Düşünmek insanı özel kılan yegâne yetenektir. İnsan düşünebildiği için özeldir. İnsan düşünebildiği kadar özeldir. İnsanın düşünme süreçleri aslında düşünmenin kendisi kadar zor ve çetrefillidir. İnsan nasıl düşünür? İnsan neden düşünür? İnsan düşündüğünde ne yapmış olur? Bu ve buna bağlı olarak sorulacak sorular düşünmenin ne kadar zorlu ve ne kadar ifadesi zor süreçleri içerdiğine işaret ediyor. İnsanın kendisi, düşünmeyi düşündüğünde; düşünen, düşünülen ve düşünce bir olmuş olur ki bu birlik klasik dilde akıl, makul ve akil birlikteliği olarak ifade edilir.
İnsanın düşünme süreçlerindeki belirsizlik insanın düşüncelerini karara bağladığında ve ifade ettiğinde de tam olarak ortadan kalkmayabilir. Bu durum bilim araştırmalarında düşünürün gerçek düşüncesi nedir? Tartışmalarını beraberinde getirir. İbn Sinâ’dan Gazzali’ye kadar klasik düşünürlerin gerçek düşüncesinin ne olduğu fikri hep tartışma konusu olmuştur. Esasında bu tartışma konusu olma durumu geçmiş kişiler için belirli bir ölçüde kabul edilebilir. Örneğin Gazzali’den aynı konuda birbirine zıt iki düşünce çıkarmak bugünden bakıldığında affedilebilir bir yaklaşımdır. Akademik araştırmalarda bu tür hatalar ya da yaklaşım tarzları makul görülür ve art niyet aranmaz.
Ancak son dönemlerde bu çarpıtmaların en ahlaksızına hep beraber muhatap oluyoruz. Evet, düşünce hayatına adını yazdırdığından beri söylemleri ve eylemleri belli olan bir liderin düşüncelerini pespaye rantlar uğruna çarpıtmak nasıl bir zihni yapıyı ifade eder. Ahlak, siyasetin mahallesine uğramaz oldu son yıllarda. Niccolò Machiavelli özlemle aranır duruma geldi. Bu insanlığın hızlıca uçuruma yuvarlandığının işaretidir. Bu durum insanlığın bitişinin işaret fişeğidir.
Durumun daha somutlaştırılması adına daha açık yazmakta fayda var. Merhum Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN artık ülkemiz ve dünya insanlığı için bir teminattır. Fikirleri artık meşru görünmenin en önemli adımı görünüyor. Erbakan ile irtibatın olduğunun ispatlanması, ikbale açılan kapının anahtarı Türkiye’de. Belli bir duruma kadar bu yaklaşım kabul edilebilir. Zira Erbakan bütün insanlığa hizmet etmenin vereceği haklı mutluluğu hak eden ender insanların başında gelir.
Bir düşünürün uğruna her şeyini vakfettiği düşüncelerini algı operasyonları ile çarpıtılması ise ikbali aşan bir tahrif meselesidir. Erbakan’ın düşüncelerini tahrif etmek mirasa sahip çıkmak değil mirası inkâr etmektir. Erbakan düşüncesine ters olan fikirleri Erbakan’a söyletmek, Erbakan’ın süreç içerisinde dönüşen fikirlerinden bir kısmını vitrine çekip ana ekseni kaçırmak tek kelime ile ihanettir.
Bu ihanetin en son örneğini Kayseri’de yaşadık. Kayseri’de Erbakan’ın bizzat fotoğrafları paylaşılarak; karşı durduğu bir harekete meşruluk zemini sağlanmaya çalışılmıştır. Bu durum kabul edilemez, yapılanlar af edilemez. Kimin ne düşündüğü önemli değil ancak Erbakan için mevcut iktidar her yönü ile reddedilen ve edilmesi gereken bir yapılanmadır. Bu durum umumidir. Dönemsellik içermez. Erbakan’ın vefatına efsaneler oluşturmak bağlayıcı değildir. Vefatına yakın bir gizem var ise bu gizem candır. Can Erbakan’ın bedeninde olduğu sürece Siyonizm’le mücadele etmiş ve canını bu şekilde Rabbe tevdi etmiştir. Bu konu tartışılmaya değmeyecek kadar açıktır. Ve mezkûr iktidar Erbakan için tamamı ile yabancı projedir.
Suriye konusunda, ekonomik konularda, siyasi konularda, Ergenekon Davası süreçlerinde, Fetö sürecinde yanılmamış olmamak gerçekten de çok diri ve çok sağlam bir bilinci gerektirir. Bu bilinç gerçekten takip edilmeyi hak eden ve diğer konularda söylemiş öngörülerine değer verilme hak eden bir bilinçtir. Erbakan’ı ve Erbakan düşüncesini güçlü kılan kriz durumlarında ortaya koyduğu tavırların süreç içerisinde haklılığının ortaya çıkmasıdır. Bu haklılık ve bu haklılığın tesiri Erbakan mirasını hakkı ile taşıyan organizelerin oy oranları ile açıklanamaz. Erbakan düşüncesi rakamlara sığmayacak kadar aşkın bir etki alanına sahiptir.
Evet, bu etki ümmetin ortak birikimi ve ortak paydasıdır. Ancak sağlığında karşı durduğu ve fikri olarak mücadele ettiği yapıların kendi meşruluklarını Erbakan üzerinden ifade etmeleri çelişkidir. Erbakan kısa seçim vadi olarak kullanılmaya elverişli değildir. Çünkü Erbakan hakikattir. Bu hakikat algıları yıkar ve algı yapanların aslında sahte olduklarını ifşa eder.
Süreçler geçer, sancılar biter ancak tarih herkesin söylediğine şahitlik eder. Bu şahitlik üzerine şahitlik edileni sonuna kadar bırakmaz. Zira bizler kısa vadeli kazanımlar için ahlakımızı ve Müslüman kimliğimizi paranteze alamayız. Çünkü ahiret inancı yapıp ettiklerimizin hesabının görüldüğü günün habercisidir. Bu durumda seçim kazanmak, haklı olduğumuzu göstermediği gibi seçim kaybetmekte haksızlığımıza işaret etmez.