Millî Görüş, Adil Düzen ve Hz. Peygamber Sünneti -1

Abone Ol

Haftalık seminerlerimiz devam ediyor… Cuma akşamı Ankara merkezli ADİL DÜZEN Seminerleri’mizin 17’ncisini yaptık… Cumartesi akşamı 1191. KUR’AN VE İLİM Semineri’mizi yaptık… Salı günü İstanbul-Üsküdar merkezli yeni ve 7’nci ADİL DÜZEN Semineri’mizi yapacağız (Seminer Yeri: İslam Medeniyeti Vakfı, Üsküdar, İstanbul)…

“Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek…” en son “Kapitalizm, Komünizm ve Adil Dünya Düzeni-2” başlıklı ikinci yazımızı da 15.09.2022 tarihinde yazdık ve o yazının en sonunda dedik ki; “Günümüz dünyası işte bu halde ve ‘Adil Dünya Düzeni’ bundan dolayı gerekli...” Ankara merkezli 2. seminerimizdeki bazı notlarla devam edelim…

Önce genel olarak seminer içeriğindeki ana konuları hatırlayalım…

MİLLÎ GÖRÜŞ VE ADİL DÜZEN

Adil Düzen’in Tesisi İçin Siyasi Mücadele Neden Gereklidir?

Millî Görüş İçtihadında Temel Esaslar… İslam Anlayışı… Hak-Batıl Anlayışı… Cihad Anlayışı… İslam Birliği Anlayışı… İlim ve İçtihat Anlayışı… Necmettin Erbakan’ın En Çok Kullandığı Ayetler… Millî Görüş Hareketi’nde Peygamber Sünnetinden İzler…

Necmettin Erbakan’ı Siyasi Mücadeleye Zorlayan Nedenler… Millî Görüş İçtihadına Göre Adil Düzen Yorumu… Adil Düzen’in Genel Esasları ve Temel Kavramlar… Adil Ahlaki/Dini, İlmi, İktisadi, Siyasi Düzenin Temel Esasları… Adil Yeni Dünya Islah Teşkilatları… Adil Düzen’in Tesisine Mani Yasal Engellerin Siyasi Mücadele Yolu ile Bertaraf Edilmesinin Gerekliliği… Siyasi Mücadele Karşıtı İçtihatlar ile Millî Görüş İçtihadının Kur’an’a ve Sünnete Dayalı Gerekçelerinin Değerlendirilmesi... Millî Görüş Hareketi’nde Adil Düzen’in Tesisi İçin Yapılanlar ve Hedeflenenler… Millî Görüş Hareketi’nde ve Akevler Uygulamalarında Adil Düzen Hedefine Ulaşmada Yapılanlar ve Yapılması Gerekenler...

Millî Görüş Hareketi’nde Peygamber Sünnetinden İzler İlk İslam Döneminde Mekke Yönetim Anlayışı ile Mevcut Durum Karşılaştırılması…

Bugünkü sunumumuza bir soru sorarak başlamak ve soru hakkındaki görüşlerimi ifade ederek konuyu tartışmaya açmak istiyorum: Hazreti Peygamberimiz Mekke yönetiminin kendisine sunmuş olduğu yönetime dâhil olması ile ilgili teklifleri, “Sağ elime Güneş’i, sol elime Ay’ı verseniz, yine de davamdan vazgeçmem” diyerek, şiddetle neden reddetmiştir?

Peygamberimiz, kabile esasına göre yapılanmış bir toplumsal yapı içerisinde dünyaya gelmiştir. Bu kabile yapılanması, kan bağı esasına göre örgütlenmiş olarak nesebe dayalıydı. Bu bağı ayakta tutan ve devamını sağlayan şey ise mevcut geleneklerdi. Dolayısı ile Mekke’nin genel idari yapılanmasına bakıldığı zaman, İslam dini/düzeni köklü devlet geleneği olmayan bir topluma (Mekkelilere) nazil olmuştur. Kabilecilik tarzı yönetim anlayışına sahip bir toplum olan Mekke’dekiler, Peygamberimiz’in aynı zamanda ileri sürdüğü mesajın siyasi içeriğini fark etmede gecikmediler. Çünkü getirdiği mesaj mevcut kabile âdetlerine meydan okuyor ve toplumu yeni bir evrensel düzen içerisinde (dinî-ilmî, iktisadî-idarî/siyasî çerçevede) yeniden örgütlemeye çalışıyordu.  Bu türden bir meydan okuma Araplar için bir ilkti. Çünkü o zamana kadar hiç kimse onların dini, zihni, ahlaki ve sosyal davranışlarını yeniden düzenleme girişiminde bulunmamıştı. Peygamberimiz’in davet düzeninin içeriğini kavrayan Mekke ileri gelenleri, bu hareketin kendi geleneksel otorite biçimlerini ve toplumsal yapılarını değiştirme tehlikesini bertaraf etmek için Müslümanlara karşı dozajı sürekli artan sistematik şiddet uygulamaya başlamışlardı. Mekke toplumu otoriter siyasi biçimleri (meliklik, imparatorluk gibi) reddetmiş, yönetimini soya bağlı prestij yani kabile/aile grup bağlılıklarına dayandırmıştır. Kabile düzeni, Arap toplumunun temelidir. Araplarda aralarında akrabalık bağı bulunan soyların bir araya gelmesi kabileyi oluşturur. Kabilenin üzerinde yükseldiği temel, kan bağı ve akrabalıktır. Arap insanı kimliğini, kişiliğini, konumunu ve güvenliğini kabilesinde bulmaktaydı. Arapların büyük çoğunluğunun kabileden başka herhangi bir siyasi yapı uygulaması ve yönetim tecrübesi yoktu, bölge henüz devlet aşamasına gelememişti...

(Devamı var.)