“Mücahit Erbakan” sloganının gerçek anlamı ne?

Abone Ol

Geçen akşam, Mustafa Kurdaş, “Haydi beraber gidelim…” deyince ekibin içinde buldum bir anda kendimi.  

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi (Genç TYB) tarafından düzenlenen “Erbakan’ı Anlamak” konulu programın konuşmacısı idi, Kurdaş. 

Sefaköy’den Sultanahmet’e gidişimiz ayrı bir macera idi. 

Oldukça verimli ve hayırlı bir “anlama” programı oldu diyebilirim. 

Mustafa Bey, uzun yıllar Erbakan Hocamızın en yakınında bulunmuş, mesai tüketmiş birkaç isimden biri. Böyle olunca, geniş bir alanda, neredeyse Hoca’nın hayatının bütününü ele alan “farklı” bir biyografi yansıttı. “Keşke bu konuşma TV ekranından aynen yayınlansa” diye içimden geçirmedim değil! Neler mi anlattı, Kurdaş… Aldığım notları aktarayım:  

* Erbakan’ın babası, Sultan Abdülhamid tarafından bizzat yetiştirilmiş bir Osmanlı kadısıdır. Babası da rahmetli olunca, Erbakan Hoca’nın musalla taşına konmuş, aynı güzergâhı izleyerek defnedilmişti.  

*  Erbakan Hoca, “Cihat konuşarak değil, yaşayarak yapılır. Bizim kerametimize bakıp da arkamızdan gelmeyin. Yaptıklarımıza bakıp da bizi takip edin…” derdi. 

*  Erbakan Hoca, bir terbiyeyi temsil eden liderdi. 7 büyük zatla birlikte yol almıştı. 

*  En büyük dertlerinden birisi Türkiye’yi üretim ülkesi haline getirmekti.

*  Erbakan Hoca, hiçbir Ramazan ayında bir fakir sofrasına oturarak zeytin ekmek yemedi. Popülizm yapmadı. Erbakan Hoca, o ailenin gerçek hakkını korumak için faizle mücadele etti. 

*  Erbakan, helâl olan 3’ü haram olan 5’e tercih ederdi.

*  Erbakan Hoca’nın herkesin üzerinde hakkı var. Bir CHP’linin de, bir ateistin üzerinde hakkı var.

*  Erbakan Hoca’nın TBMM’de takunya savunması başlı başına bir manifestodur.

*  Bosna Savaşı’nın iki büyük komutanı İzzetbegoviç ve Erbakan Hoca’dır. Afgan cihadında da Erbakan Hoca başkomutanlardan birisidir. 

*  Erbakan, siyasal İslamcı değil; Müslüman bir siyasetçidir.

*  Hepinizin tanıdığı alkollü bir televizyoncuyu gördüğünde, “Bugün kolonyayı fazla kaçırmışsınız!” diyecek kadar nezaket sahibiydi. 

*  Erbakan, hiçbir zaman popülizm yapmadı. O, icraat adamıydı.

*  Erbakan Hoca için milyarlarca kez, “Mücahit Erbakan” sloganı esasen Hoca’ya en büyük duadır.

*  Erbakan Hoca’nın en büyük kerameti istikametidir. Ömrü buyunca aynı gerçekleri dile getirmesi, bütün insanlık için saadet istemesidir. Çünkü Kur’an-ı Kerim bütün bir insanlığa inmiştir.

İLGİNÇ ANEKDOT

Mustafa Kurdaş’ın toplantıda anlattığı şu anekdot oldukça dikkat çekici idi:

“Erbakan Hocamız ebediyete irtihal ettikten sonra Ankara Hacıbayram Camii’nde ikindi namazını müteakip Kur’an okundu. O zaman 3,5 yaşında olan bizim mahdum Hasan Yusuf da benimle birlikte. Camide uykusu geldi Hasan Yusuf’un. Hacıbayram Camii’nin pencere önleri geniş, malum. “Burada uyu” dedim. İstemeye istemeye yattı camın önünde. İkindi namazını kıldık. Dışarda helva dağıtılıyor. Bir tane de Hasan Yusuf için aldım. Bir yandan helvasını yerken, ağzından ilginç bir cümle dökülüverdi; “Baba” dedi, “Biliyor musun, namaz kılarken Erbakan Hoca buraya geldi, bize tebessüm etti…”

TOPLANTIDAN NOTLAR…

*  Bir kere şunu ifade etmem lazım, Türkiye Yazarlar Birliği çatısı altında, “Erbakan’ı Anlamak” konulu program ifa etmek önemliydi. 

*  Program, Genç TYB adına Serdar Demir’in sunuşu ile başladı.

*  Programın moderatörlüğünü yapan Milli Gazete Haber Müdürü Gökçen Göksal, esprili, heyecanlı soru ve anekdotları ile değme televizyon programcılarına taş çıkarttı. 

*  Programa özellikle hanımlar büyük alaka gösterdi. Ben önde oturduğum için dikkat edemedim. Ama çalışmalarını hep merakla takip ettiğim –artık bir kitabı da var- bizim Timuçin Mercanoğlu, “Abi, salon doldu, boş sandalye kalmadı…” bilgisini verdi.

*  Milli Gazete Yazı İşleri Müdürü Ercan Özcan, TYB İstanbul Şubesi Sorumlusu Mahmut Bıyıklı, gazetemiz yazarlarından Hüseyin Akın, yazar Orhan Gazi Gökçe de oradaydı… 

*  Mahmut Bıyıklı, “Programa biraz hazırlıksız yakalandık. İnşallah gelecek sene, Milli Gazete’nin 46. kuruluş yıldönümü için görkemli bir program hazırlayalım…” vaadinde bulundu. Not aldım…

*   Fındıkzade, Akbaba Mehmet Efendi Camii müezzini Bülent Acun’un okuduğu aşr-ı şerif geceyi adeta taçlandırdı. Bülent Hoca’nın birkaç kıraatta okuduğu Kur’an-ı Kerim herkesi duygulandırdı.

MESAJ PANOSU

Diyanet, Suudi Arabistan yönetimi ile anlaşsın ve Türk hacıların mesela Hudeybiye, mesela Taif gibi mekânlara da götürülmeleri temin edilsin. Ben Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) mübarek ayaklarının bastığı mekânları da ziyaret etmek istiyorum. Hacda kutsal mekânlara da eksiksiz gidilebilmeli... Yıllardan sonra bana ve eşime Hac kısmet olacak ama Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bastırdığı broşürde bu mekânların Mekke ve Medine’ye kilometre olarak uzaklıkları yer alıyor, sadece. Peki, nasıl gideceğiz bu mübarek beldelere? Özellikle Diyanet yetkililerine sormak istiyorum; bu sorunun cevabını bilen var mı, acaba? (BİR HACI ADAYI)