Öncesi ve sonrasıyla 1 Mart tezkeresi (2)

Abone Ol

Şimdi de Suriye ye Kara Harekâtı tartışmalarına

değinelim. Bugünkü durum ne 1991 e ne de 2003 dönemlerine benziyor. Daha

karmaşık bir manzara ile karşı karşıyayız. Rusya-Esad, ABD, İran, İngiltere,

Fransa, Almanya, S.Arabistan, Katar, BAE, hatta Çin gibi ülkeler Hizbullah,

IŞİD, PYD, ÖSO, Nusra gibi örgütler, yapılar şu an Suriye de karada, denizde,

havada bir şekilde kendilerine alan açmaya çalışıyor. Böyle bir manzara bizi,

aklımıza gelmeyen büyük sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. ABD nin PYD ye bakışı,

Rusya nın Uçak Krizi nden sonraki ortaya koyduğu tavır, şu anda dolaylı olarak

bizi etkileyen Suriye deki ateşi doğrudan kendi topraklarımıza taşıyabilir.

Peki, bu sıkıntılı süreçten nasıl çıkabileceğiz Türkiye ancak bir önceki

yazımızda ifade ettiğimiz gibi içinde bulunduğu bu Çaresizlik Sendromu nu

askeri tedbirlerle değil, diyalog ve diplomasi kanallarını harekete geçirerek

aşabilir.

Sonuçta, 1 Mart tezkeresini ve bugünü anlamak için 1991

yılını doğru analiz etmek şart. Bu bölgedeki sorunlar bu bölgenin kendi

sorunlarıdır ve bu sorunlar ancak bölge ülkelerinin duruma el koyması, iradeyi

kendi ellerine almalarıyla çözülebilir. Bu coğrafyanın küresel güçler için

önemli olduğunda şüphe yok. Ancak gelişmeleri doğru bir projeksiyon ile

değerlendirmek şarttır.

Konunun burasında, bambaşka açıdan, kamuoyunda pek

bilinmeyen bir konuyu dikkatlerinize sunmak isterim. O da şu ki 1 Mart

tezkeresinin gizli kahramanlarından birisi de Prof. Dr. Mustafa Kamalak tır.

Nasıl mı

Anlatayım.

53. Mesut Yılmaz hükümetinin 12 Mart 1996 tarihinde

meclisten güvenoyu aldığı ilan edildi. Oylamaya toplamda 544 milletvekili

katılmış; 257 kabul, 207 ret ve 80 milletvekili de çekimser olarak oy

kullanmıştı. İyi de hükümet gerçekten güvenoyu almış mıydı Mustafa Kamalak ve

Refah Partisi grubu böyle düşünmüyordu. Neden Çünkü güvenoyu ancak toplantıya

katılan milletvekillerinin yarıdan bir fazlasının kabul oyuyla alınabilirdi. Bu

durumda çekimser oy veren milletvekilleri yok sayılıyordu. Sadece  kabul oylarının fazla olması yeterli değildi.

İtirazlar AYM ye taşındı ve AYM 14 Mayıs 1996 da bu oylamayı iptal etti.

Ardından Mesut Yılmaz istifa etmek zorunda kaldı ve Refah-Yol iktidarının yolu

açıldı.

Peki, bunun 1 Mart tezkeresi ile bağlantısı nedir

1 Mart 2003 teki oylamaya 533 milletvekili katıldı. 264

kabul, 250 ret ve 19 çekimser oy kullanıldı. AYM nin 1996 da ortaya koyduğu

gerekçe burada belirleyici oldu. Kabul oyları ret oylarından fazla olmasına

rağmen, oylamaya katılan milletvekillerinin yarısından bir fazlasına yani 268 sayısına

ulaşmadığı için tezkere reddedilmiş oldu.

Sözü yine Şükrü Elekdağ a bırakarak yazıyı noktalayalım.

Türkiye, ABD nin kuyruğunda bu insanlık faciasına

katılsaydı, buna ortak olsaydı, bu vebalin altından kesinlikle kalkamazdı. Tüm

Arap ve İslam alemi kıyamet gününe kadar Türkiye yi lanetler, nefret

duygularını ülkemize yöneltirdi. Bu gerçeği görmemekte ısrar için stratejik

körlükle malul olmak lazım.