Milli Görüş nedir? Milli Görüşlü nasıl olmalıdır? - 2

Abone Ol

Geçen yazımızda Milli Görüş’ün kendimizce tarifini yapmıştık. Şimdi de Milli Görüş’e mensup kişiler yani Milli Görüşlüler nasıl olmalıdır konusunu yine kendimize göre değerlendirelim.

Hak – Batıl mücadelesi dedik ya işte o mücadelenin Hak tarafının günümüzdeki müntesipleridir Milli Görüşlüler. Üzerlerinde oldukça ağır bir yük bulunmaktadır. Hem ülkenin selameti hem de tüm dünyanın kurtuluşu için mücadele vermektedirler. Öyle sanıldığı kadar kolay değildir bu, bilesiniz. Zira zor şartlar altında fikri – siyasi mücadelesine devam eden Milli Görüşlülerin önünde öylesine engeller bulunmaktadır ki! Sırf gözleri korksun da mücadeleden vazgeçsinler diye neler yapıldı onlara neler! Bir kere siyasi bir hareket metodu seçtikleri ve hiçbir zaman silahı bir seçenek olarak düşünmedikleri halde hep teröristmiş gibi muamele gördüler. Dört tane partileri kapatıldı. Beşinci partileri olan Saadet Partisi’ni ise yok edebilmek için darbe üstüne darbe vurarak tarihin tozlu sayfalarına gömmek istiyorlar. Buna rağmen Hakk’ın yanında olmaya devam ederek ve kutlu davadan / yoldan zerre miskal şaşmadan sağlam bir duruş sergiliyorlar Milli Görüşlüler.

Milli Görüşlü bu yolculuk esnasında Hakk’a inanmış ve her zaman iyinin, doğrunun, faydalı olanın, güzelin galip gelmesini temine gayret gösteren dava eridir. Elbette bu inanış sadece söylemden ibaret değildir. Eylemle de desteklenen bir inanıştır. Zor zamanlarda Hakkı haykırmak, kimsenin düşünmeye bile cesaret edemediği şeyleri düşünmekten öte ifade etmek, dünyada oynanan oyunun farkına varmak ve insanları bu oyunda zarar görmeden kurtarmak için fikri platformda mücadele eder Milli Görüşlü.

Üzerinde büyük bir yük olduğundan Milli Görüşlünün her zaman ve zeminde tam donanımlı olması da gereklidir elbette! Milli Görüşlü her zaman “en” olmak zorundadır aslına bakarsanız. En donanımlı, en bilgili, en güzel ahlaklı, en cesur, en çalışkan, en faydalı, en dürüst, en sadık, en güzel düşünceli… Bu da tahmin edeceğiniz gibi yükü daha da ağırlaştırmakta. Fakat şunu da biliyoruz ki Allah-u Teâlâ biz aciz kullarına kaldıramayacağımız yükü yüklemez.

Bir kere ibadetlerini aksatmadan yerine getirmelidir Milli Görüşlü bir insan. Dilinde cihat cümleleri varken alnı secde görmüyorsa ya da aksatarak namazlarını eda ediyorsa bir şeyleri eksiktir o insanın. Namaz dinin direğidir ve direksiz bir binanın da ayakta durması mümkün olmayacağından amelsiz emel olmaz. Namazlarını aksatan bir dava eri laf mücahidi olur ancak. Hâl ehli olamadığından ancak kâl ehli olarak kalır. Anlattıklarının da kendisi yaşamadığından tesir gücü azalır. Aynı şekilde diğer ibadetleri de hakkını vererek yerine getirmesi gerekir. Yani deyim yerindeyse “eli işte gözü oynaşta” olmamalı bu yolun yolcusunun. Şuurlu olmalıdır anlayacağınız. Neyi niçin yaptığını bilmelidir.

Milli Görüşlü yaptığı işi elinden geldiğince en iyi şekilde yapan insandır. Bulunduğu ortamda çevresindekilerin saygı duyduğu, fikirlerine değer verdiği, alçak gönüllülüğü, sohbeti ve güler yüzlü tutumu nedeniyle sempati beslediği bir kişi olmalıdır Milli Görüşlü. Asık surat ve kibir ne bir Müslümana ne de bir Milli Görüşlüye yakışmaz. İnsanlarla konuşurken tane tane ve anlaşılır bir üslupla hitap etmeli, anlatmak istediği konuyu karşısındakine net bir şekilde ifade etmelidir.

Milli Görüşlü aynı zamanda güzel ahlâklı bir insan olmalıdır. Ahlâk; milli manevi değerlerle bezeli, insanlara karşı saygılı, güzel bakan ve düşünen, bulunduğu ortamda, ister sosyal yaşantı olsun isterse sosyal medya olsun terbiyesinden ve inandığı değerlerden ödün vermeden, sevgi dairesi içerisinde hareket etmelidir.

Yaptığı iş ne olursa olsun elinden gelen çabayı sarf etmeli ve azami derecede başarılı bir iş ortaya koymalıdır Milli Görüşlü. İşçi olarak çalışıyorsa ustabaşı, şefi kendisinden sitayişle, işini hakkıyla yaptığından bahsetmelidir. Arkadaşları da verilen molalarda kendisinin sohbet etmesi için çevresinde toplanmalı, sohbet dendiğinde aranılan insan olmalıdır.

Haftaya devam edelim inşallah…

Minik bir tebessüm

Bize benzeyen ama bizden olmayan

Kurt, büyümekte olan yavrusuna hayatı öğretiyormuş. Bir tepeye çıkmışlar. Aşağıda yayılan koyun sürüsünü göstermiş ve anlatmış;

- Bak yavrum şu gördüklerin koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Yakalaması da kolaydır.

Yavru kurt lafa girmiş ve çobanı göstererek, onun kim olduğunu ve ne yaptığını sormuş.

- Sürünün koruyucusudur. Sakın ona yaklaşma. Elindeki sopa çok can yakar. Onu gördüğün zaman hemen kaç ve saklan.

Bu sırada yavru kurdun dikkatini sürünün köpeği çekmiş.

- Şu bize benzeyen bir şey var orada, o ne yapıyor?

Kurt, derin bir of çekmiş ve anlatmış:

- Ah yavrum, bizi asıl perişan eden işte o bize benzeyip de bizden olmayandır. Sürünün köpeğidir o...

İlgilisine notlar:

* “İhlâs; süt emen çocuk gibi, kendini övene de sövene de aldırış etmeyip işine, ibadetine devam etmendir.”  Yahyâ b. Muâz

* “Bazıları yazdıklarıyla övünebilir ama ben okuduklarımla gurur duyuyorum” JorgeLuisBorges

* “Sebep Sendendir edep bizlerden / Etme bizi Ya Rabbi edepsizlerden” Sadi Şirazi