Ali Deniz...
Deniz astsubayı..
9 Eylül 1997 tarihine kadar Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu idi...
Antidemokratik 28 Şubat sürecinde, birçok silah arkadaşı gibi TSK ile ilişkisi kesildi.
Hükümet, son dönemde gerçekleştirdiği düzenleme ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Kararları ile ordudan atılanlara bazı haklar tanıdı..
Ancak Ali astsubay bu haklardan istifade edemiyor...
Neden mi
Şu cümlelere kulak verin o halde;
"1991 mezunu bir deniz astsubayı idim..
Donanma Komutanlığında görevli iken 1997 Ekim ayında ordudan ilişiğim kesildi.
Yıllar sonra AKP yasa çıkardı, iade-i itibarımızı öngören...
Lakin öyle karmaşık işler döndüki anlamadım..
Namaz kılan ve eşi kapalı ve rahmetli Erbakan hocama gönül vermiş bir deniz astsubayı iken (balyozdan sanık Suga eylem planını yazdığını dün öğrendiğim) bir isim tarafından disiplinsiz ilan edilip görevimden atıldım..
Hiçbir yüzkızartıcı işe bulaşmamış biri olarak MSB tarafından reddedilen başvurumla çevreme karşı suçlu imajına büründüm...
Çünkü bu af yasasıyla ordudan atılanlar haklarına kavuşuyordu bense kavuşamadım..
Sebebi ise beni ordudan KARARNAME ile atmışlar, Yüksek Askeri Şuraya çıkarmamışlar dosyamı...
Böyle bir nizam görmedim...
Eğer dini inancından atılanları da kapsıyorsa bu af ben niye affolmadım
Kaldıki devlet baba yasa uygularken ayırım yapmaz..."
Gerçekte de bu işte gariplikler dizisi gözden kaçmıyor..
Bir kere ordudan atılmalarda gerekçeler neredeyse birbirine paralellik arzediyorsa bu ayrım neden
YAŞ kararlarıyla ordudan atılanlarda TSK Personel Kanunu 94/b açılımı olan "Disiplinsizlik veya ahlaki durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır... Ve astsubay sicil yönetmeliği 60/a ve 60/b maddeleri hükmedilir.. a) Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması, b) Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi...
Esasen bu maddeler TSKdan tüm atılanlarda neredeyse aynı..
YAŞ Kararlarıyla atılanlardada 94/b maddesi uygulandı..
Onlarda fazladan olan ya da farklı olan sicil yönetmeliğinin f maddesi..
Peki bu madde neyi içeriyor
f) Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar...
TSK ile ilişiği kesilenlerde f maddesine dahil edilenler 6191 sayılı yasanın geçici 32. maddesinden faydalanabildiler... Diğerleri kapsam dışı tutuldu..
Gerekçeleri YAŞtan atılanlarla birebir örtüşse de Kararname ile ordudan atılmasından dolayı şu anda bir hak iddia edemeyen, o kapsama sokulmayan Ali Deniz dertli mi dertli:
"Ben amirime yaranamadım; namaz kıldığım oruç tuttuğum için ve sosyal faaliyetlere türbanlı olan eşimle katılmadığım için öcü gibi bakıyordu bana ve istediği disiplinsizliği üzerime giydirebiliyordu ve öyle yaptı..
Kendisi Suga Eylem Planını yazan Balyoz sanığı olarak tutuklanan birisi... Ben namaz kılan birisiyim...
Branş kıdemli astsubayı olarak tayin olmama rağmen, astlarımla direk iş dağılımı yapıyor ve benimle muhatab bile olmuyordu...
Birgün odasına gidip sordum "Bu işin sonu nereye gidiyor, benimle çocuk gibi küsüyorsunuz." dedim..
Bana "Sen veya ben gideceğim çözüm bu." dedi...
Mobbing denen, işyerinde psikolojik tacizi birebir uyguluyordu..
Örnek; doktordan istirahatli iken yetkisi olmadığı halde istirahatimi gemide geçirmemi emretti, ben de kanuni hakkımı kullanıp evime gittim...
Kayınpederi Ankarada Amiral idi ve komutan dahil korkuyordu amirimden.. Yüksek Askeri Şuraya çıkarmaya gerek bile görmeden gizli bir yaş anlayışı ile kamuoyu tepkisi riskine girmeden kararname diye bir yöntemle attılar ordudan.."
"Askeri mahkemede yargılanarak atılmadım..
Yüz kızartıcı işlere bulaşmadım ama çıkan düzenlemeden de yararlanamadım...
Sebep sadece dosyam Yüksek Askeri Şuraya çıkarılmadı diye yararlanamıyorum..."
"TSKdan atılma şekilleri bu iktidarında diğer siyasilerinde tam bildiği bir konu değilmiş...
Söylemleri böyle...
Kararname ile atılmam benim tasarrufumla olan bir adım değil...
TSKnın keyfiyetiyle ilgili bir konu...
Hükümetimiz bizimle ilgili ek bir madde daha çıkarabilir...
Sonuçta Kararname yetkisi hükümetin elinde...
Dinimi yaşayan biri iken orduda yaşatmadılar...
AKP sahip çıkacak bu yasa ile diye sevindim ama AKP de sahip çıkmadı...
Darbe dönemine sahip çıktı...
Sol görüşlüleri affetti ama kararname ile atılan subay astsubay ve uzman çavuşlar ortada kaldı...
Ha, birde okuldan atılan askeri öğrenciler var...
Onlara yüklü tazminatlar ödetildi, TSKdan atıldıktan sonra..."
TBMMye iş düşüyor..."
(NOT: Bu konuyla ilgili daha geniş röportajı gazetemizin pazartesi günü yayınlanacak sayısında okuyabilirsiniz AÖ.)
Şükrü Karacaya neden şaşırmadım!
Şükrü Karaca...
Dinlemekten zevk aldığım, Ankaralı yıllarımdan tanıdığım siyasi analist...
Çillerin "has dairesi"ne girebilen MHP kökenli nadir danışmanlarındandı...
28 Şubat sürecinden sonra Çillere Demokrasi Paketini hazırlayan birkaç isimden biri idi...
DYP deneyiminden sonra 2007de AK Partiden aday adayı oldu...
Şimdi de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluna siyasi analizler yapacakmış...
Bazıları Aaaaa dedi ama ben şaşırmadım!
Zira, CHP sol bir parti değil ki
Bakalım Şükrü Baba solcu olmayan ama öyle gözüken bir partiye özgürlükleri nasıl analiz edecek