Mü?minler Arası Kardeşlik Hukuku

Abone Ol

1. Mü min kardeşini seveceksin, gerektiğinde ona yardımcı

olacaksın, destekleyeceksin.

2. Mü mine düşmanlık etmek haramdır, büyük günahtır.

3. Mü minin günahları, noksanları, hatâları, kusurları,

yanlış düşünce ve görüşleri varsa, sadece onlara karşı olabilirsin ama onun

kişiliğinin bütününe karşı olamazsın. Çünkü onda iman denilen cevher vardır.

Kusurlar arazdır.

4. Mü min kardeşin zina etse, bu suçu şer an sâbit olsa

ve recmen idam edilse bile ona yine düşman olamazsın. Cesedini alırsın, yıkar,

kefenler, namazını kılar, kabre koyar ve bağışlanması için dua edersin.

5. Aynı meşrebten olan mü minler kardeştir, aralarında

meşreb ve fikir ayrılığı olanlar has kardeştir. Ta ki, ihtilaf, tefrika, fitne

fesat olmasın

6. Ehl-i Tevhid ve Ehl-i kıble olan bir mü minde esas

olan imandır.   Geçerli fetva, geçerli

mahkeme-i şer iye ilâmı ve İmamü l-Müslimîn olan zatın bunları tasdiki olmadan

hiçbir mü mine isim belirterek kafir ve müşrik denilemez.

7. Kendilerinde çok açık olarak nifak alametleri olan

münafıklara karşı ihtiyatlı olunur.

8. Hatâlı ve sapık inanç, fikir ve görüşleri olan

mü minlere ulemanın, fukahanın ve söz sahiplerinin nasihat etmeleri gerekir. Bu

nasihat yapılmazsa yapmayanlar vebal altında kalır ve onlar da suçlu olur.

9. Hadîs: Mazlum (zulme uğramış) olsun, zâlim olsun kardeşine yardım et Ashab

sormuşlar: Mazluma yardımı anladık da zalime nasıl yardım edeceğiz Efendimiz

(Salat ve selam olsun ona): Elini onun eli üzerine koyarak (yani zulm

etmesine engel olarak) cevabını vermişlerdir.

10. Bütün mü minler tek bir Ümmettir. Ümmet-i icabet

Ümmet birliğini bozanlar, mü minler arasına fitne, tefrika ve fesat tohumları

ekenler büyük bir günah ve suç işlemiş olurlar.

11. Doğudaki Müslümanın ayağına diken batsa, Batıdaki

Müslüman onun acısını duyacaktır.

12. Mü min kardeşi (veya ehl-i zimmet komsuşu) aç

gecelerken, kendisi tok geceleyen kişi (tam, gerçek ve olgun) Müslüman

değildir.

13. Mü min kardeşin sana kötülük yaparsa sen ona iyilik

yap.

14. Meşreb, tarikat ve cemaat militanlığı ve fanatizmi

ile mü mine düşmanlık edilemez.

15.Bir mü mine kafir ve müşrik diyenin kendisi kafir

olur.

16. Mü minler büyüklerine saygılı, küçüklerine merhametli

ve şefkatli olur.

17. Mü minler, iman kardeşlerinin gıybetini

yapmazlar. 

18. Mü minler kendi aralarında yumuşak ve şefkatli;

harbî, agresif ve militan kafirlere karşı cihad yaparken yavuz olurlar.

18. Mü minler kendi aralarında paylaşma ve yardımlaşma

ahlakına sahiptir. Allahın lutf ve ihsan ettiği nimetleri paylaşırlar.

19. Mü minler, birbirlerinin şahsî ve gizli kusur, ayıp

ve günahlarını araştırmazlar, tecessüs etmezler. Özel hayatlara ve gizli

günahlara karanlık gece gibi olurlar.

20. Mü minler sevinç ve kederlerinde ortaktır.

21. Mü minler ancak mü min kardeşleriyle ittifak ederler,

onları dost ve veli edinirler; kafirleri, müşrikleri, fasık-i mütecahirleri

dost ve veli edinmezler.

22. Bir mü min, kendi şeyhinin aleyhinde bulunan veya onu

tenkit eden mü min kardeşi ile kavga etmez, ona düşman olmaz, Bu konuda

nasipsizdir der geçer.

23. Mü min mü mine beddua etmez. Ancak hayır dua eder.

24. Mü minler birbirleriyle olan muamelerde adalet ve

insafı esas alırlar. Adaletin ve insafın yanına mürüvvet ve kerem ilave

ederler.

25. İman kardeşliği mecazî manada bir nikah gibidir ki,

onun talakı yoktur.

26. Mü minlerin, birbirlerinin gıyabında yaptıkları

dualar inşallah müstecab olur, kabul edilir. Bu hususta Muhbir-i Sâdıkın  (Salat ve selam olsun ona) müjdeleri vardır.

İkinci yazı

İslam Dini Rehberlikle Doğru Öğrenilir

Bir insan kendi kendine (Allahın verdiği hidayetle)

Müslüman olabilir ama İslamı yanlışsız ve doğru anlamak, olgun Müslüman olmak

için rehberlik şarttır.

İslamda rehberlik vardır. İslamın baş rehberi Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya efendimizdir.

Kur anda Allaha, Resulüne, sizden olan emir sahiplerine

itaat ediniz buyrulmaktadır.

İcazetli ulema, fukaha ve kamil mürşidler, kendilerine

itaat edilmesi gereken bu ülü l-emr tabakası içindedir.

Bir kimse lâ ilâhe illallah dese, Muhammed Resulullah

demese o kişi mü min olmaz.

Hz. Muhammed Mustafanın vefatından sonra, onun vekilleri,

varisleri, halifeleri olan Hulefa-i Râşidîn e, Ashab-ı Güzin e,  Ehl-i Beyte, Tâbiîne, Tebe-i Tâbiîne;

onlardan sonra Eimme-i müctehidîne,  sonra

karnen ba de karnin zamanımıza kadar gelen icazetli alimlere ve mürşidlere

itaat etmek gerekir.

İcazetli alimler, fakihler ve mürşidler, Resulullah

efendimize kadar uzanan kopuksuz gerçek silsileli icazetlere sahiptir. İslamı

onlardan öğrenen, onlara uyarak hayata uygulayan, onlara bağlı kalan

Müslümanlar dinde yanılmazlar. Nefs-i emarelerine, insî ve cinnî  şeyâtîne uyarlarsa yanılırlar.

İlmihalini bilmek her Müslümana farzdır. İlmihal

bilgileri icazetli ulema, fukaha ve mürşidlerden öğrenilir.

Dört hak fıkıh mezhebine lüzum yoktur, bu dört mezhep

İslamı ve Müslümanları parçalıyor. Bunları bırakalım ve Kur anda birleşelim

gibi sözler yaldızlı tuzaklar ve kuruntulardır.

Resulullah Efendimiz Ümmetim yetmiş üç fırkaya

ayrılacaktır. Bunlar, biri dışında cehennemliktir. Kurtulacak olan fırka benim

ve Ashabımın yolunda gidenlerdir  buyurmuştur. Dört mezhebi inkar edenler bu hadîsi hesaba katmıyor.

Efendimiz zamanında mezhep yoktu, çünkü Kur an ceste

ceste indiriliyordu, İslam henüz tamamlanmamıştı. Din, Efendimizin vefatından

kısa bir müddet önce tamamlanmıştır.

Efendimiz zamanında bütün sahifeleri bir araya getirilmiş

tek bir Mushaf (Kur an nüshası) da yoktu. O da mı bid attir

Zamanımızda gizli İslam düşmanları, dinimizi bozmak,

Müslümanları parçalamak için binlerce bid at fırkası icat etmişler, yüzlerce

İslamcılık çıkartmışlar, Ümmet birliğini parçalayıp bir İslam Protestanlığı

çığıra açmışlardır.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığı Kur anın ve Sünnetin

doğru yorumuna dayanan ana cadde Müslümanlığıdır.

İslamı doğru olarak öğrenmek isteyenler Ehl-i Sünnet

kitaplarını Ehl-i Sünnet hocalarından okumalıdır.

Dört hak fıkıh mezhebini inkar edenler, İslamı tahrife

yelteniyor.

Müslümanların itikad meselelerinde iki imamı vardır.

İnanç konularında yanılmamak isteyenler, esasta usûlde temelde ittifak halinde

olan bu iki imamdan  (İmamı Eş arî ve

İmamı Mâturidî) birine bağlanmalıdır.

Hiçbir Ehl-i Sünnet Müslümanı ilmi, ehliyeti ve icazeti

olmaksızın, Kur anı kendi re y ve hevasına göre yorumlamaya kalkışmamalıdır. Kur an

elbette açık bir kitaptır ama onu anlamanın, yorumlamanın, ondan hüküm

çıkartmanın metodu, usûlü vardır. Kur anda nâsih vardır mensuh vardır Muhkem

vardır müteşabih vardır Doğru dürüst ilim okumamış kimseler bunları bilmezler

ve bazen küfre kadar yol açabilecek vahim yanlışlar yaparlar.

Yazımı uzatmak istemiyorum. İslamı doğru şekilde öğrenmek

isteyenler rasgele kitap alıp okumasınlar. İcazetli ulema, fukaha ve mürşidler

tarafından telif ve tasnif edilmiş güvenilir, doğru ve muteber kitapları okusunlar.

Allahı iki çehreli bir Roma putuna benzeten (Hoda Janus-i

hakikî est diyor ) bir kişiden İslam öğrenilmez.

Efendimizin dostları olan Ashaba düşmanlık edenlerden

İslam öğrenilmez.

Neo-Haricîlerden, neo-Mutezile den, mezhepsizlerden,

aktivistlerden,  aşırı gidip Ehl-i Sünnet

sınırlarını aşanlardan, Fazlurrahmancılardan, Afganîcilerden, evliyaullah

düşmanlarından, Kriptolardan ve diğer bid at ehlinden İslam öğrenilmez.

Gözü ağrıyan göz hekimine gider. Gözünü tedavi ettirmek

için nalbanta gidip de sonra kör olan kişi kimseye kızmasın, kendisine kızsın.

İslam dini kezzab ve deccal meftunu adamlardan

öğrenilmez.

Birileri ilahî dinimizi Avrupa Birliği, Feminizm ve Batı

medeniyeti norm, ilke ve standartlarına uydurmaya çalışıyor. Efendimizin sahih

hadîslerinin küfür kıstaslarına göre ayıklandığına dair rivayetler vardır. Din

böyle şaşkınlardan öğrenilmez.

02.03.2013