Mûsikî, marşlar ve şiir…

Abone Ol

Tabi ki bu yazımızda mûsikî dinlemenin fıkhî hükmü üzerinde duracak değiliz. Konu hakkında güncel bazı durumları ve ihtiyaçları da esas alarak yeni içtihatlar gereklidir.

Fakat içtihat ile kastımız, usul ve gayret olmadan masa başı bir takım tartışmalar, yorumlar veya çıkarımlar değildir. İçtihadın esası; meseleleri, her boyutu ve her türlü delili dikkate alarak usul, yöntem ve temel kaide koyabilmektir.

Ve her meselede olduğu gibi bu meselede de aşırılıktan yani hâricî veya bâtınî tutumdan uzak durarak insaflı ve mutedil davranmak gerekiyor.

Şiir, Efendimiz SAV tarafından Mekke döneminde yasaklanmıştır. Zira şiir; o zamanlar, cahiliye döneminin ahlaksız ve müşrikâne hayatının izlerini taşımaktaydı. Hatta Medine döneminde Efendimiz’in suikast emrini verdiği bazı kişiler şair idi. Yine Mekke’nin fethinde infaz edilen elebaşlarından çoğu da şairler idi.

Medine döneminde ise şiir serbest bırakılmıştır. Zira İslam düşmanları şiir ile Müslümanlara ve İslam’a saldırmakta; yine inançsızlık ve ahlaksızlık, şiir ile topluma yayılmakta idi. Bu durumda İslam’ın müdafaası ve halka İslam’ı ve ahlaki değerleri yaymak için şiirin kullanılması ve şiirin ıslah edilmesi zorunlu hale gelmiştir.

Şiir, Medine döneminde sadece serbest bırakılmamış; yukarıdaki nedenlerden dolayı Efendimiz SAV, bazı şairlere emir vererek İslam düşmanlarına cevap verilmesi ve İslam’ın savunulmasını talep etmiştir.

Ayrıca İslam tarihi boyunca şiirler, savaşların ve önemli olayların da kayda geçmesi için bir vesile olmuştur.

Yine cihada ve güzel ahlaka teşvik, şiir ile olmuştur.

Burada örnek olarak mevlidi şeriflere değinmek gerekiyor. Mevlidi şerifler; namaz, zikir ya da Kur’an tilaveti gibi ibadetlerin yerine geçmesi için değil; Efendimiz’esalatu selâm olsun diye ve yine Efendimiz’in ve İslam’ın halka anlatılması ve müdafaa edilmesi için kaleme alınmıştır.

Her türlü müziğin ve hatta sanat faaliyetlerinin haram olduğunu iddia edenler, İslam davasının unutulmasının haram ve hatta ihanet olduğunu hiç mi hatırlamazlar? Son birkaç asırda başımıza gelenleri anlayabilmek için sadece bazı türküleri dinlemek bile yeterlidir. Yemen türküleri… Şam ninnileri… Kırım ağıtları… Belki sözleri basit ve sade ama arkasında; ölümler, isyanlar, kaybedilen hayaller, yıkılan ümitler, dullar ve yetimler… Ve daha çok şey…

Yemen türküleri… Onlarca… Yemen… Son dönemlerde belki de hakkında en fazla türkü, ağıt ve ninni söylenmiş yer. Sahi yemen bizim neyimize imiş ki orada onca şehit vermişiz? Onca şehit verdiğimiz yerde bugün olanlar, acaba gündemimizde ne kadar yer işgal ediyor?

Evet… Türkü dinlemek haram diyoruz da; Yemen davasını unutmanın hükmü nedir? Kırım ya da Şâm türkülerine daha gelemedik bile…

Hatta eşkıya türkülerinin hikâyelerini de tekrar bir hatırlatmak gerekiyor. Devleti arkasına alarak vali veya kaymakam olmuş eşkıyalar ve tefeciler. Kaybolan adalet. Bozulan nizam. Bu eşkıyaların devlet adına işledikleri cinayetler. Mal ve namuslarına musallat olmuş bu zalimlere karşı mücadele ederken devlet düşmanı ilan edilmiş kimseler. Ve asıl önemlisi; tüm bu isyanların devlete karşı değil de devleti suiistimal eden zalimlere karşı olması. Bolu beyine isyan eden Köroğlu bile devlet, nizam, adalet ve namus gibi mukaddesata asla dil uzatmamış. Tabi ki eşkıyalığı müdafaa etmiyoruz ama bugün de bu hissiyata ve bu mücadele ahlakına ihtiyacımız var. Yani isyan ahlakı meşhur tabiri ile…

Son olarak; İslam adına yapılıyormuş gibi görünen bazı ilahi ve ezgilere isyan etmek istiyoruz. İnsanların manevi duygularını geliştiren değil de suiistimal edenlere sözümüz. Ruhu değil de şekli yani sözleri de değil de fonu öne çıkaran; ilahileri oyun havasına dönüştürenlere itirazımız. Ve asıl önemlisi; bu duyguları güzel ahlakı ve inancı teşvik etmek için kullanmak yerine boş şeylere alet ederek dolaylı yoldan batıla ve zulme hizmet edenlere…

Yani özetle duygularımızı kaybediyoruz ve bu yüzden de;

Özellikle kadınların ve gençlerin hayatındaki boşluğu dolduracak.

Değerlerimizi ve davamızı yayacak ve hatırlatacak,

Tarihte başımıza gelenleri unutturmayacak eğitici ve şuurlandırıcı marşlara ve şiirlere acilen ihtiyacımız var.