Müslüman Anadolu

Abone Ol

Anadolu ya her gidiş gelişimde farklı duygularla donanıyorum. Dört gün Bitlis te Anadolu insanlarıyla iç içeydim. Günlerim onlarla geçti, konuştum, dertleştim, dinledim onlar da beni. Birbirimize bu kadar yakın olmanın getirdiği güzellikleri anlatmakta zorlanıyorum. Ortak bir dilimiz var. Benim onlarla Kürtçe konuşmadan öte ortak bir dilimiz. Müslümanların sevgi dili. Kürtçedeki lehçe ve aksan farkının olması hiç de önemli değil, bunların ötesinde çok daha önemli bir dil bağı var aramızda. Aynı safta, ruhta ve bilinçte buluştuk onlarla. Saadet Partisi adına ve sorumluluğunda katıldığım bu çalışmada, bizi birbirimize bağlayan düşünce ve duygu bağı çok daha önemli. Partinin aynı ruhta olması bağlarımızı daha güçlendiriyor. Dört gün birlikte olduktan sonra ayrıldığımda, bir hüzün içinde olduğumu fark ettim.

Güneydoğu insanı ruhen ve kalben İslâm a bağlı. Bu bağlılıktır ki, bu insanları birbirinden ayırmanın ve koparmanın tuzakları kuruluyor. Anadolu insanı bu tuzaklara düşmüyor da birileri onlar adına bu tuzakları kabulleniyor. Bu güzel insanların, bizler tarafından kendilerine yapılan teklifleri geri çevirmeyişleri ve kabullenişleri onların ruh güzelliğinden kaynaklanıyor. Türkiye de iki ayrı dünya var. Biri sanal ve göstermelik dünya, diğeri ise hakiki ve gerçek dünya. Bunlar birbirinden çok farklı. İnsanımızın içinde bulunduğu vahim durum ve çaresizlik onları bir bekleyişe sürüklemiş. Bekliyorlar. Ellerini tutacak bir el veya bir dal beklentileri söz konusu.

Bitlis ile Tatvan bağlamında beklenen şey bir ışık. Bir yol gösterici, bir rehber. Zamanın geçmesi bazı şeyleri yok etmemiş. Milli Görüş ün önemli bir özelliği var. Sermayeyi ve yatırımı Anadolu ya yayması onları gerçek hayatlarıyla buluşturması, bazı çevrelerde zaman içinde büyük bir telaş ve tedirginlik oluşturmuş. Anadolu nun hemen her kentinde Prof. Doktor Necmettin Erbakan ın bir eserini ve bir izini bulmak mümkün. Egemen ve empreyalist güçlerin devreye girmesi onlara göre zorunlu. Tatvan ın hemen girişinde, bir işletmeci olan Dağdağan ailesi köyünün fotoğrafını gösterdi, imrendim, ceviz bahçeleri, hayvanları, tarlaları, üreticilik ruhu onda yansımış. Aslında bunlar Erbakan Hoca nın oraya yaptığı yatırımlarla buluşması gerçekleşseydi, hem yem fabrikası, hem Et Balık Kurumu işletilir olsaydı, bugün Tatvan ın çevresi çok farklı olurdu. Tatvan a ilk kez gittim. Orada Yem Fabrikası ve Et Balık Kurumu O nun eseri. Anadolu yu fakirleştirmek ve üretici olmaktan çıkarmak için bu eserler etkisiz hale getirilmiş, özelleştirilmiş. Kimi çevreler, köylüye Fak Fuk Fon dan üç beş kuruş, kömür veriyor diye övünüyorlar. Bu genç enerjiyi üretime dönüştürmek yerine insanları, bir karamsarlık ve bezginlikle fakirliğe sürüklüyorlar. Erbakan Hoca nın bir hayır önderi ve lideri olduğu kesin. Çalışmalarımızı yürütürken, karşılamalarındaki içtenlik ve hayırlı iş olmayı şöyle karşılıyorlar. "Allah hayrınızı kabul etsin". Üyelik teklifimizi o kadar içten karşılıyorlar ki "Başım üstüne, hay hay" diyorlar. Bu iki günlük çalışmamızda sohbet ederek, ağır ağır gitmemize karşın kar ve yağmur altında 184 üye, 86 Millî Gazete aboneliği karşılık aldık.

Saadet Partisi nin kadroları çok samimi ve içten. Gidilen her yerde saygı ile karşılıyorlar. Sanal medya dünyasının etkisi orada çok az. Milli Görüş ün yönetici kadrolarından ayrılıp başka yerlere gidenler gerekçe oluşturmak yerine dedikodu üretiyorlar. Geçmişe ait kusurları kurcalıyorlar. Savruluşları çıkar ilişkileri ruhlarını iğfal etmiş. Bu gezideki gözlemlerim, onlarla hiç uğraşmaya, onlarla kafa yormaya değmediğini görmek oldu.

Anadolu insanı Müslüman ve samimi, samimiyetleri istismar edilmemeli. Sözleri dinlenmeli, onlarla birlikte yol alınmalı. Yol arkadaşlıklarına doyum olmuyor. Hürmet ve sevgi insanı çok eziyor. Saadet Partisi Van eski milletvekili Şaban Şevli, Bitlis İl Başkanı Maşallah Erkoç, Bitlis Eski Belediye Başkanı Yaşar Buhan, il Müfettişi Kerem Ağaboğa ile Merkez İlçe Başkanı Bircan Taşdemir, Tatvan belediye eski başkanı Mustafa bey, Teşkilatlanma başkanı Zeki Bey, AGD başkanı sevgili Osman, İsmail, Hikmet ve diğer dostlar bizimle birlikte çalışmaya katılan onlarca kardeşime teşekkür ediyorum. Bizleri mahcup ettiler, sevgileriyle, hürmetleri ve içtenlikleriyle. Anadolu ruhuyla yeniden buluşuyor.

Türkiye de sanal ve yapay bir dünya oluşturuluyor. En hakiki olanı ise Anadolu da.

Anadolu insanı çok sıcak ve çok samimi. Ötesi yalan. Ve sahih Müslümanlar, en hakiki olanı. Çıkarsız ve art niyetsiz.