SABAH namazına daha epey vakit var. İnternetten
gazetelere bakıyorum. Doğru dürüst bir tek iyi haber yok. İlim adamları
Çanakkale civarında bir derede yeni bir canlı türü keşf etmişler, bir o haber
moralimi bozmadı.
Siyaset allak bullak tepe taklak Futbol alemi hercümerc
içinde. Şikeler, bağırıp çağırmalar, havada uçuşan milyonlarca dolarlar, nefret
içinde çemkirmeler
İslam dünyasının her yerinden kötü haberler ve resimler.
Bombalar, füzeler, saldırılar. Feci şekilde ölen siviller, çocuklar,
ihtiyarlar. Kan kan kan, ateş ateş ateş, fitne fesat azamî haddinde.
Rüşvet haberleri, alavere dalavereler, komisyonlar,
rantlar, köşe dönmeler, türediler, nev zuhurlar. Nereden çıktı bunca muzır
süflî haşarat ..
Tencere dibin kara!.. Seninki benimkinden kara!.. Alçak
şerefsiz hain hamiyetsiz namussuz!..
Müstehcen yayınlar gırla gidiyor.
Dinî konular bile magazinleştiriliyor.
Tabiî afetler Edirne de taşkın olmuş. Bu sene balıkçılar
mağdurmuş Minibüs ters yola girmiş, on üç kişi ölmüş İki lise öğrencisi, kız
yüzünden tartışmış, biri öbürünü öldürmüş. Ölen mezara, öldüren kodese.
1960 ların başında gidebileceğim, kaçabileceğim çok
ülkeler vardı. Şimdi kaçacak yer kalmadı gibi. Norveç, İsviçre güvenli, oldukça
sakin yerler ama oralara sokmazlar, oturma izni vermezler. Farz-ı muhal izin alsanız
bile hayat çok pahalı olduğu için geçinmek zor olur.
Kırım çok güzel bir mekan, orası da sahip değiştirdi,
Rusyanın eline geçti. Farz edelim oraya kapağı attınız, camiye gitseniz, dindar
bir Tatarla konuşsanız casus ve terörist olursunuz. Bahçesarayda yaşamak ne
güzel olur ama
Gidilebilecek nadir ülkelerden biri Arnavutluk.
Makedonyaya ne dersiniz
Hint okyanusundaki Mauritius Vize ve oturma izni
alırsanız Reunion adası Komorlar
Yok yok yok!.. İnsan yine de vatanında yaşamalı. İkindi
çayı: Fırından yeni çıkmış simit, yanında biraz peynir ve iyi demlenmiş mis
gibi çay Bunları dışarıda bulamazsınız.
O beldeyi Türkiye sınırları içinde aramalı. Nüfusu beş
binin altında kıyıda köşede kalmış bir şehir. Sanayii yok, ticareti gelişmemiş
Fabrikasız, dumansız, kavgasız HES siz MES siz Tarihî bir yer olmalı İşte
orada eskiden kalma, bahçe içinde bir Türk evi. Alt kat taşlık, üst katta
hayat. Odalarda ocaklar, şerbetlikler, gusülhaneler Bahçesinde nar, erik, dut
ağacı. Balkona tırmanmış mor salkım, hanımeli, yasemin
Misafir odasının duvarında Geçme nâmerd köprüsünden ko
apartsın su seni / Müstaqim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni levhası.
Soğuk günlerde mangalın kıvılcımlı külünde hazırlanan
kahve. Akşam yemeğinde tirit ve üzüm hoşafı.
Televizyon radyo cep telefonu istemem, gazete sokmam
evime.
Komşuya tembih ederim, darbe marbe olursa haber versin
diye.
Çok iyi biliyorum ki o küçük ve önemsiz şehirde zaman
yavaş yavaş akar. Kuru yapraklar dallardan yere yavaş yavaş düşer. İnsanın
düşünmeye vakti olur. Düşünmeye ve hazırlanmaya.
Haftada bir pazar kurulur. Ekmekler daha lezzetli olur.
Hava daha temiz, sema daha berrak, sular daha leziz.
Ve birileri bana deli der. Bunca akıllı içinde deli
olabilmek, ne büyük şeref.
O belde, o belde.
(İkinci Yazı)
ELİMDEN GELSE İMKANIM OLSA
1. Mimarlık fakültesinde okuyan Müslüman öğrencileri
Latin yazısını güzel yazabilmeleri için kaligrafi kursuna gönderirim. Onlara
hat dersi de aldırırım. (Mimarlık yazdım ama bu iki isteğim bütün lise ve
üniversite öğrencileri için geçerlidir.)
2. Bir Ezan Enstitüsü açar, sesi müsait, müzik kulağına
sahip birkaç yüz gence (böylesi birkaç yüz binde bir çıkar) güzel ezan okuma
dersleri aldırırım. Bu işi dört senede bitirdikten sonra onları Batı dünyasının
en büyük müzik okuluna gönderirim. Üç yüz kişinin içinden yüz müezzin çıksa,
güzel ezan okumak konusunda büyük bir inkılap olur.
3. İngiltere deki Eton Kolejinden güçlü ve üstün bir
İslam mektebi açar, burada hem İslamı iyi ve doğru anlamış, hem de genel ve
çağdaş kültüre vakıf süper gençler yetiştiririm. Bu konuda geçen yıllarda
yayınlanmış hayli yazım vardır.
4. Şeytanî tesettürden Şer î tesettüre geçmek için ne
yapılması gerekiyorsa onları yaparım.
5. Müslümanlar için çok zarif, çok sanatlı, çok
beğenilen, çok kibar serpuşlar, fesler, arakiyeler, kalpaklar, takkeler
yaptırırım.
6. Kendi hayrım olarak güneşte pişmiş kerpiçten,
etrafında yirmi beş müştemilatı olan mütevazı bir cami yaptırırım. Cami
kısmında ve kısa minaresinde kesinlikle elektrik olmaz, geceleri ve sabahları
kandil ve şem alarla aydınlatılır. Yirmi beş ekinin onu idare ve yayın kısmı,
on beşi sanat atölyeleri olur. Camide on beş tür sanatla meşgul olunur, kurs
yapılır, ürün verilir. Vakfiyesinde , Bu camiye elektrik tesisatı kurulamaz,
elektrikle aydınlatma yapılamaz, hoparlörle ezan okunamaz, namaz kılınamaz diye
yazarım ve ölümümden sonra bunu yapacaklara beddua ederim. Bu camiin imamlığını
ve müezzinliğini yapacak zatlar maaş almaz.
7. İslamî irşad vetebliğ vakıf kurar, yüzlerce konuda tirajları bir milyon olan çok faydalı, çok
zarurî, çok lüzumlu, çok hayırlı kitaplar, broşürler yayınlarım.