Üstad Necip Fazıl Kısakürek Sakarya şiirinde: “Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur/ Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur/ Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!” diyor.
Bu dava büyük. Bu dava sadece Türkiye’yi değil, dünyayı saadete kavuşturmanın ülküsü. Bu dava, Türkiye’nin İslam ülkelerinin lideri olmasının, İslam ülkeleri Birleşmiş Milletlerinin kurulmasının ideali.
Cennetmekan Erbakan hocamız bu ideale kavuşmanın hasretiyle tek başına çıktı yola. “Bir çiçekle bahar olmaz, ama her bahar bir çiçekle başlar” diyerek ülkenin her yerini Milli Görüş çiçek bahçeleriyle donattı.
Kendisine inanan, güvenen, lider bilen insanlara yepyeni bir siyaset rotası çizdi. Üzerimize karabulut gibi çöken, zihinlerimizi biçimleyen hakim paradigmanın tüm argümanlarını ortadan kaldırdı..
Müslümanların bu ülkenin yönetiminde söz ve makam sahibi olabileceğini gösterdi. Bu ülkeyi sevmenin, imar etmenin, bu ülke için elini taşın altına koyarak çalışmanın idealini bıraktı bizlere. Bu ideali yarınlara taşımak Milli Görüş erlerinin omzundadır artık. “Ustada kalırsa bu öksüz yapı, O’nu sürdürmeyen çırak utansın” diyen Üstad’a kulak vererek, bundan böyle bu davayı omuzlayacak bir bir nesil olmak, bizden sonrasına da aynı idealde nesiller yetiştirmek zorundayız.
Milli Görüş idealini gerçekleştirmek için sabırla, tevekkülle, azimle, cehd ile çalışacağız. Hocamız, bu ülkenin siyasetini biçimleyen, iktidarını tapulayan, kaynaklarını sömüren, kavramları eğip bükerek Müslümanları iktidardan uzak tutan, medya, siyaset ve bürokratik oligarşi ve vesayet zihniyetine bayrak açtı. Bu bayrağın altında Müslümanları toparlamayı başardı. Bu ülkenin iktidar nimetlerini sömürenler, Hocamızın getirdiği siyaset vizyouyla demokrasi tarihinin kara sayfalarına gömüldü.
Siyaseti Müslümanlar lehine biçimleyen, dizayn eden Hocamız bizleri yepyeni ufuklara taşıdı. Bu ülküyü ve ideali geliştirmek, Yeni Bir Dünya ve Adil Düzeni kurmak artık bizim sırtımızdaki sorumluluğumuz.
Kandan, gözyaşından ve savaştan beslenen, dünya kaynaklarını sömüren küresel emperyalizm ve tağuti Siyonizmi yok ederek, sömürge imparatorluklarını yıkarak yok edeceğiz. “Siyonizm timsah gibidir, alt çenesi ABD; üst çenesi AB, gövdesi kukla Müslüman ülkeler, kuyruğu İsrail’dir” tespitiyle bize Hocamızın gösterdiği düşmanın farkına varacak, bu melanetleri insanlığın sırtından atacağız.
Müslüman Ülkeler Ortak Pazar Teşkilatı ve Birliği (AB yerine), Müslüman Ülkeler Ortak Para Birimi (İslam Dinarı), (Dolar/Euro yerine), Müslüman Ülkeler Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM yerine), Müslüman Ülkeler Savunma İşbirliği Teşkilatı (NATO yerine) ve Müslüman Ülkeler Kültür İşbirliği Teşkilatı (UNESCO yerine) kurmak için yıllarca çabalayan Hocamız, İslam ülkelerinin birliği ve dirliği için ömrünü vakfetti. Bu ideali, bu davayı sırtlayarak, Milli Görüş vizyonunu hayata geçirmek için biz de malımızla canımızla cihad edeceğiz.
Derin devlet artıkları, askeri ve bürokratik vesayet, yandaş ve kindaş medya ufkumuzu karartmaya çalışsa da hedefimizden sapmayacağız. Milli Görüş kutlu bir dava, kutlu bir idealdir.
Bu davayı omuzlayacak Milli Görüş erleri Hocamızın miras bıraktığı kutlu vizyonla Türkiye ve dünyayı değiştirmek için her şeyini ortaya koymak zorundadır.
Biz “İman varsa imkan da vardır, inanmak başarmaktır” sözünün anlamını bilerek bu yola baş koyacağız.
“Tohum saç bitmezse toprak utansın!/ Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan koşmana bak sen!/ Çatlarsan doğuran kısrak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı/ Onu sürdürmeyen çırak utansın!”