O BELDE (Bu yazıyı birkaç ay önce yazmıştım)

Abone Ol

SABAH namazına daha epey vakit var. İnternetten

gazetelere bakıyorum. Doğru dürüst bir tek iyi haber yok. İlim adamları

Çanakkale civarında bir derede yeni bir canlı türü keşf etmişler, bir o haber

moralimi bozmadı.

Siyaset allak bullak tepe taklak Futbol alemi hercümerc

içinde. Şikeler, bağırıp çağırmalar, havada uçuşan milyonlarca dolarlar, nefret

içinde çemkirmeler

İslam dünyasının her yerinden kötü haberler ve resimler.

Bombalar, füzeler, saldırılar. Feci şekilde ölen siviller, çocuklar,

ihtiyarlar. Kan kan kan, ateş ateş ateş, fitne fesat azamî haddinde.

Rüşvet haberleri, alavere dalavereler, komisyonlar,

rantlar, köşe dönmeler, türediler, nev zuhurlar. Nereden çıktı bunca muzır

süflî haşarat ..

Tencere dibin kara!.. Seninki benimkinden kara!.. Alçak

şerefsiz hain hamiyetsiz namussuz!..

Müstehcen yayınlar gırla gidiyor.

Dinî konular bile magazinleştiriliyor.

Tabiî afetler Edirne de taşkın olmuş. Bu sene balıkçılar

mağdurmuş Minibüs ters yola girmiş, on üç kişi ölmüş İki lise öğrencisi, kız

yüzünden tartışmış, biri öbürünü öldürmüş. Ölen mezara, öldüren kodese.

1960 ların başında gidebileceğim, kaçabileceğim çok

ülkeler vardı. Şimdi kaçacak yer kalmadı gibi. Norveç, İsviçre güvenli, oldukça

sakin yerler ama oralara sokmazlar, oturma izni vermezler. Farz-ı muhal izin alsanız

bile hayat çok pahalı olduğu için geçinmek zor olur.

Kırım çok güzel bir mekan, orası da sahip değiştirdi,

Rusyanın eline geçti. Farz edelim oraya kapağı attınız, camiye gitseniz, dindar

bir Tatarla konuşsanız casus ve terörist olursunuz. Bahçesarayda yaşamak ne

güzel olur ama

Gidilebilecek nadir ülkelerden biri Arnavutluk.

Makedonyaya ne dersiniz

Hint okyanusundaki Mauritius Vize ve oturma izni

alırsanız Reunion adası Komorlar

Yok yok yok!.. İnsan yine de vatanında yaşamalı. İkindi

çayı: Fırından yeni çıkmış simit, yanında biraz peynir ve iyi demlenmiş mis

gibi çay Bunları dışarıda bulamazsınız.

O beldeyi Türkiye sınırları içinde aramalı. Nüfusu beş

binin altında kıyıda köşede kalmış bir şehir. Sanayii yok, ticareti gelişmemiş

Fabrikasız, dumansız, kavgasız HES siz MES siz Tarihî bir yer olmalı İşte

orada eskiden kalma, bahçe içinde bir Türk evi. Alt kat taşlık, üst katta

hayat. Odalarda ocaklar, şerbetlikler, gusülhaneler Bahçesinde nar, erik, dut

ağacı. Balkona tırmanmış mor salkım, hanımeli, yasemin

Misafir odasının duvarında Geçme nâmerd köprüsünden ko

apartsın su seni / Müstaqim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni levhası.

Soğuk günlerde mangalın kıvılcımlı külünde hazırlanan

kahve. Akşam yemeğinde tirit ve üzüm hoşafı.

Televizyon radyo cep telefonu istemem, gazete sokmam

evime.

Komşuya tembih ederim, darbe marbe olursa haber versin

diye.

Çok iyi biliyorum ki o küçük ve önemsiz şehirde zaman

yavaş yavaş akar. Kuru yapraklar dallardan yere yavaş yavaş düşer. İnsanın

düşünmeye vakti olur. Düşünmeye ve hazırlanmaya.

Haftada bir pazar kurulur. Ekmekler daha lezzetli olur.

Hava daha temiz, sema daha berrak, sular daha leziz.

Ve birileri bana deli der. Bunca akıllı içinde deli

olabilmek, ne büyük şeref.

O belde, o belde.

(İkinci Yazı)

ELİMDEN GELSE İMKANIM OLSA

1. Mimarlık fakültesinde okuyan Müslüman öğrencileri

Latin yazısını güzel yazabilmeleri için kaligrafi kursuna gönderirim. Onlara

hat dersi de aldırırım. (Mimarlık yazdım ama bu iki isteğim bütün lise ve

üniversite öğrencileri için geçerlidir.)

2. Bir Ezan Enstitüsü açar, sesi müsait, müzik kulağına

sahip birkaç yüz gence (böylesi birkaç yüz binde bir çıkar) güzel ezan okuma

dersleri aldırırım. Bu işi dört senede bitirdikten sonra onları Batı dünyasının

en büyük müzik okuluna gönderirim. Üç yüz kişinin içinden yüz müezzin çıksa,

güzel ezan okumak konusunda büyük bir inkılap olur.

3. İngiltere deki Eton Kolejinden güçlü ve üstün bir

İslam mektebi açar, burada hem İslamı iyi ve doğru anlamış, hem de genel ve

çağdaş kültüre vakıf süper gençler yetiştiririm. Bu konuda geçen yıllarda

yayınlanmış hayli yazım vardır.

4. Şeytanî tesettürden Şer î tesettüre geçmek için ne

yapılması gerekiyorsa onları yaparım.

5. Müslümanlar için çok zarif, çok sanatlı, çok

beğenilen, çok kibar serpuşlar, fesler, arakiyeler, kalpaklar, takkeler

yaptırırım.

6. Kendi hayrım olarak güneşte pişmiş kerpiçten,

etrafında yirmi beş müştemilatı olan mütevazı bir cami yaptırırım. Cami

kısmında ve kısa minaresinde kesinlikle elektrik olmaz, geceleri ve sabahları

kandil ve şem alarla aydınlatılır. Yirmi beş ekinin onu idare ve yayın kısmı,

on beşi sanat atölyeleri olur. Camide on beş tür sanatla meşgul olunur, kurs

yapılır, ürün verilir. Vakfiyesinde , Bu camiye elektrik tesisatı kurulamaz,

elektrikle aydınlatma yapılamaz, hoparlörle ezan okunamaz, namaz kılınamaz diye

yazarım ve ölümümden sonra bunu yapacaklara beddua ederim. Bu camiin imamlığını

ve müezzinliğini yapacak zatlar maaş almaz.

7. İslamî irşad ve

tebliğ vakıf kurar, yüzlerce konuda tirajları bir milyon olan çok faydalı, çok

zarurî, çok lüzumlu, çok hayırlı kitaplar, broşürler yayınlarım.