Okumaktan nefret eden bir toplum

Abone Ol

Kütüphanelerimiz ve kütüphane haftamız var ama okuyanımız

yok denecek kadar az, maalesef

Neden okumayı sevmeyen bir millet olduk Okumuyoruz!

Dünyaya ilim öğreten bir millet iken okumaktan nefret eden bir toplum haline

getirildik.

Kütüphanelerimiz kitap dolu. Dolu olmasına dolu da,

hepsine zincir vurulmuş, prangalanmış. Okunmayan kitap mahkûm olmuş sanıktan

daha acı içindedir.

Gâvur aşığı olmuşuz. Onlardan gelirse öpüp başımıza

koyuyoruz. Özümüzü de, elimizin tersiyle itiyoruz.

Örnek mi istersiniz: Süleymaniye Kütüphanesi, dünyanın en

zengin kütüphanesi. Amerikalı, Almanyalı, İngiliz vesaireli Süleymaniye

Kütüphanesi ne geliyor. Arapça öğrenmiş. Dünyanın en zengin bu kütüphanesindeki

Müslümanların yazdığı eserleri okuyor, notlar alıyor, mikro filmlere çekiyor.

Bu notlarını alıp memleketine dönüyor. Adamlar bunları

yeni bir buluş yapmış gibi kitap haline getirip neşrediyor.

Bizimkiler bu neşredilen kitaplara mal bulmuş mağribi

gibi sarılıp İngilizceden Türkçeye tercüme ediyorlar. Vay falanca ecnebi âlimin

yeni bir buluşu diye Batılıyı göklere çıkartıyor.

Oysa olan şu: O yeni buluş denilen bilgi Süleymaniye

Kütüphanesi nde idi. Süleymaniye den Amerika ya gitti. Orada İngilizleştirildi,

tekrar Türkiye ye döndü. Bizim hazırlopçular bunlara yeni buluş diyorlar.

Benliğimiz ilimden, öz kültürümüzden, ecdadımızla olan

bağlantımızdan koptuktan sonra bu derece kaybetmişiz.

Bizde, çok azı müstesna proflarımıza TV ekranına çıkıp

tarihimize, kültürümüze, ecdadımıza, dinimize ve değerlerimize küfür etme

görevi verilmiş. Birileri bunları böyle kullanıyorlar. Tabii, ilim adamlığı

sıfatı verilmiş ilim ağırlığı olmayanlar filim adamlığına soyunuyorlar. Bu

milletin okumamasının başka bir ifade ile okumama hastalığına müptela olmasının

iki sebebi var: Bozuk maarif sistemi.

Televizyonların seviyesizliği, gazetelerin çok azı

müstesna kadın vücudu teşhiri yapmaları.

Okur-yazar olanları bu iki maddede zikrettiklerimiz

mahvetmiştir. Artist olacağım diye evlerinden kaçıp batakhanelerde fuhuş

kurbanı olan genç kızlarımız okur-yazarlarının kurbanıdırlar.

İslam ın ilk emri oku ile başlamıştır. Okumak, ama

Allah ın adıyla okumak kurtuluştur. İkinci Mahmut zamanında yaşayan İbrahim

Müteferrika önce bir Macar papazı idi. Hayatını Lâle Devri nde yaşayan bir zata

kendisinin okunmasını ve kimseye de okutmamasını için İslam muhtevalı yasak

kitap nezareti verildi. Bu kitapları ne okuyacak ne de bir başkasına okuması için

müsaade etmeyecekti. Kendisi bu kitapları okudu; Müslüman oldu.

İşte, Allah ın emrini okuyanların varacağı netice budur.

Okuyan, okuması gerekeni okuyan felah bulur.

Kütüphaneleri karınca gibi kaynayan millet iflah olur.

Bu nasıl gerçekleşecek bakalım ..