MİLLİ GÖRÜŞ TARİHİ-20 / Kimi aldatıyorsun arkadaş? Doğu’da 200 kişi, Batı'da 2 kişi tutuklanır

Abone Ol

Ülkemizin diğer önemli bir konusu ekonomik konulardır. Ekonomik kriz, demin de ifade ettim, yoklar ve pahalılıkla, geçim sıkıntısıyla, fukaralıkla, işsizlikle, yatırımlar ve kalkınmanın durmasıyla orta yere çıkmaktadır. 22 aylık Halk Partisi Hükümeti devresinde bu ekonomik kriz gün geçtikçe artmıştır, çözülmemiştir. Şimdi de üç aylık Adalet Partisi Hükümeti devresinde aynı hızla hattâ daha büyük hızla artmaktadır, gerçekler budur.

Aziz Kardeşlerim; Bu millet en büyük millet, eşsiz, asil, necip bir millet. Cenab-ı Hakk her türlü nimetleri vermiş, çalışkan bir millet. Her türlü madenlerimiz, hayvancılığa, ziraata mahsus iklimimiz, her şeyimiz var Allah’a şükürler olsun. Ama buna rağmen bugün 179 ülkenin içerisinde bin yıl dünyada millî gelir, fert başına millî gelir, nüfus ve arazi büyüklüğü itibariyle hep birinci sırayı işgal etmiş iken bugün takriben 50 milyona yaklaşan nüfusuyla 16. sırada, toprak büyüklüğü itibariyle Almanya ve Fransa’nın yekûnu kadar 29. sırada bulunduğu halde, millî gelir itibariyle bugüne kadar 40. sırada idi, şimdi bu hükümetin yeni aldığı kararlar ile 60. sıraya yuvarlandı. Ondan sonra bugüne kadar fert başına Millî Gelir itibariyle 1100 dolarla 80. sırada idik. Şimdi 800 dolara düşürdünüz, gene o 1000 dolara çıkartmak için canımız çıkacak bizim merak etmeyin, merak etmeyin! Sizin işiniz gücünüz zaten bize problem hazırlamak! 80. sırada idik, şimdi fert başına millî geliri 100. sıraya düşürdünüz. Geri kalmış bir ülkeyiz, dışarıya bağlıyız, aziz millet inim inim inliyor.

Niçin aziz kardeşlerim, niçin? Bakınız ifade ediyorum, kabahat Adalet Partisi’ne, Halk Partisi’ne iyi niyetle oy veren bu memleketin evlâdlarında değildir, demin söyledim. Kabahat bu partilerin milleti temsilen şurada bulunan muhterem milletvekillerinde de değildir. Hepinizle tek tek konuştuğumuz zaman hepiniz gerçeklerde evet diyorsunuz, ama nedense un varken, yağ varken helva yapılamıyor. Kabahat, bu yönetimlerin, takip ettikleri yoldadır. Ondan dolayıdır ki, geliniz şu fakir fukarayı gözyaşından kurtaralım, geliniz şu milleti ıstıraptan kurtaralım. Demin de ifade ettiğim gibi buradaki konuşmalarım: Hata nerededir? Niçin böyle olmaması lâzım gelirken bu millet inim inim inliyor? Birkaç cümle ile bunun üzerinde durmak istiyorum.

Muhterem kardeşlerim. Hemen ifade edeyim ki, hata Adalet Partisi ve Halk Partisi’nin her ikisinin de şu takriben 25 aydan beri ülkeyi idare eden yönetimleri ki, temelde hiçbir farkı yoktur, bunların temelde birbirinin aynı olan yanlış zihniyetleridir. Bu yönetim zihniyetini kastediyorum. İçinizde pek çok kıymetli kardeşimin bu zihniyetle hemfikir olmadığınızı da biliyorum, ama ne yapalım ki, nasıl bir mıknatıs tesir ediyorsa bilya hep gelip o deliğe düşüyor, hep aynı deliğe düşüyor, hep bakıyorsun arkasından Batı Kulüp çıkmış, ne oluyorsa?

Elbet bu millet bir gün bunun çaresini bulacak. Bu Batı Kulüp dediğimiz; bu müşterek zihniyetin hususiyetleri nedir. 1 - Körü-körüne Batı’ya Bağlılık. İşte 25 aydan beri gidişata bakınız, hiç memleket meselesiyle meşgul olunmuyor. Bugün borç aldı, gözünü kaldırdı, kaşını oynattı, kulağını oynattı, falanca devletin başbakanı, cumhurbaşkanı gelecekmiş, vermeyi düşünecekmiş. 25 ay öldük açlıktan, bittik falanca adam gözünü oynattı, kulağını oynattı bunların haberiyle oyalanıp duruyoruz. 2 - Materyalist Zihniyet. Maddeci zihniyet müştereken. 3 - Avrupa ile Ortak Pazar. İlle biz 1 milyarlık İslâm âlemini bırakacağız kendi tarihimizi, kendimizi bırakacağız. 300 milyon Hıristiyan Avrupa ile birleşeceğiz. Ortak Pazar siyonist plânında o çizgi üzerinde yürümeye kalkışmak, parayı dolara bağlayıp IMF’nin emriyle değerini düşürmek, şu milletin insanlarını ezmek buradan geliyor.

Biriniz birinize felç, öbürünüz öbürünüze enkaz

4 – Faizci. Bu artık bugün 50 milyonun parolasıdır. Siz faizcisiniz bu yolunuzdan hayır gelmez. İkiniz de iş başına gelir gelmez işiniz gücünüz hemen faizi arttırmak oluyor. Yapmayın! Dünya var, ahiret var. Kardeşane söylüyorum bu zulümdür. Fakir fukarayı eziyorsunuz, işsizlik çıkartıyorsunuz, her şeyi pahalılaştırıyorsunuz. Bu pahalılık benden önceki hükümetten geldi, senden önceki hükümetten geldi, şu devri teslimlerinize bakın. Biriniz birinize felç, öbürünüz öbürünüze enkaz, başka bir şey teslim ettiğiniz yok. Aynı ağıtlar her hükümet kurulurken dinliyoruz, 50 seneden beri.

Neden? Çünkü temelde şekil değişiyor, zihniyet değişmiyor ki. Aynı faizci zihniyet gene aynı zulmü yapıyor. 5 - Vergiyi Fakirden Almak. Siz ikiniz de vergiyi fakirden alıyorsunuz arkadaş, fakiri eziyorsunuz, çünkü siz vergiyi gelirden alıyorsunuz, gelirden alınan vergi fakirden alınır. “Efendim, büyük vergi diliminden vergi alacağım”. Demin Maliye Bakanı burada uzun uzun ağıt okuyor. Kimi aldatıyorsun arkadaş? O büyük gelir dilimindeki insan senin koyduğun vergiyi buzdolabına, kumaşa, ayakkabıya koyacak, gene benim köylüm, gecekonduda oturan kardeşim, işçim, esnafım, memurum, dar gelirlim, emeklim ezilecek, milyonlar ezilecek. Kimi aldatıyorsunuz?

6 - Krediyi zengine vermek. Siz ikiniz de krediyi zenginlere veriyorsunuz, onun zenginleri ayrı, senin zenginlerin ayrı. Kapalı odaların arkasında şu 600 milyar liralık vergi dağıtımına bakın. Aziz Kardeşlerim, Şekille olmaz, lafla olmaz. Kandaki bu mikrop temizlenmeden bu Batı Kulüp mikrobu temizlenmeden bu dertler hallolmaz. İki senede bir değil, günde iki kere bu zihniyetler arasında yer değiştirseniz meseleler artar, azalmaz.

7 – İsrafçılık. Bundan başka siz ikiniz de israfçısınız. Bakınız fotoğraflarınızı getirdim, hiçbir yatırım yapmıyorsunuz. Konya Motor Fabrikası’nı bitirmekle bir gün alâkanız yok. Çankırı da, Çorum da, Kütahya da harıl harıl yüzme havuzu. Bak işte 50 milyon görsün bunu “Ey benim aziz kardeşlerim bak kime oy veriyorsun görüyor musun sen?”

8 - Dengesizlikleri arttırmak. Her iki partide dengesizlikleri arttırmaktadır. 9- İkisi de Montajcı. - İkisi de Gazozcudur 10 - İkisi de “Müstemleke Tipi” Kalkınmacıdır. Hani bizim ağır sanayi yatırımları ne oldu? Yattı, üç senedir bekliyor. İşte enkaz ve felç devretmek, fakir fukaranın gözyaşının inim inim inlemesinin sebebi bilinsin ki bunlardır. Millet sizinle beraber yürüyemiyor.

Şimdi bu temel gerçeğe huzurlarınızda işâret ettikten sonra, şu getirilen bütçeyi birkaç cümle ile size tarif etmek istiyorum. İşte bu bütçeyi yine aynı Batı Kulüp zihniyeti çıkarttı getirdi. Sayın Bakan burada, geldiler, “Efendim, biz bütçede 739 milyar getirdik. Bu bütçe 770 milyar oldu. Yatırımlar yapacağız, kalkınacağız.”

Ooo... Ne büyük methiyeler? Siz, bu 773 milyarla geçen seneki 450 milyarın yaptığı işi bile yapamazsınız. O halde siz, Türkiye’yi bugüne kadar övünüyordunuz-biz genişletiriz, büyürüz, büyütürüz, marul gibi büyütürüz diyordunuz, şimdi görüyorsunuz ki, kantara vuruldu mu, Türkiye’yi daraltıyorsunuz.

Siz, geçen seneki -ister 560 deyin, ister 660 deyin- bütçeyi 450 milyar getirdiniz, buraya. Önce milletin bu gerçeği bilmesi lâzım. 450 milyar getirdiniz, neden? Çünkü, gelire baktınız ki, bu geliri 700 milyardan yukarı arttırmaya imkân yok. Öyle ise, bu gelire mukabil ben de bir bütçe yapayım “730 milyar” dediniz, 30 milyar da açık buluruz nasıl olsa, açığa esasen alışkınsınız! Meclis’te 770 oldu hiç mühim değil, açık olduktan sonra 770 olsun ne fark eder! Hareket tarzınız bu, Milletin 700 milyar geliri var, 770 milyar bütçe yapalım, yürüyelim dediniz.

İyi ama millet sizinle beraber yürüyemiyor. Çünkü bu bütçe, bu milletin ihtiyacını karşılamaz. Bu bütçe mutlaka çatlayacak, patlayacak, kırılacak. Sizden rica ediyorum, benim bir sene önce Ecevit hükümeti zamanındaki bütçe üzerindeki konuşmama lütfen bakınız.

Trilyona dilimiz dönmüyor dediler

O zaman 400 küsûr milyar lira bütçe getirdiği zaman bu bütçe 625 milyar lirayı bulacak demiştim, 660 milyar lirayı buldu. Neden? Çünkü ben Ecevit hükümetinin bu sene % 60 enflasyon yapacağını sanmıştım. % 80 enflasyon yaparak rekor kıracağını tahmin edememiştim; tek hatam bu. % 80’le rekor kırdı. Geçen seneki zabıtlara bakın lütfen bu ölçünün içerisine bu ülke sığmaz dedim. Şimdi sizin getirdiğiniz bu ölçü içerisine de bu bütçe sığmaz.

Bu bütçe, bakınız sizin şu rakamlarınızla, 770 milyarda falan kalmayacak, haber veriyorum. Bu bütçe, vaktiyle bu rakamı ben 5 senelik yatırım yekünû için söyledim, trilyon dedim, dilimiz dönmüyor dediler; ama şimdi dil döndü, döndü, döndü şimdi yıllık rakamlar trilyona geldi, bu bütçe trilyonu bulacak, bunu aklınıza koyun. Sizin bu 770 milyar liralık geliriniz tam tahakkuk etse dahi en aşağı bu sene 300 milyar açığınız olacak. Bunu önleyemezsiniz.

Esasen 1 trilyonu bulması demek % 80 fiyat farkını alırsanız geçen seneki bütçeyi getirmek tatbik etmiş olmak demektir. Halbuki 1979 senesinde Türkiye’de yatırım olmadı. Siz şimdi bu sene adetâ sadece cari masraflara dönük bir bütçe getiriyorsunuz. Bundan dolayı o sizin saydığınız vasıfların hepsinin aslında tersi caridir. Söylediklerinizin hepsi, hakikatte birer hayalden başka bir şey değildir. Bu getirmiş olduğunuz bütçede siz, yatırımları tamamen durdurmuş oluyorsunuz. Bu getirmiş olduğunuz bütçede 312 milyar yatırıma ayırıyorum diyorsunuz. % 80 fiyat farkını katın, bu 170 milyar eder, geçen seneki yatırım 203 milyar idi. Geçen sene ise hiç bir yatırım yoktu. 1979’da 203 milyarlık rakamla hiçbir yatırım yapılmadı da, bu 130 milyarlık 1979 fiyatıyla siz ne yatırımı yapacaksınız? Siz sihirbaz mısınız? Allahaşkına siz sihirbaz mısınız, nesiniz?

Siz bu bütçe ile 4 tane daha yüzme havuzu yaparsınız... Başka bir şey yapamazsınız! Onun için bu bütçede ağır sanayiye para yok, sanayiye para yok, köy yolunun tamirine para yok, sulamaya para yok, köye para yok, kimse bir şey beklemesin! Sadece memur maaşı! İşte getirdikleri bütçe budur, haberiniz olsun!

Bu bütçe dengesizlikleri artırıcı bir bütçedir. Bu noktanın üzerinde birkaç cümle ile durmaya mecburum. Bütçede gördüğünüz gibi yatırım diye bir fasıl yok. Ancak, bu bütçede dengesizliği düzeltiyoruz diye sadece bir söz var. Dengesizlikler diyorsunuz değil mi? Şu dengesizliklerde halinize bakın bir defa! Bir defa Millî Selâmet Doğu, Güneydoğu, Ankara’nın doğusundaki iller 113 tane ağır sanayii tesisi başlatmıştır. Bu 113 tane ağır sanayi tesisinin 8 tanesi azot sanayidir. 12 tanesi Sümerbank’tır. 10 tanesi çimentodur. 9 tanesi şekerdir. 2 tanesi demir-çeliktir. 2 tanesi zirai donatım, 21 tanesi makina kimya, 1 tanesi TÜMOSAN, 8 tanesi TEMSAN, 5 tanesi TAKSAN, 2 tanesi TESTAŞ, 80 tane ağır sanayi. 16 tane süt endüstrisi kurumu, 3 tane yem fabrikası, 14 tane de et balık kombinası 113 tesisi Doğu Anadolu’da başlattık ve bunların bir sene içerisinde bir kısmını da bitirdik.

Yüksekova Et Kombinasını biz bitirdik. Urfa, Erzurum Ziraat Makinaları Fabrikasını biz bitirdik. İskenderun Demir-Çelik’in birçok tesislerini biz bitirdik. Şimdi vaktinizi almayayım. Siz ne yaptınız? Siz üç seneden beri bunların hepsini olduğu yerde durduruyorsunuz. Ben bu ülkenin 50 milyonunun kardeş olduğunu bilerek söylüyorum. Ülkemizin her karış toprağı bizimdir. Bunları dile getiriyorum, niçin? Bir dengesizlik var, bunu düzeltelim. Bu dengesizliğe göz yummanın kendisi bölücülük oluyor. Ondan dolayı bunları dile getiriyorum.

Doğu bu ülkenin parçası değil mi?

Şimdi bakınız: Elektrik Doğu Anadolu’daki akarsulardan çıkıyor biz onu alıp yurdun başka köşesine götürüyoruz, fabrikayı Doğu Anadolu’da kurmuyoruz. Doğu bu ülkenin parçası değil mi? Sizin banka kredi dağıtımınız nedir? Siz Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu’ya, geri kalmış bölgelere bu bankaların şubelerini açıyorsunuz bir hortum, vantuz gibi. Burada fakir fukaranın parasını emip 3-5 tane zengine götürüyorsunuz. Bu yaptığınız haksızlıktır.

Bakın burada hemen teklif ediyorum. Var mısınız banka kredilerini, plasmanları nüfusa göre ayarlamaya, nüfusa göre! Teklif ediyorum. Her il hiç değilse nüfusuna göre imkân alsın! Doğu: Bu ülkenin bölünmez parçası değil mi? Şimdi bakınız; 480 bin memleket evlâdı üniversite sınavına girecek, 40 bini alınacak, 440 bini alınmayacak. Bu da 40 bin, daha ziyade öğretmen gönderilmiş olan kalkınmış bölgelerin çocukları olacak, geri kalmış bölgeler giremeyecek.

Bakın siz kaç katlı kabahat yapıyorsunuz? Hem bu okullara öğretmen koymuyorsunuz, hem buraya yatırım yapmıyorsunuz, hem de oranın çocuğunu kendi kabahatinden dolayı bir daha cezalandırıyorsunuz. Bakın teklif ediyorum: Üniversite giriş imtihanlarındaki kontenjanlar sadece puana göre olmayacak, hem puana, hem de her ilin nüfusuna göre olacak. Hadi bakayım! Bak, hak neymiş göreceksiniz! Öbür taraftan Doğu Anadolu’da doktor yok. Millî Hizmet Kanununu biz getirdik. Ne oldu. sözü uzatacak değilim, bu gerçekleri bütün milletimiz biliyor.

Doğu’da 200 kişi, Batı'da 2 kişi tutuklanır

Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir köyde silah arandı değil mi, 200 kişi birden tevkif ediliyor. Hanımları, çocukları dahil. Kalkınmış bir bölgede bir silah arandığı zaman 2 kişi tevkif ediliyor. Zihniyet ve tutum bile farklıdır, bu acı gerçekleri dile getirmeye mecburum.

Bundan dolayıdır ki, bu bütçe getirmiş olduğu hakiki hususiyetleri itibariyle, sayın bakanın söylediği gibi değildir. Bu bütçe gerçekçi değil, gayri samimi bütçedir. Gerçek bütçe 1 trilyondur. Bu bütçe denk bir bütçe değil, 300 milyar açığı olan bir bütçedir. Bu bütçe kalkınmaya dönük değil, bu bütçe bütün yatırımları durduran, yalnız memur maaşıyla meşgul olan bir bütçedir.

Bütün bu adımlar atıldıktan sonra mevcut 26 milyar dış borcu ilâveten (şimdi onun hesabını da arz edeceğim İnşaallah) daha 12 milyar dolar dış borç bulmak için kapı kapı dolaşmak üzere heyetler gönderildi. Neden? Biraz sonra arz edeceğim, beş tane adım bu.

ifatihceylan@hotmail.com

Gelecek yazı:

Milli Görüş Tarihi-21

Batılın Gözyaşları

Hangi Demirel akıllı