şükürler olsun, uzun yıllardır ümitle beklenen hayal
gerçek oldu. Son 25 yılın en önemli işbirliği olarak, Saadet Partisiyle Büyük
Birlik Partisi arasında milli ittifak kuruldu.
Saadette Büyük Birlik gerçekleşti.
Bu gönül birlikteliğinin camiamız adına son derece önemli
etkileri ve sonuçları olacaktır. Her seçime büyük coşkuyla hazırlanmamıza
rağmen, 2002 seçimlerinden beri ilk defa bu kadar büyük bir heyecan ve umut
yaşıyoruz.
Dünya görüşümüze en yakın partiyle birlik olduk. Aynı
değerlere bağlı topluluklar olarak birlikte ve rahatça çalışma yürüteceğiz.
***
Seçimler bir rüzgâr ve havadan ibarettir. Bu havanın
yakalanması ve estirilmesi önemlidir.
Milli ittifaka oy vermesi beklenen seçmen, ortaya çıkan
rüzgâra ve bu yapının gücüne bakacaktır. Şayet barajı rahatlıkla aşacağı
kanaatine varırsa, hayli yüksek oy verecektir.
Tabi ki, bu
işbirliği iyi bir başlangıçtır. İttifak açıklandıktan sonra ortaya çıkan bu
olumlu havanın seçime kadar taşınması ve devamının getirilmesi elzemdir. Bu
konuda görev elbirliğiyle gayret eden tüm gönüldaşlara ve teşkilat mensuplarına
düşmektedir.
İttifakın hedef kitlesi, milli ve manevi değerlere bağlı,
dindar, muhafazakâr, milliyetçi, mukaddesatçı ve sağ seçmen kitlesidir.
Dolayısıyla esas hedef, manevi değerleri önceleyen iktidara oy veren kesimdir.
Bu kardeşlikten, en fazla iktidar kanadı olumsuz
etkileneceği için önceleri görmezden gelerek, daha sonraları iftira atarak,
alaya alarak ve küçümseyerek saldırıya geçecektir. Siyasette her yolu mubah
görenlerden her türlü çirkefin bekleneceği akıldan çıkarılmamalı, her şeye
hazır olunmalıdır.
Bundan sonraki
süreçte meydana gelecek saldırı ve itibarsızlaştırma girişimlerine karşı tek
yürek olunmalıdır.
Tetikçi, fanatik, aklını kiraya vermiş, zavallı
(kardeşlerimize) ve ağababalarına fırsat vermemelidir.
Milli İttifak daha çok çalışma mecburiyeti doğurmuştur.
Bu kardeşlikle;
Sn. Mustafa Destici nin dediği gibi, alternatif yok
diyenlere alternatifsiz olmadıkları gösterildi. Bir araya gelin arzusu içinde
olanların sesine kulak verildi.
Prof. Dr. Mustafa Kamalak ın dediği gibi, bu ülke
hepimizin ülkesidir. Hepimiz aynı gemide yolculuk ediyoruz. Beraber yürüyelim.
***
Ülkemizde ittifakların olumlu ve olumsuz örnekleri var.
İttifaklar, gereği yapılmadığı zaman başarı
getirmeyebilir. 1991 yılında (RP, MHP ve IDP) arasında yapılan Kutsal İttifak
başarı getirdi. Liderler el ele verip
Anadolu yu bir baştan bir başa dolaştı, teşkilatlar kapı kapı gezdi ve halka
umut verdi. Sonrasında 1995 de başbakanlığa merhum Necmettin Erbakan hocamız
oturdu. 1999 seçimlerinde de -elinin tersiyle itmeseydi- Devlet Bahçeli
başbakanlık koltuğuna oturacaktı. Adı sanı duyulmayan IDP TBMM de temsil
edildi. İttifak tüm taraflar fayda verdi. Öyle zannediyorum ki bu ittifak da
alacağı güzel neticelerle önümüzdeki on, on beş yılı etkileyecektir.
Olumsuz örnek ise; yakın dönemde gerçekleşen ve tarihe
Ekmeleddin (İhsanoğlu) Vakası olarak geçen cumhurbaşkanlığı seçiminde doku
uyuşmazlığı yaşayan ittifak, çeşitli nedenlerle olumlu sonuç vermedi. Destekçi
herkesin hesabı farklıydı.
Çatı adayın destekçisi genel başkanlar, gövdeleriyle
ittifakın ve adayın arkasında dur(a)madı. Hatta zaman zaman aralarında rekabet
görüntüsü verdiler. Hepsi ayrı telden çaldılar. Sonuç hüsranla sonuçlandı.
Onun içindir ki ittifakkurulmasıyla iş bitti değil; tersine görev şimdi başlıyor. Bütün bunlar
teşkilat mensuplarımızın bugüne kadar olduğu gibi bugün de dünden çok daha
fazla fedakârlık yapma gereğini ortaya koymaktadır.