Bahar geldi. Kuşlar hareketlendi. Ağaçlar çiçeklendi. Tarlalar bereketlendi. Memleketimin dağlarına bahar geldi.
Sonbahardan beri verilen şampiyonluk yarışları da artık şekillendi. Baharla birlikte meyvelerini vermeye başladı.
Bundesliga’da yine Bayern Münih Şampiyon oldu. Yine Dortmund, Leipzig ve Lerverkusen’in önünde ipi göğüsledi. Almanya’da son yıllarda şampiyon gibi, 2. 3. 4. sıralardaki isimler de değişmiyor. Malumun ilamı gibi!
Fransa’da Messi’li, MBappeli PSG bitime haftalar kala şampiyon biziz dedi.
Süper Lig’de sezonun ilk yarısında topladığı puanlar, Abdullah Avcı’nın kurduğu kadroya oynattığı yeni sistem futbol ile şampiyonluğun diğer favorilerine attığı farktan dolayı futbolseverler ve otoriteler Trabzonspor’u zaten şampiyon ilan etmişti. Tabii bu farkın açılmasında diğer adayların istikrarsız futbolu ve TFF-MHK’nın Trabzonspor’a ve diğerlerine tutunduğu farklı tavrı da etkiliydi.
Son haftalarda bordo-mavililerin yaşadığı puan kayıpları, Fenerbahçe’nin ikincilik hedefi ve İsmail Kartal ile iyi bir galibiyet serisi yakalamaları Trabzonspor taraftarlarını ve başkanını tedirgin etmeye yetti. Hatta bu durum Sayın Avcı’ya da yansıdı. Fakat Abdullah Avcı biliyordu ki, kendilerinin alacağı bir galibiyet ya da rakibinin kaybedeceği puan kendilerini şampiyon ilan edecekti.
Beklenen haber Adana’dan geldi. Trabzonspor artık şampiy! Ve artık gün sayıyor. Antalyaspor’dan alacağı puan şampiyon olmasına ve kendi taraftarı önünde tur atmasına yetecektir. 38 yıllık özlem sona erecektir. Gerçi Trabzonspor taraftarı 2010-2011 sezonu sonunda yaşananlar nedeniyle bu hasreti 11 yıl olarak dile getirse de, mahkemenin şike davasında Fenerbahçe’ye beraat vermesiyle tarihin tozlu raflarına kalkmış oldu. Geriye o dönemde TFF büyük bir yanlışa imza atarak Fenerbahçe’nin yerine Şampiyonlar Ligi’ne gönderilen Trabzonspor’un “verin kupamı” sloganı kaldı. İşte kulüpleri birbirine düşüren, yanlışlara sürükleyen bu yeni siyasi sistem, futbolun içine girip nasıl dibe vurmasına imkân verdiyse, hatayı hatalar ile düzeltip mavi boncuk dağıttı. Yani Fenerbahçe’yi beraat ettiren sistem, Trabzonspor’u da şampiyon ilan etti. Biri beraatını aldı. Kupa Fenerbahçe’nin müzesinde kaldı. Diğeri de şampiyonluk beratını(!) aldı.
İspanya’da Real Madrid, Portekiz’de Porto, Avusturya’da Salzburg, Trabzonspor gibi şampiy olup şampiyonluk için gün sayıyor.
İngiltere Premier Lig’de ve İtalya Seri A’da şampiyonluk yarışı kıyasıya sürüyor. M. Ctiy ile Liverpool arasındaki puan farkı bir. Yani şampiyonluk takımların isimlerine ve oynadıkları futbola baktığımızda ligin son haftasının son düdüğüne kadar sürecek gibi. Ctiy’nin maçları bir tık daha Liverpool’un maçlarından rahat görünüyor. Seri A’da ise iki Milano takımı şampiyonluk için mücadele veriyor. Lacivert-siyahlılar yani İnter, kırmızı-siyahlılara karşı yarışta bir maç daha avantajlı. Tabii İtalya da bizim gibi bir Akdeniz ülkesi ve bize benzer yanları bulunuyor. İngiltere gibi son haftaya kadar devam edecektir diye düşünüyorum.
Dünya futbolunda önemli pay sahibi olan bu iki ligin şampiyonluk yarışı izleyenlere oldukça keyif verecek ve taraftarlarına da heyecanlı dakikalar yaşatacaktır.
Son olarak size Belçika Jupiler Ligi’ndeki şampiyonluk yarışından ve o ligin liderinden bahsetmek istiyorum. Royale Union Saint –Gilloise (Kısa adı R. Union SG) adında bir takım. 1897’de kurulan USG, 1904-1935 yılları arasında başarılı olmuş ve 11 kez Belçika şampiyonluğu yaşamıştır. Belçika’nın bu köklü takımı bir daha aynı başarıları tekrarlayamadı ve Belçika’nın alt liglerinde yolunu kaybetti. 48 yıl aradan sonra Pro Lig’e yükseldi. Şimdilerde Belçika Ligi’ni 77 puanla lider tamamladı. Şampiyonluk için bir play-off turu daha var. Ligde söz sahibi Club Brugge en yakın rakibi. İlginç bir takım ve ilginç bir hikâye. Şimdiki başarısının arkasında İngiltere Premier Ligi’nde bulunan Brighton Başkanı ve USG’nin de sahibi Tony Bloom ve 25 gol 10 asist ile oynayan Brighton’dan kiralık Deniz Undav var. İsrail asıllı İngiltere doğumlu Bloom, Brighton Başkanı kimliği ile takımı İngiliz, Fransız, Hollandalı isimlerden kurmuş. Takımın santrforu olarak da Türk asıllı Almanya doğumlu Deniz’i seçmiş. Bakalım USG adaletsiz olan Şampiyonluk Play-Off turunu da başarıyla bitirip asırlık şampiyonluk hasretini de söndürebilecek mi?
Evet, özetle Avrupa’da birbirlerine rakip olacak takımlar tek tek belli oluyor. Şöyle baktığınızda hep aynı isimleri görüyoruz. Yine assolistler en son sahne alacak. Ve yine figüranlar ile alt kadro gösterinin başında biraz rol yapıp ortalığı şenlendirecek.