Mısır ve Türkiye'de ne oldu, ne olacak? 2

Abone Ol

Önceki yazımızda, geleceği tahmin ve inşa açısından,

geçmişi kısacada olsa hatırlamak yararlı olacaktır dedik. Tarih ilmi geçmişi

bilme ilmidir. Tarih gelecekte olacakları bilmek için okunur. İnsanlık da

insana benzer, aynen insan gibi doğar, gelişir, olgunluğa ulaşır, yaşlanır ve

sonunda ölür. İnsanlık da binlerce yıl önce doğdu, gelişti ve bugün buluğ

çağına erdi. İnsanlık tarihi de yeni uygarlık, yeni peygamber ve yeni kitaplar

getirdi. Son peygamber Hazreti Muhammed, son kitap da Kur an dır. Artık peygamberlerin

yerini müçtehit âlimler almıştır. Çağımız peygambersiz kurulacak ilk uygarlık

çağı olmaktadır. Avrupa uygarlığı çökmeye başlamıştır. Şimdi yeni İslâm

uygarlığı doğmaktadır...

İLİM, DİN, EKONOMİ ve SİYASETTE tarihî gelişmelerin düğüm

noktasındayız.

İLİMDE kıyas aşamasından temsil aşamasına;

DİNDE vahiy aşamalarından içtihat ve icma aşamasına;

EKONOMİDE faizli işçilik döneminden faizsiz ortaklık

dönemine;

SİYASETTE ekseriyet demokrasisinden hicret

demokrasisine geçilecektir...

İnsanlık tarihindeki işte bu değişim ve gelişmeleri göz

önüne aldığımızda, insanlığın geleceğinde neler olacağını daha net olarak

görebilmekte ve tahmin edebilmekteyiz.

Hak dinler/düzenler ile bâtıl dinler/düzenler arasındaki

çatışma kıyamete kadar hep devam edecektir. Çağımızdaki çatışma da bu

çatışmadan başka bir şey değildir.

İster yere, ister ırka dayalı ayrıcalıklara göre yapılan

çözümler kesinlikle çözüm değildir. Sorunlar ancak yerinden yönetim ve

hakemlik sistemi ile çözülebilir.

Türkiye ADİL (EKONOMİK) DÜZEN i önce ülkesinde kurmak,

daha sonra da dünyaya örnek olmak işiyle görevlidir. Türkiye hakemliği kabul

eden devletlerle işbirliği yapacaktır. Ayrıca komşularıyla geçmişe dayanan çok

yönlü yakınlık hukuku vardır. 

Önceki yazımıza, tarihe istinaden, Mısır da oynanan son

oyunları değerlendirerek başlamış ve İhvan-ı Müslimin önderliğindeki Mısır

halkı oyuna gelmeyecektir demiştik.

Madem İhvan-ı Müslimin önderliği dedik, İhvan üzerinde

biraz daha duralım.

İhvan-ı Müslimin yani  Müslüman Kardeşler teşkilatı 85 yıl önce Hasan el-Benna ve 6 işçi

arkadaşı tarafından kurulmuş, idealleri büyük ama mütevazı bir yapılanma. Temel

ilkelerini Hasan el-Benna şöyle ortaya koyuyor: 1) İhvan hareketi Kur an ve

Sünnette yer alan saf haldeki İslam a dönüş çağrısıdır. 2) Sünnîdir. 3)

Tasavvufî bir boyutu daima vardır. 4) Yönetimi ve toplumu dönüştürmeyi

amaçlayan siyasî bir teşkilattır. 5) Beden eğitimine ağırlık veren ciddi

anlamda sportif bir cemaattir. 6) İlmin her Müslüman kadın ve erkeğe farz olduğunun

bilincinde olan ilmî ve kültürel bir cemiyettir. 7) İslâm ın ekonomik ve ticari

kazancı düzenleyen hükümlerini benimsemiştir. 8) Sosyal bir fikir sistemidir.

Reşid Rıza nın Türklere çağrısı ile yazımızı bitirelim.

Suriye 1895 doğumlu ama Mısır daki İslâmî çalışmalardan

etkilenmiş ilim adamı Reşid Rıza, Hilafet ve Türkler hakkında ilginç şeyler

yazdığı bir kitap neşretmiş ( Hilafet , Mana, 2010), kitapta 1920 lerin

başındaki Türkiye ye ve Müslüman Türklere şöyle seslenmiş:

Ey kahraman Türk halkı! Kuşkusuz bugün insanlık için bu

amacı (evrensel bir İslâm düzeni kurmayı) gerçekleştirebilecek en güçlü

Müslüman halklardan birisin. Eşsiz bir insanlık tarihi kurmak için bu fırsatı

değerlendir ki, burada savaşçı kimliğinin adı bile anılmasın. Hayat tarzı olarak

Batı yı taklit edenler, seni Batılılaştırmaya doğru sürüklemesin. Çünkü sen

Batı medeniyetinden daha hayırlı bir medeniyetle, onlara liderlik yapacak

kapasitedesin.

Mısır daki son olaylar başlayınca, bu köşede MISIR NE

YAPMALI başlıklı üç yazı yazdık. Mısır ne yapmalı derken, Sana söylüyorum

kızım (Mısır), sen anla gelinim (Türkiye)! hesabı, aslında Türkiye nin yapması

gerekenleri de yazmış oluyorduk. Ama bizden önce de bu davet, tebliğ ve irşad

görevini yapanlar olmuş. Reşid Rıza 1920 lerde bu görevi yerine getirenlerden

sadece biri. Birinci yazıya Mehmed Âkif ile başlamıştık, yine Mehmed Âkif in

bir beyti ile bitirelim: DOĞACAKTIR SANA VAAT ETTİĞİ GÜNLER HAKK IN / KİM

BİLİR BELKİ YARIN, BELKİ YARINDAN DA YAKIN. Ve s-selâm