TÜRKİYE, 13 yıllık AKP iktidarında rüşvet ve yolsuzluk
iddialarının ayyuka çıktığı bir ülke haline geldi. Hükümet in 2. adamı,
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ın, İsraf konusunda karnemiz
kırık. 13 yılı israf ettik. İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek
yok (17.4.2015) şeklindeki sözlerinin şahidiyiz.
Temel konulardaki pek çok yanlışa rağmen, AKP her seçimde
halkın oylarını almayı sürdürdü. Tanıtma ve mali imkânları tek taraflı
kullandı; algı yönetimleriyle millî iradeyi manipüle etti.
Halktan üç dönem yetki istedi. Devletin gelir getiren
kurumlarını özelleştirme bahanesi ile sattı. Yabancılara toprak satışını kat
kat artırdı. Benzin gibi temel ihtiyaç maddelerine yüksek vergiler koydu. Bu
yöntemle ülkede suni bir rahatlama sağladı.
Fakat şimdi deniz bitti, devletin zirvesi ekonomik
kriz den söz etmeye başladı. Çarşı pazarda yaşanan pahalılığa hepimiz şahidiz.
Üretime yönelmeyen ekonominin acı faturası önümüzde.
Yerli üretim teşvik edilmedi. AKP Hükümetleri Türkiye yi
yabancıların pazarı haline getirdi. Otomobil, gemi, uçak, cep telefonu gibi
malların markalarına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.
AKP, 2011 seçimlerinde sürekli Ergenekonculardan yakındı,
onları tehlike olarak gösterdi ama şimdi onların hepsi berat etti. Bugün de
terör tehlikesinden söz ediyor. Elbette doğru. Fakat onların da gelecek
seçimlere kadar berat ettirilmesinden endişeliyiz.
Üç seçimdir, Yeni Anayasa dan söz ediliyor. Fakat
AKP nin uzlaşma kültüründen yoksun oluşu sebebiyle bu vaadini yerine
getiremedi. Türkiye darbe anayasasına mahkûm oldu.
HER PROBLEMİN ÇÖZÜMÜ VAR
Hükümet, 13 sene yol, köprü, pazar yeri, hastane, yüzme
havuzu, stadyum gibi her gün halkın gözü önündeki icraatlarla işi götürmeye çalıştı.
Elbette bu icraatlar güzel, fakat yetersizdi.
Ekonomi, eğitim, dış politika gibi temel alanlarda aynı
başarıyı sağlayamadı. Bunlar, hem ileri görüşlü olmayı, hem de üretime yönelik
yatırımları gerektirirdi. Hükümet in açılışını yaptığı tesisler içinde nedense
atölye, fabrika gibi üretim mekânlarını hiç göremedik.
İşte, bu gerçekler, halkın arayış içine girmesine yol
açtı. Millî ittifak konusu gündeme geldi. Saadet ve Büyük Birlik Partisi nin
oluşturduğu Millî İttifak halkın taleplerine cevap oldu.
Halk, MHP nin de bu ittifakta yer almasını istiyordu. MHP
yöneticileri buna sıcak bakmadılar. Seçmen, AKP nin seçim barajı konusundaki
duyarsızlığını, devlet imkânlarını tek taraflı kullanmasını ve MHP nin de
ittifak ilgisizliğini değerlendirecektir, diye düşünüyorum.
Millî İttifak, AKP nin planlarını alt üst etti.
Alternatifimiz yok sözünün geçersizliğini ortaya koydu. Siyasi rakiplerini
telaşlandırdı. Hesaplarını değiştirmek zorunda bıraktı.
Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi,
AKP nin büyüsü bozuluyor (23. 3. 2015) ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı,
AKP den 400 milletvekili isterken, şimdi 335 e razı. Mehmet Ali Şahin
Koalisyonlar dönemi başlayabilir (12. 4. 2015) diyor. Abdullah Gül,
Muhalefetin oyları artacak (15. 4. 2015) derken; AKP nin oyunun düşeceğini
ima ediyor.
Saadet ve BBP seçim ittifakı halka ümit ve güven verdi.
Ülkede yeni bir heyecan dalgası meydana getirdi. Fakirlik, yolsuzluk ve israfa
mahkûm olmadığımızı gösterdi.
YÜZLER GÜLECEK İNŞAALLAH!
Allahü Teala, El birlik Allah ın kopmaz ipi olan İslam a
sımsıkı sarılmayı (Al-i İmran, 103) emreder. Allah Resulü (s.a.v) de, İki
kişi Allah için bir araya gelirse yardımcıları Allah tır buyurarak bir olmaya
(ittifaka) davet eder.
Millî İttifak ın oylarını, iki partinin önceki
seçimlerdeki oylarının toplamı olarak düşünmeyin. Nice insan, bu partiler tek
başına barajı geçemeyecek, diye başka partilere oy verdi. Artık Millî
İttifak ın baraj problemi yok. İki partinin oluşturduğu sinerjinin en az yüzde
15 oy getireceği konuşuluyor.
Millî İttifak, yerli üretim, sanayi ve kendi gücüyle
kalkınma demektir. Fabrika kurmak, iş sahaları açmaktır. İstihdam oluşturup
işsizliğe çare bulmaktır.
Millî İttifak, yolsuzluk ve israfa giden paraların halkın
cebine girmesi anlamına gelir.
Saadet Partisi öncülüğündeki Millî İttifak, ahlâk
tahribatını önlemek, önce ahlâk ve maneviyat prensibini hayata geçirmektir.
Millî İttifak, uzlaşmaya hazır olma, refahı herkese
ulaştırma ve adil paylaşımdır. İnsanî değerleri, dostluğu, kardeşliği doya doya
yaşamak ve insanların yüzünü güldürmektir.
Halkımız önemli bir fırsat ile karşı karşıyadır. Şimdi,
alternatifimiz yok diyenlere, çözüm ve çarenin kimsenin tekelinde olmadığını
gösterme zamanıdır. Milli İttifak, işbirlikçilik değil, millî ve tabiî çözümdür.