Mİ, GÜÇ MÜ

BAŞBAKAN Davutoğlu, 5. 5. 2016 daki konuşmasında,

Yöntem, yol arkadaşlığı ile örtüşmedi şeklinde sitem etti. Aday olmayacağını

söyleyerek AKP yi 22. 5. 2016 da kongreye götüreceğini açıkladı. Peki, bu

yöntem usûl ve adalete uygun muydu 1 Kasım da 23 milyon 600 bin kişi

Davutoğlu na oy verirken 6 aylığına mı yetki verdi, 4 seneliğine mi

Halkın üstündeki vesayetçi kimdi Gücüm var, diyerek

kuralları çiğneyebilir miydi Erdoğan ın her fırsatta millet, halk vurgusu

yapması sadece durumu kurtarmaktan mı ibaretti

Davutoğlu, daha 3. 5. 2016 da AKP Meclis Grubu nda

konuşurken, salonu yırtarcasına söylenen Türkiye seninle gurur duyuyor

sloganlarının karşılığı bu mu olmalıydı Bundan sadece 3 hafta sonra Davutoğlu

yerine görevlendirilen Binali Yıldırım için de AKP Grubu nda aynı sloganlar

yankılandı. Türkiye hangi başbakanla gurur duyuyordu. Gelene ağam, gidene

paşam mantığı vefakârlık mıydı

Kongreden 4 gün önce, dokunulmazlıklar oylanırken AKP

milletvekilleri Davutoğlu na sıralarını verip öne geçirmediler. Çünkü onunla

işleri bitmişti. Şimdi tek adam ın gözüne bakıyorlardı.

Erdoğan ı tek parti döneminin tek adam ına benzeten Elif

Çakır, Bize böyle bir Türkiye vaat edilmemişti (Karar, 18. 5. 2016) diyerek

AKP lilerin nabzını tutmaya çalıştı.

Davutoğlu kongrede, Teşkilatımın rahatsızlığını

biliyorum. Kongre benim arzu ettiğim bir şey değildi diyordu.

AKP nin kurucu iradesinin tutumuna bakarak, yaşananları

etme bulma dünyası şeklinde değerlendirebilir miyiz