İstemek... İstemek: Bütün enerjimizi, algımızı,
duygularımızı, frekanslarımızı, farkındalıklarımızı, topyekûn her tepkimizi
isteğimize yöneltmektir. Gece ve gündüz hiç durmadan düşünmektir onu ya da o
şeyi. Kafa yormaktır. Hatta abartıp, yerine gelmeyen isteklerimizin mezarında
itikafa çekilmektir. Nede olsa bize göre kalbimiz ve ruhumuz asri mezarlığa
dönmüştür (!). İstemek kimi zaman evreni, hatta sonsuzluğu unutturacak kadar
kendine odaklanmaktır.
İstemek kişinin kaderine yön vermesidir. Başka bir yorumla;
kaderindeki yazılanların gereğini yapmasıdır. Peki hayrı ya da şerri istemek
insanın iradesinin neresindedir Muhakkak ki bu insanın elindedir. Sonsuzluğa
talip olanlar hayrı, dünya ve ahirete faydalı olanı istemelidirler. Bu, erdemli
insan olmamızın gereklerindendir. Kişinin değerini istediği, talip olduğu
şeyler belirler. Yalnızca günü kurtarmaksa muradımız, kurtulur belki. Fakat
sonunda yanımıza kalan nedir Onu sorgulamak gerekir.
Eğer Yaratıcı dan bir mum istersek yalnızca kendimizi
aydınlatmış oluruz. Eğer bir güneş istersek bütün dünyayı aydınlatmadan
fazlasını yapmış oluruz. Buna mukabil, topluma faydalı olmanın yolu ile kendi
çıkarlarımızı kesiştirmenin ruhi rahatlığını elde ederiz.
Aslında isteklerimizin şiddeti, olabilme ihtimalini doğru
orantılı olarak arttırır. Tabi ki mukadderat dâhilinde. Nasıl ki ayakkabı alma
isteği zihnimize yerleştiği zamandan itibaren tüm gereklerini yerine getirir:
Mağaza araştırır, tüm çeşitlere bakılır, karar verilip alınır. İşte aynı
şekilde diğer isteklerimiz de hem fiili, hem kavli sebepler yerine getirilirse,
gerçekleşecektir. Gerçekleşmezse dahi Rabb imiz karşılığını ahirette vereceğini
bizlere bildirmiştir. Çaba bu yolda en ihtiyacımız olan güdüdür. Meraksa çabaya
yardımcı diğer bir kavramdır. Merak etmediğimizi isteyemeyiz öyle değil mi
Ve yine, sorgulamalıyız. Acaba bu isteğim dünyam ve
ahiretim için hayırlı mı diye. Bu yolda da çaba göstermeliyiz. Çabalamalıyız.
İstemekten vazgeçmemeliyiz. Yaşadığımız her zorluk, her değişim, her buhran,
her ruhsal yoğunluk hali bizim için dua ve isteme fırsatıdır. Zorluklarda ruhun
penceresi sonuna kadar açılır. İnsanın niyetine ve iradesine göre içeri iyi
haller ya da kötü haller girer. Ve bu haller isteklerimizi yönlendirir.
Bütün bu anlattıklarımızla bağlantılı olarak, istemekten vazgeçmek bir bağlamda kaderimizde
yazılı olanı reddetmektir. Vazgeçiş sabırsızlığın ürünüdür. Sabırsızlık ise her
insana özgü yazılmış yaşam senaryosunun sıralamasına karşı çıkmaktır. Bir nevi
(haşa) Mutlak Kudret e güvenmemektir. Bu da isteklerimiz ve dualarımızın
reddedilme sebeplerindendir. Sabırlı olmak yeniden denemektir. Yeniden
başlamak, sebeplere yeniden sarılmaktır. Eğer gerçekten istersek Rabb imiz
evreni, insanları, doğayı isteklerimize göre yönlendirecektir. Kâinat emrimize
amade olacaktır.
Allah insan için, insanlık için hak olan isteklerimizi
kabul, bu yolda istikrar göstermeyi bizlere nasip etsin... Dua ile...