Musul kapısında darağacına çekilen ayrılıkçı...

Abone Ol

Abdüsselam Barzani, adından da anlaşılacağı üzere, K. Iraktaki Kürt bölgesinin lideri Mesut Barzaninin akrabası, amcasıydı.

Barzan bölgesinde 1907de başlattığı ayaklanma Osmanlının başını epeyce ağrıtmış, nihayet 1914te Musul Valisi Süleyman Nazif tarafından yakalanıp astırılmıştı.

Süleyman Nazif, İttihat Terakki Cemiyeti iktidarının valisi sıfatıyla Musula geldiğinde Barzan Şeyh Abdüsselamın Osmanlı idaresine karşı başlattığı fiili isyan altıncı yılındaydı.

Babası Şeyh Muhammedin 1903 yılında ölümü üzerine Aşiretin ve Nakşibendi tarikatının Barzan kolunun başına Abdüsselam geçer. O da tıpkı dedesi ve adaşı Şeyh Abdüsselam ve babası gibi, müritleri tarafından mehdi olarak görülmektedir.

Bölgede dini lider olarak yeterince güçlendiğine inanan Şeyh Abdüsselam çeşitli aşiret liderleriyle toplantılar yapar. Barzan Şeyhi böylelikle alenen Kürtçülük yapıyor ve bölgede bir Kürt devleti kurma amacını güdüyordu. Bir dizi toplantının ardından, 1907de Osmanlı Payitahtına bir telgraf çekerek isteklerini bildirir.

İstekleri arasında Kürt bölgelerinde resmi dilin ve eğitim dilinin Kürtçe olması, Kürt bölgesindeki bütün memur ve yöneticilerin Kürtlerden atanması da vardı.

Telgrafı bir isyan olarak değerlendiren Osmanlı devleti, bölgeye ordu birlikleri sevk eder. İki ay süren çatışmalar sonunda Barzani yenilir ve kılık değiştirerek Hakkari dağlarına kaçar.

Musul Valisi Süleyman Nazifin 1913 yılında öncelikli işlerinden biri Abdüsselamı yakalamaya çalışmak olmuştur.

İsyanın şiddetini artıran Abdüsselam Barzani, Osmanlı askeri karakollarına ve yönetime yakın köylere vur-kaç yöntemiyle baskınlar düzenleyip zayiat verdirmekteydi.

Süleyman Nazif yerli halkın Abdüsselam Barzaniyi koruyup kolladığını, sakladığını çabuk fark eder.

Asi Abdüsselam Barzani 1914te İrana geçerek Urmiye civarında Rajan adlı köyü bulunan Seyyid Tahaya sığınır. Bir süre sonra yine İranda meşhur İsmail Ağanın (Simko) yanına gider. Simkoyla birlikte Hoy ve Tiflise giderek, oralarda görüştüğü Çarın temsilcisi Rus generallerle Osmanlıya karşı mücadelesinde ve Kürdistanı kurma noktasında yardım etmesi için vaadler alır ve anlaşır.

Abdüsselamın Hoyda Rus temsilcilerle buluşup büyük bir Kürt isyanı çıkartma konusunda anlaştığı, Osmanlı devletini parçalama planlarının konuşulduğu, Musul ve Vanda Kürtler ve Ermenilerin birlikte büyük bir ayaklanma başlatmasının planlandığı, ayrıca İngilizlerden de destek gördüğü İttihat Terakki Cemiyeti hükümeti tarafından haber alınır.

İttihatçılar, Abdüsselam Barzaninin başına büyük bir ödül koyar.

Abdüsselam, Tiflis dönüşünde bir Kürt aşireti olan Şikak aşiretinden Safi Abdullaha misafir olur.

Ödülü almak isteyen Abdullah, Barzan Şeyhini gece uyurken derdest edip Van Valisine teslim eder. Oradan genç bir subay olan Fevzi Çakmak tarafından Musula götürülür, Süleyman Nazife teslim edilir.

Abdüsselam Barzani ve 3 arkadaşı, Mahkeme kararıyla şehir kapısında asılır...

Yakın tarihimizde yaşanan bu öyküyü, bu aralar elimden düşüremediğim Ahmet Dinçin Ülkücü Camianın Kürt Evlatları-Bozkürt isimli kitabından aldım.

Ne kadar ilginç değil mi

Terörün yeniden azmasını, bugünlerde yaşanan süreci de dikkate aldığımızda yukarıdaki satırlar, dış güçlerin, hain odakların bu ülke toprakları üzerinde bitmek tükenmek bilmeyen ameliyat tutkularını gösteren ibretlik bir öykü gibi..

Tabii ders alana...

Peki ya sizce

Bakan Mehdi Ekere kalem!

Başından beri dikkatimi çeken Sivil Toplum Kuruluşlarından biridir Greenpeace. Çevre duyarlılığına ilişkin dünyanın farklı noktalarında gerçekleştirdiği eylemlerle tanıyoruz Greenpeacei...

Bir bakmışsınız kendilerini Boğaz Köprüsünün halatlarına zincirlemişler...

Bazen dev bir afişle çıkar karşınıza...

Kimi zaman da okyanusta dernek adını taşıyan gemileriyle azgın dalgalar arasında...

Hep merak ettiğim ise şudur; bu denizin suyu nereden geliyor

Gerçekten bilemiyorum; sadece bağışcıların 3-5 kuruşu ile böylesi devasa eylemler nasıl gerçekleştirilir, hafsalam almıyor...

Gerçekte anlatmak istediğim ise bu derneğin son faaliyeti...

Greenpeace, Ankaranın ve İstanbulun çeşitli semtlerinde, sokakları "Bakana Kalem Gönder" yazılı billboardlar ile donattı.

Peki, neden

Eylemin amacı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Ekere su ürünleri sirkülerini yeniden düzenleyecek imzayı attırmak.

Sirkülerde avlanma boylarının değişmesi talep edilen öncelikli türler ise soyu tehlike altındaki lüfer, kalkan ve orfoz.

Greenpeace Akdeniz, Seninki Kaç Santim kampanyası kapsamında herkesi, Bakan Mehdi Ekere kalem göndermeye çağırıyor.

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşının şu sözleri Bakan Ekeri hayli kızdıracak türden: "Anlaşılan Bakan Ekerin kaleminin mürekkebi bitti. Aksi halde, bilimsel çalışmalara, Birleşmiş Milletler raporlarına, 600 bin kişinin ısrarına, 3000 kişinin bizzat Bakanlığı aramasına karşılık, balıkları kurtaracak imzayı atardı. Biz, bu eylemle, herkesi Bakana imza için kalem göndermeye çağırıyoruz. 1 Eylül av sezonu başlamadan, öncelikle acil olarak kalkan, lüfer, orfoz balıklarının ardından da diğer ticari türlerin avlanma boylarının bilimsel veriler dikkate alınarak yeniden düzenlenmesini bekliyoruz."

Greenpeace, eldeki bilimsel verilere dayanarak kalkan balığının yasal avlanma boyunun 40 cmden 45 cme, orfozun 30 cmden 45 cme ve lüferin ise 14 cmden 25 cme çıkarılmasını talep ediyor.

Greenpeacein bir notu daha var; "Bakanın imza atacağı kalemi PK 329 Beyoğlu, İstanbul adresine yollayabilirsiniz..  Gönderilen bütün kalemler, Greenpeace tarafından, Bakan Mehdi Ekere teslim edilecek."

Bakan Mehdi Eker kampanyayı nasıl karşıladı dersiniz!

Selahattin Duman neden etkisizleşti

Dinç Bilginin ve eski Sabah Gazetesinin en popüler olduğu dönemler...

Zafer Mutlu deyim yerindeyse mesleğinin şıngır-mıngır günlerinde...

Gazetesi çok iyi satıyor, yazarları etkili...

O dönem Zaman Başyazarı Fehmi Koruya Faruk Yeni müstearıyla Ankara Kulisleri yazdıracak kadar...

Zafer Mutlunun Sabah logosunun hemen sağ yanına koyduğu nazar boncuğu şimdilerde Vatan Gazetesinde kendini gösteriyor ama boynu bükük!..

Zira Vatan Gazetesi Doğan Grubundan ayrıldıktan sonra eski günlerini ararcasına etkisiz...

Hele hele Sabahın trend yaptığı dönemlerde çok popüler olan Selahattin Duman bugünkü Vatanda neden uzun süredir eskisi gibi one number değil...

Selahattin Duman eskisi gibi espiri mi üretemiyor, okuması, gezmesi mi azaldı, kendini başka alanlarda mı yoğunlaştırmaya başladı

Bilemiyorum...