TÜRKİYE Müslümanları Mısır faciasından Mısırda mübarek
Ramazanda yaylım ateşiyle şehid edilen kardeşlerimizden Mısırdaki zulümden
Mısırda dökülen kanlardan Can çekişenlerden Morgların şehid cesetleriyle
dolmasından Hastahanelerin binlerce yaralıyı tedavi edememesinden Büyük ve
korkunç acılardan ibret alıp da toparlanmazlarsa artık onları hiçbir top
uyaramaz.
İbret alıp toparlanmak ne demektir Dağınık haldeki
Müslümanların birleşmek için somut adımlar atmaları demektir. Kuru kuruya aman
birleşelim edebiyatı yapmakla birleşme olmaz.
Türkiye Müslümanlarının teşkilatlı, intizamlı,
hiyerarşili tek bir Ümmet olması için ne yapılması gerekiyorsa onları hayata
geçirmek.
Din konusundaki bütün zararlı ihtilafları, tefrikayı,
anarşiyi, bid atleri bölünmüşlüğü, kaos ve anarşiyi ortadan kaldırmak.
Din sömürüsünü önlemek ve engellemek.
İçimizdeki, fitne ve tefrika tohumları eken İbn Sebe leri
kusmak
Küfrün darbelerine karşı hazırlıklı olmak.
Ötekilerle görüşüp anlaşmak, iç barışı ve sosyal
mutabakati yeniden kurmak.
Bilhassa tek kimlikli gerçek Alevî kardeşlerimizle
anlaşmak.
Müslümanları bedevî şifahî kültürden, yazılı medenî
kültür seviye ve statüsüne yükseltmek.
Evet, Mısır facialarından ders almaz ve birleşmezsek,
bizim akıbetimizin de Mısır gibi olmasından korkulur.
Mısırda korkunç facialar yaşanıyor ve biz gaflet içinde
seyrine bakıyoruz.
Mısır Müslümanları bu duruma nasıl düştüler
Birlik ve beraberlik içinde olmadıkları için
Tek bir Ümmet olmadıkları için
Başlarında kendisine biat ve itaat edilen bir
Emîrü l-mü minîn bulunmadığı için
Mısırda birbirleriyle barışık olmayan İhvan ve Selefî
partileri olduğu gibi bizde de nice İslamî parça birbirine karşıdır.
Şu anda Türkiye Müslümanları Mısır Müslümanlarından daha
fazla parçalanmıştır.
Parçalanmış, bölünmüş Türkiye Müslümanları birleşmemek,
Ümmet olmamak konusunda ittifak içindedir.
Bunun sonu Mısır gibi olmaktır.
(İkinci yazı)
Kurtuluşa ve Ebedî Saadete Dâvet
HİÇBİR iddiası olmayan, insanlardan herhangi bir menfaat
talep etmeyen mütevâzı bir yazarım. Ne para isterim, ne makam mevki, ne de
memuriyet başkanlık. Profesyonel gazeteci değilim. Sarı basın kartım bile
yoktur.
Yirmi küsur yıldır nâçiz bir hizmet olarak bu sütunlarda
yazıyorum.
Dinime, memleketime, halkıma hizmet etmek isterim.
Acaba sahiden hizmet edebiliyor muyum
Takdir ve tebrik edenler var; tahkir ve tezyif edenler
var
Birer birer hepimizi, halkı, ülkeyi, devleti İslamın
kurtaracağına inanırım.
Din konusunda kendi kafamdan şahsî fikirlerimi yazmam.
Bendeniz bir
Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanıyım. Muteber ve güvenilir
İslamî kitaplardaki bilgileri nakl ederim.
Bazıları yazılarımı Mızraklı İlmihale benzetiyorlar.
Bununla iftihar ederim.
Günlük, gelip geçici, çok sebatsız, çok değişken, çok
sathî=yüzeysel hava cıva konulardan hoşlanmam. Yazı ve fikir dediğin kalıcı
olmalı. Yazılarım 10, 20, 50 sene sonra da okunabilmeli.
İsim vererek, şahıslara çatarak polemik yapmaktan nefret
ederim.
Tenkit ederim ama tenkitlerim anonimdir. Ismarlama gömlek
dikmem, hazır konfeksiyon gömlek dikerim. Kimin üzerine uyarsa onun olsun.
Nazarımda en büyük ahlaksızlık ve şerefsizlik, din
sömürüsü, mukaddesat bezirgânlığı yapmaktır. Böylelerini karı satanlardan daha
âdi görürüm.
Bendeniz icazetli din hocası değilim. İslamın iki kere
iki eder dörtlerini yazarım, bunları yazmak için hoca olmak gerekmez, Müslüman
olmak yeterlidir.
Okuyucularıma, muteber kitaplardaki bildirilen mutluluk
ve kurtuluş yollarını beyan ederim.
İslamın iki kere iki eder dörtleri nelerdir
Allah katında makbul sahih=doğru bir imana sahip olmak.
Beş vakit namazı dosdoğru kılmak.
Zekâtı Kur ana Sünnete Şeriata fıkha göre dosdoğru
vermek.
Fırka-i Nâciye ve Sevad-ı Âzam olan Ehl-i Sünnet dairesi
içinde bulunmak.
İslamın cadde-i kübrasında yürümek.
Kur an, Sünnet, Selef ahlakı ile ahlaklı olmak.
Ümmet ve Hilafet şuuruna sahip olmak.
Peygambere (Salat ve selam olsun ona) biatli ve onunla
irtibatlı olmak ve ona itaat etmek.
Riba, zina, israf gibi azgınlıklardan uzak durmak.
Dünyayı imar ederken ve dünya hizmetlerini görürken
ahirete dönük olmak.
Tefrikadan, nifak ve şikaktan, fitne ve fesattan
kaçınmak.
Kendisine yetecek kadar ilmihalini öğrenmek.
Bunlara benzer konularda yazarım ve sık sık tekrar
ederim.
Bu konular güvenilir ve muteber din kitaplarında vardır.
Din konusunda yeni bir şey söylemem.
Eğitim, İslam mektepleri, kültür, sanat, adam yetiştirme,
şifahî bedevî kültürden yazılı medenî kültüre geçme konularını işlerim.
Kaç kere yazdım, tekrar ediyorum: Yazılarımdan
hoşlanmayanlar okumasınlar.
İslamın iki kere iki eder dört kategorisindeki bilgileri
tekrar ederken yanılmam mevzuubahs olamaz.
Her Müslüman beş vakit namazı dosdoğru kılsın derken
nasıl yanılabilirim
Naçiz yazılarımla bir tür emr-i mâruf ve nehy-i münker
yaptığıma inanıyorum.
Mutezile, Vehhabî, Haricî, Rafızî, Fazlurrahman, Afganî
mezheplerine bağlı bazı kimseler bendenize kızıyor. Yukarıda arz ettim, bu
fakir Ehl-i Sünnet mezhebine mensubum, elbette o mezhebin inancını, fıkhını,
görüşlerini yazacağım. Hem onlar gibi taqiyye ve kitman da yapmıyorum
Muteber din kitaplarından nakl ettiğim bilgiler, uyarılar
insanın kurtuluşuna ve ebedî saadetine vesile olur; ülke halk ve devlet de bu
inanç ve fikirlerle yükselir.
Müslümanların uyanması, aydınlanması, doğru bilgilenmesi,
Ümmet birliği içinde yerini alması, ehliyetli ve liyakatli bir İmam a biat ve
itaat etmesi konusunda; pek küçük, pek minik, pek nâçiz bir hizmet
yapabiliyorsam maksat hâsıl olmuş demektir.
Yazılarımı faydalı bulanlara teşekkür eder, dualarını
beklerim. Rahatsız olanlara da okuyup canınızı sıkmayın, hoşgörün derim.
Herkese selam ve hürmetlerimi sunarım.
(Üçüncü yazı)
Yazıma İlave Yaparak İnternet Piyasasına Sürmüşler
HABER aldığıma göre, isim vermeden anonim tenkitler
yaptığım eski bir yazıma, birileri eklemeler yapmışlar ve internete sürmüşler
Bir yazarın, onun iznini ve rızasını almadan, yazısına ilave yapmak ahlaken
ayıptır, kanunen suçtur, bir hak ihlâlidir.
Bendeniz bazı eski mücahidler şimdi müteahhit oldular
derken isim belirtmiyorum.
Eskiden mücahidmiş, aradan yıllar geçmiş, çizgisinden
sapmamış, yine mücahid Böyle bir kişiye kim ne diyebilir
Mücahid fi sebilillah olabilmek için mutlaka
muhlis=ihlâslı olmak gerekir. Münafıktan mücahid olmaz.
Bendeniz gerçek bir mücahidi kötülersem, rüzgâra karşı
tükürmüş olurum.
Bundan otuz kırk yıl önce radikal mücahidmiş, atıp
tutuyormuş, esip tozuyormuş, bu düzen bozuktur, yerine hak bir düzen gelsin
edebiyatı yapıyormuş; şimdi ise, vaktiyle bozuk dediği necis düzenin haram rant
ve nimetlerini yiyerek, bin türlü dalavere yaparak semirmiş, büyük zengin
olmuş Böylesini, isim vermeden (bendeniz savcı, hâkim ve cellât değilim)
tenkit etmemden tabiî ne olur.
Yazılarıma ilave yaparak piyasaya sürenleri mahkemeye
vereceğimi duyururum.
01.08.2013