Recep Tayyip bey, bu kerde de "Medeniyetlerarası İttifak"a Eşbaşkan olmuş.
Önce "Büyük Ortadoğu Projesi nin" Eşbaşkanıydı, sonra Dinlerarası Diyalog hevesine kapıldı. Şimdi de "Medeniyetlerarası İttifak"ın Eşbaşkanı.
Sanki milletimize karşı çözmeye yükümlü olduğu, başörtüsü sorununu, Katsayı eşitsizliğini ve gelir grupları arasındaki başını almış giden, uçurum haline gelmiş dengesizlikleri ve benzeri meseleleri çözmüş de, sıra artık dünya çapındaki sorunlara gelmiş...
Medeniyetlerarası derken, Batı Medeniyeti kastediliyorsa, O na sormak lâzım. Batı ne zaman medeni oldu ki biz kalkıp onlarla kendimizi eşit sayarak ittifaka girişelim
Çanakkale de emperyalist ihtirasları yüzünden, 250.000 gencimizin ölümüne sebebiyet veren bu batılılar değil miydi Dertlerimizi deşmeyin, Allah aşkına... Halen Ortadoğu da devam eden kanlı katliamların failleri de bunlar değil midir
Medeni demek herşeyden önce "İnsan haklarına saygı gösteren topluluk demektir." Batılılar ne zaman insan haklarına değer verdi ki medeni oluyorlar
Sayın Demirel, cumhurbaşkanlığı görevi nihayete erdikten sonra, uluslararası ihtilafları çözmek için Ombustmanlığa soyunmuştu.
Sayın Erdoğan ise henüz cumhurbaşkanlığına seçilmeden, Demirel benzeri görevlere, Eşbaşkanlıklara soyunuyor.
Hem de Kofi Annan la beraber. Bilindiği gibi Kofi Annan ın otoritesinin ne derece (kof) olduğunu ABD nin Irak a saldırısı göstermişti. Hatta Bush, değil Kofi Annan ı, tekmil Birleşmiş Milletler Teşkilatını bile hiçe saymış kimseden ferman dinlememişti. Halböyleyken, genel sekreterlikten ayrılmış olan Kofi Annan la Erdoğan ın birlikte görünmesi bile yakışık almaz.
Batılıların Medeniyetler İttifakı, Dinlerarası Diyalog ve Büyük Ortadoğu Projesi gibi kuruluşlara önem vermesinin sebebi, İslam alemine karşı başlattıkları istila ve katliam ve sömürgeleştirme hareketlerini kamufle etmektir.
Batılılar İsrail i kurdular. İsrail i zehirli bir hançer gibi İslam aleminin bağrına sapladılar. Dünya hala bu gaddarlığın sancısını çekiyor. Öyleyse ne yapmalı
Büyük Ortadoğu Projesi Dinlerarası Diyalog ya da Medeniyetler ittifakı gibi pansuman metodlarıyla dünya kamuoyunu oyalamalı ve uyutmalı. İşte Bu sebepten bizleri, dibek dövücünün Hınk deyicisi gibi kullanmak istiyorlar.
Vatikan ın, girmiş olduğumuz milenyum döneminde, İslam ı tamamen haritadan silme projesi de bu kamufle girişimleri ile örtüşüyor.
Ayrıca ABD nin emperyalist emelleri ile AB nin emelleri de bir biriyle örtüşüyor. Görmüyor musunuz AB, bütün etnik gruplar arasına nifak tohumları ekerek ülkemizi bölmeye ve parçalamaya çalışıyor.
"Fırat Dicle havzalarını bizim kontrolümüze bırakın İsrail e de biz su verelim diyorlar." Sanki Güneydoğu bölgemiz bizden zaten ayrı imiş gibi bir peşin hükümle, her giden batılı siyasi önce Diyarbakırı ziyaret ediyor.
Ecevit bile batılıların ve ABD nin bu yaklaşımlarından endişeye kapılarak, Bush un Irak a saldırısına karşı çıkmıştı.
ABD de yapılan seçimlerden sonra Bush un Kuzey Irak taki politikasının PKK ya yaradığı ortaya çıktı.
Ama ne gariptir ki, AKP nin ABD ve AB ye aşırı teslimiyetçiliği hala devam ediyor. 17 Avrupa ülkesinde Türkler Ermeni soykırımı yapmadılar diyenleri cezalandırıyor. Peygamber efendimize yapılan hakaret ve saldırılar mübah görülüyor. Hasbelkader gurbetçi olarak AB ülkelerine gitmiş olan insanlarımıza giderek istenmeyen adam, hatta terörist muamelesi yapılmaya başlandı.
Hasılı kelam, AB ülkeleri bizim için adeta bir mayınlı saha, bir nevi iğneli fıçı haline getirildi. AKP iktidarı yine de silkinip kendisine gelmiyor. Dış politikamızı gözden geçirerek gerçeklere uygun şahsiyetli bir politika tespit etmiyor. Yaklaşan tehlikeleri görmezden geliyorlar. Başbakanımız hala batılıların verdiği madalyalarla Eşbaşkanlıklarla oyalanıyor. Ziya Paşa nın dediği gibi
"Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim,
Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde..."
Allah encamımızı hayra tebdil eylesin... Amin.