Önce Arap Baharı vesilesiyle bazı gerçekler ortaya
çıktı...
Şimdi de Mısır daki Askeri Darbe ile her şey ayan beyan
görünmeye başladı
Her şeyden önce tarihi gelişmeye göre faizci tekel sömürü
sermayesi siyasi gücünü kaybetmiştir, siyaseten eski gücünde değildir. Obama,
Putin ve AB sermayenin sömürüsüne karşıdır; Çin de bunların yanında yer
almıştır; İran ve Türkiye de onların yanındadır.
Faizci tekel sömürü sermayesi, karşılıksız dolar
sayesinde hâlâ Dünya ekonomisi üzerindeki hâkimiyetini sürdürmektedir. Yani
faizci tekel sömürü sermayesi ekonomi bakımından hâlâ güçlüdür. Dünyada krizler
oluşturmakta, ardından daha da ileri giderek III. cihan savaşını çıkartmak
istemekte, bu sayede en sonunda bugünkü etkin güçleri yok etmeyi
planlamaktadır. Bugün var olan bu etkin güçleri birbirleri ile savaştırmak
suretiyle yok etmek ve sonunda kendi emrinde olan yeni etkin güçler oluşturmak
hedefindedir.
Hâlâ devam eden, dünyayı sarsan ve Türkiye ye en az etki
yapan, hattâ faydalı bile olan ekonomik krizler bu amaçla çıkarılmıştır,
Arap Baharı bu sebeple icat edilmiştir.
Bu yapılanlara karşı Amerikan halkı ve diğer ülkelerdeki
halk direnmektedir.
Amerika da işletmeleri olan üretici Yahudiler ile yine
Amerika da banker olan finans sahibi Yahudiler arasında içten içe derin ve
çetin bir çatışma ve savaş vardır. Bankerler Bush u, patronlar Obama yı
tutmaktadırlar.
Mısır daki darbe ve Taksim deki Gezi Parkı olayları bu
iki gücün çarpışmasıdır.
Suriye de Esed i destekleyenler de bu banker
Yahudilerdir. O yolla Türkiye ile Suriye yi savaştıracak, İran ı devreye
sokacak, sonra Türkiye yi ABD ve AB destekleyecek, İran ı ise Çin ve Rusya
destekleyecek, böylece III. cihan savaşı başlamış olacaktır.
Türkiye deki PKK tasfiye edildikten sonra; Taksim işgal
edilerek, Arap ülkeleri ile Doğu Avrupa ülkelerinde başarılı olan metot
Türkiye de de semere verecekti.
İşte, Mısır olayları ve Mısır Askeri Darbesi bu yöndeki
denemelerden bir adımdır.
Bu durum son gelişmelerle daha da belirgin hâle
gelmiştir.
Obama bu müdahaleye karşı çıkmış, Cumhuriyetçiler ise
desteklemişlerdir.
Mısır yeryüzünde ilk imparatorluğun kurulduğu yerdir.
Kur an da bu imparatorluktan doğrudan bahsedilmektedir. Mısır sonra Romalıların
eline geçmiş, İskenderiye ekolü ile dünyada ilim merkezi olmuştur. Sonunda
Mısır Arap Müslümanlar tarafından fethedilmiş, Şam ı desteklediği için de
Emeviler galip gelmişlerdir. Sonra Abbasilerin eline geçmiştir. Daha sonra
Osmanlılar tarafından fethedilmiş, Kavalalı Mehmed Ali Paşa döneminde Mısır
Batılılaşmayı Türkiye den önce başlatmıştır.
Mısır tarihte çevresine uzun zaman hükmedememiş ama
Mısır a da kolay kolay hükmedilememiştir. Osmanlı İmparatorluğu nun
parçalanması ile Mısır da dinsiz diktatörler dönemi başlamıştır. İhvan-ı
Müslimin (Müslüman Kardeşler) mensupları âlim şehitler vererek direnmeyi
günümüze kadar sürdürmüşlerdir. Arap Baharı nda Arap ülkelerinde kanlı olaylar
olmuş, Mısır da ise en az kan dökülmüştür. Sermayenin istediği değil de
Müslümanların istediği kişi yani Mursi başkan olmuş, halk seçimle onu
getirmiştir.
Arap Baharı nda halk gözünü Türkiye ye dikmiş,
Türkiye deki gibi bir yönetim ister olmuşlardır. Hem Arap halkı hem de
yöneticiler Türkiye yi örnek almakta, bu da sermayeyi son derece rahatsız
etmektedir. Sermaye, etkin güçleri yenmek için Türkiye yi yanına almaya
çalışmaktadır. Bunun için AK Parti yi önce bölmek, sonra da Kemal Derviş
benzeri birini AK Parti nin başına getirmek istemektedir. Bu bölmeyi iki yoldan
yapmak istemektedir.
Abdullah Gül ü devreye sokup bilhassa cumhurbaşkanı
seçiminde bir çatlak oluşturmayı denemek istemektedir. Abdullah Gül bu hususta
şimdiye kadar bir hata yapmadı, sermayenin isteğine alet olmadı. İkinci bölme
aracı ise F. Gülen Cemaati dir. ABD de rehin olan F. Gülen in kontrolünden
çıkan Cemaat sermayenin oyuncağı hâline gelmiştir, AK Parti yi bölme
girişiminde aktif rol oynamaktadır. Parti içinde de bu oyuna alet olanlar
vardır.
Bitmedi; derin tahlillerimizindevamı ve Mısır ne yapmalı sorusunun cevabı var.