Kimlik ferdin kim olduğunu ifade eden mensubiyetleridir.
Kişinin kendini tanımlaması ve değerlendirmesidir. Ferdin, siyasi, dini,
kültürel, mesleki mensubiyetleri vardır, bu öğeler bütünü şahsın kim olduğunu
nereye ait olduğunu ele verir. Kimlik yaşamın belli dönemlerinde ortaya çıkan
ben kimim sorusunun cevabadır aynı zamanda. Bu soruyu çocuklarımız üç ve on beş
yaş döneminde doğal olarak sorar ve kendilerini oluşturmaya çalışırlar.
Toplumun büyük çoğunluğunu kapsayan kimlikler ise üst
kimlik olarak tanımlanır. Dolayısıyla halkının büyük çoğunluğu Müslümanlardan
oluşan ülkemizde fertlerin üst kimliği dini kimliktir. Nitekim İslam cemiyetin
her veçhesini kapsayan bir şumule sahiptir. Getirdiği ilkeleri ile ferdin maddi
ve manevi hayatını bütünüyle kuşatmaktadır. İslam ın kuşattığı toplumlarda
hiçbir zaman folklorik bir pozisyona düşmemiş Allah ın yardımıyla özünü
korumuştur.
Günümüzde, siyasi, kültürel ve ekonomik olarak küresel
kuşatma altında olan İslam toplumları, dini kimliklerini ön planda tutmaktan
uzaktırlar. Özellikle gençler, dini ve kültürel olarak kimlik karmaşası
yaşamakta ve kim olduklarını, nereye doğru koştuklarını tanımlayamıyorlar.
Oturup sohbet ettiğinizde bu çocukların, İslam adına hiçbir şey bilmediklerini,
İslam ı yaşamaya dair hiçbir hedeflerinin olmadığını görürsünüz. Sohbetinizi
biraz daha ilerlettiğinizde istikbalimizin neferleri olarak gördüğümüz
çocuklarımızın seküler sistemin birer kölesi haline geldiklerini fark
edersiniz. Onlar evet fiziki olarak bizim yanımızda yakınımızda yer
almaktadırlar. Fakat zihinsel ve duygusal olarak başkalarının çocuklarıdırlar.
Zira çocuklarımızı ebeveynleri ile ortak bir noktada buluşturacak olan dini
kimlikleri gelişmemiştir. Gençlerimiz Hz. Peygamber in ve onun takipçilerinin
misyonuna tamamen yabancıdırlar. Allah ın koyduğu ilkelerle bir bağ
oluşturamamış, farklı kültürlerin çocukları olarak atılmışlardır hayata. Eğer
kimlik bir kişinin ait olduğu dinini, kültürünü ve yaşam biçimini özetleyen bir
kavram ise bu çocuklar kendilerini nereye koyacaklar peki Büyük çoğunluğu hiç
namaz kılmamış, Allah ın koyduğu ölçülere tamamen yabancılar, haram helal
sınırlarını hiç tanımıyorlar. Kendilerini nasıl tanımladıklarını sorduğunuzda
ise yaptıkları işi ve ait oldukları grubu öne çıkarıyorlar.
Peki, şimdiden sonra ne olacak Öncelikle şunu ifade
etmeliyiz ki, bir toplumun en büyük serveti sahip olduğu gençleridir.
Gençlerini kaybeden bir toplumun geleceğe umutla bakması beklenemez. Bu nedenle
öncelikle eğitim sistemini yeniden ele almalı ve çocuklarımızın kendilerini bir
Müslüman olarak tanımlamalarına yardımcı olmalıyız.