Müslümanların Namaz Konusunda Büyük Günahları, Açıkları, Noksanları

Abone Ol

ZAMANIMIZ Müslümanlarının namaz konusunda vahim

noksanları ve açıkları şunlardır:

1. Müslümanların yüzde doksanı veya seksen beşi günlük

vakit namazlarını terk etmiş, yitirmişlerdir. Bu çok büyük bir günah ve

eksikliktir. Namaz yitirilince Müslüman toplum binası ayakta duramaz.

2. Namaz kılan yüzde on veya on beş azınlığın büyük

kısmı, namazların farzlarını cemaat ile eda etmemektedir. Şeriat, yirmi küsur

özür dışında cemaate katılmamaya izin vermemektedir. Farz namazlarını

münferiden kılmak büyük bir bid attır.

3. Namaz kılan Müslümanların çoğunluğu bu ibâdeti başı

açık olarak eda etmektedir. Namaz kılarken başın takke, sarık, imâme veya başka

bir serpuş ile örtülü olması, bu ibadetin edep ve sünnetlerindendir. Bunları

terk etmek edebe aykırıdır.

4. Halkın bir kısmı fıkhın temizlik=taharet ile ilgili

inceliklerini bilmiyor. Mesela, küçük su döktükten sonra istibraya dikkat

etmiyor. Tuvalete gidip, hiç beklemeden abdest almak caiz değildir, çünkü

taharete aykırıdır.

5. Ayakta tebevvül edenlerde de vahim bir bilgisizlik ve

cahillik vardır. Bu esnada iç çamaşırının, pantolon paçalarının idrarla

kirlenme ihtimali vardır. Hadis-i şerifte, sidik konusunda temizliğe dikkat

etmeyenlerin kabir azabı çekecekleri bildirilmiştir. Hele bir imam ayakta

tebevvül ediyorsa onun arkasında cemaat olunmaz. İnşaallah böyleleri hiç

yoktur.

6. Namazın sahih olması için kıldıranın ve kılanın

itikadında, imanına gölge düşürecek vahim bir bid at ve dalalet olamaması

gerekir. Kur an mahlûktur diyenin ardında namaz kılınmaz. Tasavvuf ve tarikat

evliyası şeytan evliyasıdır diyenin arkasında da kılınmaz.

7. Müslüman halka yeterli miktarda akaid, fıkıh, ilmihal

okutulmuyor; bu yüzden bazıları tadil-i erkâna riayet etmiyor. Tavuğun yerden

yem toplaması gibi secde ediyor. Bazıları secdeye inerken, pantolonunun ütüsü

bozulmasın diye iki eliyle birden amel-i kesir yapıyor. Pantolonun ütüsünü

koruyayım derken namaz bozuluyor.

 ***

Beş vakit namaz, imandan sonra İslam ın ikinci temel

şartıdır. Namaz konusunda tehâvün göstermek, yani bu temel ibadeti hafife almak

çok vahim bir günahtır.

Hazreti Ömer el-Faruk Hazretleri ufuklara (uzak

vilayetlere) gönderdiği mektuplarda önce namazı sorarmış.

Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) farz

namazları, kendisi imam olarak daima cemaatle eda etmişlerdir.

Hulefa-i Râşidîn de böyle yapmıştır.

İslam ın ilk çağlarında valiler şehrin büyük camiinde

imamlık yapmışlar, cumayı bizzat kıldırmışlardır.

Ezanı, namazı hafife alan Müslüman bir toplum iflah

olmaz, necat bulmaz.

Hazreti Ömer Müslümanların Emiri olmasaydım, müezzinlik

yapardım buyurarak müezzinliğin şerefini, kadrini, kıymetini ifade

buyurmuşlardır.

Bir İslam toplumunda, hayat günde beş kez, namazla

durdurulmalıdır.

İslam devletinde, İslam toplumunda namaz mecburidir.

Şer î özrü olmayanlar için farz namazların cemaatle kılınması da mecburidir.

Kaç sene geçti tam hatırımda değil, Sudan ın başkenti

Hartum a gitmiştim. Çarşılarda, pazarlarda, dükkânların önlerinde büyük

hasırlar vardı, ezan okununca bunlar yere seriliyor, esnaf, ustalar, işçiler,

halk, oradan geçenler cemaatle namaz kılıyordu

Farz namazları yitiren, namaza ve cemaate önem vermeyen

Müslüman bir toplum izzetini de yitirir, zillet ve esaret duçar olur. Nitekim

görülüyor

Namazı ikinci plana atan İslamcılar çok yanlış bir

yoldadır.

Yeni yapılan cemaatsiz camiler manen haraptır.

Cemaatin ölçüsü cuma namazı değil, sabah namazıdır.

Yüz kere tekrarladım, yüz birinci defa yazayım:

İmamlar parayla namaz kıldırma memurları değildir.

İmamların icazetli, âlim ve fakih olmaları gerekir.

Tabakat-ı fukaha nın en düşük rütbesi olan, Ashâb-ı fetva

olmaları icap eder.

Resulullah Efendimize hem Şeriat, hem de ahlak yönünden

iki icâzetle bağlı olmaları gerekir.

Ziyalı geçinen bazı Müslümanların tashih-i itikad,

namazın dosdoğru kılınması, cemaat, İslam ahlakı, İslam medreselerinin açılıp

vasıflı ve icazetli ulema ve fukaha yetiştirilmesi, tekkelerin açılması, İslam

ahlakı, Ümmet birliği, râşid bir Halifeye biat ve itaat gibi önemli, hayatî

konuları bırakıp; on milyonlarca Müslümanı siyaset dedikoduları, zevzeklikler,

gevezelikler ile meşgul etmesi, ne kadar üzücü bir durumdur.

Namaz dinin direğidir. Direk yıkılırsa, bina da yıkılır.

Bina yıkılınca, namaz kılan yüzde on veya on beş azınlık da enkaz altında

kalır.

Halka namaz kıldırmak, emr-i mâruf farzının başta gelen

maddelerindendir.

Namazı büyük ölçüde yitiren ve şehvetlerine uyan bir

İslam toplumunun geleceğinin parlak ve aydınlık olduğunu söyleyenlere şaşılır.

27.11.2015 12