Mizah Saldırısının Stratejik Arka Planı

Abone Ol

Zamanlaması, planlaması, icra biçimi ve final kısmıyla

bir çok soruyu beraberinde taşıyan Paris saldırıları, 11 Eylül sonrası süreçte

devam eden terör merkezli yeni büyük oyundaki son aşamalardan biri olarak

karşımıza çıkıyor.

Sürpriz bir saldırı, kimliklerini arabada bırakacak

kadar profesyonel teröristler ve bütün beceriksizliklerine rağmen saldırganları

öldürerek etkisiz hale getiren polis ve istihbaratçılar. Tüm dünya bir mizah

dergisine yönelik saldırıyla birlikte büyük bir mizahın parçası haline

getirilmeye çalışılıyor.

Oyunun mükemmelliği de zaten burada!

Teferruatlarla komplo teorilerine bol malzeme sağlayan

açıklar, soru işaretleri ve olayı çok kısa bir sürede çözmeye yönelik ipuçları,

insanların meselenin özünden ziyade işin magazin boyutuyla ilgilenmesine yol

açmaya başlamış durumda.

Eski Avrupa ya dönüş mü

Oysa, mesele çok daha derin ve hedef olan sadece

Müslümanlar değil. Bu saldırılar, dünyayı yeni bir büyük savaşın ortaya

çıkmasına neden olabilecek Eski Avrupa nın doğumuna işaret ediyor.

Avrupa, yüzyıllar içerisinde kendi içinde başlattığı

savaşın kendi toplumunu bitirdiğini, ortaya koyduğu değerlerin ve yöntemlerin

ise bumerang etkisi yapmaya başladığını, bundan ötürü de hızla güç kaybetmeye

başladığının farkında. Bundan dolayı da Avrupa kimlik değiştiriyor.

2008 den bu yana devam eden kriz, Avrupa devletleri

açısından yeni bir dinamizme ve ruha olan ihtiyacı ortaya koymuş durumda; aynen

1929 Dünya Buhranı ve sonrası yaşananlarda görüldüğü üzere. Dolayısıyla, Batı

bir kez daha tarihsel kodlarına dönüyor desek, çok da yanılmış olmayız.

Nitekim bu saldırılarla birlikte Avrupa yı Avrupa

Birliği yapan değerlerin çöküş süreci ve tekrar dini ırkçılığı ön plana

çıkartan bir Batı ile karşı karşıyayız.

Militarist bir Avrupa ya doğru...

Avrupa, yükselen Doğu ve çöküşe geçmeye başlamış

ekonomisi karşısında ciddi bir arayış içerisinde. Avrupalı siyasiler,

kendilerini rahatlatacak yeni bir düşman arayışında. Başta Almanya olmak üzere,

yükselişe geçen ırkçılık ve bunların arka planında kendisini gösteren derin

yapılar, Avrupa yı sistematik bir şekilde daha agresif politikalara doğru

sürüklüyor. Bu noktada Avrupa saldırı altında mesajları oldukça önemli bir

yere sahip.

Düne kadar Komşuluk Politikası üzerinden yakın

çevresini güvenli bir hale getirmeyi ve kontrol altında tutmayı hedefleyen AB,

bırakın yakın çevreyi, kendi içinde güvenliği sağlamaktan uzak olduğu

gerçeğiyle yüzleştirilmiş vaziyette.

Dolayısıyla, Paris saldırılarıyla bir anlamda iflas eden

yumuşak güç uygulamasına dayalı Komşuluk Politikası ve benzerlerinin

yerini, klasik sömürgeci uygulamaların alacağı yeni bir süreçle karşı

karşıyayız. Bunun adı da belli: Medeniyetler Savaşı ya da daha bildik ismiyle

Haçlı Savaşları ...

Yeni Haçlılar ve din savaşlarına dönüş!

Avrupa nın yüzyıllar öncesine dayandırdığı haklı savaş

gerekçelerinden biri olarak sunulan bu husus, Fransa nın bir önceki

Cumhurbaşkanı Sarkozy tarafından Barbarlar tarafından Fransa ya,

medeniyetimize savaş ilan edildi. Yahudilerin acısını paylaşıyorum şeklinde

ifade bulmuş vaziyette.

Sarkozy ismi ve kimliği, açıklamanın kendisi kadar önemli

ve sürecin arka planıyla ilgili çok önemli ipuçları veriyor. İslam a karşı

ittifakın sembol isimlerinden birisi olarak Sarkozy, Yeni Haçlılar ın kim

olduğu sorusunun da başlı başına cevabı gibi...

Bu noktada Paris saldırıları, aslında Avrupa da

başlatılan İslam karşıtı, ırkçı bir hareketi daha da hızlandıracak, ona daha da

güç katacak olması boyutuyla önemli bir yere sahip. Saldırılar, Almanya

merkezli başlayan Pegida hareketini tamamlayıcı bir eylem olarak karşımıza

çıkıyorlar. Dolayısıyla burada göz ardı edilmemesi gereken bir diğer husus da

sürecin Almanya boyutu.

Bu bağlamda resmin önemli bir sacayağı olan Almanya yı ve

orada baş gösteren Pegida yı anlamadan, Mizahi Saldırı nın şifrelerini tam

olarak çözmüş sayılmayız. Bir sonraki yazımızda bu husus üzerinde duracağız...