Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile birlikte Suriye’nin başkenti Şam’a gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında, İslam dünyasının en büyük filozoflarından Ebû Nasr el-Fârâbî’nin (Farabi) kabrini ziyaret etti.
Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümüne denk gelen bu ziyarette Türk heyeti, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve üst düzey yetkililerle güvenlik, sınır güvenliği, mülteci dönüşü ve Suriye’nin yeniden inşası konularını görüştü.
MİT Başkanı Kalın’ın Farabi’nin Şam’daki kabrini ziyaret etmesi, ziyaretin yalnızca siyasi ve güvenlik boyutundan ibaret olmadığını, aynı zamanda güçlü bir kültürel ve medeniyet mesajı taşıdığını gösterdi.
Türk asıllı büyük filozof Farabi, “İkinci Öğretmen” (Muallim-i Sânî) olarak anılır.
Aristoteles’ten sonra gelen en önemli düşünürlerden biri kabul edilen Farabi, mantık, metafizik, siyaset felsefesi, müzik ve ahlak alanlarında çığır açan eserler bırakmıştır.
Hem İslam dünyasını hem de Ortaçağ Avrupası’nı derinden etkilemiştir.
FARABİ KİMDİR
Farabi: Ünlü Türk filozofu ve bilgini (870-950).
Türkistan’da Farab bölgesinde doğan Farabî’nin asıl adı Ebu Nasr Muhammet’tir.
Doğum yerinden dolayı Farabî adıyla anılır.
İlköğrenimini doğduğu yerde yapan Farabî yükseköğrenim görmek için Bağdat’a gitti.
Zamanının ünlü bilginlerinden, bu arada bazı hıristiyan filozoflarından mantık ve dilbilgisi dersleri aldı.
Elbette bunlardan önce ve bunlarla birlikte Arapçayı da çok iyi öğrendi.
Eski Yunan filozoflarını, bu arada Aristoteles’i inceledi. Zamanında yaygın bir ünü olmayan Farabî, ölümünden sonra batıda Ortaçağ hıristiyan filozoflarının ilgisini çekti.
Farabî daha çok metafizik üzerinde çalıştı, felsefeyle İslâm dini arasındaki ayrılıkları, uyuşmazlıkları, çelişmeleri mantık ilkelerine dayanarak gidermek amacı güttü.
Dini değişmez bir öz olarak aldı ve Aristoteles mantığının verilerini göz önünde tutarak, İslâm dinine felsefî bir nitelik kazandırmağa çalıştı.
Bu yüzden doğuda İslâm felsefesinin kurucusu sayılır.
Ona göre, dinle felsefe birbirinden ayrılamaz, felsefe dinin yardımcısıdır; din konuları dışında ve dine karşı bir’felsefe olamaz.
Bağdat’ta karışıklıklar çıkması üzerine Şam’a giden Farabî, orada 80 yaşında öldü.
Yüzden fazla eser yazan bilgin, kendinden sonra gelen İb-ni Sina ve İbni Rüşt gibi ünlü bilginleri büyük ölçüde etkilemiştir.
Farabî’nin Aristotelesçi Ortaçağ filozofları üzerindeki etkisi, İbni Rüşt’e duyulan ilgiden ileri gelmiştir.
Batı kaynaklarında Latince bir adla (Alp-harabius) anılan Farabî, kendinden önce ve sonra gelen İslâm filozofları arasında batının en çok başvurduğu kaynaklardan biridir.
Son zamanlarda, hemen bütün batı dillerinde, büyük Türk-İslâm filozofu üstüne araştırmalar, incelemeler yayımlandı.
Başlıca eserleri: El-Medinetül Fazıla (Erdemli Toplum), El-Maard el-Akl (Akim Anlamlan), El-İhsa-ül-Ulûm (Bilimlerin Sayımı), Füsus-ül-Hikem (Hikmetlerin Özleri).
---