Milli Görüş’ü yıllardır herkes anladığı ve anlatabildiği kadarıyla tarif etmiştir. Ben de bu çerçeveden olaya dâhil olup anladığım şekilde tarif edersem sanırım yanlış bir şey yapmış olmam. Bakara suresi ayet 135’de Allah-u Teâlâ; Yahudi ve Hıristiyanların Müslümanlara kendi dinlerine geçmelerini tavsiye ettiğini ve Müslümanların da Biz İbrahim’in dinine uyarız o Hanifti dediklerini buyurmaktadır. “(Yahudiler ve Hıristiyanlar Müslümanlara:) Yahudi ya da Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, Hanîf olan İbrahim’in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.” İşte bu ayette geçen “bel millete İbrahimehanifa” cümlesindeki millete kelimesinin anlamı Milli Görüş’ün Millisinin tanımına tıpa tıp uymaktadır. Yani Hz. Adem’den günümüze süre gelen Hak batıl mücadelesinin Hanif (Şirkin zıddı Tevhid) yani Hak tarafını kendisine şiar edinmiş bir görüştür Milli Görüş.
Milli Görüş zalime hasım olup mazlumdan yana olmaktır. Haksızlığa karşı haklı olanın yanında yer almaktır.
Milli Görüş yeryüzünde yeniden tesis edilmesi gereken Hak bir nizamın öncüsü, adil paylaşımın savunucusudur. Küresel bir oyuna karşı tüm İslam âleminin yegâne umududur. Kendi değerlerini önemseyen ve her şeyi milli olarak gerçekleştirmek isteyen bu milletin öz benliğidir.
Milli Görüş; “Yeni Bir Türkiye”nin kurulması ile birlikte “Yeni Bir Dünya”nın kurulacağına inanışın ifadesidir. Yalta’da dünyaya nizam vermeye kalkanlarla yeniden masaya oturup adil bir paylaşımın olacağı bir dünya demektir.
Tüyü bitmedik yetimin hakkının zalimane bir şekilde gasp edildiği günümüz dünyasında o tüyü bitmedik yetimin de hakkının olacağını haykırmaktır. Ezilenlerin dişliler arasında kaybolmasına izin vermemektir. Köle düzeninin son bulup insanların hak ettikleri gibi yaşamasını istemektir. Bir avuç mutlu azınlığın yedi milyarın alın terine zorla sahip olmasının önüne geçmektir. Eşitlikte adaletin olmadığını adaletle eşitliğin sağlanabileceğine inanmaktır Milli Görüş.
Hak bir düzen kurulabilmesi için planlı, programlı, teşkilatlı, şuurlu bir şekilde çalışmanın ve seferden sorumlu olunup zaferin Allah’a ait olduğunu bilmektir Milli Görüş. Milletimizin öz değerlerinde bulunan umdeleri ikinci bir şahlanışla hayata geçirmektir. İslam âleminin ve tüm dünyanın bir kurtarıcı beklediği günümüzde asıl kurtarıcının insanın kendisinin olduğunu belleklere silinmemek üzere kazımaktır.
Milli Görüş; iğneden uçağa, tarımdan ağır sanayiye, yeraltı madenlerinden uzay araştırmalarına kadar her şeyin milli ve yerli imkânlarla yapılmasını arzulamaktır. Geçmişinde köklü bir medeniyet bulunan necip milleti mazideki günlerine döndürmektir.
Milli Görüş; gardiyan devlet anlayışından garson devlet anlayışına geçiştir. Halkına hizmeti şiar edinmiş, halk için gayret gösteren idarenin tesis edilmesini istemektir. Rantiyeye akan muslukları yeniden halka yönlendirmektir. Dış güçlere karşı onurlu bir duruş, iç ve dış siyasette günü değil yüzyıllar sonrasını düşünmektir.
“Önce ahlak ve maneviyat” diyerek yetişen neslin aslına rücu edecek şekilde eğitim ve öğretimini tamamlayarak vatana millete faydalı bir nefer olmasının teminatıdır. Üniversitelerinde bilimsel çalışmaların yapıldığı, dünyaca tanınmış bilim adamlarının yetiştiği bir ülke istemektir.
Gündemi takip etmekle birlikte perde arkasında dönen dolapların da halkımız tarafından bilinmesini temin ederek, kuklaları faş ederken kuklacıları asıl hedefe koymanın adıdır Milli Görüş.
Esen hafif bir rüzgâra göre yönünü belirleyen ot değil şiddetli fırtınalara bile aldırmayan ulu bir çınar olmaktır, kelebeklerin kanat çırpmasıyla fırtınalara yön vermektir Mili Görüş.
En umutsuz, karanlık zamanlarda bile şafağın doğacağını bilerek içinde her zaman taptaze ümitler barındırmaktır Milli Görüş.
Dün söylediğinin bugün tersini söylememek, değişmez gerçekleri yıllarca aynı şekilde kınayanların kınamasına aldırmadan söylemektir Milli Görüş.
İstanbul’u sevdiği, bu vatanın her karış toprağını aziz bildiği kadar Kudüs’ü sevmek ve aziz bilmektir Milli Görüş.
Gelecek hafta kaldığımız yerden devam edelim nasip olursa inşallah…
Minik bir tebessüm
Darasını bilmek
Bir gün Neyzen Tevfik ile Filozof Rıza Tevfik, Babıali Yokuşunda karşılaşırlar. Neyzen, filozofa:
- Geçenlerde İnönü’yü eleştirdim diye başıma gelmeyen kalmadı, paçayı zor kurtardım, sen her gün ağız dolusu sövüyorsun, sana bir şey olmuyor, bunun sırrı nedir? Diye sorduğunda şu cevabı alır:
- Sen hiç Yağkapanı’na gittin mi? Orada, tüccarlara toptan yağ satarlar, alıcılar yanlarında kaplarını da getirirler. Yağı tartmadan önce kabın darasını alırlar. Kantara tüccarın köpekleri çıktığında sille tokat hayvancığı döverler. Kendi köpeklerinin kantara çıkmasına ise ses çıkarmazlar. Tüccar sebebini sorduğunda: ‘’Biz kendi köpeğimizin darasını biliyoruz ama sizin köpeğinkini bilmiyoruz’’ cevabını verirler.
İlgilisine notlar:
“Milli Görüş ne demektir? Bütün İnsanlığın saadeti için yeryüzünde hakkın ve adaletin hâkim olması gayesiyle hep beraber disiplinli bir topluluk olarak çalışma görevini ifa etmek Milli Görüş’ün şiarıdır. Buna bizim inancımızda cihat denir.” Prof. Dr. Necmettin Erbakan
“Hiç unutmayalım ki bir saadet dünyası geçtiğimiz tarih boyunca olduğu gibi ancak Milli Görüşle kurulabilir. Milli Görüş’ün dışındaki diğer taklitçi ve işbirlikçi görüşler yok ortanın soluymuş, sağıymış, muhafazakârmış, şuymuş buymuş taklitçi ve işbirlikçi görüşlerle insanlığa saadet getirilemez. Bunun temel sebepleri vardır. Zira Milli Görüş öbür uydurma görüşlere benzemez. Onlardan bir tanesi değildir.” Prof. Dr. Necmettin Erbakan
“Milli Görüş; Bu milletin İnancıdır, tarihidir, kimliğidir, ruh köküdür.” Prof. Dr. Necmettin Erbakan