Elinde Kur ân, önünde Hz. Muhammed (s.a.v.) olan fert cemiyet ve ümmet helâk olmaz. Bunların problemleri de çözümsüz kalmaz. Çünkü, değerlerin en değerlisi bunlardır. Bunlar sadrımıza şifa, problemlerimize çözüm olmuyorsa bu, Kur ân-Kerim in ölçülerinin dışında, kılavuz PeygamberHz.Muhammed (s.a.v.) in yolunun gayrısında bulunulduğunun alâmetidir.
Ağız söyler, beden fiilen gerçekleştirmez; söylenenlerle işlenenler birbirlerini tutmazsa bu nifağı doğurur. Nifak, felâkettir, dalâlettir, ihanettir. Kur ân a ve Râsül e ihanettir. Helâkta olanlar da bunlardır.
Okunmayan ve uygulanmayan Kitab sadra şifa olmaz. Tabi olunmuyorsa sünnet hidayete eriştirmez. Ümmet olarak bizim problemimiz bu. Öz değerlere uymamak. Özü bırakıp dandik, safsata, sapıklığa götüren yollara saplanmak. Sapıklığı seçmek.
İslâm, babadan kalma miras gibi değildir. Öyle kabul eden helâke yönelmiş demektir.
İslâm ı, soyadı gibi taşımak da problemsiz kılmaz kimseyi. Böyle "Müslüman"a İslâm bu dünyada (tabii ki âhirette de) hiçbir fayda vermez. Görüldüğü gibi, zaten fayda da vermiyor.
İslâm ın yaşanmadığı ortamlarda ahlâk da iflâs etmiş olur
Ahlâkın ifsadı müfsitliğe götürür. Ahlâk, Kur ân ın yaşam tarzının aksıdır, görünen çehresidir. Bizde edebiyatı çok sıklıkla yapılan bir husus da şudur:
"Batının tekniği varsa bizim de ahlâkımız, irfanımız var" denir durur.
Nerede o var olduğu iddia edilen ahlâkımız, ahlâki değerlerimiz Görenimiz, bilenimiz, duyanımız, muttali olanımız var mı Nerede, o çok övündüğümüz ahlakımız, faziletimiz nerede Bakın bakalım:
* Zenginlerimizin konaklarında,
* Siyasilerimizin kulislerinde,
*Krallarımızın saraylarında,
* Çarşılarımızda, sokaklarımızda,
*Evlerimizde, dergâhlarımızda,
* Câmilerimizde, cemaatlerimizde. Ondan eser var mı
İnsanımız münafıklığın ne olduğunu biliyor mu
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
"Münafıklığın alâmeti üçtür:
1- Konuştu mu, yalan söyler.
2- Söz verdi mi, cayar.
3- Kendisine bir şey (makam, rütbe, söz, zenginlik, para...) emanet edildi mi, hıyanet eder."
Müslümanım diyenlere bakın, randevularına ya geç gelirler ya da hiç gelmezler. Yalansız ticarette kâr edemeyeceklerine inanırlar. Emanet ehli zevat nerede ise binde bir olarak ifade edilir.
Ne olacak bu gidişin sonu
Düşünürsek düzelir ve kurtuluruz.