Ne mutlu davası uğruna sahalarda son nefesini teslim edenlere!

Abone Ol

Geçtiğimiz hafta sonu Antalya Anadolu Gençlik Kadın Kolları’nın davetiyle şube divan toplantısı için Antalya’da idik. Milli Görüş teşkilatları yıllardır tüm baskılara ve yıldırmalara rağmen kınayıcıların kınamasına aldırmadan adil temellere dayalı Yeni Bir Dünya kurabilmek için tüm azimleri ile her ilde çalışmaya devam etmekteler. Hem Saadet Partisi teşkilatları hem Anadolu Gençlik Derneği hem diğer MİLKO kuruluşları ile birlikte. Erbakan Hoca’mızın miras olarak son nefesinde Milli Görüşçülere bıraktığı bayrağı hedefine ulaştırmak ve gelecek nesillere ulaştırmak için her hafta toplantılarına, halkla ilişkiler çalışmalarına, eğitimlerine ısrarla devam etmekteler. Bunu her ilde görmek bizler için ayrı bir sevinç konusu.

İç Anadolu’dan Akdeniz Bölgesi’ne giden biri olarak yılın ilk karını Antalya dağlarında görmek de ilginç oldu. Yağışsız geçen bir sonbahar ve kışın sonucunu hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Memleketimiz nereden baksak cennet gibi. Dört mevsimi bir gün içinde yaşayabiliyorsunuz. Toprağı deseniz bir dal çubuğu toprağa eksen size meyve verir. Antalya yolcuğunda bir kez daha şahit olduk. Ve insan şaşırıyor, böyle bereketli topraklarda yaşayan bizlerin savaş olan iki ülkeden buğday ithal etmesine. Samanı dahi dışarıdan almasına. Tarımda bu seviyeye düşmek ancak planlı bir çalışmanın, kötü bir iradenin sonucu olabilir diyorsunuz. Çünkü dediğimiz gibi dağlarında kendi kendine çıkan otlarını değerlendirseniz ekonomik açıdan büyük bir gelir kaynağı olur. Hele de şimdilerde “doğal, organik” piyasasının yaygınlaştığı şu zamanlarda. Tarım ürünlerinin ithal edilmesini eleştirenlere, dönemin Tarım Bakanı, “Türkiye’de para var ki ithalat yapabiliyor” demişti. Bu aymazlık tarihin sayfalarında yerini aldı.

Bir büyüğümüz bu ülkede yaşayanların ahirette hesap verirken Allah’ın, “Siz neden fakir oldunuz?” diye ülkenin fakirliğinden hesaba çekileceğini sık sık söylerdi. Hem fakir olup hem hesaba çekilmek. Bize garip gelirdi. Anadolu’yu gezdikçe hak veriyorsunuz. Bu ülkede fakirlik olamaz. Yerin altı ayrı bereketli, yerin üstü ayrı. İnsan gücü desen hem nitelikli hem genç insan gücü mevcut. Bu faktörlerin uyumlu kullanımını sağlayacak akla ihtiyaç var. Allah da tüm kullarına akıl vermiş. Allah’ın verdiği bu nimetleri kullanmamanın da muhakkak hesabı olmalı. Yani öyle ağlanacak durumumuz yok.

Ülkemiz sadece toprakları, mevsimleri açısından da bereketli değil. Yeryüzünde doğrunun, faydalının, iyiliğin, güzelliğin ve adaletin hâkim olması için çalışan insanları bakımından zengin olduğuna Antalya teşkilatında bir daha gördük. Milletimizin tarihte taşıdığı bayrağı göğüslemiş, Milli Görüş davasını gittiği basit ev ziyaretlerinde bile “hayırlı iş” olarak anlatmış, yeryüzünde olmanın sorumluluğunu son nefesine kadar tıpkı Erbakan Hoca’mız gibi taşıyan Sedat Cengiz amcamızın izleriyle gittiğimiz her yerde karşılaştık. Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi olan Sedat amca geçtiğimiz günlerde “Saadet Sahada” çalışmaları kapsamında Isparta’da esnaf ziyaretinde kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Son nefesini de genel merkezin emri dâhilinde yapmış olduğu faaliyeti sırasında esas yurduna göç etti. Son yıllarımızın kolaylığı olan klavye mücahitliğine terfi(!) etmek, sosyal medyadan ona buna ayar vermek yerine sahada çalışma yaparak, genel merkezin verdiği emre itaat ederek, vefat edip yeni nesle de güzel bir örnek oldu. Poz mücahidi, laf mücahidi değil mücahit olarak ahirete intikal etti.

Sedat amca sahada çalıştığı kadar vakıf insanı diyeceğimiz insanlardan. Teşkilat ve dava adına kim ne destek istemişse malıyla, canıyla destek olmuş. Sedat amca verdikçe Allah da ona vermiş. Kendisi hayır işlediği kadar hayırlara da yol açmış. Ardından hayırla anılıyor. Diyeceğim o ki nasıl yaşadıysa öyle vefat etmiş. Rabbim Peygamber Efendimize ve Erbakan Hoca’mıza komşu eylesin. Yapmış olduğu hayırlara şahit olmakla müşerref oldum.

Milli Görüş’ün bu ülkeye vakıf insanları kazandıran bir okul olduğuna bir kez daha tanıklık ettim. Kardeşinin çıkarlarını kendi çıkarları önüne koyarak yaşama örneklerini çoğaltmanın, güzellikleri paylaşmanın gereği Sedat amcayı anmadan geçemezdik. Ülkemizde dünyayı anlamada, insanın yaratılış gayesini anlamada, Müslüman’ın taşıdığı sorumlulukları fark etmede, İslam’ı anlama noktasında Milli Görüş’ün seviyesine ulaşmış başka bir oluşum yok. Milli Görüş bu topraklar için, ümmet ve insanlık için hâlâ tek umut!

Ve insan yapıp etmeleri ile anılacak. Sedat amca ve arkadaşlarının çalışmaları kendilerinden sonrakilerin de hayır yapma, güzel iş işleme yolunu açtığı gibi adil temellere dayalı kurulacak Yeni Bir Dünya’nın da temelleri olacak. Ne mutlu davası uğruna sahalarda son nefesini teslim edenlere!