Niyet okuma ve muhtemel tehlike!..

Abone Ol

İslam ın bir hükmünün uygulanmasına getirilen sınırlı izin medyada adeta karikatürize edilmeye başlandı. Özellikle de başörtüsünün nasıl bağlanacağına dair resimler işin bu boyutunu gözler önüne seriyor. Getirilen serbestiyi "Sadece üniversite, sadece çene altı" şeklinde özetlemek mümkün. Yani başörtüsü sadece üniversitede serbest bırakılırken bunun dışında tüm okullarda ve kamu kurumlarında yasak sürüyor ve hem de bu yasak Anayasa hükmü haline getiriliyor. Bu konuyu çeşitli kereler dile getirdiğim için üzerinde yeniden durmak istemiyorum. Ancak, Baykal ve onunla aynı çizgideki bazı kişilerin üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik düzenleme karşısında sergiledikleri tavır çok dikkat çekicidir ve adete bu milletin inancına karşı savaş ilan edilmektedir. Özellikle Baykal ın açıklamaları AKP ve MHP nin getirdiği yeni düzenlemenin sanki başörtüsüne tüm alanlarda özgürlük getiriyormuş gibi algılanmasına sebep oluyor. Olmayan bir husus varmış gibi takdim ediliyor. Bu işin siyasi boyutu. Yani Baykal yaptığı açıklamalarla AKP ve MHP ye destek vermiş oluyor. Gerçekleştirilmemiş bir başörtüsü serbestisi ise sanki gerçekleştirilmiş gibi algılanmasına vesile olmaktadır.

Baykal ve yandaşlarının açıklamalarına dikkat edilecek olursa tamamen niyet okumaya dayanan bir yargılama ve suçlama sergiledikleri görülür. Niyet okumaya dayanan değerlendirmelerin ise yanlış olduğu açıkça görülür. Bu arada niyet okumaya dayanan değerlendirmelerin hukuka, ahlaka aykırı oluşu da işin bir başka boyutu.. İşlenmemiş bir suç sebebiyle bir kişi ya da kurum, "Böyle söylüyorsun ama gerçek niyetin başka" diyerek suçlanması mümkün olabilir mi Böyle bir suçlama ahlaki olabilir mi Böyle bir tavrı hiçbir mantık, ideoloji, hiçbir hukuk kuralı onaylamaz. Böyle bir yaklaşım çağdaşlıkla birlikte düşünülemez.

Böylesine çağdışı bir yargılama sonucu verilen hükme dayanılarak "Atatürk ün kurduğu Cumhuriyetin tehlikeye girdiğini" ileri sürmek de dayanaktan yoksun kalır. Kaldı ki, Baykal ve yandaşlarının Cumhuriyetin tapusu sadece kendilerine aitmiş gibi bir tavır sergilemeleri, kendilerinden başka herkesi cumhuriyet düşmanı ilan etmelerinin sağlıklı bir düşünce ile izahı mümkün olmaz. Bu memlekette Cumhuriyet düşmanları varsa bunları yakalamakla ve yargılamakla görevli kurumlar vardır. Bu kurumlar tarafından ortaya konulmuş bir suçlama ve yargılama sonucu olmadığı sürece birilerinin kendilerini cumhuriyetin korunması ile görevlendirmeleri yetkilerini ve hadlerini aşmaları anlamına gelir. Bunun da ötesinde cumhuriyeti koruma adı altında toplumu kamplara bölmek, önemli bir kesimi sadece niyet okuma yoluyla suçlamak suretiyle hiç yoktan düşmanlıklar oluşturmaya çalışmak demektir. Tüm bunlara rağmen toplumumuz Baykal dan çok daha serinkanlıdır ve bu tür saptırmalara fazla itibar etmemektedir.

Elbette her toplumda muhalefet olacak, iktidarın uygulamalarına karşı tepkisini ortaya koyarak toplumun desteğini yanına almaya çalışacaktır. Ancak, hayali tehlike ve korkular oluşturarak toplumu tedirgin etmenin bir anlamı yoktur. Hele hele Cumhuriyet üzerinden muhalefet ve siyaset yapmak ciddi sıkıntılara yol açabilir.

Bu arada Baykal şöyle bir durup geriye baksa yaptığı muhalefetin kendi partisine mi yoksa AKP ye mi yaradığını düşünse görür ki bugün AKP nin tek şansı CHP ve Baykal muhalefetidir. Birtakım niyet okumaya dayalı hayali korkular oluşturulmasına dayalı muhalefetin CHP ye hiçbir faydası olmamıştır ama AKP bundan ciddi ölçüde yararlanmıştır. Böyle olunca da insan, "Baykal acaba yaptığı muhalefet ile AKP ye bilerek mi destek veriyor" diye düşünmeden edemiyor.

Kendi yandaşları içinde birileri çıkıp da Baykal a uyguladığı stratejinin yanlış olduğunu anlatmalı. Anlatmalı ki, bu ülkede hayali korkular üzerine kurulu tartışma ve kavganın yerini ülkenin içinde bulunduğu gerçek sıkıntılar tartışılsın, bu sıkıntılara çözüm aranabilsin.