Bismillâhirrahmanirrahîm!
EMPERYALİST emeller taşıyan küresel güçlerin yeryüzünü acı ve kan gölüne çevirdikleri bir dünyada yaşıyoruz. Gücü elinde tutanlar, güçlerini insanlığı yok etmek amacıyla kullanıyorlar. Sermaye, askerî silâhlar, iktidarlar ve medya aracılığı ile hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. En çok önem verdikleri alan ise medyadır. Bu yoldan gerçekleri tersyüz ediyor; yalanı gerçek, gerçeği de yalan gösteriyorlar.
İnsan zihninin şekillenmesinde medya büyük rol oynuyor. Fikirler bu yoldan kitlelere ulaşıyor, algı operasyonları ile insanlar manipüle ediliyor. Medyaya sahip olmayan görüşlerin toplumda yer edinme şansı bulunmuyor. “Medyaya sahip olan, dünyaya hâkim olur” sözü gerçekliliğini koruyor. İşte, sözün burasında “millî medya”ya duyulan ihtiyaç bütün açıklığıyla kendini gösteriyor.
53 yıllık yayın hayatında yakinen gördük ki, Türkiye’de millî medyayı Millî Gazete temsil ediyor. Bu sebeple Millî Gazete’nin tanınıp okunur hale gelmesi gerekiyor. Bu konuda, başta Millî Görüş kadroları olmak üzere, okuyucularımıza ve hepimize görevler düşüyor. Büyük bir davası olan Millî Görüşçülerin dünya gidişatını iyi okuyup çağın şartlarına uygun bir mücadele yöntemi geliştirmeleri gerekiyor.
Okumayanın canını okuyorlar. Okumadan bir yere varamıyoruz. Selâhaddin Eyyûbî hükümdar olunca hemen Kudüs’ü kuşatmadı. Emrinde 300 bin kişilik bir ordusu vardı. Önce askeri ve halkı için “ilim öğrenme ve eğitim seferberliği” başlattı. Onları üç yıl yetiştirdi. Sonra da bu eğitimli insanlarla Kudüs’ü fethetti.
İKTİDAR OLMAK İÇİN
SİYONİST ve emperyalist odakların medya ve bilişim alanına büyük önem verdikleri biliniyor. AKP, 23 yıldır iktidarda! Halkı refaha çıkaran, Türkiye’yi kalkındıran icraatlar yaptığı için mi? Hayır! Genel Başkanı, daha işe başlarken, ya yeni gazete ve TV’ler kurdu/kurdurdu; ya da bir yöntemle medyayı kontrolüne aldı. Şimdi gazete ve TV’lerin yüzde 95’i iktidar yanlısı! Her söylediklerini doğruymuş gibi gösteren bir medya ağları var.
Millî Görüşçülerin hak bir davayı savunuyor olmaları yetmez. Hak davayı kitlelere ulaştıracak yayın organları, güçlü hukukçular, sermayedarlar, eğitimciler… de bu hak davada yer almalıdır. Davamızı iyi anlatan kaliteli, iyi yetişmiş insanlar olmalıyız. İlim ve okuma olmadan bunu yapamazsınız! Millî Görüşçüler önce Millî Görüş’ün medyadaki temsilcisi olan Millî Gazete’nin kıymetini bilmelidirler.
Millî Görüş’ün 4 partisi kapatıldı; nice badirelerden geçtik! Çalışmalarımızı bunları dikkate alarak yapmalı, kendi kurumlarımıza sahip çıkmalı; destek vermeli, daha da geliştirmeliyiz. Millî Görüşçüler, tanıtım ve halkla ilişkiler çalışması yapıyor değil mi? Bunun en ucuz ve etkili yolu Millî Gazete ile olur. Olaylara doğru bakış açısı Millî Gazete’de yansıtılıyor. Millî Gazete’den niçin “tam olarak” faydalanmıyoruz?
Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Kurdaş, bir konuşmasında, gazetemizi şöyle tanıtmıştı: “Millî Gazete savrulmadı; güce boyun eğmedi. Doğru habercilik yaptı. Bürokratlarca da takip edilen doğru haber tiryakilerinin adresi oldu.”
ORTAK BAKIŞ AÇISI
GAZETEMİZDE çizgileri (karikatür) yayınlanan Osman Sak’ın, bütün Bizans zihniyetlilerin olaylara “aynı gözlükle baktıklarını” anlatan bir çizgisini görmüştüm. (24.12.2024) Siyonistlerin, Haçlıların emelleri var. Bu hedeflerine ulaşmak için -özellikle yöneticileri olarak- “birlikte” hareket ediyorlar. İnancımızın da bize yüklediği büyük hedeflerimiz var. “Birlikte” hareket edebilmeyi hedeflemeliyiz.
Davamız uğruna Adana’da gayretli çalışmalarıyla tanıdığım Cuma Şahin, bir konuşmamızda şöyle demişti: “Gazetemiz elden dağıtılırken çok satıyordu; biz de canlı ve hareketliydik. Şimdi gazetemiz bayiden alınmaya başlayınca, satışımız düştü; toparlanmakta zorluk çekiyoruz.” Millî Gazete’mizin toparlayıcılığını görüyor musunuz? Buna bir çözüm bulmalıyız.
Küresel güçlerle yarıştığımızı unutmayalım. Mustafa Kurdaş, “53. yıl”ımızı değerlendirme yazısında, Erbakan Hoca’dan aldığımız ilhamla gazetemizin “Allah rızası” gözetilerek çıkarıldığını anlattıktan sonra, “Niçin çürür insanlık?” sorusunu şöyle cevaplamıştı:
“Bugün dünyanın ve insanlığın en büyük krizi medyanın küresel emir-komuta esareti altına alınmasıdır. İktidarların rızasının güdümüne giren medya ise vicdanları karartır, zulmü besler ve böylece süregelen sömürgeci, emperyalist düzeni ayakta tutar.” (12 Ocak 2025)
Hak davanın yanık sevdalıları! Bu görev hepimizin! “Bâtıl”la çetin mücadelemizin olduğunu unutmayın! Bütün Millî Görüşçü kuruluşlar olarak; gönül gönüle, el ele vereceğiz. Onurlu mücadelemizi mutlaka kazanmamız gerekiyor. Her şey bizim gayretimize bağlıdır. “Hak geldi; bâtıl zâil oldu” hakikatini ancak o zaman hayata yansıtabiliriz. Büyük davalar, büyük fedakârlıklar gerektirir.