Muhabiriniz Milli Gazete standından bildiriyor

Abone Ol

CNR Fuar Alanı’nda düzenlenen MÜSİAD Expo’da Milli Gazete de stant açtı. 

MİLSAN ve Milli Gazete standına, okurlar başta olmak üzere, fuarı gezenlerin büyük bir ilgi gösterdiklerini ifade etmeliyim. Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü ben de epey bir mesaimi Milli Gazete standı ve fuar alanında geçirenlerdenim de ondan. 

İşte fuar alanında gördüklerim, yaşadıklarım, kısaca izlenimlerim;

*  Mustafa İriş, Saadet Partisi GİK üyesi. Edirne’den kalkıp geldi. “Milli Gazete her zaman yapılması gerekenin bir adım sonrasını gerçekleştirdi” cümlesini not aldım. Mustafa Bey, her zamanki sempatisiyle, “Geçtiğimiz yıl Edirne’de yaptığımız Milli Gazete gecesi ve programı muhteşemdi. Önümüzdeki süreçte benzerini yapalım, inşallah!” dedi ve gerekli talimatı da hemen oracıkta iletti. 

*  Ankaralı yıllarımdan tanıdığım, Kredi Yurtlar Kurumu (Yurt-Kur) Genel Müdürü iken “yılın bürokratı” seçilen ve sonrasında politikaya atılan Osman Nuri Filiz’le epey sohbet ettik, bizim Ertuğrul’la. Derken orada bulunan ve birden hiddetlenen 22. ve 23. Dönem AKP İzmir Milletvekili bir şeyler mırıldanarak sohbeti terk etti... Neden öyle yaptı? Şaşırdım...

*  Osman Nuri Filiz’in anlattığı bir anekdotu da aktarmak isterim; “Tayyip Bey’le 2002 yılında, 3 Kasım seçimlerinden hemen sonra Denizli’ye giderken özel uçakta 4 kişiydik. Ben, Tayyip Bey ve eşlerimiz. O zaman daha Başbakan değil. ‘Hasan Celal Güzel Başbakanlık müsteşarı olsun’ dedim. ‘Kabul eder mi?’ dedi. Ben daha sonra konuştum, Hasan Celal Bey’le. Ama Tayyip Bey Başbakan olduktan sonra bir de baktık ki Ömer Dinçer, o makama getirildi... Dinçer’den sonra bürokraside büyük boşluklar doğmaya başladı…” 

*  Vehbi Vakkasoğlu’nu gördüm... Vehbi Bey’in, “Önce Alkışladılar Sonra Öldürdüler” eseri, taa ilk gençlik yıllarımda okuduğum kitaplardandı. Sonrasında çok sayıda kitaba imza attı Vehbi Bey. Tüm mütevazılığıyla fuardaydı o da...

*  Sadrettin Karaduman’ın kardeşleri de Milli Gazete’nin konuğu oldu. Bayram Karaduman’la Sadrettin Bey ikiz mi ki acep? Bu ne benzerlik!

*  Yunus Göksu, epey kilo vermiş. Tv5’deki röportajlarından biliyorum Yunus’u. Farklı mecralardan sonra İstanbul Büyükşehir bünyesinde üst düzey bürokratlığa başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la stantları dolaştılar...

*  Eski milletvekillerinden Mehmet Batuk ve Mahmut Toptaş hoca... Toptaş hoca, Türkiye’nin farklı bölgelerine ait anlattığı anekdotlarla ve izlenimlerle bizi hem güldürdü, güldürürken de düşündürdü. Mehmet Batuk’u Ankaralı yıllarımdan tanıyorum. Hiç mi yaşlanmazsınız Mehmet Bey! Maşallah.

*  Diğer stantlar sinek avlarken ve gelecek bir ziyaretçinin yolunu gözlerken Milli Gazete standı her zamanki gibi neşeli ve muhabbetli günler yaşadı, yaşattı... Davam ve Gizli Dünya Devleti kitaplarına ilgi büyüktü. Çay da vardı, lokum da. Kalem de vardı, balon da…  

*  Milli Gazete’nin her şeyi güzeldi ama ekrandan akan Milli Görüş Lideri, Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocanın konuşmaları bir başka hoştu... En çok da bu konuşmalar ilgi çekti...

*  Genel Müdürümüz ve gazetemiz İmtiyaz Sahibi Ömer Yüksel Özek’le fuarın son saatlerinde sohbet etme imkânı bulduk... AK Parti Giresun Milletvekili Hasan Turan da standımızı ziyaret edenler arasındaydı. Hasan Bey, Erbakan Hocamız ve gazetemiz hakkında övgü dolu ifadeler kullandı, teşekkürler... 

*  Ankara’dan tanıdığım ve ünlü davaların, ünlü isimlerin avukatı Yakup Erikel’le de eskileri andık, sohbet ettik. Artık bir ayağının İstanbul’da olduğunu söyledi. “Arabuluculuk” üzerine bir şirket kurmuşlar. Hayırlı olsun…

*  Refiklerimizi kötülemek gibi algılanmasını istemem ama en baba fuar eki Milli Gazete’nin eki idi. Spekülasyon olmasın diye isim vermeyeyim, en üst düzeyde bir isim, “En mükemmelini Milli Gazete hazırlamış, helal olsun” dedi... 

*  Milli Gazete standına, başta ekip lideri Ertuğrul Köse olmak üzere, Cemal Günbat, Ahmet Güney, Cemalettin Deniz, Süleyman Furuncu, İsmet Sayıcı büyük emek verdiler, koşturdular. Milli Gazete, en yakın zamanda yapılacak bir başka benzer organizasyona böylesi bir moral ve motivasyonla hazırlanmaya başladı, bile... Artılarla…

*  Fuar alanında yeme içme işleri biraz tuzluydu. Kâğıtta çay 3 TL, bir porsiyon döner 24 TL, kıymalı pide 18 TL. Kahve arzu edersen 8 TL. Keşke fiyatlar biraz daha aşağı çekilseydi...

*  Bir de kendime dair bir haber; Ertuğrul Köse ile birlikte fuar alanındaki mescitte namaz kıldık. Çıkışta kötü bir sürpriz bekliyordu, ayakkabımın yerinde yeller esiyordu, çalmışlardı. Oysa o kadar muazzam bütçeli bir organizasyonda -göstermelik de olsa- caydırıcı olması için mescide bir kamera konulamaz mıydı? Şu anda hepinizin kafasında şu soru belirdi, biliyorum, “Peki, ne yaptın?” O da bana kalsın! Vardır bir hayır...

*  Son söz, böylesi büyük bir organizasyona imza atan MÜSİAD’a her şeye rağmen çok çok teşekkürler…

HOŞUMA GİDEN ÇERÇEVE!

Diyeceksiniz ki, “Adnan Bey, fuar alanında hiç mi hoş bir şey yoktu?”

Vardı. Ayakkabılarımı çaldırdığım mescitte, çerçeveletilip duvara asılan çok güzel bir yazı; “Hak’la buluşmak için, halkla irtibatı kesin!”

“Mescitte lütfen cep telefonlarınızı kapatın!” demenin biraz daha dikkat çekeni. Kim düşünüp duvara astıysa tebrikler. Doğrusu güzeldi…

“MİLLİ” AYRINTI!

Prof. Dr. Cevat Akşit Hocaefendi, görüşlerine, fikirlerine ve yorumlarına en fazla itibar edilen İslam âlimlerinden.  Müezzin olarak atandığı Fatih Zeyrek’teki Ümmü Gülsüm Mescidi’nde uzun seneler Mehmet Zahid Koktu Hocaefendi tarafından öğrenim gördü.

1963’te İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü ve 1965’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi olmak üzere 2 ayrı fakülteyi bir arada bitirdi. 

1975’te doktorasını tamamladı, 1980’de doçent, 1988’de İslam Hukuku Profesörü oldu.

Gazetemizin de yazarı olan Prof. Dr. Cevat Akşit Hocaefendi, başta TV5 olmak üzere farklı televizyon kanallarında sohbetler, vaazlar vermekte. Allah (C.C.) kendisinden razı olsun. 

***

Bütün bunları neden anlattım?

Geçenlerde bizim gazetenin yazarı ve Kültür Sanat editörü sevgili Bilali Yıldırım, Cevat Akşit Hocaefendi ile bir röportaj yaptı. Nedim Odabaş’la birlikte. 

Bilmem dikkatinizi çekti mi; Nedim’in çektiği fotoğraflarda bir “milli” ayrıntı saklıydı; 

Bilali’nin hemen solunda, Cevat Hocanın hemen sağında duvarda asılı olan takvim, Milli Gazetemizin okurlarına hediye ettiği takvimdi.

Cevat Akşit Hocaefendiye, Milli Gazete’nin hemen her alanda bir numaralı referans olduğunu bir kez daha hatırlattığı için teşekkürler…

Bir teşekkür de Yazı İşleri Müdürümüz Ercan Özcan’a. Zira bu ince ayrıntıyı yakalayan Ercan oldu. 

İyi ki varsın Milli Gazete…