“Emperyalizm, dikkat ederseniz üç şey yapıyor: Bir tanesi medyayı ele geçiriyor, halkı aldatmak için. İkincisi müesseseleri ele geçiriyor. Üçüncüsü ben ne istersem aynen uygulansın, kolaylıkla emirlerim yerine gelsin diyor.”
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Barış, kardeşlik, sevgi, adalet ve huzur herkesin ortak talebidir.
Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir. Toplumsal barışın, huzur ve istikrarın temel belgeleridir. Bu nedenle Anayasalar toplumun bütün kesimlerinin ihtiyaçlarını kapsar mahiyette olmalıdır.
“Millî Görüş ve Anayasa Değişikliği Teklifi”nde güdülmesi gereken gaye ve hedefler belirtilmiştir. Mevcut Anayasa’nın “Tek zihniyet”li bir anlayıştan geldiği, bu nedenle değişmesi gerektiği, toplumsal barışı sağlamak için nasıl bir anayasa olması gerektiği ifade edilmiştir.
İnsanların en tabii ve temel hakları ve temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir ortamı ve refahı sağlamayı amaçlamıştır. Bu doğrultuda da çalışmayı, siyaset yapmayı, hizmet etmeyi ilke edinmiştir.
“Halka hizmet Hakk’a hizmettir.”
Erbakan Hoca’mız hayatı boyunca bu temel insani ilkeleri savundu ve fırsatını bulduğu anda da hemen uygulamaya koymak için çabalarını hep sürdürdü.
MSP’nin, CHP İle Yaptığı Koalisyon Hükümetinde Kalkınma ve Toplumsal Barışa Katkıları
Böyle bir dönemde Millî Görüşçü Erbakan, solcu Ecevit’le koalisyon hükümeti kurdular. Erbakan Hoca, ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda herkesle bir araya gelinebileceğini gösterdi. Sonraki yıllarda da bu anlayışı nedeniyle diğer partilerle “Milliyetçi Cephe” koalisyon hükümetleri içinde yer aldı. Erbakan Hoca, ikna kabiliyeti yüksek, etkin bir siyasetçi olarak yaptığı ortaklıkta ülkemiz tarihinde görülmemiş bir kalkınma ile çığır açan önemli hizmetler icra etti.
İkinci olarak; toplumsal barış için önemli adımlar atıldı ve düşünce hürriyetinin önündeki 141, 142 ve 163. maddeler yürürlükten kaldırıldı.
“Maddi Kalkınma Hamlesi” başlatıldı. “Ağır Sanayi Hamlesi” olarak isimlendirilen “Sanayi Davamız” plan ve projeleri tamamlanarak yeni bir çığır açıldı.
“Manevi Kalkınma Hamlesi” çerçevesinde önemli icraatlar uygulandı.
“Bana ne Amerika’dan!...” dirayeti ile serbest bırakılarak onurlu bir tavır sergilendi.
“Kıbrıs Davamız” “Kıbrıs Barış Harekâtı” ile KKTC’nin yolunu açarak devlete dönüştü. Kahraman ordumuzun başarılı Kıbrıs çıkartması hem ülkemizde hem de İslam Dünyası’nda heyecan dalgası uyandırdı. Milli bir mesele olması nedeniyle toplumsal kucaklaşma oldu, iç barışa çok önemli katkılar sağladı.
“İncirlik Hava Üssü” kapatıldı.
Türkiye’nin bu şahsiyetli ve kararlı duruşları dostlarımızı sevindirdi, düşmanlarımızı tedirgin etti. Ülkemizin gelişmesini engellemek, anarşiyi, iç kargaşayı ve huzursuzluğu devam ettirmek isteyen mihraklar boş durmadı. Koalisyon on ay sonra bozduruldu. Yeni hükümet kurulamadı, huzursuz günler yeniden başladı, siyasi istikrar bozuldu, Meclis dışından geçici hükümet kuruldu ve güvenoyu alamayarak düştü.
MSP’nin, Adalet Partisi MC Koalisyon Hükümetlerinin Toplumsal Barışa Katkıları
Milli Gençliği” bu kardeş kavgasından uzak tuttu. Milli Gençlik, üniversitelerde denge unsuru olarak çatışmalara karşı durdular.
Gümüş Motor, Devrim Otomobili girişimleri ile Odalar Birliği tecrübelerinden biliyordu.
DESİYAB [1], TÜMOSAN [2], TAKSAN [3], TEMSAN [4], TESTAŞ [5], GERKONSAN [6] olmak üzere hemen hemen sanayinin her alanında üretim yapacak 22 adet şirketlerini kurdu. [7] Bu, Türkiye’nin dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak, işsizliği ve göçü önleyecek büyük ve onun kadar da yerli bir hamle idi. Üstelik ağırlıklı olarak orta Anadolu, doğu ve güney doğu Anadolu illerine yatırımlar yatay olarak planlanmış, projeleri tamamlanmış, bütün zor şartlara rağmen finansları sağlanmış, Anadolu işadamlarının ve sanayicilerinin de ortak olduğu fabrikalardı.[8]
[9]
[10] ve koalisyon protokolü gereği olarak uygulandı. Ahlaki ve manevi değerlerimiz öncelenerek toplumda barış ve kardeşlik ruhumuz esas alındı.
Bu kargaşa çıkarmak isteyenler CHP-MSP Hükümeti’ni en başarılı döneminde bozdurdular.
MSP-AP-MHP Hükümeti’nde, Ağır Sanayi Hamlesi hızla yürüyorken ve Manevi Kalkınma Hamlesinden hızla netice alınıyorken, itibarlı ve tutarlı dış politika, paramızın değerinde ve fiyatlarda istikrar, milletimizin gelece bakışında umutlar artmış, toplumsal rahatlama sağlanmış iken ne olduysa oldu hükümet bozuldu.[11]
[12] CHP kendi Cumhurbaşkanı adayına oy vermediği halde MSP ülkenin menfaatini ön planda tutarak CHP adayına oy verdi.
Ancak bütün çabalara rağmen diğer liderlerin Meclis’teki çatışmacı, kavgacı, çözüme yanaşmayan tutumları, toplumda kamplaşma ve çatışma olarak artarak yayılıyordu. Kardeş kardeşi öldürüyor, toplumsal barış onarılamaz hale geliyordu.
Refah Partisi’nin[13] DYP ile Koalisyonunda Toplumsal Barışa Katkıları
[14] ile koalisyon aşamasına girmişken ne olduysa Mesut Yılmaz vazgeçti. DYP [15] ile bütün zorluklara rağmen 54. Erbakan Hükümeti kuruldu.
“Herkese Refah” sloganıyla toplumun bütün katmanlarını refaha ve huzura kavuşturacak çok önemli ve adil iyileştirmeler yapıldı. Toplumu ötekileştirmeyen ve kucaklayan bu yaklaşımla kısa zamanda ülkemiz sathında huzur ve kardeşlik yayıldı. Refah toplumu olma yolunda psikolojik etki oluşturdu. Denk Bütçe, Havuz Sistemi (Kamutek Hesabı), Kaynak Paketleri “Yeniden Büyük Türkiye” için önemli adımlar olarak tarihe geçti.
“savaş değil; barış, gerginlik değil; diyalog” savaş, gerginlik ve çatışma olmayan, sadece barışın, hoşgörünün ve diyalogun olduğu bir dünya tasarımı Millî Görüş’ün asıl hedefi idi.
“Millî Görüş’ün çalışma prensipleri; hükümetlere etken olması, uyumlu ve hizmete yönelik gayret ve çalışma ortaya koyması, iç barışa önem vermesi, Türkiye’yi güçlenerek kalkındırmak çabası, İslam ülkeleriyle iş birliği kurulmasıdır.”[16]
Erbakan Hoca’mızın Dilinden Bu Süreçlerin Seyri
“Şimdi yukarıdan bir bakış yaptığımız zaman ne görüyoruz?
1969’da Millî Görüş çıkmış, parlayan yıldız olarak iktidar olmuş. Ne yapmış Siyonizm bunun karşısında? Türkiye rastgele bir ülke değil, dünyanın kutbu. ABD, Cifort’u göndermiş. Sabah kahvaltısını Demirel’le, öğle yemeğini Ecevit’le beraber yapıyor. Biz hükümetteyiz, ağır sanayi hamlesini yapıyoruz.
‘…efendim seçimler Haziran’a alındı, MSP’siz seçim yapılacak, hükümet kurulacak…’ diye bize sormadan ilan ettiler, birleştiler.
Buna mukabil biz Allah’ın lütfuyla eskisinden daha fazla oy aldık yeninden hükümet olduk. Yeniden iş başına geldik. Bunun üzerine Güneş Motel oyunu oynandı. Tam 10 kişiyi AP’den karşı tarafa geçirdiler ve böylece hükümetin çoğunluğu kalmadığı için idare Ecevit’e geçti. Ecevit de seçimleri kaybedince Demirel’e geçti. Ama buna rağmen Dışişleri Bakanı’nı düşürdük [17]. 24 kişiyle bütün Meclis’e hâkim olduk.
Baktılar ki bizi hükümetten uzaklaştırmaları yetmiyor, Meclis’ten uzaklaştırmak lazım. Öyleyse ihtilal yapalım dediler. 12 Eylül İhtilali yapıldı.
12 Eylül İhtilali’nin arkasından gayretli ve inançlı insanlar çalıştılar. 1996 seçimlerinde en büyük parti oldular. 54. Hükümet’i kurdular. Böylece Türkiye ‘Yeniden Büyük Türkiye’ yolunda mesafe kat etti. Önce bırakalım başarısız olsun dediler. Sonra baktılar ki bunlar ‘Yeni Bir Dünya’yı kuruyorlar. Öyleyse ne yapıp edip engellememiz lazım dediler. 12 Eylül’ü yaptıktan sonra bizim hükümetimize ‘28 Şubat Darbesi’ yaptılar.
28 Şubat, dış güçlerin bir tertibidir. 28 Şubat’ta MGK’da geldiler, Makovsky’nin planını hükümete tavsiyemiz diye okudular.
Bir testere gibi biz yükseliyoruz onlar hile yapıyorlar.
Biz demokratik olarak yükseliyoruz onlar hile yapıyor.
Peki, efendim tekrar iş başına geldiğiniz zaman tekrar size müsaade etmezlerse ne yapacaksınız? Onun için askerimizi eğiteceğiz. Askerlerimiz de bu vatanın evladı, olan biteni gözleriyle görüyor. Bu sebepten kendilerine Millî Görüş’ü anlatacağız. Kurtuluşun Millî Görüş’te olduğunu ne yapıp yapıp tanıtacağız.”[18]
[1] Devlet Sanayi İşçi Yatırım Bankası, sanayi yatırımı yapacak girişimciler faizsiz kredi veren devlet bankası.
[2] Türkiye Motor Sanayi
[3] Takım Tezgâhları Sanayi (Fabrika makinaları yapan fabrikalar)
[4] Türkiye Enerji Makinaları Sanayi (Enerji türbinleri imalatı)
[5] Türkiye Elektrik Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[6] Gerede Çelik Konstrüksiyon ve Teçhizat Fabrikaları San. Fabrika binası imalatları yapan fabrika.
[7] Ağır Sanayi 1977, Sanayi Bakanlığı, Orhan Gök, Sanayi Bak. Müsteşarı, Semih Ofset- Ankara, 1977
[8] Bu fabrikalarda binlerce işçi çalıştı, ancak yanlış özelleştirme politikalarıyla özelleştirildi, kimisi çok düşük kapasite ile çalışıyor, önemli bir kısmı kapandı, konut alanı oldu.
[10] Bu programa göre imam hatip okullarının ve Kur’an kurslarının sayısı artırıldı, Kur’an kurslarında okuyan hocalar ve doğuda kanaat önderleri olan medrese mezunu mele’lere imamlık kadroları verildi, okullara ahlak dersi kondu, ahlaksız ve kışkırtıcı yayınlarla mücadele edildi, ders müfredatlarında gayri ahlaki unsurların temizlenmesi çalışmaları yapıldı…
[11] Koalisyonun bozulacağını önceden haber veren ziyaretçi: Başbakan Yardımcısı Necmettin Bey’e İstanbul’dan bir fabrikatör ziyarete gelmiş. Hocam, ne yazık ki bu hükümetinizi yakında bozacaklar.” Hoca: “Peki ama nasıl?” “… Dün bana Vehbi Koç geldi: ‘Biz yüz milyonluk bir fon kuruyoruz. Sen de beş milyonla bu fona katıl.’ Ben ona ‘Bu parayı niçin topluyorsunuz?’ dedim. ‘Biz bazı çalışmalar yaparak mevcut koalisyonun bozulmasını ve Ecevit’in Başbakan olmasını sağlamak kararındayız. Çünkü Erbakan ve MSP kanadı, Ağır Sanayi Hamlesinde mühim yatırımların çoğunu devlet sektörüne yaptırıyor, biz holding sahiplerine vermiyor. Sayın Ecevit’ten söz aldık, o iktidar olunca o yatırımları bizlere verecek’ dedi” ( Süleyman Arif Emre, Siyasette 35 Yıl, , 3. Baskı-, 3. Cilt, sh. 135, MGV Yayınları, 2015, Ankara)
[12] Süleyman Arif Emre, Siyasette 35 Yıl, 3. baskı -3.cilt, sh.265, MGV Yayınları, Ankara, 2015.
[13] RP, 12 Eylül Askeri darbesinden sonra 19 Temmuz 1983’te kurulan Millî Görüş partisidir. 16 Ocak 1988’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır.
[14] Anavatan Partisi, Genel Başkanlığını Mesut Yılmaz’ın yaptığı siyasi parti.
[15] Doğruyol Partisi, Genel Başkanlığını Tansu Çiller’in yaptığı siyasi parti.
[16] “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları” konferansı, Temel Karamollaoğlu
[17] Dışişleri Bakanı AP’li Hayrettin Erkmen, İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi üzerine hükümet adına tepki göstermediği için MSP’nin 24 kişiden oluşan milletvekili grubu tarafından açılan gensoru önergesi ile düşürüldü. MSP vakit geçirmeden 6 Eylül 1980’de Konya’da “Büyük Kudüs Mitingi” düzenledi.
[18] Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Arkasındakiler ve Türkiye’nin Kayıplarıyla DARBE, Yayına hazırlayan T. Çetinkaya, 3. baskı, sh.131-132-134, MGV Yayınları- Ankara.