6137- “ Bahçıvan sôfinin işinden fâriğ olduktan sonra, yani, onu döğmesini müteâkip onun gibi bir bahane buldu.”
6138- “Ey seyyid; eve doğru git ki öğle yemeği için yufka ekmeği pişirtmiştim.”
6139- “Evin kapısında Kaymaz’a söyle ki o yufkalarla pişmiş kazı getirsin.”
6140- “Şerifi yollayınca hocaya dedi ki: Ey keskin görüştü sen fakihsin. Bu, zâhirdir ve yakinen bilinir.”
6141- “Arkadaşın ise şerifim, seyyidim diye soğuk bir iddiada bulunuyor. Anasının ne yapmış olduğunu kim bilir ”
6142- “Kadına ve onun işine itimâd etmeyin. Nâkıs bir akla karşı itimad doğru değildir.”
6145- “Zamânede birçok budala kendisini Ali ile Nebiye vasleder ve seyidlik dâvâsında bulunur.”
6144- “Her kim zinâdan doğmuş, kendi de zânilerden bulunmuşsa o şahıs, Rabbâni ve ilâhi zevâta sû-i zanda bulunur.”
6145- “Çerh vurmasından başı dönen kimse, kendi gibi evi de dönüyor görür.”
6146- “O münâsebetsiz herzevekil bahçıvanın söyledikleri, kendi hâlinden ibârettir. Böyle bir töhmet evlâd-ı Resûlden uzaktır.”
6147- “Eğer o bahçıvan mürtedlerin piçi olmasaydı, Resûlullahın torunları hakkında nasıl bu sözleri söylerdi ”
6148- “O zâlim ve sefih bahçıvan bir takım mâval okuduktan, fakih de onları dinledikten sonra şerifin arkasından eve doğru gitti.”
6149- “Dedi ki: Hey eşek; Bu bağa seni kim dâvet etti Hırsızlık sana hâşâ peygamberlerden mi miras kaldı ”
6150- “O alçak bahçıvan eğriliğinden, yani, doğru yoldan çıkmış olduğu için hâricîlerin ettiği ezâ ve cefâyı yaptı.”
6152- “Şeytan ve gulyabani insanlara ve Yezid, Şimr âl-i Resûle ne kadar kindâr iseler o bahçıvan da o şerife öyle kin gösterdi.”
6153- “Şerif, bahçıvanın dayağından harap olunca fakihin hayalince dedi ki ben sudan atladım, yani, nöbetimi savdım.”
6154- “Ayağını denk al ve dayan ki şimdi tek ve kimsesiz kaldın. Artık davul gibi karnına tokmak ye.”
6155- “Şerif değilsem de, sohbetine lâyık bir arkadaşa olmadımsa da senin için bu zâlimden daha değersiz değildim.”
6156- “Beni yalnız bırakıp bu garazkâr herife vermekle hamâkat ettin, sana kötü bir mükâfat oldu.”
6157- “Bahçıvan, şerifi dövdükten sonra geldi ve Ey fakih; sen fakihsin, belki sefihlerin utanacağı bir habissin!”
6158- “Ey eli kesilesi; senin fetvân bu mudur ki bağıma girersin ve müsâade eder misin demezsin.”
6159- “Böyle bir ruhsatı ve cevâzı (Vasit) de mi okudun Yoksa bu mesele (Muhit) de yazılı mı ”
6160- “Fakih dedi ki: Hakkın var, vur ki elin ermiştir. O dayak, arkadaşlarından ayrılan için lâyıktır.”